|
|
|
İDDİA SAHİBİ SUÇ İŞLİYOR |
Hukukçular Derneği Genel Başkanı Sinan Kılıçkaya: “Yeni Asya çok haklı olarak emekli paşalarla ilgili bir öneri getirmiştir. Ancak karşı tarafta bulunan Hurşit Tolon'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında, bu öneriye hakaret dolu, haklı olmayan, aşırı bir tepki ortaya konulmaktadır. Yapılan öneride herhangi bir suç olmadığı gibi, aksine iddia sahibi suç işlemektedir.”
GÜCÜ KAYBEDİNCE DÖVÜNÜYOR
Mazlum-Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu: “Bu ifadeleri okuyunca Türkiye'nin yıllardır nasıl bir zihniyetle yönetildiğini anlıyorsunuz. Gücünü kaybeden ve buna dövünen bir adam var karşımızda. Belli ki sahip olduğu güç hukuk dışı bir güç. Ordu komutanı valiye söylermiş .O da emniyet müdürünün ayaklarını kesermiş. Despotizm üzerine kurulan bir mentalite.”
BU ZİHNİYETİN İZALESİ ŞART
Avukat Kadir Akbaş: “Yeni Asya’da yayınlanan röportajda suç unsuru olabilecek en küçük bir ifade bile yok. Ancak son derece masum bir röportajın bile her satırının, her kelimesinin sayın Tolon tarafından suç teşkil ediyor diye düşünülmesi, Türkiye’nin ne tür bir zihniyetle karşı karşıya olduğunu göstermesi bakımından ibret vericidir. Bu zihniyetin izalesi gerekiyor.”
KURMAY SUBAY HERŞEYİ BİLİR!
Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş: “Üslûp hoş değil. Küfürler var. Savcılara yönelik de şeyler var. Bir zihniyetin tezahürü. Kabul edilir, geçerli argümanlar değil. Yazının değerini ölçmeye kalkıyor, çünkü kurmay subay herşeyi bilir! Öyle yetişiyorlar. Bu kadar çok darbe ve anayasa yapıp kanunları silbaştan değiştirtebildiklerine göre, burada da diyecek birşey yok!”
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen 2. ses kaydıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
Yeni Asya’da söylenenler, bu denli fevri tepkiler doğuracak nitelikte değildir. Özellikle söylenen şey, sağlık durumları sebebiyle tahliye edilen emekli askerlerin sağlık durumları hakkında kamuoyunda oluşan şüphe ve tereddütlerin giderilmesi, istifhamların sona erdirilmesi açısından bu kişilerin bağımsız bir sağlık kurulu tarafından muayene edilmelerinin doğru olacağıdır.
Normal şartlarda sempatiyle bakması, hatta bu hususta resmî bir karar beklemeksizin bir üniversite hastanesine ya da Türk Tabipler Birliği’ne başvurarak sağlık durumunun ne olduğu hususunda Şener Eruygur’la beraber müracaat etmesi ve alacağı raporu kamuoyuyla paylaşması gerekirdi.
Yalnız anlaşılıyor ki Sayın Tolon her türlü eleştiriye karşı son derece fevri tepki veren ve tepkinin de ötesinde genel olarak kullandığı üslûp general düzeyine ulaşmış bir kurmay askerde olması gereken üslûbun ötesinde bir mafya babasının üslûbu içerisinde ifadelerde bulunan bir asker.
Türkiye 28 Şubat sürecini hâlâ çok sıcak, acı hatıralarla hatırlıyor. Ve bu sürecin etkileri basında en çok Yeni Asya Gazetesi’nde hissediliyor. 28 Şubat sürecinde neyin suç olup olmadığını maalesef savcılar ve hakimler değil, bu sürecin aktörleri, elebaşıları karar veriyordu. Bugün o inisiyatifin ellerinden kaçmış olmasının kendilerine verdiği bir rahatsızlık, bir huzursuzluk var. 28 Şubat sürecinde bu sürece ilişkin her eleştirin, en masum eleştirinin bile Genelkurmay Adlî Müşavirciliği’nce suç duyurularına konu edildiğini ve bu suç duyurularının da istisnalar dışında iddianameye dönüştüğünü ve mahkûmiyete dönüştüğünü yakından bilen biriyim.
