almalarını istediğin şey ne olurdu’’ yazılı mektup gönderdi. Sonel, mektubunu cevaplandıran ilçedeki 212 yetim ve öksüz çocuğun isteklerini bir bir yerin getiriyor.
Annem babam sağ olsaydı
TRABZON'UN Of ilçesi Kaymakamı Tuncay Sonel, ilçedeki yetim ve öksüz çocuklara, ‘’Eğer annen veya baban hayatta olsaydı, özlemini çektiğin, Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinden Of’a atanan Kaymakam Sonel, Birecik’te başlattığı öksüz ve yetim çocuklara mektup gönderme uygulamasını Of’ta da sürdürüyor.
Of’a atanmasıyla birlikte, ilçedeki yetim ve öksüz çocukları tesbit ettiren Sonel, 212 yetim ve öksüz çocuğa mektup yazarak ‘’anne veya babaları yaşasaydı onlardan isteklerini’’ kendisine bildirmelerini istedi.
Çocuklardan gelen cevap mektuplarını kendisi okuyup değerlendiren Kaymakam Sonel, çocukların isteklerini bir bir yerine getiriyor.
Sonel, yetim ve öksüz çocuklardan gelen mektupları okurken bazen hüzünlendiğini bazen de tebessüm ettiğini belirterek, ‘’Devletimizin şefkatli elini ve yüzünü, yetim ve öksüz çocuklarımıza göstermeliyiz. Onların gülümsemesi, sevinmesi bizim için çok önemli’’ dedi.
Devletin, yetim ve öksüz çocukların da yanında olduğu izlenimini vermesinin önemli olduğunu vurgulayan Sonel, çocukların sadece günlük isteklerinin değil, hayatlarında başta eğitimleri olmak üzere bütün ihtiyaçlarının mümkün olduğu ölçüde karşılanılmasına çalışıldığını ifade etti.
’’BABAM HAYATTA OLSAYDI ONA SARILMAK
İSTERDİM’’
Mektuplardan örnekler veren Sonel, bir çocuğun, ‘Babam hayatta olsaydı ona sarılıp onu koklamak isterdim’ diye yazdığını belirterek, ‘’Bu tür mektuplar beni çok etkiledi. Oflu hayırseverleri de yanımıza alarak çocukların isteklerini tek tek gerçekleştirmeye çalıştık. Yardımları da onları rencide etmeden yaptık’’ diye konuştu. Sonel, 2 çocuğu olduğunu ancak mektuplardan sonra yüzlerce çocuğu olduğunu dile getirerek, ‘’Mektup uygulamasıyla Birecik’te 656, Of’ta da 212 çocuğa ulaştım. Benimkilerle birlikte 870’e ulaştı. Bundan daha büyük mutluluk olabilir mi’’ dedi.
DUYGULANDIRAN MEKTUPLAR
Sonel’e gelen ve ‘Kaymakam Baba’ ya da ‘Kaymakam Amca’ diye başlayan mektuplarda çocuklar genç odasından bilgisayara, dondurmadan şekere, çikolatadan ağlayan bebeğe kadar birçok istekte bulundular.
Gelen mektuplardan bazılarında yetim ve öksüz çocuklar kendilerini şöyle ifade ettiler:
‘’Öncelikle beni düşünüp bu mektubu yazdığınız için size çok teşekkür ederim. Annem öleli 1,5 yıl oldu. Şu anda yeni bir cici annem var. Yeni annem gerçek annemin yerine doldurmasa da bana iyi davranıyor. Bana ne istediğimi sordunuz. Dondurma, çikolata, oyuncak araba ve kocaman bir tır. Bunları benim için temin ederseniz çok mutlu olurum. Belki annem geri gelmez ama en azından ondan istediklerim gerçekleşmiş olur. Sizi seviyorum kaymakamım.’’
‘’Ben babamı 2,5 yaşındayken kaybetmişim ve çok ağlamışım. Yolladığınız mektuptan dolayı size çok teşekkür ederim. Sizi bir baba olarak gördüm. Çok iyi bir kaymakamsınız. Umarım uzun süre Of’ta görev yaparsınız. Eğer benim babam hayatta olsaydı ondan istediğim tek şey genç odası olurdu. Çünkü bizim eve misafir geldiği zaman ödevlerimi yapamıyorum. Benim de arkadaşlarım gibi genç odamın olmasını istiyorum.’’
KAYMAKAMA MEKTUP YAZDILAR, HAYATLARI DEĞİŞTİ
LÇENİN Uluağaç Köyünde yaşayan 4 yetim kız kardeş de Kaymakam Sonel’e yazdıkları mektupla hayata tutunmayı başardılar. Mektuplarında, ‘’Sizin de bildiğiniz gibi annemle babam kavga yaptılar. Annem vefat etti. Babam hapiste. Dedemle babaannem ayrıldılar. Ben ve kardeşlerim dedemle kalıyoruz. 4 kız kardeşiz’’ diyen kızların yaşadıkları eve giden Sonel, çocukların yaşadıkları evden ve hayat şartlarından etkilenerek gerekli yardım çalışmalarını başlattı. Çocukların çok kötü şartlar altında yaşadığını belirleyen Sonel, çocuklar için bir ev yapılması talimatını vererek, ev yapılana kadar şehir merkezinde bir ev kiralamaya karar verdi. Çocuklara bilgisayar, mont, oyuncak, bisiklet, çanta gibi armağanlar götüren Sonel, sobası bulunmayan eve bir de ısıtıcı getirttirdi. En büyüğü 12 yaşında olan 4 kız kardeş, hediyeleri görünce, Kaymakam Sonel’in boğazına sarılarak duygularını ve minnettarlıklarını bu şekilde ifade ettiler.
|