|
|
|
Anayasa değişmeden reform olmaz |
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Roma'da AA muhabirinin, "Anayasa Mahkemesinin son dönemlerde aldığı bazı kararlarla TBMM'nin yasama yetkisini kullanmasının iyice güçleştiğine" değinen sorusu üzerine, "Türkiye'deki güçler dağılımında yasama, yargı ve yürütme arasında sistemik hatalar var. Kuşkusuz bunlar zaman içerisinde ele alınacak. Bunlara er geç çözüm üretilecek" diye konuştu.
AB DE ‘SİSTEM HATASI VAR’ DİYOR
Babacan: “AYM'nin aldığı kararlar ve konuya bakışı, bizi sizin dediğiniz türden bir tabloyla karşı karşıya bırakıyor. Bu tabloya göre TBMM'nin anayasayı hiçbir zaman tam olarak ele alma, değiştirme gücü yokmuş gibi görünüyor. Zira AYM yapılan anayasa değişikliklerini dahi iptal edebiliyor. Bunları kısmen ya da tamamen yok sayabiliyor. Zaten AB de bu açıdan bir sistem hatası olduğuna işaret ediyor”
Dişışlerı Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği hedeflediği süreçte atılması gereken yeni adımlarla ilgili olarak, “Türkiye’de reformları sadece yasaları değiştirerek yapamayız. Mutlaka anayasal değişikler de lâzım” dedi.
Çek Cumhuriyeti’nin başşehri Prag’a gitmek üzere İtalya’nın başşehri Roma’dan ayrılmadan önce soruları cevaplayan Babacan, “Anayasa Mahkemesi’nin son dönemlerde aldığı bazı kararlarla TBMM’nin yasama yetkisini kullanmasının iyice güçleştiğine” değinen soru üzerine, “Türkiye’deki güçler dağılımında yasama, yargı ve yürütme arasında sistemik hatalar var. Kuşkusuz bunlar zaman içerisinde ele alınacak. Bunlara er geç çözüm üretilecek” diye konuştu.
Bakan Babacan, “yeni anayasa hazırlığının tümüyle bir kenara bırakılıp bırakılmadığına” ilişkin soru üzerine ise şunları söyledi: “Yeni bir anayasa tabiri yerine, kapsamlı bir anayasa değişikliği demenin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bizim internette de yayımladığımız ulusal programımızda bu konular zaten var. O programdaki yargı reformu stratejisinin detayına bakarsanız, pek çok anayasal düzenleme zaten öngörülüyor. Ancak Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlar ve konuya bakışı, bizi sizin dediğiniz türden bir tabloyla karşı karşıya bırakıyor. Bu tabloya göre TBMM’nin anayasayı hiçbir zaman tam olarak ele alma, tam olarak değiştirme gücü yokmuş gibi görünüyor. Zira, Anayasa Mahkemesi yapılan anayasa değişikliklerini dahi iptal edebiliyor. Bunları kısmen ya da tamamen yok sayabiliyor. Zaten Avrupa Birliği de bu açıdan bir sistem hatası olduğuna işaret ediyor.”
Babacan, son cumhurbaşkanı seçimi süreci, parti kapatma dâvâsı gibi konuların da Türkiye’de yasama, yargı ve yürütme arasındaki güçler dağılımındaki sistemik hataları dışa vurduğuna değinerek, “Ben, Türkiye’de olup bitenlere dışardan bir gözle bakmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün açıklanan İlerleme Raporu’nun niteliği de budur. Müzakere sürecini de İlerleme Raporu’nu da ülkemizi daha yüksek standartlara kavuşturmak için kullanmakta yarar var. Durmak yok, hep beraber yola devam” diye konuştu. Roma / aa
|
07.11.2008
|
|
|
İfade özgürlüğünde AİHM içtihatları uygulanmalı |
AB Komisyonu, İlerleme Raporu’nda, “Türkiye’de ifade özgürlüğüne tam saygı gösterilmesi için çabaların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi” istendi. Raporda, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumlu biçimde ifade özgürlüğüne tam olarak saygı gösterilmesini sağlama yolunda çabaların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor” denildi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye ile ilgili açıkladığı 91 sayfalık İlerleme Raporu’nda endişe konusu olmayı sürdürdüğüne işaret ettiği ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalarına 15 ve 16. sayfalarında yer verdi.
İfade özgürlüğünün korunması ve medyada çoğulculukla ilgili kimi ilerlemeler yaşandığını hatırlatan raporda, Nisan ayında yapılan düzenlemeyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden soruşturma ve kovuşturma açılmasının Adalet Bakanlığı iznine tabi kılınmasına değinildi, “Siyasî etkiye kapı aralanıyor” denildi.