Yeni Asya’da yayınlanan röportajda suç unsuru olabilecek en küçük bir ifade bile yok. Ancak son derece masum bir röportajın bile her satırının, her kelimesinin Sayın Tolon tarafından suç teşkil ediyor diye düşünülmesi, Türkiye’nin ne tür bir zihniyetle karşı karşıya olduğunu göstermesi bakımından ibret vericidir. Türk Silâhlı Kuvvetleri bir kurum olarak değil, ama bu zihniyetin bu kurum içinde önemli ölçüde yer edindiğini biliyoruz. Türkiye’de yapılması gereken bu zihniyetin yeşermesine fırsat veren anlayışın giderilmesi, izale edilmesi. Bu da elbette askerî okullarda verilen eğitimin tümüyle baştan yeni bir anlayışla, sivil bir anlayışla, demokratik bir anlayışla yeniden dizayn edilmesini zorunlu kılıyor. Elbette Hilmi Özkök Paşanın, demokrat tavrına rağmen böyle bir kurumda Genelkurmay Başkanlığı’na kadar yükselmesi, görev yaptığı dönemde bu tavrının çok ciddî bir destek görmesi ve 28 Şubat sürecinde Türkiye’nin yeni bir müdahale ile karşılaşmaması Türk Silâhlı Kuvvetleri içinde de demokrasiden yana güçlü bir akımın, tavrın yer aldığını gösteriyor. Bunu memnuniyetle karşılamak gerekiyor. Yalnız aynı durumda Türkiye 2000 yılından bu yana 4 darbe tehlikesine maruz kalmış ve dört kuvvet komutanını da içine alacak şekilde bu akım yer etmiş. Dolayısıyla Türkiye Ergenekon soruşturması kapsamında sadece birkaç emekli askeri yargılamakla yetinmemeli, bu tür bir zihniyetin TSK içinde yer almasına zemin hazırlayan argümanı da, eğitim materyalini de söküp atmalı, yeni bir anlayışla diyazn edilmelidir. Ben, Sayın Tolon’un verdiği tepkinin bu ihtiyacı olanca açıklığıyla ortaya çıkardığı için memnuniyetle karşılıyorum.
Tolon’un bu kadar aşırı bir tepki göstermesinin suçluluk psikolojiyle bir ilgisi olabilir mi?
Olayın o boyutu var. Bir de GATA askerî bir hastane. Askerî bir kurumun, bir birimin kamuoyunda tartışılabilirliği rahatsızlık uyandırmış anlaşılan. Ama elbette ki sağlık durumları o kişilerin tahliye edilmesini gerektiriyorsa, bir cezaevi ortamında barınamayacaklarsa, bunu son derece doğal karşılamak gerekiyor. Ancak sağlık durumları gerçeğe aykırı olarak gösteriliyorsa, gerçeğe aykırı raporlar düzenleniyorsa, Türkiye kamuoyu da bu denli açık bir yanıltma karşısında tepki göstermeliydi. Biz gerçekten sağlık durumlarının ne düzeyde olduğunu bilmiyoruz. Ancak Şener Eruygur’un hapishanede düştüğü haberiyle başlayan ve bugüne gelen süreç bir sır. Bu sır perdesi sayın Eruygur’un eşiyle GATA’daki bir askerî hekim arasında gerçekleşen telefon konuşmasının basına yansımasıyla aralandı. Bugün sanıyorum Sayın Eruygur’un eşi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi savcılarına ifade vermek üzere davet edildi. Bu da gösterilen tepkinin yargı nezdinde de makes bulduğunu gösteriyor. Biz hâlâ paşaların sağlık durumlarının kamuoyunu tatmin edecek bağımsız bir kurul tarafından denetlenmesini ve bu konuda istifhamların sonlandırılması açısından önerdiğimiz gibi paşaların bağımsız bir kurul tarafından muayene edilmesinin doğru ve zaruri olduğuna inanıyoruz.
Sağlık raporlarıyla ilgili basında daha önce başka haberler de çıktı. Bunlar daha çok rapor olan emekli askerleri suçlayıcı ifadelerdi. Siz ise röportajınızda hem bu istifhamların giderilmesini, hem de varsa bir sağlık sorunları tedavi görmelerini öneriyordunuz. Sizce Tolon neden diğer haber ve yorumlara değil de, sizin sözlerinize tepki gösterdi?
Ben bu noktada Yeni Asya’nın kamuoyu üzerindeki gücü ve etkisine bağlıyorum. Yeni Asya belli ki kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir basın organı, bu denli tepki gösteriliyor olması da Yeni Asya’nın bağımsız yayıncılık anlayışının etkili olduğunu düşünüyorum.
