Prof. Dr. Hamdi Döndüren, karz-ı hasenin, bugünkü ekonomik sisteme ışık tutacak, değerlere dayalı bir finansman sistemi olduğunu belirterek, günümüz ekonomisinde, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış şeklinde uygulanabileceğini belirtti.
ULUSLARARASI Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın (UTESAV) Merkezinde düzenlenen, bir finasman modeli olarak karz-ı hasen konulu toplantıda konuşan Prof. Dr. Hamdi Döndüren, karz-ı hasenin, bugünkü ekonomik sisteme ışık tutacak, değerlere dayalı bir finansman sistemi olduğunu belirterek, günümüz ekonomisinde, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış şeklinde uygulanabileceğini belirtti.
Toplantının açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, erdemli iş adamı projesi çerçevesinde değerlere dayalı ekonomik sistemleri inceleyerek, bunların günümüz şartlarında uygulanabilirliğini araştırdıklarını ve küresel krizin yıkıcı etkilerinin giderilmesi için değerlerin öne çıkartılması gerektiğini kaydetti.
Toplantıda, karz-ı hasen, beybilvefa ve mülkiyeti muhafaza ile satış konularında bilgi veren Prof. Dr. Hamdi Döndüren, güzel borç/ ödünç para anlamına gelen karz-ı haseni, kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere, ödünç para / kredi verme sistemi olarak tanımlayarak, İslâm toplumunun birbirileri ile yardımlaşması tarzında karz-ı hasenin işlediğini belirtti ve Osmanlı döneminde karz-ı hasen sisteminin para vakıfları denilen dönemin finans kurumlarında uygulandığını kaydetti.
“MANEVÎ YÖNÜ OLAN BİR KURUM”
Kur’ân-ı Kerim’de 6 Âyet-i Kerimede karz konusunun geçtiğini ifade eden Döndüren, “Hadid Sûresi 11. âyette “O”, Allah’a karz-ı hasen veren kimdir.” Allah bu karz-ı hasen veren kimseye ecrini kat kat verecektir buyruluyor. Tegabün 17. âyette ise, “Siz Allah’a karz-ı hasen verirseniz, ecrini Allah’tan bekleyerek ihtiyaç sahibine karz-ı hasen verirseniz sizin için Allah onu kat kat arttıracaktır. Size mağfiret edecektir.” şeklinde âyet devam ediyor. Kısaca karz-ı hasenin uhrevî anlamda önemine işaret edilmiştir. Aynı zamanda bu dünyevî önemini de göstermektedir. Sonuçta bu, para ile ilgili bir konudur. Karz-ı hasen ekonomik bir konu olmakla birlikte manevî yönü olan bir kurumdur. Karz-ı hasenin, uhrevî büyük ecirlerinin olduğunun bildirilmesi, dünyada da bunun önem kazanacağı anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
OSMANLI’DA PARA VAKIFLARI
Döndüren şöyle devam etti: “Karz-ı hasen, tüccarın büyük kredi ihtiyaçlarını karşılamada Osmanlı’da para vakıfları içerisinde yer almıştır. Meselâ para vakıflarının pek çoğunda kullanım şekli açıklanarak, vakfedilen paranın nerede kullanılacağı belirlenmiştir. Esnaf ve tüccarlardan, çok dara düşenler bu para vakıflarından, (para vakıfları o günkü banka ya da finans kurumu diyebileceğimiz kurumlardır) elde edilen havuza akan kâr mudarabe yoluyla kullanıldıysa zaten o vakfın hayır cihetine sarf ediliyor. Hangi cami, hangi medreseye bağlı olarak vakfedildiyse veya fakirlere yönelik bir ciheti varsa havuza akan kâr zaten hayır cihetine sarf ediliyor.”
|