Raporda, Hrant Dink cinayetinde jandarma ve diğer görevlilerin ihmal gösterdikleri yönünde gündeme gelen bulguların değerlendirilmesi de istendi.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN ÇABALAR
YOĞUNLAŞTIRILMALI”
Raporda, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ictihatlarıyla uyumlu biçimde ifade özgürlüğüne tam olarak saygı gösterilmesini sağlama yolunda çabaların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor” denildi. 301. madde değişikliğinden sonra mahkemelerin 257 dosyayı Bakanlığa gönderdiklerini, Eylül ayındaysa Bakanlığın 163 dosyayı incelediğini, bunlardan 126’sı için soruşturma veya kovuşturma izni vermediği; 37 dosya için de izin verildiğini bildirdi.
“KÜRT SORUNU’NU
TARTIŞMAYA CEZA VAR”
301. maddenin yazımının geniş ölçüde aynı kaldığına işaret edilen raporda, soruşturma ve dâvâların bakanlık iznine bağlanmasının da düzenlemenin siyasî etkilere açık hale geleceği tartışmalarına yol açtığı kaydedildi. Bakanlığın, Hrant Dink cinayetinden hemen sonra yaptığı konuşmadan 301. maddeden yargılanan yazar Temel Demirer için yargılamaya devam edilmesine izin verdiğini duyuran raporda, kamu düzeni hedef alındığı iddiasıyla 215, 216 ve 217. maddelerinin uygulandığı, Terörle Mücadele Kanunu’nun da Kürt sorunuyla ilgili şiddet içermese de düşünceleri cezalandırmak için kullanıldığına yer verildi.
Raporda, “Bu durum, şiddet içeren ve içermeyen düşünceler arasında ayırım yapan AİHM ictihatlarıyla uyumlu değil” denildi.
Strasbourg
|
07.11.2008
|
|
|
Üzmez dâvâsı Meclis gündeminde |
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Hüseyin Üzmez dâvâsıyla ilgili bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirterek, yeni bir rapor verilmesini beklediklerini söyledi. Çubukçu, çocuğun 14 yaşında olduğu ve ruh sağlığının yerinde olmadığı yönündeki itirazlarını da raporlarla destekleyeceklerini bildirdi.
Suçu işleyen kişinin gazeteci veya başka bir meslekten olmasının önemli olmadığını kaydeden Çubukçu, “Üzmez’in dinî söylemlerde bulunması, kendisine dinî gerekçeler bulması da yüce dinimizin altında kendisini suçsuz göstereceği anlamına gelmez’’ diye konuştu.
|
07.11.2008
|
|
|
Almanların İslâm merakı |
Almanya’nın Duisburg şehrinde geçen ay ibadete açılan Almanya’nın en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük camisine yoğun ilgi gösterildiği bildirildi.
Yaklaşık 100 bin Türk’ün yaşadığı Duisburg’ta, temeli 2005 yılında atılan ve 7 milyon 500 bin avro harcanarak yapımı tamamlanan Almanya Merkez Camisi, geçen ay törenle ibadete açıldı. Türk İslâm Birliği Derneği Merkez Camisi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özay, camiye sadece Müslümanların ibadet için gelmediğini, caminin her dinden, turist olarak ziyaretçileri bulunduğunu söyledi. Caminin açılışından beri günde ortalama 2 bin kişi tarafından ziyaret edildiğini ifade eden Özay, şu bilgileri verdi: ‘’Caminin maliyetinin 3.5 milyon avrosu Avrupa Birliği kaynaklarından sağlandı. 24 metre yüksekliğinde minaresi bulunan camimiz, Almanya’nın en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük camisi konumunda. 19 kubbesi bulunan camide, 2 bin 800 metrekarelik kullanım alanı, seminer salonları, gençlik lokali, gasilhane, İslâm arşivinin yer aldığı kütüphane var. Camide aynı anda bin 200 kişi ibadet edebiliyor.’’
Caminin halılarının Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından hediye edildiğini ve camiye her dinden insanların geldiğini de belirten Özay, sözlerini şöyle tamamladı: ‘’Diğer dinlere mensup insanlar da İslâmiyet hakkında bilgi edinmek ve turistik amaçlı ziyaret için camimize geliyor. Camiye Türkiye’den Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1 din görevlisi atandı. Ancak bu yeterli değil. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın iki kişi daha görevlendirmesini istiyoruz. Bu açığı, şimdilik biz iki kişi görevlendirerek kapatmaya çalışıyoruz.’’ Almanya’da ülke genelinde yaklaşık 800 cami bulunduğu, Avrupa’nın en büyük camisinin ise Hollanda’da olduğu bildirildi.