Orada önerilen şey şuydu: Kamuoyu paşaların sağlık durumlarıyla ilgili olarak acabalardan kurtulsun. Gerçekten sağlık durumları netliğe kavuşsun. Biz orada sağlık durumlarıyla ilgili iyidirler veya kötüler diye bir nitelemede bulunmadık. Ancak ortada açıklığa kavuşturulması gereken bir belirsizlik var, bu belirsizlik de kamuoyunun saygı duyacağı bağımsız bir kurul tarafından muayene edilip giderilsin istedik. Suç teşkil edebilecek, haklarında dâvâ açılsa bile, şüpheli olsalar bile sağlık durumlarının göz ardı edilmesini önerecek bir değerlendirmede bulunmadık. Aksine sıfatları, görevleri ne olursa olsun, yaşama hakkının herkes tarafından gözetilmesi gereken temel bir hak olduğunu belirttik. Dolayısıyla bu denli bir tepki gösterilmesinin ardında, sorunun çözümü noktasında doğru bir noktaya parmak basmamızdan kaynaklanıyor.
|
MURAT ÇETİN
/ İSTANBUL
20.03.2009
|
|
|
Emlâkta durgunluk |
Hükümetin dördüncü önlem paketi kapsamında net alanı 150 metrekare ve üzeri konut teslimlerinde KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesine ilişkin kararın ardından gayrimenkul piyasasında henüz bir hareketlenmenin yaşanmadığı bildirildi.
Hükümetİn dördüncü tedbir paketi kapsamında net alanı 150 metrekare ve üzeri konut teslimlerinde KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesine ilişkin kararının ardından gayrimenkul piyasasında henüz bir hareketlenmenin yaşanmadığı bildirildi.
Gayrimenkul sektörünün temsilcileri, otomotiv ve beyaz eşyada yaşanan talep artışının konut sektöründe de görülmemesinin en önemli sebebi olarak konut kredi faizlerinin yüksekliğini gösterirken, yüzde 1,44’lerden başlayan faizlerin yüzde 1,10-1,15 aralığına çekilmesi durumunda sektörde canlanmanın yaşanacağı görüşünde birleşiyor.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Gayrimenkul Faaliyetleri Grubu Komite Başkanı Ahmet Haluk Şamlı, KDV indiriminin çok olumlu bir adım olduğunu, ancak piyasanın henüz hareketlenmediğini söyledi. Konutta, otomotiv ya da beyaz eşyadaki gibi hızlı bir gelişme sağlanmasının beklenmediğini belirten Şamlı, şunları kaydetti:
‘’Konut daha büyük, kapsamlı bir olay olduğu için biraz daha zaman gerekiyor. Konut piyasasının canlanması için KDV indiriminin yanı sıra kredi faizlerinin düşmesi gerekiyor. Konut kredisi faizleri yüzde 1,10-1,15 seviyelerine gerilerse o zaman sektörde bir canlanma sağlanır. Şu anda en düşük 1,44 düzeyinde. Bunun yanında insanlara güven de sağlanması lâzım tabiî, insanların gelecek korkusu yaşamaması gerekiyor ki bu yönde yatırım yapabilsinler.’’
KDV indiriminin sıfır konutlarda hareketlenme sağlansın diye yapıldığını, ikinci el konut fiyatlarında piyasa şartlarının geçerli olduğunu anlatan Şamlı, ikinci elin hareketlenmesi için kredi faizlerinin aşağıya çekilmesinin şart olduğunu dile getirdi. Şamlı, sıfır konutlardaki KDV indiriminin ikinci el konut fiyatlarında da bir miktar düşüşe sebep olabileceğini sözlerine ekledi. İzmir / aa
“EN BÜYÜK SIKINTI İKİNCİ EL
KONUTLARDA YAŞANIYOR’’
İzmİr Emlâk Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu da indirimin bütün konutları kapsaması halinde piyasaya yansımasının daha olumlu olacağını belirterek, ‘’Meselâ ikinci el konutlarda uygulanan binde 3 vergi dilimi binde 1’e düşerse çok daha mantıklı olur. En azından herkes aldığı gayrimenkulü aldığı değer üzerinden gösterir, böylece de aslında toplanan vergide de bir artış sağlanmış olur’’ dedi.
“CANLANMA İÇİN DAHA KÖKLÜ
ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VAR’’
AAC Gayrimenkul Yatırım’ın sahibi Ali Aygün Cevizci de yapılan indirimin 3 ay gibi bir süreyle sınırlandırılmaması, piyasada bir hareketlenme sağlanması için sürekli kılınması gerektiğini söyledi. ÖTV indiriminin otomotivde 3 günde ciddi bir piyasa oluşturduğunu, ancak aynı şeyin konutta yaşanmadığını anlatan Cevizci, konutta ciddî bir üretim fazlalılığı bulunduğunu, ülke ekonomisinin itici güçlerinden birini oluşturan bu sektörün canlanması için çok daha köklü çözümlere ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.
|
20.03.2009
|
|
|
TCK 301’den açılan dâvâlar azaldı |
Gazetemİzİn, 15 Mart 2009 tarihli sayısında yayınlanan, “Düşünmek hâlâ suç” başlığıyla haber sebebiyle T.C. Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği bir açıklama yaparak; “301. maddesinden açılan dâvâların arttığı yönündeki iddia ve haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır” dedi.
