Fenerbahçe'nin takım halindeki bu görüntüsü ile çarşamba akşamı Londra'da Arsenal karşısında tarihî bir hezimet almasından endişe ediyorum.
Eskişehir'de 10 kişi kalmış bir rakip önünde güle oynaya galip geleceği bir maçı neredeyse puansız kapatacaktı. Ligin daha ilk yarısı bitmeden bu takımda ne heyecan, ne hırs ve ne de futbol oynama hevesi kalmış. Sahaya sürülen 11 futbolcu adeta uyur gezer mücadele ediyor. Bu takımın bu duruma gelmesinde birinci sorumlu İspanyol hoca Aragones sorumludur. Ya takımı iyi çalıştıramıyor, ya da elinden ancak bu kadar geliyor.
Fenerbahçe ligde daha derbi maçı oynamamasına karşılık liderle arasındaki puan farkı 7'ye çıktı. 9 maç sonunda kaybettiği puan 14. Bu puanlar hep küme düşmeye aday takımlar önünde kaybedildi. Bu hafta önce Galatasaray, daha sonraki haftalar Beşiktaş ve Trabzon derbileri var. Bu maçlardan kaybedilecek her puan Fenerbahçe için bu sezonun bittiğini işaret edecektir. Zaten, akl-ı selim düşünenler Fenerbahçe'nin bu sezon şampiyonluk trenini kaçırdığında hemfikirler. 2003 yılında Beşiktaş'ın 11 puan gerisinden gelip şampiyon olması bir daha tarihte zor tekerrür eder. Hele bu kötü Fenerbahçe'den böyle bir başarı beklemek hayalcilik olur.
Kaleci Volkan Eskişehir'de Youla'nın birkaç şutunu güzel kurtardı ama Edu'nun kendi kalesine attığı 2. goldeki hatalı çıkışı yüzünden yine şimşekleri üzerine çekti. Fenerbahçe'de savunma topyekün içler acısı. Sağda Gökhan çalım sevdası yüzünden bütün topları kaybetti. Solda Roberto Carlos ceza sahası içinde hiç yapmaması gereken gögüsle kaleciye geri pas verme hatasını bu maçta da tekrarladı. Bu pozisyonda topun kale çizgisini geçip geçmediği uzun bir süre daha tartışılacağa benziyor.
Lugano-Edu ikilisi Eskişehir atakları karşısında çok bocaladılar. Youla tek başına bu ikiliyi dağıttı. Fenerbahçe'nin orta sahası sadece top dağıtıyor. Rakip sahaya pas atamıyor. Selçuk ve Maldonado bir türlü rakiplerine karşı üstünlük kuramadı. Alex 2 gol attı ama onun dışında pek etkili olamadı. Uğur Boral güçlü fiziğini nasıl kullanacağını hâlâ öğrenemedi. Çalım atarak gücünü harcıyor. Bu yüzden 90 dakika boyunca bir kanat organizasyonu yapamadı.
Aragones, Semih'i orta sahaya oynatarak Guiza'yı yine yalnız bıraktı. Semih, son vuruşları iyi olan bir futbolcu. İleriye dönük oynaması gerekirken, orta sahaya çekmek takımın gol atma imkanını ortadan kaldırıyor. Eskişehir karşısında gözler Semih'i aradı ama o gol pozisyonları içinde hiç görünmedi. Guiza için düşüncelerimiz artık değişmeye başladı. Bu futbolcu sağa, sola sürekli koşarak çok çalışıyor havası veriyor. Ama bire bir kaldığı 3 pozisyondan bir gol çıkaramadı. Çok büyük özellikleri olan bir golcü değil. Rakibini kovalayarak hata yapmaya zorluyor. Ceza sahası içinde de etkili değil. Ve Aragones.. Bu haftaki Arsenal ve Galatasaray maçları onun ya sonunu getirecek, ya da bu iki maçtan başarı ile çıkıp yoluna devam edecek.
|