Duisburg
|
07.11.2008
|
|
|
Aliyev, TBMM’de konuştu |
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitap etti
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitap etti Aliyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaptığını bildirerek, bu durumun gayet tabiî olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar yüksek seviyede bulunduğunu gösterdiğini ifade etti. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkinin dünyada başka bir örneği olmadığını vurgulayan Aliyev, ilişkilerin tarihi bağı bulunduğunu söyledi. İki ülke arasındaki ilişkilerin ve siyasî görüşmelerin yüksek seviyede olduğunu vurgulayan Aliyev, ticarî ilişkilerin her geçen gün arttığını, Azerbaycan’ın ekonomik büyüme sağlaması nedeniyle bazı işadamlarının Türkiye’ye de yatırım yapmaya başladığını kaydetti. Aliyev, bölge güvenliğinin hassas olduğunu vurgulayarak, ‘’Türkiye’nin girişimleri neticesinde ve ülkelerin iyi niyeti sayesinde bölgede barış tesis edilecektir’’ dedi. Cumhurbaşkanı Aliyev, ülkesinin, dünyada dostlarının sayısının arttığını ancak, Türkiye’nin özel bir yeri olduğunu ifade ederek, ‘’Yaşasın Türkiye, Azerbaycan dostluğu, kardeşliği’’ dedi.
İlham Aliyev’in konuşmasını, milletvekilleri ayakta alkışladı. Aliyev, milletvekillerini selamlayarak, salondan ayrıldı. Cumhurbaşkanı Aliyev’in konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Genel Kurulda izledi.
|
07.11.2008
|
|
|
1187 Internet sitesine erişim engellendi |
Telekomünıkasyon İletişim Başkanlığınca (TİB) ve yargı kararlarıyla, 23 Kasım 2007’den bu yana toplam 1187 Internet sitesine erişim engellendi.
Edinilen bilgiye göre, TİB, Internet suçlarının önlenmesine yönelik faaliyetlerine başladığı 23 Kasım 2007’den bu ay başına kadarki zaman diliminde internet sitelerine erişimi engellenmesinde çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik ilk sırada yer aldı. Kullanıcıların zararlı içeriklerden etkilenmelerini ve bu tür içeriklerle karşılaşmalarını önlemek amacıyla getirilen yasal düzenlemeyle Telekomünikasyon Kurumu bünyesindeki TİB’e bağlı Internet Dairesi Başkanlığı kuruldu. Erişimi engellenen 1187 internet sitesinin 923’ü re’sen, 264’ü ise yargı kararıyla engellendi. Diğer taraftan “Bildir-Kaldır” yöntemiyle 301 adet uygun olmayan içerik veya bölümün kaldırılması sağlandı. TİB bünyesinde 23 Kasım 2007’de faaliyete başlayan “Bilgi İhbar Merkezi”, “0312 582 82 82” nolu telefondan, “http://www.ihbarweb.org.tr” sitesinden ya da “[email protected]” elektronik posta adresinden ihbar alıyor. Kurulduğu günden bu yana TİB’e gelen ihbar sayısı 28 bin 595’e ulaştı. Bu ihbarların 6 bin 737’si “mükerrer”, 7 bin 355’i “gereksiz”, 14 bin 503’ü ise “gerekli” görüldü.
“Gerekli” ihbarların 8 bin 498’i müstehcenlik, 1626’sı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanundaki suçlar, 1625’i çocukların cinsel istismarı ve 1417’si fuhuş sebebiyle yapıldı.
|
07.11.2008
|
|
|
Hak-İş Başkanı Salim Uslu: Sadece durum fotoğrafı çekildi |
HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, AB Komisyonu İlerleme Raporu’nda, standart beklentilerin ve eleştirilerin tekrarlandığını, birçok konuda nesnel bir yaklaşım sergilendiğini ve sadece durum fotoğrafı çekildiğinin göze çarptığını bildirdi.
Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, rapordaki eleştiri ve tesbitlerin sürpriz olmadığının görüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Raporda, geçmiş 10 ilerleme raporunda yer alan standart beklentilerin ve eleştirilerin tekrarlandığı, geçmiş ilerleme raporlarına oranla daha dengeli bir üslupla kaleme alındığı, birçok konuda nesnel bir yaklaşım sergilendiği ve sadece durum fotoğrafı çekildiği göze çarpmaktadır. Raporun geneline hakim olan olumlu yaklaşım, rehavete sebep olmamalı ve hazırlık süreci devam eden 3. Ulusal Program bir an önce kabul edilerek, programda yer alan taahhütler ve tarihler doğrultusunda reform sürecine bütünsel bir anlayışa hız verilmelidir. Özellikle insan hakları ile temel hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirilen, 1998’ten itibaren tüm ilerleme raporlarında eleştiri konusu olun sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının her seferinde olduğu gibi ıskalanmaması, ILO ve AB normlarına uyumlu hale getirilmesi ve ülkemizin bu ayıptan kurtulması gerekmektedir.’’
|
07.11.2008
|
|
|
İHH, 110 ülkede kurban kesecek |
Kurban Bayramı yaklaştıkça yardım kuruluşları da hummalı bir çalışmanın içine girdi.
