EKONOMİK krizin hazır giyim ve konfeksiyon sektörü üzerine etkilerini değerlendirmek amacıyla Giy-Koop üyelerine yönelik düzenlenen “Ekonomik krizi nasıl fırsata çevirebiliriz?” konulu toplantı, Giyimkent Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çınar’ın ev sahipliğinde İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş’ın katılımıyla Giyimkent’te gerçekleşti.
Yaklaşık 200 üyenin katılımıyla gerçekleşen toplantıda konuşan Giyimkent Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çınar, dünyada yaşanan küresel krizin Türkiye’yi derinden etkilediğini belirterek, bu dönemde karamsarlıktan uzaklaşarak çalışmaya, üretmeye devam etmek gerektiğine dikkat çekti. Tekstil ve hazırgiyim sektörünün krizin etkilerini en çok hisseden sektörlerin başında geldiğini söyleyen Çınar, Türkiye’nin 70 milyonluk büyük bir pazar olduğunu ve tekstil ve hazır giyim sektörünün yarıdan çoğunun iç pazara üretim yapan endüstrinin mensupları olduğunu belirtti.
“KRİZİN DERİNLİĞİNİ HÂLÂ KİMSE BİLMİYOR”
Krizin para kaybettirmenin yanında insanların birbirine olan güvenini kaybettirdiğini söyleyen Yalçıntaş, paranın yerine konulabileceğini ancak güvenin yerine konulup konulmayacağının belirsiz olduğunu dile getirdi. Yalçıntaş, “Şu anda dünyada kimse kimseye güvenmiyor, güvenmedikleri için işler açılmıyor. Finans kuruluşları birbirine güvenmiyor, aynı sıkıntı reel sektörde de var. Bugün bırakın açık hesaplarla çalışmayı, paralar peşin ödenmedikçe işler yürümüyor. Biz bu güven sorunun çözmedikçe kriz bitmeyecek. Ne zaman biter ben de bilmiyorum. Bu kriz çok dinamik bir kriz, eski krizlere benzemiyor, bugün bile hâlâ kimse bu krizin derinliğini ve nelere sebep olduğunu bilmiyor. Bunda zerre kadar günahımız olmadığını biliyoruz, başkalarının günahını çekiyoruz. 2009’un ilk 6 ayına kadar şartlar zor geçecek, o dönemden sonra biraz toparlanma bekliyoruz. 2010’da işler düzelir diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
“Giyimkent kümelenmenin en güzel örneği”
GİYİMKENT üyelerine seslenen İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise, tekstil sektörünün Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturduğunu kaydederek, sektörün işsizlik ve ihracat gibi Türkiye’nin en önemli yaralarına merhem olduğunu ve oluşturduğu katma değer ve net ihracatçı olma özelliğiyle en fazla getiriyi yaptığını söyledi. Giyimkent’in aynı işi yapan sektörlerin biraraya toplandığı kümelenme modelinin güzel bir örneği olduğunu dile getiren Yalçıntaş, “Giyimkent gibi kümelenme projelerinin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Bu bölgeyle ilgili pek çok sorun çözüldü, lastikli ulaşım sorunu kalmadı, raylı ulaşımın ihalesi yapıldı. Tarihî yarımadada yayalaştırma çalışmaları başladı, şehrin içinde kalan işyerleri fizikî şartlardan dolayı sıkıntı yaşıyorlar ve zamanla bu bölgeye taşınacaklar. Giyimkent yakın gelecekte İstanbul’a katma değer üreten ciddî bir nokta olacak. Bu birliktelik, toplu alım-satım, dış pazarlara birlikte açılma gibi konularda önemli fırsatlar sağlıyor. Bugün kavganın zamanı değil, sektör olarak biraya gelerek, alış verişleri toplu yapmanın, dışa açılmada ortak hareket etmenin zamanı” diye konuştu.
|