Gazetemİzİn, 15 Mart 2009 tarihli sayısında yayınlanan, “Düşünmek hâlâ suç” başlığıyla haber sebebiyle T.C. Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği bir açıklama yaparak; “301. maddesinden açılan dâvâların arttığı yönündeki iddia ve haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır” dedi.
Basın Kanunu uyarınca gazetenizde yayımlanmasını istenen açıklama şöyle:
“Gazetenizin 15 Mart 2009 tarihli sayısında, “Düşünmek hâlâ suç” başlığıyla yanlış rakam ve bilgilere dayanan bir haber yayımlanmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi, düşünce özgürlüğünü kısıtladığı yönündeki eleştiri ve tartışmalar üzerine 5759 sayılı kanunla değiştirilmiş ve yeni düzenleme 8 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapılan değişiklikle madde metni yeniden düzenlenmiş, ceza süresi indirilmiş ve Cumhuriyet savcılarının bu madde kapsamında soruşturma başlatmaları Adalet Bakanının iznine bağlanmıştır. TCK’nın 301. maddesinde yapılan değişikliğin ardından mahkemelerde sürmekte olan dâvâlar hakkında durdurma kararları verilerek dosyalar izin talebiyle Bakanlığımıza gönderilmeye başlanmıştır.
Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008’den 16 Mart 2009 tarihine kadar İzin talebiyle Bakanlığımıza toplam 702 dosya gönderilmiştir. İncelemesi tamamlanan 606 dosyadan 533’ü (yüzde 88) hakkında soruşturma izni verilmemiş, 73 (yüzde 12) dosyada soruşturma izni verilmiştir 96 dosyayla ilgili inceleme işlemleri ise devam etmektedir. Kanun değişikliğinin ardından 10 aylık aylık süre içinde Bakanlığımıza gönderilen dosya sayısının yüksek olması, daha önce açılan ve devam etmekte olan dâvâlarda durma kararı verilip dosyaların izîn için Bakanlığımıza gönderilmesinden kaynaklanmaktadır.
301. maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, 10 ayı aşkın süre zarfında savcılıklardan soruşturma izni talebiyle yaklaşık 141 dosya gönderilmiş bunlardan sadece 8’ine soruşturma izni verilmiştir. 113 başvuru geri çevrilmiştir. İzin talebiyle Bakanlığımıza gönderilen dosyalar büyük titizlikle incelenmekte, ifade özgürlüğünün genişletilmesi ve güvence altına alınması yönünde 301. madde metninde yapılan son değişikliklerin amacı ve gerekçeleri doğrultusunda bir değerlendirme yapılmaktadır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları da göz önünde bulundurulmaktadır. AİHM, bir çok kararında, ifade hürriyetinin sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu vurgulamıştır. Bunun demokratik bir toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik ve hoşgörünün gereği olduğu belirtilmiştir. Yukarıda verilen bilgilerden açıkça anlaşılacağı gibi TCK’nın 301. maddesinden açılan davaların arttığı yönündeki iddia ve haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine, kanun değişikliğinden sonra 301. maddeye göre açılan davalarda büyük oranda düşme meydana gelmiştir.
Yukarıdaki açıklamanın Basın Kanunu uyarınca gazetenizde yayımlanmasını rica ederim..
Murat AYDIN / Basın Müşaviri
|