Dünya |
Muhammed en gözde isim oldu |
Hollanda’nın büyük şehirlerinde yeni doğan erkek bebeklere en çok ”Muhammed” ismi verildiği bildirildi. Hollandalı yetkililerin verdiği bilgiye göre, Muhammed ismi, en gözde ikinci isim olan “Jayden”den üç kat daha fazla tercih edildi. HOLLANDA'NIN büyük şehirlerinde yeni doğan erkek bebeklere en çok ‘Muhammed’ adı veriliyor. Hollanda’ya Müslüman göçmenlerin alınmasına karşı çıkan ve camilerin kapatılmasını talep eden Özgürlük Partisi’nin, parlamentoya sunduğu soru önergesi Sosyal Sigortalar kurumu tarafından yanıtlandı. Hollandalı aşırı sağcı milletvekili Geert Wilders, İslâm karşıtı filmi “Fitne” ile de şimşekleri üzerine çekmişti. Hollanda Sosyal Sigortalar kurumunun verilerine göre, 2008 yılında Hollanda’nın Amsterdam, Rotterdam, Lahey ve Utrecht kentlerinde doğan erkek bebeklere en çok “Muhammed” adı verildi. “Muhammed” ismi, kurumun açıkladığı en popüler erkek bebek isimleri listesinde ikinci sırada yer alan ‘Jayden’den üç kat daha fazla tercih edildi. Deutsche Welle’nin haberine göre Özgürlük Partisi, soru önergesinde Müslümanların Hollanda’da toplumdaki dağılımı ve gelişimiyle, Müslüman göçmenlerin ülkeye yerleşmesiyle Hollandalı vergi mükellefine maliyetinin belirlenmesini istedi. Özgürlük Partisi’nin soru önergesinin sebebini İngiliz Dailiy Telegraph gazetesinin 2050 yılına kadar AB’de yaşayan her beş kişiden birinin Müslüman olacağına dair yayımladığı bir araştırmaya dayandırdığı belirtiliyor. Hollanda’da Müslümanlar arasındaki doğum oranları nüfusun geri kalanına göre daha yüksek. Hollanda’da da şu an yaklaşık 17 milyonluk nüfusun yüzde beşini Müslümanlar oluşturuyor. Büyük şehirlerde ise Müslümanların toplam nüfustaki yeri yüzde 30. Ayrıca Müslüman kesimdeki doğum oranları, nüfusun geri kalanına göre daha fazla. Dış Haberler Servisi |
15.08.2009 |
Domuz gribi, ilâç şirketlerine yaradı |
DÜNYA Sağlık Örgütü’nün 11 Haziran tarihinde tehlikede altıncı aşamaya gelindiğini duyurarak domuz gribini ‘büyük salgın’ olarak nitelendirmesinden sonra oluşan korku dalgası en çok ilâç firmalarının işine yarıyor. Stern dergisinin verdiği bilgiye göre bu firmalar, milyarlarca Euro kazanacakları bu iş için büyük yatırımlarda bulundu. Oluşan korku dalgası öylesine etkili oldu ki ciddi bir durum karşısında hazırlıksız yakalanmamak için bütün hükümetler ilâç firmalarının öngördüğü bütün tıbbi önlemleri göz önünde bulundurarak kitlesel siparişe yöneldi. Grip maskeleri stoklandı, ilâçlar depolandı, aşılar ısmarlandı. İki ayrı örnek aşı geliştiren ilâç devi Glaxo-Smith-Kline’ninsiparişleri yetiştiremediği bildirildi. Sadece Alman hükümeti 50 milyon kutu “Pandemrix” ısmarladı. 50’den fazla ülkenin ısmarladığı miktar ise 291 milyon kutuyu buluyor. Stern dergisine göre, söz konusu hastalığın yayılmasına sebep olan virüsün normal dönemsel gripten daha tehlikeli olup olmadığı yönünde bilgi edinmekten ziyade bu hastalığa yakalanma korkusuna daha çok önem veriliyor. Gerekli koku dalgasının yayılmasından sonra hükümetlerin ister istemez önlem alma yarışına girdiğini kaydeden dergi şu yorumda bulundu: “Gribin beklendiğinden daha masum olduğu anlaşılır ve insanlar aşı olmak istemezlerse ilâç firmalarının kaybedeceği bir şey yok. Onlara ülkeleri ihtimallere binaen donatmak için para veriyoruz.” Domuz gribi aşısının ne kadar paraya mal olacağı ise Alman anlaşmaları gizlilik şartı taşıdığı için resmi olarak kesinleşmiş değil. Cenevre/aa |
