BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan da güven ve istikrar ortamının ancak toplumsal ve kurumsal bir mutabakatla sağlanabileceğine inandıklarını ifade ederek, ‘’Tüm adımlarımızı bu hassasiyetle attık.
Gerilim, çatışma ve krizin, güven ve istikrarın en önemli düşmanı olduğu düşüncesiyle, her zaman uzlaşının, diyaloğun ve katılımcı bir yaklaşımın taraftarı olduk. Hiçbir zaman kavganın, kutuplaşmanın tarafı olmadık. Bundan sonra da bunun ülkemize ve iktidarımıza faydası olacağını düşünüyoruz’’ diye konuştu.
Erdoğan, güven ve istikrarı koruma sorumluluğunun sadece iktidara düşen bir görev olmadığını, toplumun tüm kesimlerinin bu hassasiyeti gözetmek durumunda olduğunu belirtti. ‘’Türkiye ekonomisinin başarılı bir performans sergilemesinde demokratikleşme ve hukuk alanında atılan adımların hayati rol oynadığını’’ kaydeden Erdoğan, ‘’Hiç kimse vazgeçilmez değildir, hiç kimse alternatifsiz değildir. Hepimiz, oturduğumuz bu koltuklar, bu makamlar bilelim ki fanidir, gelip geçicidir. Değişim, hayatın temel dinamiklerinden biridir’’ şeklinde konuştu.
Erdoğan, bir kısım anayasal düzenlemeler yapmanın kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, yapılacak düzenlemeleri görmeden, “hayır biz yokuz” anlayışı sergilemenin uzlaşı ve mutabakat zemini olmadığını kaydetti. Erdoğan, Ergenekon davasıyla ilgili “Yargısız infaz yapmayalım. Suç sabit olmadıkça kimseye ‘suçlu’ deme hakkımız yok, bunu bilmemiz lazım ama bırakalım süreç işlesin, suçlu ile suçsuz birbirinden ayrılsın” dedi.
|