Kurban Bayramı yaklaştıkça yardım kuruluşları da hummalı bir çalışmanın içine girdi. İHH’dan yapılan açıklamada, bir kurban bedelinin 220 YTL olduğu belirtilerek, bu yıl dünyada 110 ülke ve bölgede Türkiye’de ise 47 ilde kurban kesileceği bildirildi. Kesilen kurban etlerinin yoksul, kimsesiz ve yetimlere dağıtılacağı ifade edildi. “Kurban’la İyiliğe Ortak Ol” sloganıyla Kurban çalışmalarını başlattıklarını ifade eden İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, kesilen kurban etlerinin yoksul, kimsesiz ve yetimlere dağıtılacağını söyledi. Kurbanı sadece “et dağıtmak” olarak görmediklerine dikkat çeken Yıldırım, Kurbanın dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları buluşturduğunu, Kurbanın Müslümanlar arasındaki kardeşlik, paylaşma ve dayanışma duygularını güçlendirdiğini dile getirdi.
İstanbul / Yeni Asya
|
07.11.2008
|
|
|
Onlar için en büyük tehlike güneş |
KONYA’NIN Ereğli ilçesinde yaşayan Sarıbudak ailesi, genetik olarak metabolizmaları DNA onarım enzimlerinden yoksun olduğu için, ışınları vücutlarında tümör oluşumuna yol açması sebebiyle güneşe hasret yaşıyor.
Dünyada on binde bir kişide rastlanan, güneşin zararlı ışınlarının tümör oluşumuna sebep olan Xeroderma Pigmentosum (XP) hastalığına yakalanan, Ereğli’nin Zengen beldesinde yaşayan baba Ali Osman Sarıbudak (50) ile kızı Serap (27) ve oğlu Ahmet (23), teşhis sonrasında tedavi sürecinin bir gereği olarak her yıl Adana’daki Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde 34 kez ameliyat oluyor. ÇÜ Tıp Fakültesi Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil Dalay da, ailede genetik olarak görülen hastalığın tedavisinin olmadığını söyledi.
|
07.11.2008
|
|
|
Fok balığına benzeyen patates |
BURSA’DA pazardan alınan bir patates, iki ayağı ve yukarı kalkık duran başı ile fok balığına benzemesiyle hayrete düşürüyor.
İlginç patates, Merkez Osmangazi ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi’nde oturan Muzaffer Ay’ın eşi Seher Ay tarafından pazardan alındı. Şekliyle diğerleri arasından hemen fark edilen patates, ayakları ve kafası ile fok balığını çağrıştırıyor. Patates, evin küçük oğlu Efecan için oyuncak oldu. Patatesin, yetiştiği ortamın o şekilde gelişmesine müsait olması dolayısıyla farklı boyutlarda büyüdüğü ve fok balığına benzediği düşünülüyor.
|
07.11.2008
|
|
|
Merakı lâkabı oldu: Terso Kemal |
ÇOCUKLUĞUNDAN beri sözcükleri tersinden okuyan ve söyleyen Gaziantepli Kemal Elma, bu merakı sebebiyle şehirde ‘’Terso Kemal’’ olarak tanınıyor.
Kemal Elma, kelimeleri tersinden daha kolay okuduğunu ve anladığını, bütün sözcükleri hızlı ve kolay bir şekilde tersten söyleyebildiğini belirtti. Kemal Elma, ‘’sözcükleri anında tersinden okuyabildiğimi görenler şaşkınlık yaşıyor ve ilginç buluyor, bana ilgi gösteriyor. Bu da benim hoşuma gidiyor’’ dedi. Tersten okuma alışkanlığına meraktan başladığını, merakını daha sonra geliştirdiğini ve artık bunun hobisi haline geldiğini ifade eden Elma, kelimeleri ve cümleleri tersten okuduğu için kendisine, ‘’Terso Kemal’’ lâkabının takıldığını dile getirdi. Elma, Gaziantep’e gelen yerli turistlerin de kendisine ilgi gösterdiğini kaydetti.
|
07.11.2008
|
|
|
Piliç, özgürlükten tatlı geldi |
GİRDİKLERİ evden çıkabilmek için evin bahçe çitlerini kırmaya başlayan firari 3 sirk kaplanları, önlerine piliç atılarak yakalandı.
Meksika’da bir sirk kamyonundan kaçan 3 kaplan, polisin başarılı oyalama taktiğiyle, girdikleri evden çıkamadan yakalandı. Yerel Cambio de Michoacan gazetesinde yer alan habere göre, firari kaplanların ülkenin batısındaki Zitacuaro şehrindeki bir eve girdikleri belirlendi. Çevrede güvenlik önlemi alan polis, tekrar kaçabilmek için evin bahçe çitlerini kırmaya başlayan kaplanların önüne piliç atarak bir süre oyaladı. Kaplanlar piliçleri yemek için bir süreliğine de olsa sakinleşirken, beklenen köpek yakalayıcısı ve kaplanların eğitmenleri gelerek firarileri etkisiz hale getirdi.
|
/ Mexico
07.11.2008
|
|
|
Erkekler hastalanınca annesine koşuyor |
SOĞUK algınlığı durumunda kadın ve erkeklerin neler yaptığı üzerine yapılan araştırmaya göre, erkekler üşüttüklerinde ilk çareyi annelerinde arıyor, mümkün olduğunca ilâç kullanmayıp rahatsızlığı geçirecek kolay yöntemler bulmaya çalışıyor.