Basın Kanunu uyarınca gazetenizde yayımlanmasını istenen açıklama şöyle:
“Gazetenizin 15 Mart 2009 tarihli sayısında, “Düşünmek hâlâ suç” başlığıyla yanlış rakam ve bilgilere dayanan bir haber yayımlanmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi, düşünce özgürlüğünü kısıtladığı yönündeki eleştiri ve tartışmalar üzerine 5759 sayılı kanunla değiştirilmiş ve yeni düzenleme 8 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapılan değişiklikle madde metni yeniden düzenlenmiş, ceza süresi indirilmiş ve Cumhuriyet savcılarının bu madde kapsamında soruşturma başlatmaları Adalet Bakanının iznine bağlanmıştır. TCK’nın 301. maddesinde yapılan değişikliğin ardından mahkemelerde sürmekte olan dâvâlar hakkında durdurma kararları verilerek dosyalar izin talebiyle Bakanlığımıza gönderilmeye başlanmıştır.
Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008’den 16 Mart 2009 tarihine kadar İzin talebiyle Bakanlığımıza toplam 702 dosya gönderilmiştir. İncelemesi tamamlanan 606 dosyadan 533’ü (yüzde 88) hakkında soruşturma izni verilmemiş, 73 (yüzde 12) dosyada soruşturma izni verilmiştir 96 dosyayla ilgili inceleme işlemleri ise devam etmektedir. Kanun değişikliğinin ardından 10 aylık aylık süre içinde Bakanlığımıza gönderilen dosya sayısının yüksek olması, daha önce açılan ve devam etmekte olan dâvâlarda durma kararı verilip dosyaların izîn için Bakanlığımıza gönderilmesinden kaynaklanmaktadır.
301. maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, 10 ayı aşkın süre zarfında savcılıklardan soruşturma izni talebiyle yaklaşık 141 dosya gönderilmiş bunlardan sadece 8’ine soruşturma izni verilmiştir. 113 başvuru geri çevrilmiştir. İzin talebiyle Bakanlığımıza gönderilen dosyalar büyük titizlikle incelenmekte, ifade özgürlüğünün genişletilmesi ve güvence altına alınması yönünde 301. madde metninde yapılan son değişikliklerin amacı ve gerekçeleri doğrultusunda bir değerlendirme yapılmaktadır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları da göz önünde bulundurulmaktadır. AİHM, bir çok kararında, ifade hürriyetinin sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu vurgulamıştır. Bunun demokratik bir toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik ve hoşgörünün gereği olduğu belirtilmiştir. Yukarıda verilen bilgilerden açıkça anlaşılacağı gibi TCK’nın 301. maddesinden açılan davaların arttığı yönündeki iddia ve haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine, kanun değişikliğinden sonra 301. maddeye göre açılan davalarda büyük oranda düşme meydana gelmiştir.
Yukarıdaki açıklamanın Basın Kanunu uyarınca gazetenizde yayımlanmasını rica ederim..
Murat AYDIN / Basın Müşaviri
|
20.03.2009
|
|
|
Demokrat Parti, iktidarın alternatifidir |
Demokrat Parti (DP) İstanbul il ve ilçe teşkilaları Büyük İstanbul mitingi için var gücüyle çalışıyor. DP Lideri Süleyman Soylu’nun İstanbullulara hitap edeceği büyük İstanbul mitingi Gaziosmanpaşa Meydanı’nda 22 Mart 2009 Pazar günü saat 12:00’de başlayacak.
Mitinge sayılı günler kala DP İstanbul Teşkilatı da mitingde bir gövde gösterisi yapmak için seçim çalışmalarına hız verdi.
DP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Dülger eşi İlhan Dürger ile birlikte DP İl Başkanı Remzi Şen ve il yönetiminden Harun Hınız, Kadir Aksu, Ceylan Dönmez ve Ayhan Ertin’den oluşan bir heyetle gazetemizi ziyaret etti.
Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet Kutlular ile görüşen DP heyeti, seçim çalışmalarını anlattılar. DP İstanbul adayı Mehmet Dülger, parti olarak seçime büyük özveri içerisinde hazırlandıklarını söyledi. Demokrasinin evrensel bir değer olduğunun altını çizen Dülger, seçimin demokrasilerin olmazsa olmazı olduğunu hatırlattı.
