Eğİtİm-Bİr-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu. kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi gibi görenlerin modern dünyada benzerlerine asla rastlanamayacak olan uygulamaları karşısında, devletten bağımsız gerçek anlamda aydın bir sınıfın ortaya çıkmadığını, çıkmasına da izin verilmediğini kaydetti.
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Eğitim-Bir-Sen’in düzenlediği Uluslararası Eğitim Felsefesi Kongresi’nin kapanışına katıldı. Burada bir konuşma yapan Çelik, kongrenin ancak bağ bozumuna yetişebildiğini belirterek, “Uluslar arası düzeyde yapılan bu toplantıyı çok daha önemsediğimi ifade etmek istiyorum” dedi. Kongrede Bakanlığa yönelik bazı tenkitlerin de yapıldığına temas eden Çelik, şunları ifade etti: “Dostlarımızın yüzümüze ayna tutmasından asla rahatsız olmayız. Ancak bu aynanın düz olması, çukur ayna olmaması lâzım. Haklı eleştiriler bizim için yol göstericidir. Bizim hatalarımız, eksiklerimiz sırtımızdaki akreplerdir. Bunu gösteren insanlara müteşekkir oluruz.” Bakan Çelik, yeni müfredata uyum sağlayamayan öğretmenlerin bir kısmının emekli olduğunu, bir kısmının da olmaya devam ettiğini ifade ederek, “Geriden gelen gençler bu işin çok daha farkındadır ve çok daha donanımlı” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, üç gün boyunca devam eden kongrede “nereye gidiyoruz” sorusuna cevap arandığını ifade ederek, “Bilginiz yoksa küreselleşme arenasında başkalarının ürettiği her şeye teslim olmak, boyun eğmek zorundasınız. Sahip olduğunuz bilgi birikimi, sizi hem birey hem de millet olarak onurlu, kendine yetebilen, bununla da kalmayıp insanlık evreni için de iş görecek bir yapıda değilse, yeryüzünün lânetlileri olmaktan kurtulamazsınız” dedi.
Kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi gibi görenlerin modern dünyada benzerlerine asla rastlanamayacak olan uygulamaları karşısında, devletten bağımsız gerçek anlamda aydın bir sınıfın ortaya çıkmadığını, çıkmasına da izin verilmediğini vurgulayan Gündoğdu, “Bilgi, bilinç ve birikim olarak zayıflatılmış insanların daha baştan hak arama bilinci edinmelerine engel olunmuştur. Hakim ideolojiye itiraz edecek başka bir odağın yokluğunda peş peşe gelen darbeler, dikta rejimler eşi görülmemiş devrimler olarak alkışlanmıştır. Bu yüzden insanlar yarım asırdır iradelerine ipotek konulmasına, yok sayılmalarına, demokrasinin sağlayabileceği ekonomik, siyasal kazanımlara karşı kayıtsız kalabildiler” diye konuştu.
|