Bir ilâç firmasının yaptırdığı pazar araştırması, Türk erkeklerinin hastalanınca en çok annelerine danıştıklarını ortaya koydu. Firmadan yapılan yazılı açıklamaya göre, soğuk algınlığı durumunda kadın ve erkeklerin neler yaptığı irdelendi. Araştırmaya göre, erkekler üşüttüklerinde ilk çareyi annelerinde arıyor, mümkün olduğunca ilâç kullanmayıp rahatsızlığı geçirecek kolay yöntemler bulmaya çalışıyor. Erkeklerin hastalık sırasında doktora danışma eğilimi de kadınlara oranla daha düşük. Ayrıca, araştırmaya göre kadınlar erkeklere oranla hastalıkla ilgili aileye ve tanıdığa danışmak yerine kendileri karar vermeyi tercih ediyor.
|
07.11.2008
|
|
|
600 yıllık cami tarihe meydan okuyor |
KASTAMONU’NUN Devrekani ilçesinde ismini Fatih Sultan Mehmet’in dayısı İsmail Bey’den alan 600 yıllık cami sağlamlığıyla tarihe meydan okuyor.
Fatih Sultan Mehmet’in annesi Hatice Alime Huma Hatun’nun gelin banyosunu yapıp Osmanlı sarayına gelin gittiği yer olarak da bilinen Çayırcık Mahallesi’ndeki İsmail Bey Camisi, ilk kez Devrekani Belediyesinin girişimleriyle 2007 yılında Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edildi. İsmini Fatih Sultan Mehmet’in dayısından alan, dönemi birçok camiden giriş bölümünün tamamen ahşap kaplı olmasıyla ayrılan İsmail Bey Camisi, aslına uygun olarak yeniden yapılan minaresinin dışında sağlamlığıyla yıllara meydan okuyor.
|
07.11.2008
|
|
|
Çocukların bilinçaltı resimlerinde saklı |
ÇOCUĞUN bilinçaltının yaptığı resimlerde saklı olduğu, 9 yaşına kadar sözel olarak ifade edemediğini, resimleri aracılığıyla dile getirdiği hatırlatıldı...
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Baytekin Balcı, çocukların yaptıkları resimlerin bilinçaltını gözler önüne serdiğini bu nedenle de çok iyi tahlil edilmesi gerektiğini söyledi. “Resim çocuğu en iyi tanıtan ve anlatan araçtır” diyen Balcı, çocuğun, “sanat yapıyorum” düşüncesi içerisinde olmadan tamamen kendisini anlatmak için resim yaptığına işaret ederek, şunları söyledi: “Çocuk sözel olarak ifade edemediklerini resim aracılığıyla ifade eder. Resimlerinde samimi itiraflarda bulunan çocuk, görsel gerçeklik dönemi, yani 9 yaşına kadar gördüklerinin değil, bildiklerin resimlerini yapar. Ne biliyorsa onu rahatlıkla resmine yansıtır. ‘Doğru ve güzel çiziyorum’ endişeleri yoktur. Çocuk ruhbilimcileri de çocuk resimlerinden yararlanırlar. Çocukla ilgilenen bütün eğitimcilerin, anne ve babalarının çocuk resimleriyle ilgili bilgi sahibi olmaları gerekir.”
|
07.11.2008
|
|
|
Çeşme’de obezite kongresi |
TÜRKİYE Obezite Araştırma Derneği ile Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği’nin işbirliği ile düzenlenmekte olan Ulusal Obezite Kongre’lerinin 5.’si bu yıl 6-9 Kasım 2008 tarihleri arasında Çeşme Sheraton Hotel’de gerçekleşiyor.
Kongre’ye Türkiye Diyetisyenler Derneği ile Hacettepe Ü. Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü destek vermekte. 3 yabancı ve 57 Türk bilim adamının konuşmacı olarak yer alacağı 5. Ulusal Obezite Kongresi’nde toplam 300 hekim ve diyetisyen katıldı.
İstanbul / Yeni Asya
|
07.11.2008
|
|
|
‘e-Okul’ genişliyor |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığının, öğrencilerle ilgili bütün bilgilerin elektronik ortama alınmasını ve işlemlerin bu şekilde yürütülmesini öngören, velilere çocuklarının durumunu internetten izleme imkânı veren ‘’e-Okul Projesi’’ ilköğretim okullarından sonra ortaöğretim okullarına da yaygınlaştırılacak.
Bu çerçevede, lise öğrencilerine karneleri yarıyıldan itibaren internet üzerinden verilmeye başlanacak. Öğrenciler sistemden okul ve T.C kimlik numaralarını girerek, karnelerini görebilecek.”e-Okul Projesi’’, velilere çocuklarıyla ilgili okula devam durumu, karne notları gibi verileri izleme imkânı sunmanın yanı sıra öğrencilerin okudukları kitaplardan aldıkları belgelere, haftalık ders programlarından davranış puanlarına bütün bilgilerin elektronik ortama alınmasını, iş ve işlemlerin buradan yürütülmesini öngörüyor.