DP İl Başkanı Remzi Şen ise, partisinin bütün il ve ilçe teşkilatlarının büyük İstanbul mitingi için var güçleriyle çalıştığını kaydetti. Remzi Şen, aynı gün İstanbul’un değişik mekânlarından diğer partilerin de mitingler düzenleyeceğini belirterek İstanbulluları DP’nin mitingine davet etti. Şen, DP’nin köklü bir geçmişe sahip ve iktidarın en güçlü alternatifi bir parti olduğu vurguladı.
|
MUSTAFA GÖKMEN
/ İSTANBUL
20.03.2009
|
|
|
Eski rektör yeniden yargılanacak |
YargItay, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eski Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın hakkında “tarihi eser kaçakçılığı” suçundan verilen beraat kararını usul yönünden bozdu.
Alınan bilgilere göre, Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin beraat kararının temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay 7. Ceza Dairesi, “yeterli bilirkişi incelemesi yapılmadan hüküm kurulduğu” kararına vardı. Yargıtay’ın oybirliği ile verdiği kararda Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, beraat kararına yaptığı itiraz üzerine alındı. Dosyayı inceleyen Yargıtay, Aşkın’ın evindeki tarihî eserlerin, arkeoloji ve sanat tarihi alanında uzman bilirkişiler tarafından incelenmediğini belirledi. Yargıtay kararından sonra Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bozma kararına uyarsa, yargılamada başa dönülecek. Van / cihan
|
20.03.2009
|
|
|
Artık masa ve sıraları var |
Afrİka’nIn en önemli problemi olarak eğitimsizlik görülüyor. Ancak Afrika ülkelerindeki okullaşma ile eğitim araç ve gereçlerinin düşüklüğü bu problemin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini gösteriyor.
Benin, Gana, Togo, Nijer, Çad, Gana, Somali, Burkina Faso, Etiyopya, Sudan, Eritre, Kamerun, Kenya gibi Afrika ülkelerinin çoğunda halen eğitim ilkel yöntemlerle yapılıyor. Özellikle kırsal kesimlerde okul binaları yok gibi. Çocuklar hasırlarla çevrili alanlarda ders başı yapıyor.
Eğitim araç ve gereçlerinin yetersizliği de had safhada. Masa ve sırası olmayan bazı okullarda çocuklar, toprak zemin üzerine oturarak ders yapıyorlar.
Kurulduğu günden beri toplumların eğitim sorunlarını çözmek için farklı ülke ve bölgelerde sosyal-kültürel projeleri hayata geçiren İHH İnsanî Yardım Vakfı, Türkiyeli hayırseverlerin destekleriyle Afrika’ya yönelik yardımlarına devam ediyor.
İHH İnsanî Yardım Vakfı, Sudan’ın Darfur bölgesinde toprak zemin üzerine oturarak ders yapan öğrenciler için masa ve sıra alarak okullarına teslim etti.
Darfur’un kuzeyinde yer alan Selam ve Niyala Mahallelerinde Belil ve Nacah Okulu öğrencilerine 40 adet oturak, 40 adet masa ve 6 sandalye satın alınarak teslim edildi. 120 öğrenci masa ve sıralardan faydalanacak. Öğrenciler artık daha rahat ders görecek olmanın sevincini yaşadı.
İHH ekipleri ayrıca Riyad mahallesinde 20 yetim ailesine gıda dağıtımında bulundu. İstanbul / Fatih Aydın
|
20.03.2009
|
|
|
Tekirdağ’dan Hollanda’ya kiraz |
Aromatİk özelliğinin diğer kirazlardan farklılık gösterdiği belirtilen Tekirdağ kirazının uluslar arası pazarda rağbet gördüğü, Haziran ayından itibaren de Hollanda’ya ihracına başlanacağı belirtildi.