15.08.2009 |
Mısır, Ramazan umresini yasakladı |
MISIR Sağlık Bakanlığı, domuz gribi riski sebebiyle Ramazan ayında umre için Suudi Arabistan’a gidişleri yasakladı. Bakanlık, daha önce umre için vize alanların bir bölümünün gitmesine izin verileceğini, ancak yeni başvuru olmayacağını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, daha önce vize alanlardan 25 yaş altı ve 65 yaş üstündekilerin seyahatine izin verilmeyeceğini belirtti. Yasak kararının, domuz ve kuş gribi virüsünün kalabalık ortamlarda birleşerek korkutucu etkileri olabileceği endişesiyle Mısır vatandaşlarını korumak için alındığı ifade edildi. İran ve Irak da vatandaşlarının Ramazan ayında Suudi Arabistan’a umre için gitmesini yasaklayan kararlar almıştı. |
15.08.2009 |
Tayvan’da tayfunun faturası: 500 ölü |
TAYVAN Devlet Başkanı Ma Ying-jeou, geçen hafta sonundan beri etkili olan Marakot tayfunun yol açtığı seller ve toprak kaymalarında yaklaşık 500 kişinin öldüğünü bildirdi. Ma, Marakot tayfununun adaya son 50 yılın en büyük hasarını verdiğini belirterek, yetkililere kurtarma ve yardım çalışmalarını artırmaları çağrısında bulundu. Tayfunun Tayvan’da geçen hafta sonundan bu yana yol açtığı şiddetli yağışlar üzerine 15 bin 400 civarında köylü güvenli bölgelere nakledilirken, görevlilerin hala uzak köylerde mahsur kalan 1900 kişiyi kurtarmaya çalıştığı kaydediliyor. Bölgeyi vuran Morakot tayfununun Filipinler’de 22, Çin’de de 8 kişinin ölümüne yol açtığı bildirilmişti. Taipei/aa |
15.08.2009 |
Çin’de 600 kişi kurşundan zehirlendi |
ÇİN’İN Şanşi eyaletinde kurşundan zehirlenenlerin sayısı 600’ü geçti.Şinhua ajansının haberine göre, “Şanşi Dongling Kurşun ve Çinko Döküm Fabrikası”nın yakınında bulunan 1000 kişinin yaşadığı bir köy boşaltılıyor. Fıngşiang bölge yönetimi, fabrika civarında yaşayan halk için yeni evler inşa etmeye başladı.Kurşun zehirlenmesine fabrika atıklarının neden olduğu tahmin edilirken, fabrika yönetimi bu konuda henüz açıklama yapmadı.Zehirlenenler arasında durumu ağır olanlar olduğu kaydedildi. Çevreciler, Çin’in kalkınma modelini, insanların sağlık ve güvenliğinin sağlanması şartıyla destekleyeceklerini, aksi takdirde hükümete baskı yapacaklarını duyurmuştu. Pekin/aa |
15.08.2009 |
BM temsilcisinden İsrail’e kınama |
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, İsrail’i Gazze Şeridi’ne uyguladığı abluka sebebiyle savaş kurallarını ihlâl etmekle suçlayarak kınadı. Pillay, İsrail-Filistin çatışması olarak bahsedilen İsrail’in aralık ve ocak aylarındaki Gazze saldırısıyla ilgili yayımlanan 34 sayfalık raporda, Gazze’ye uygulanan ablukanın Cenevre Anlaşmaları uyarınca sivillerin toplu olarak cezalandırılması olduğunu belirtti. Gazze Şeridi’ne uygulanan abluka sebebiyle insanların bölgeye giriş çıkışına, gıda sevkıyatına engel olunduğunu belirten Pillay, İsrail’in Gazze’ye yönelik kısıtlamaları yumuşatması, ablukanın ve diğer kısıtlamaların tamamen kaldırılması yönünde adım atması çağrısında bulundu. New York/aa |