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘’e-Okul Sisteminin Ortaöğretim Okullarında da Uygulanması’’ konulu genelge yayımladı. Çelik, genelgede, bilişim teknolojilerinin eğitim-öğretim ve yönetim birimlerinde kullanılmasına yönelik çalışmalara değinerek, e-Dönüşüm Türkiye Projesi’ni anlattı. Nihaî hedeflerinin ‘’Bakanlığın öğrenci, personel, taşınır ve taşınmaz mallardan oluşan genel yapısı içindeki bütün iş ve işlemlerin elektronik ortama aktaracak yapının kurulması olduğunu’’ kaydeden Çelik, 2005 yılında e-Okul Projesi başlatıldığını hatırlattı.
E-Okul Projesi kapsamında ‘’öğrenci kayıtlarının internet ortamında alındığını, velilere çocuklarıyla ilgili devam-devamsızlık, karne notları gibi verileri izleme olanağı sunulduğunu’’ belirten Çelik, bu sistemin okullara da iş ve işlemleri bürokrasiden uzak, hızlı bir şekilde yerine getirme imkânı verdiğini ifade etti.
Çelik, projenin, okul öncesi ve ilköğretim okullarında 2007-2008 eğitim-öğretim yılı başında uygulanmaya başlandığını, uygulamayla birlikte öğrencilerle ilgili ‘’kimlik, adres, veli, not, puan, devam-devamsızlık, okuduğu kitap, haftalık ders programı, öğretmen, davranış puanları, duyuru, aldıkları belge’’ gibi bütün bilgilerin fonksiyonel olarak oluşturulduğunu belirtti.
Ankara
|
07.11.2008
|
|
|
“STANDART YAPI KURULDU’ |
’ ÇELİK, e-Okul Projesi ile tüm ilköğretim okullarında standart bir yapı oluşturularak uygulamalardan kaynaklanan hataların büyük oranda ortadan kaldırıldığını, ders çizelgelerinin oluşturulmasından karne ve diploma düzenlemeye kadar her alanda standart yapı kurulduğunu belirtti.
Aynı uygulamanın ortaöğretimde de başlatılması için gerekli altyapının oluşturulduğunu ifade eden Çelik, ‘’uygulamaya geçilebilir’’ duruma gelindiğini kaydetti. Çelik, e-Okul sisteminin bütün resmî ve özel ortaöğretim kurumlarında uygulanacağını belirterek, öğrencilerin bilgilerinin tamamının sisteme girilmesini ve günlük bilgilerin düzenli olarak işlenmesini istedi. Genelgeye göre, ilk aşamada alan/dal, sınıf/şube bazında öğrenci bilgileri sisteme girilecek ve sistemde öğrencilerle ilgili devamsızlık bilgilerinin takibi yapılacak. Çelik, karneler de bu sistemden alınacağı için öğrencilerle ilgili bilgilerin sisteme ‘’hassasiyetle’’ girilmesi talimatı verdi. Böylece, geçen yıl ilköğretim okulu öğrencilerinin internet üzerinden aldığı ‘’sanal karne’’ uygulaması, liselerde de bu yarıyıldan itibaren başlatılmış olacak.
|
07.11.2008
|
|
|
AB’de geçerli sertifika |
İhlas Koleji, düzenlediği kursla, katılımcılara Avrupa Bilgisayar Yetkinlik Sertifikası veriyor. 2006-2007 öğretim yılından beri ECDL (European Computer Driving Licence), yani Avrupa Bilgisayar Yetkinlik Sertifikası vermeye başlayan İhlas Koleji, 2008-2009 eğitim yılında da ECDL Sertifika Programı vermeye devam ediyor. Kasım ayı içerisinde başlayacak olan bu yılki kurs programı için kayıtlar devam ediyor. İstanbul / Yeni Asya
|
07.11.2008
|
|
|
KPSS sonuçları açıklandı |
Öğrencİ Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) 21 Eylül 2008'de gerçekleştirilen ve ortaöğretim ve ön lisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabileceklere yönelik gerçekleştirilen Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonuçları açıklandı. Sonuçlara ilişkin bilgiler ÖSYM'nin internet sitesinde yayımlandı. Adaylar sınav sonuçlarını "www.osym.gov.tr" adresli internet sitesinden öğrenebilecek. Ankara
|
07.11.2008
|
|
|
Denklik başvurularına internetten takip |
YÖK, yurt dışındaki üniversitelerden alınan denklik belgelerinin Türkiye'de tanınması amacıyla adayların yaptıkları başvuruların internetten takip edilebilmesine ilişkin uygulama başlattı. YÖK, denklik başvurusu yapanlardan, işlemlerinin hangi aşamada olduğunu öğrenmek için gelen telefonların yoğunluğu üzerine, başvuruların www.yok.gov.tr internet adresinden takip edilebilmesini kararlaştırdı. Bundan böyle adaylar telefon etmek veya YÖK'e gitmek yerine internet üzerinden bilgi alabilecek.