Hollanda’da ithalat ihracat işi yapan iş adamı İsmail Yanmaz, yaptığı açıklamada, Tekirdağ kirazının dış pazarda çok beğenildiğini, bu potansiyeli değerlendirmek ve bölge üreticisinin kazancını arttırmak için kirazı Hollanda’ya pazarlayacaklarını söyledi. Tekirdağ’da üretilen kirazın aromatik özelliğinin diğer kirazlardan farklılık gösterdiğini söyleyen Yanmaz, ‘’kumsal’’ yapıya sahip özellikteki toprakta yetişmesinden dolayı da daha lezzetli olduğunu kaydetti. Tekirdağ / aa
|
20.03.2009
|
|
|
Internet Explorer 8 hazır |
Masaüstü yazılım devi Microsoft, 13 Ocak’ta kullanıma sunduğu Internet Explorer 8’in son kullanıcıya sunulacak şekline en yakın sürümünün (Release Candidate/Yayın Adayı) yakında sunuculardan kaldırılacağını ve yazılımın son sürümünün yüklenebilir hale geleceğini bildirdi. Firmanın yayınladığı basın bültenine göre, yazılımın yeni sürümü www.microsoft.com/ie8 adresinde indirilebilir hale getirilecek. Lisanslı Windows sürümlerinden birini kullanan kullanıcıların ücretsiz yükleme yapabilecekleri Internet Explorer 8 sitesinde, şu an yazılımın Release Candidate (Yayın Adayı) sürümü bulunuyor. Yazılım yaklaşık bir yıldır kullanıcılar tarafından test edilebiliyor. Yeni yazılım, Arapça, Çince, Çekçe, Danca, Hollandaca, İngilizce, Fince, Fransızca, Almanca, Yunanca, İbranice, Macarca, İtalyanca, Japonca, Korece, Norveççe, Portekizce, Lehçe, Rusça, İsveççe İspanyolca ve Türkçe olarak kullanıma sunulacak. Seattle / ntv
|
20.03.2009
|
|
|
Kuş gribinden öldü |
Vİetnam’da 3 yaşındaki bir erkek çocuğun, kuş gribi hastalığına yol açan H5N1 virüsü sebebiyle öldüğü açıklandı. Çocuğun Hoşimin şehrinde tedavi gördüğü tropikal hastalıklar hastanesi müdürü Nguyen Tran Chinh, 3 yaşındaki çocuğun bugün öldüğünü duyurdu. 3 yaşındaki çocuğun ateş, solunum sorunları, öksürük gibi şikâyetlerle Pazartesi günü hastaneye yatırıldığı ve yapılan tahlillerde H5N1 virüsü tesbit edildiği belirtiliyor. Çocuğun ölümüyle, Vietnam’da kuş gribi sebebiyle ölenlerin sayısı 55’e yükseldi. Vietnam, Endonezya’dan sonra 2003’ten beri kuş gribinden ölümlerin en çok görüldüğü ülke olma özelliğini taşıyor. Hanoy / aa
|
20.03.2009
|
|
|
Üç yeni mikroorganizma keşfedildi |
Hİntlİ bilim insanları, Atmosferin 12 ile 50 km yükseklik arasında bulunan Stratosfer tabakasının üst kısımlarında, yeryüzünde şu ana kadar görülmemiş ultraviyole ışınlara dayanıklı üç yeni tür bakteri türü keşfetti. Keşfedilen yeni bakterilere astrofizikçi Fred Hoyle’nin anısına Janibacter Hoylei, balonun yürüttüğü deneye katkılarından ötürü ISRO’nun şerefine Bacillus Isronensis ve Hindistan’ın eski astronomlarından Aryabhata’nın hatırasına Bacillus Aryabhata isimleri verildi. İstanbul / ntv
|
20.03.2009
|
|
|
Üniversiteliler vakitlerini boşa geçiriyor |
ANKARA'DA yapılan araştırmada, üniversite öğrencilerinin günde müzik dinlemeye, televizyona ve bilgisayara toplam 6 saat ayırdığı ortaya çıktı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş ve Yrd. Doç. Dr Coşkun Polat ile Ankara Üniversitesi Sosyoloji bölümü araştırma görevlisi Yonca Odabaş tarafından yapılan ‘’Üniversite Öğrencilerinin Okuma Alışkanlığı: Ankara Üniversitesi Örneği’’ konulu bilimsel çalışmada, öğrencilerin müzik dinleme, bilgisayar kullanma ve televizyon izlemeye ayırdıkları süreler araştırıldı. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş, bilimsel çalışmalarında Ankara Üniversitesi’nde eğitim gören 153’ü kız 304 öğrenciyle yaptıklarını, bu öğrencilerin 151’nin fen, 153’ünün de sosyal bilim eğitimi gördüğünü söyledi. Araştırmada öğrencilerin yüzde 28’inin günde 2 saatten fazla müzik dinlediği, yüzde 16,1’inin 2 saatten fazla televizyon izlediği ve yüzde 25’inin de günlük zamanlarının 2 saatten fazlasını bilgisayar başında geçirdikleri belirlendi. Odabaş, ‘’Öğrencilerin yarısının söz edilen her üç faaliyet için ortalama ikişer saatten olmak üzere günlük toplam 6 saatini müziğe, televizyon yayınına ve bilgisayar başında eğlenmeye harcaması oldukça düşündürücü bir durumdur’’ diye konuştu. Erzurum / aa