15.08.2009 |
Pakistanlılar ABD’ye de, Taliban’a da karşı |
PAKİSTAN'DA yapılan bir kamuoyu yoklamasında, halkın Taliban’a yönelik görüşünün çarpıcı bir şekilde değiştiği ortaya çıktı. Merkezi Washington’da bulunan tarafsız araştırma kurumu Pew Global Attitudes Project’in yaptığı araştırmaya göre, Pakistanlıların yüzde 70’i Taliban militanlarına karşı olduğunu, yüzde 10’u Taliban’ı onayladığını, yüzde 64’ü ise ABD’yi düşman olarak gördüğünü ifade etti. Araştırma, mayıs ayının sonunda ve haziran ayının başında, şehirlerde 1254 Pakistanlı ile yüz yüze görüşülerek yapıldı. Araştırma sonucuna göre, El Kaide’ye verilen destek yüzde 9’da kaldı. Pakistan’a en çok bağış yapan ülke olmasına ve Afganistan sınırında terör karşıtı operasyonları Pakistan’la birlikte yapmasına rağmen ABD’ye destek veren ve ‘’ortak’’ olarak tanımlayanların oranı da yüzde 9 olarak belirlendi. Araştırmaya göre, ABD Başkanı Obama’ya halk yüzde 13’ü güven duyarken, yüzde 53’ü de ABD ile ilişkilerin gelişmesini istiyor. Halkın yüzde 58’i, ülkenin bağımsızlığını ihlâl olarak gördükleri için ABD’nin Pakistan içinde militan hedeflerine füze saldırılarında bulunmasına karşı çıkıyor. İslamabad/aa |
15.08.2009 |
Suriye’den Golan raporu |
SURİYE Dışişleri Bakanlığı, İsrail uygulamalarını araştıran Birleşmiş Milletler Özel Komitesine sunulmak üzere yıllık raporunu hazırladı. Resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre, Dışişleri Bakanlığının 41. raporu Uluslararası Organizasyonlar Müdürlüğü Yöneticisi Milad Attia tarafından BM’ye sunuldu. Raporda, “işgal altındaki Golan tepelerinde yaşayan Suriye vatandaşlarının maruz kaldığı durumlar ile İsrail’in uluslararası meşruiyetle çelişen uygulamalarına” yer verildi. “Golan’da yaşayan Suriyeli halkın durumunun günden güne kötüleştiği” kaydedilen raporda, “İşgal güçleri (Golan’da) Arap kimliğini unutturmaya, tarihi ve kültürü çarpıtmaya, okullardaki Arap müfredatının yerine İbrani müfredatını getirmeye çalışıyor” ifadelerine yer verildi. Golan’da yaşayan Suriyeli halkın ekonomik sıkıntı çektiğine vurgu yapılan raporda, İsrail’in engellemeleri nedeniyle halkın ürettiği malı Suriye’de satamadığı kaydedildi. Golan’daki Suriyeli halkın, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan aile ve akrabalarıyla görüşemediği belirtilerek, “İsrail işgalci güçlerinin amacı, bütün iletişim çeşitlerini, aile ve akrabalar arası ziyaretleri durdurmak” denildi. Raporda, İsrail hapishanelerinde 25 yıldan fazla tutulan Suriyeli mahkumların bulunduğu bilgisi yer aldı. BM Özel Komitesinin başkanlığını yapan Malezya Büyükelçisi Ali Heydon, tavsiyeleri dikkate alacaklarını ve İsrail hapishanelerinde bulunan Suriyeli mahkumların durumu ile Golan’da yaşayan Suriyelilerin aile ve akraba ziyaretlerinin sağlanması için girişimde bulunacaklarını kaydetti. Şam/aa |
15.08.2009 |