|
07.11.2008
|
|
|
Kan izlerini yok eden deterjan icat edildi |
İspanyalI araştırmacılar, cinayet mahallindeki kan izlerini tamamen yok eden bir temizleme ürünü icat etti. Valencia Üniversitesi'nde çalışan bir ekip tarafından bulunan ürün, kan izlerini adli tıp (forensic) testlerinde bile görünmeyecek şekilde temizliyor. Yeni temizleme ürünü, klorin içermiyor, onun yerine, ürettiği oksijen ile kanın içinde vücuda oksijen taşıyan protein olan hemoglobinin izlerini siliyor. Üç kişilik ekibin başkanı Fernando Verdu, oksijen üreten kimyasalların DNA örneklerini de temizleyip temizleyemeyeceği üzerinde çalışacaklarını söyledi.
|
07.11.2008
|
|
|
Cezaevleri yine tıkabasa doldu |
Kamuoyunda `Rahşan affı` olarak anılan 21 Aralık 2000 tarihinde yürürlüğe giren 4616 sayılı `23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun`un yürürlüğe girmesinin ardından 40 bin 518 kişi tahliye edilmişti.
Tahliyeler sonrası cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerin sayısı 40 bine düşmüştü. Suç işleme oranlarının her geçen gün arttığı ülkemizde cezaevleri yine doldu. Türkiye tarihinde ilk kez cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlü sayısı 100 bini geçti. Mynet.com’un haberine göre Ekim ayı sonu itibariyle cezaevlerinde bulunan tutuklu ve mahkum sayısı 100 bin 599’a ulaştı. Bunların 42 bin 889’unu hükümlü, 39 bin 500’ünü tutuklu ve 18 bin 210’nu hükmen tutuklular oluşturuyor. Türkiye`deki 458 ceza ve infaz kurumunun toplam kapasitesi 78 bin 318 kişiyle sınırlı. Ancak, bu rakamın yaklaşık üçte biri yani 22 binden fazla tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde kalıyor. Aradan geçen sekiz yıllık süre içerisinde ceza ve tutukevlerinde 40 bine düşen mahkûm sayısı katlanarak 100 bini aştı. En fazla hırsızlık suçunun işlendiği Türkiye`de bu suçu işlediği iddiasıyla tutuklanan ve hüküm giyenlerin sayısının da 56 bin olduğu öğrenildi.
İstanbul / Yeni Asya
|
07.11.2008
|
|
|
Üçüncü havaalanı ‘2009 Yılı Programı’nda |
İstanbul’a kurulması planlanan 3. havalimanı için kolları sıvayan Hükümet, atacağı adımları bir takvime bağladı. İlk olarak yer seçimi aralık sonuna kadar bir sonuca bağlanacak. En şanslı yörelerin başında Çorlu geliyor ama, bu konuda net bir tavır ortaya konmadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’a yapılmasını istediği üçüncü havaalanı hükümetin ‘2009 Yılı Programı’na girdi. Resmî Gazete’de yayınlanan programa göre havalimanı için yer seçimi meselesi, aralık sonuna kadar karara bağlanacak.
|
07.11.2008
|
|
|
Hiçbir endişemiz yok |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, ‘’Deniz Feneri Dâvâsı’’ dosyasının bir örneğini istemesini değerlendirirken, hiçbir endişeleri bulunmadığını, AKP’nin yurt dışından herhangi bir yardım almasının söz konusu olmadığını söyledi.
Şahin, TBMM’de gazetecilerin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Almanya’dan talep ettiği ‘’Deniz Feneri Dâvâsı’’ dosyasının bir örneğini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının da istemesini nasıl değerlendirdiğine ilişkin sorularını cevapladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, haberleri ihbar kabul ederek, Almanya’dan talep edilen dosyanın bir suretinin de kendilerine gönderilmesini istediğini basından öğrendiğini ifade eden Şahin, dosyayı, Adalet Bakanlığına geldikten sonra bekletmeden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndereceklerini belirtti. Şahin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının da gelen dosya ve bilgilerin birer örneğini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndereceğini, Başsavcılığın da iddiaları inceleyeceğini belirterek, ‘’Bunun da normal, rutin bir iş olduğunu düşünüyorum’’ diye konuştu.
‘’AK Parti ile ilgili bir sonuç doğurur mu?’’ şeklindeki soruya Şahin, ‘’Hayır, bizim böyle bir kaygımız asla yok. Öyle dışardan yardım almamız söz konusu değil. Hesaplarımız, kitaplarımız son derece açıktır’’ cevabını verdi. AKP’nin, kurulduğu andan itibaren hesap, gelir ve harcamalarını internet sitesinden yayınlayan ve böylece kamuoyu denetimine tabi olan tek parti olduğunu ifade eden Şahin, hesapları açısından en şeffaf partinin, AKP olduğunu söyledi. Şahin, hiçbir endişeleri bulunmadığını, yurt dışından herhangi bir yardım almalarının söz konusu olmadığını belirterek, ‘’Ama tabi herkes, her kurum da görevini yapacaktır’’ dedi.