|
20.03.2009
|
|
|
Nüfus müdürlüklerinde yoğunluk sürüyor |
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) T.C. Kimlik Numarası bulunan nüfus cüzdanlarıyla oy kullanma zorunluluğu kararının ardından, nüfus müdürlüklerinde yaşanan yoğunluk YSK’nın “Nüfus kayıt örneğiyle” oy kullanma kolaylığını getirmesine rağmen devam ediyor. Vatandaşlar sabah erken saatlerde nüfus müdürlüklerinin önlerinde uzun kuyruklar oluşturdu. Soğuk havaya rağmen saatlerce bekleyen vatandaşların nüfus kayıt örneği yerine T.C. Kimlik Numarası bulunan nüfus cüzdanı almayı tercih ettikleri görüldü. Çankaya Nüfus Müdürü Mustafa Göngörlü, YSK’nın son kararının iş yoğunluğunda bir değişikliğe yol açmadığını söyledi. Ankara / aa
|
20.03.2009
|
|
|
30 yaşındanki ağır vasıtalar trafikten men ediliyor |
Ekonomİk ve teknik ömrünü tamamlamış ticarî araçlardan, 1979 model ve altındaki kamyon, tanker, çekici ve otobüs cinsi motorlu taşıtlar trafikten çekilecek. Ulaştırma Bakanlığı’nın, “Bir Kısım Motorlu Karayolu Taşıtlarının Piyasadan Çekilmesine İlişkin Tebliği” Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Uygulamayla, ekonomik ve teknik ömrünü tamamlamış ticarî motorlu karayolu taşıtlarının bir kısmı piyasadan çekilerek, “can ve mal güvenliğinin arttırılması ve mevcut atıl kapasitenin azaltılarak sağlıklı bir taşımacılık piyasasının oluşturulabilmesi” amaçlanıyor. Bu arada, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile getirilen hurda ve belli tarih aralığında çalınan araçların motorlu taşıtlar vergisi ve cezalarının silinmesi için 30 Haziran 2010’a kadar başvuruda bulunulacak. Ankara / aa
|
20.03.2009
|
|
|
İstihdam azaldı |
Türkİye’de, 2008 yılının son çeyreğinde (Ekim-Kasım-Aralık) sanayide istihdam yüzde 3,9 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Kısa Dönemli İş İstatistikleri Sanayide İşgücü Girdi Göstergeleri 2008 yılı Dördüncü Dönem sonuçlarını açıkladı. Buma göre, 2005=100 temel yıllı, üç aylık sanayi istihdam endeksi 2008 yılı dördüncü döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 azaldı. Aynı dönemde, üç aylık sanayide çalışılan saat endeksi yüzde 6,2 azalırken, brüt ücret-maaş yüzde 5 arttı. Ankara / aa
|
20.03.2009
|
|
|
Yıllardır nasıl bir zihniyet ile yönetildiğimiz ortada |
MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Ergenekon” sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen ikinci ses kaydını değerlendirirken, “Tolon’un ifadelerini okuyunca Türkiye’nin yıllardır nasıl bir zihniyet ile yönetildiğini anlıyorsunuz.
Gücünü kaybeden ve buna dövünen bir adam var karşımızda. Belli ki sahip olduğu güç hukuk dışı bir güç” dedi.
MAZLUMDER Başkanı Gergerlioğlu, Yeni Asya’ya “Ergenekon” sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen ikinci ses kaydına ilişkin yaptığı açıklalamada, şunları söyledi:
“Adeta mafya lideri gibi onun bunun ayağını kesecekmiş meğer. Bu anlayışın Türkiye’yi getirdiği nokta ortada. Çok büyük pozitif bir birikime sahip İslâm âlemine ağabeylik yapabilme kapasitesindeki derin medeniyet kökleri olan bir ülke kalkınma basamaklarını nasıl atlayacağını düşünmesi gerekirken Ergenekon davasının ağzı bozuk generalleriyle uğraşıyor. Maalesef darbecileri eleştiren Arınç’a ‘darbecilik kötüdür’ diyemeyen ve onu bunu zararlı mahlukat olarak ilân eden bir anlayış var karşımızda. Tolon’un ifadelerini okuyunca Türkiye’nin yıllardır nasıl bir zihniyet ile yönetildiğini anlıyorsunuz. Gücünü kaybeden ve buna dövünen bir adam var karşımızda. Belli ki sahip olduğu güç hukuk dışı bir güç. Ordu komutanı Vali’ye söylermiş. O da emniyet müdürünün kulağını çekermiş. Despotizm üzerine kurulan bir mantaliteyi özlüyor Tolon" Avukat Kadir Akbaş’ın Yeni Asya’daki röportajında söylediklerinin tamamen doğru olduğunu belirten Gergerlioğlu, “Bu ülkede bağımsız sağlık kurulu muayenesi istemekten daha doğal, daha hukukî olan şey nedir?” diye sordu.
