İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında 19 Kasım 2008 itibariyle işlem gören 314 şirketin 255'inin piyasa değeri, özsermayelerinin altına geriledi. A Yatırım Araştırma Bölümü, piyasalardaki gelişmelerin ardından İMKB'deki şirketlerin piyasa değerlerini inceledi. Yapılan analize göre bu süreçte İMKB'de işlem gören 314 adet şirketin 255'inin piyasa değeri, defter değerlerinin altına geriledi.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsasından (İMKB) 19 Kasım 2008 itibariyle işlem gören 314 şirketin 255’inin piyasa değeri, özsermayelerinin altına geriledi. A Yatırım Araştırma Bölümü, piyasalarda yaşanan gelişmelerin ardından İMKB’deki şirketlerin piyasa değerlerini inceledi.
Yapılan analize göre yurt dışında ve yurt içinde bu süreçte İMKB’de işlem gören 314 adet şirketin 255’inin piyasa değeri, defter değerlerinin altına geriledi. 255 şirket toplamda sayı bakımından İMKB’nin yüzde 81’ini oluştururken, benzer olarak İMKB 30 şirketlerinden 25’i, İMKB 100 şirketlerinden ise 83’ü defter değerlerinin altında işlem görüyor. Endekste düşüşün devamı halinde defter değerinin altında işlem gören şirketlerin daha da artması beklenirken, bir yıl önce İMKB’deki şirketler, piyasa değerinin 2,1 katı oranında işlem görürken, piyasa değerlerindeki düşüşle birlikte şirketler defter değerlerinin yüzde 25 altında fiyata gelmiş durumda. Araştırmada, bu durumun, gelecekteki daralmanın piyasa değerleri açısından fazlasıyla fiyatlandığını gösterdiği, normal şartlarda şirketlerin defter değerlerinin üzerinde işlem görmesi gerektiği kaydedildi.
53 BİNLERDEN 21 BİNLERE
A Yatırım Genel Müdür Yardımıcıs Murat Salar, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yurt dışındaki gelişmelerin paralelinde İMKB endeksinin son 1 yıllık süreçte yüzde 60 düşüşle 53 bin seviyelerinden 21 bin seviyelerine gerilediğini hatırlattı. İMKB’nin dünya piyasalarıyla birlikte hareket edeceğini düşündüğünü ifade eden Salar, ancak genel ekonomi için yapılacak çok şey bulunduğunu söyledi.
Bu krizin 2001 krizinden farklı yönleri olduğuna işaret eden Salar, şunları kaydetti: “2001 krizinde bankalar ve kamu borçluydu. Şimdi ise reel sektörün ve sokaktaki vatandaşın borcu yüksek. Bu sebeple özel sektörün fonlanmaya ihtiyacı bulunuyor. Tabii ki bu da bir kaynak sorunu. Şu anda kaynak olarak ise IMF gözüküyor. IMF’in de bu kaynak karşılığında bazı talepleri var. Seçime giderken hükümetin bu taleplere karşı direnci olabilir. Ancak özel sektörü, en azından istihdamı koruyacak bir destek gerekiyor. Bence IMF’den alınacak kaynak özel sektörün fonlanmasında kullanılmalı. Bu konuda bir güvence verilmeli. Bu arada kamu bankaları da kredi piyasasına daha aktif bir şekilde girmeli. Özel bankaların kredi konusunda yapabilecekleri oldukça sınırlı. Çünkü daha önce özel bankalardan kredi alan şirketler bunların karşılığında çeşitli teminatlar vermişlerdi. Şimdi bu teminatların değerleri düştü. Bu nedenle bankalar da doğal olarak ek teminat talebinde bulunuyorlar. Firmaların bu talebi yerine getirmemesi bankaları rasyo açısından sıkıntıya sokacağından kredi tahsisatında tıkanmalar yaşanabiliyor.”
ŞİRKETLERİN KENDİ
HİSSELERİNİ ALABİLMELERİ
Şirketlerin teminat vermesini kolaylaştıracak bir başka düzenlemenin de borsa şirketlerine yönelik olması gerektiğini dile getiren Salar, borsadaki şirketlerin kendi hisselerini almalarına imkân sağlayacak bir yasal düzenleme gerektiğini söyledi.
Şirketlerin likidite sıkışıklığı sebebiyle aşırı düşen hisse senedi fiyatlarını destekleyebileceklerini anlatan Salar, böylelikle bu şirketlerin teminat değerlerinin düşmesini de sınırlamış olacaklarını ve kredi bulma imkânlarının artacağını kaydetti.
Son 1 ay içinde, sanayi üretim rakamları, kurlardaki yükseliş, borsadaki düşüşün krizin boyutunu iyice ortaya koyduğunu ifade eden Murat Salar, şöyle konuştu: “Borsa şirketlerinin piyasa değerinin defter değerlerinin altına düşmesi de bir başka çarpıcı gösterge. Fiyatlar artık çok sıkıntılı noktalara gerilemiş durumda. Bu seviyeler elbette ki cazip fiyatlar olabilir, ancak fiyatların daha da düşmeyeceğini kimse garanti edemez. IMF ile anlaşma mutlaka gerekiyor. Piyasalardaki toparlanmanın global piyasalarla birlikte olacağını düşünüyorum. Ancak bunun için bir zaman vermek çok zor.”
İstanbul / aa
|