‘’Böyle bir girişimin olması, bir şeye işaret eder mi?’’ sorusuna da Şahin, ‘’Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının takdiridir. Ben, ona bir şey diyemem’’ karşılığını verdi.
|
07.11.2008
|
|
|
Baraj gölüne ham petrol sızdı |
ŞanlIurfa’nIn Bozova ilçesi yakınlarında BOTAŞ’a ait petrol boru hattında önceki gün meydana gelen patlamanın ardından çevreye ve kısmen Atatürk Baraj gölü kıyısına yayılan ham petrolün temizlenmesine çalışılıyor.
Edinilen bilgiye göre, BOTAŞ ekipleri, Bozova’nın Yalıntaş Köyünden geçen Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın bulunduğu alandan sızan ve kurumuş bir dere yatağı aracılığıyla birkaç kilometrelik alana yayılan ham petrolün çevreye yayılmasını önlemek amacıyla iş makineleriyle üzerine toprak seriyor. Patlamanın meydana geldiği bölgenin yakınında bulunan Atatürk Baraj Gölü kıyısına ham petrolün sızmasını önlemek amacıyla da iş makineleri aracılığıyla setler oluşturuldu. Özel olarak getirtilen süngerlerle kıyı şeridindeki ham petrolün suya karışmaması için çalışma yürütülüyor. Çalışmalara civar köylerden çiftçiler de traktörleriyle destek veriyor. Sızıntı sebebiyle tarım alanları zarar gören bazı üreticiler dün sabah saatlerinde BOTAŞ yetkilileriyle görüşerek, temizleme çalışmalarının en kısa sürede bitirilmesi ve zararlarının karşılanması talebinde bulundu. Öte yandan sızıntının yaşandığı petrol boru hattındaki ham petrolün kokusu, rüzgârın da etkisiyle yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Şanlıurfa merkez ve Karaköprü beldesinde de hissedildi. Bu arada patlamanın ardından Bozova ilçesi yakınlarından geçen Atatürk Baraj Gölü kıyısına sızan ham petrol, bazı hayvanları da etkiledi.
|
07.11.2008
|
|
|
Hüseyin Üzmez’in tahliyesine itiraza ret |
“Çocuğun cinsel istismarı’’ suçundan yargılandığı Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesince tahliye edilen yazar Hüseyin Üzmez (76) hakkında, yeniden tutuklanması talebiyle bir üst mahkemeye yapılan itiraz reddedildi. Alınan bilgiye göre, dâvâda, Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Üzmez’in cinsel istismarına maruz kaldığı iddia edilen B. Ç’nin avukatlığını üstlenen Rezzan Alyanak Reisli’nin tahliye kararına itirazını kabul etmedi.
|
07.11.2008
|
|
|
Gündoğdu: Öğretmenler kadrolu olarak atanmalı |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan sözleşmeli öğretmen atamalarına Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’dan tepki geldi.
Gündoğdu yaptığı açıklamada, sözleşmeli olarak atanan öğretmenlerin biran önce kadroya geçirilmesi gerektiğini aktararak, şöyle dedi: “Öğretmenler; kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmen, ders ücreti karşılığı çalışan öğretmen gibi farklı isimlendirmeler altında çalıştırılmaktadır. Öğretmenliğin vekili, ücretlisi, sözleşmelisi olmaz. Mademki ülkemizin öğretmene ihtiyacı vardır; vekil, ücretli vs. ad altında çalıştırılan öğretmenler, öğretmenlik yeterliliğine sahipse kadrolu olarak atanmalı, öğretmenlik yeterliliğine sahip değillerse, çocuklarımızın geleceği ehil olmayan ellere bırakılmamalıdır. Sözleşmeli olarak atanan öğretmenler bir an önce kadroya geçirilmeli ve ikinci sınıf istihdam biçiminden kurtarılmalıdır.”
Ankara / Cemil Yüzer
|
07.11.2008
|
|
|
DTP Biga İlçe Başkanı Tutuklandı |
Demokratİk Toplum Partisi (DTP) Biga İlçe Başkanı Birhat Akdeniz tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesinde, daha önce yaptığı bir konuşma sebebiyle ‘’suç ve suçluyu övmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’’ suçundan yargılandığı dâvâda 90 gün hapis cezasına çarptırıldığı ve hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunduğu öğrenilen Akdeniz, Biga’da göz altına alındı. Biga Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Akdeniz, hakkındaki gıyabi tutukluluk kararı vicahiye çevrilerek Çanakkale Cezaevine gönderildi.
|
07.11.2008
|
|
|
|