KILIÇKAYA: BASIN BASKI
ALTINA ALINMAYA ÇALIŞILIYOR
Hukukçular Derneği Genel Başkanı Sinan Kılıçkaya da, emekli orgeneral Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen ikinci ses kaydını değerlendirirken şunları söyledi:
“Ergenekon dâvâsı kapsamında emekli paşaların sağlık durumları ve GATA’ya sevk edilmeleri epeyce tartışma konusu oldu ve halkında bu konuda kafasında şüpheler oluştu. Yeni Asya Gazetesi çok haklı olarak emekli paşalarla ilgili olarak bir öneri getirmiştir. Ancak karşı tarafta bulunan emekli orgeneral Hurşit Tolon’a ait olduğu iddia edilen ses kaydında, bu öneriye hakaret dolu, haklı olmayan, aşırı bir tepki ortaya konulmaktadır. Yapılan öneride herhangi bir suç olmadığı gibi aksine iddia sahibi suç işlemektedir. Ses kaydındaki konuşmadan anlaşılan basın baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Ses kayıtlarındaki sözler değerlendirildiğinde durumun ne kadar vahim olduğu, bu insanların Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde nasıl olupta bu üst düzey görevlere gelebildikleri hayret uyandırmaktadır.”
|
Mehmet Kara
/ ANKARA
20.03.2009
|
|
|
KARDAŞ: SİVİL SAVCILARA İŞ DÜŞÜYOR |
EMEKLİ Askerî Hakim Ümit Kardaş, emekli general Hurşit Tolon’un intenet sitelerine düşen ses kaydı için “Üslup ta hoş değil. Bazı küfürler var heralde. Bir zihniyetin tezahürü” dedi. Emekli Askerlerin GATA’ya sevki konusunda ise “Sevklerin sürekli GATA’ya yapılması gibi zorunluluk yok. Ben emeklilik hayatımda bir iki defa askerî hastaneye gittim. Bu ikişiler emekli olmuş sivil kişiler” ifadelerini kullandı. “Ergenekon” sanıklarından Levent Ersöz’ün de GATA’ya sevki konusunda prosüdür açısından aykırı durumların ispatlandığını söyleyen Kardaş, asker kişilerin kollandığına dair şüphelerin kamuoyunda arttığını belirtti. Kardaş, şunları söyledi:
“İşin doğrusu bu sanıkların bulunduğu bir cezaevi var, cezaevi yönetimi var, savcı var. Bu kişilerin sevklerin askerî hastaneye yapılıp yapılmayacağı konusunda görüşleri olması lâzım. Bunu soruşturmak savcılara düşüyor. Şener Eruyguru sivil bir hastaneye sevk etmeye cesaret edemiyorlar. Bu işleri yürütecek olan sivil savcılıktır. Sürekli askeri yargı ve hastaneyi devreye sokmak anlaşılır birşey değil.”
Bazı askerlerin çok yüzeysel ve sığ düşündüğünü söyleyen Kardaş, “Farkları sadece silâhları olmaları, bu nedenle özgüven içersindeler. Kurmay subay herşeyi bilir çünkü subaylar böyle bir zihniyetle eğitiliyor. Bu kadar çok darbe yapıp, anayasa yaptıracak güce sahiplerse buna müsade ediliyorsa diyecek birşey yok” diye konuştu.
İstanbul / HASAN HÜSEYİN KEMAL
|
20.03.2009
|
|
|
"Ölüm kuyuları"nda kazılar yeniden başladı |
ŞIRNAK'IN Silopi ilçesi yakınlarında bulunan kuyularda kazı çalışmalarına yeniden başlandı. Alınan bilgiye göre, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında bir süre önce kazının yapıldığı kuyuların olduğu bölgeye dün sabah erken saatlerinde iş makineleri getirilerek kazılara başlandı. Silopi Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Öztürk ile Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi de kazı yapılan yere geldi. Kuyuların olduğu yerde 9 Mart 2009 günü başlatılan kazılarda 2 kemik parçası, giysi parçaları, çorap, bere bulunmuştu. Bulunan materyaller incelenmek üzere İstanbul Adlî Tıp Kurumu'na gönderilmişti. Silopi / aa
|
20.03.2009
|
|
|
Mukaddes Eruygur ifade verdi |
ERGENEKON soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra tahliye edilen emekli Orgeneral Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur, "tanık" sıfatıyla savcıya ifade verdi. Avukatı Filiz Esen ile Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Mukaddes Eruygur, savcılık katına çıkarak soruşturmayı yürüten yetkili cumhuriyet savcısına "tanık" olarak ifade verdi. Mukaddes Eruygur'un ifadesini tamamlayarak adliyeden çıkmak üzere bindiği asansöre girmek isteyen bir gazeteci ile kendisini engelleyen Eruygur'un koruması arasında tartışma çıktı. Mukaddes Eruygur, adliyeden ayrılırken olay sebebiyle muhabirden özür diledi. İstanbul / aa
|
20.03.2009
|
|
|
|