|
|
|
Başörtü, kimliğimi tamamlıyor |
Bosna’lI kadın yönetmen Aida Begic aylık yayınlanan Mostar Dergisi’ne verdiği demeçte, “Genel olarak tesettür bana kadının taşıdığı bir gizemle ilgiliymiş gibi geliyor.
Başörtüsünün muhafaza ettiği birşeyler var. Kimliğini tamamlayan bir vakar katıyor kadına” dedi.
Bu yıl düzenlenen Saraybosna Film Festivali’ne konuk olarak katılan Mostar Dergisi’nden Elif Tunca, Bosna’lı ünlü yönetmen Aida Begic ile de bir söyleşi gerçekleştirdi. Saraybosna Film Festivali’nin açılış filmi ve Bosna’lı yönetmen Aida Begic’in ilk uzun metrajlı filmi olan “Kar” (Snijeg) filmi ayrıca bu sene 61. kez yapılan Cannes Film Festivali’nde ‘Grand Prix of the Semaine de la critique programme’ ödülüne lâyık görülmüştü. Büyük bir başarıya imza atan filmin kadın yönetmeni Aida Begic, başarısının sırrını değerlerine olan bağlılığında görüyor. Aynı zamanda bir anne de olan Aida Begic, başında taşıdığı örtünün çok önemli olduğunu düşünüyor. Mezun olduğu sinema okulunda öğretmenlik de yapan Begic, herkese ama en çok da derslerine katılan kız öğrencilere başörtülü halde de yönetmenlik yapılabileceğini göstermekten, yurtdışındaki sinema ortamlarında ise örtülü olmanın yalnızca İran yönetiminin dayattığı bir mecburiyet değil gönüllü bir tercih olduğunu anlatabilmekten mutluluk duyduğunu söylüyor. “İlk uzun metrajlı filminiz ve çalışmalar sırasında hamileydiniz” şeklindeki soruya şu şekilde karşılık veriyor Begic: “Evet! Bir yandan bebeğim olacaktı, bir yandan da film doğacak bir bebek gibiydi. Zordu ama anne olmak da yönetmen olmak da çok keyifliydi. Çekimler 29 gün sürdü. Zor bir dönemdi, Ramazan’dı bir yandan..” Başörtüsü ile ilgili soruyu da Begic şu şekilde cevaplıyor: “Genel olarak tesettür bana kadının taşıdığı bir gizemle ilgiliymiş gibi geliyor. Başörtüsünün muhafaza ettiği birşeyler var. Kimliğini tamamlayan bir vakar katıyor kadına.”
Eşi de aynı zamanda filmin görüntü yönetmeni olan Begic, “Ben yönetmendim o da görüntü yönetmeniydi. Yaptığı işten çok memnunum. Ve doğrusu bu bizim için büyük bir şanstı. Begic, Cannes Film Festivalinde film ile ilgili çok olumlu tepkiler aldıklarını ve herkesin takdirini kazandıklarını, bir de ödüle lâyık görüldüklerini belirtti. Türkiye’de de festivallere katılacaklarını belirten Begic, “Çok heyecanlıyım, bakalım ne tepkiler alacağız, ne yorumlar duyacağız, kimlerle tanışacağız? Gerçekten filmin uzun ömürlü olmasını, mümkün olduğu kadar çok seyirciye ulaşmasını istiyorum” dedi.
“KAR” BU AY VİZYONDA
“Kar”, Bosna’da 1997 yılında geçen savaşta büyük zarar görmüş bir köyde geçenleri anlatıyor. Altı kadın, bir büyükbaba, dört kız ve genç bir oğlan savaşın harap ettiği, dış dünyayla bağlantısı neredeyse kesilmiş bir köy olan Slavno’da yaşarlar. Savaşta bütün aileleri ve arkadaşları öldürülmüş ve cesetleri bile bulunamamıştır. Yaklaşan kış ve yılın ilk karı, köyün dünya ile ilişkisini tamamen kesip, hayatlarını tehdit eder hâle gelebilir. Filmin ana karakteri ise başörtülü, dindar bir köylü kızı olan “Alma” karakteri... Film 7 Kasım 2008 tarihinde Türkiye’de gösterime girecek.
|
UMUT YAVUZ
01.11.2008
|
|
|
Norveç’te başörtülü polis düzenlemesi |
Norveç’te, Oslo Rogaland Polis Müdürlüğü, bayan polislerin çalışma saatleri içinde başörtüsü takmalarını sağlayacak düzenleme için düğmeye bastı.
Konu ilk kez Keltoum Hasnaoui Missoum’un, polis okulunda ve çalışırken başörtüsü takıp takamayacağını sormasıyla gündeme geldi. Bunun üzerine Aftenbladet Gazetesi’ne açıklamada bulunan Rogaland Bölgesi Polis Direktörü Geir Gudmundsen, “Önceki yıllara nazaran başörtüsü veya benzer dinî kıyafetlerin kullanımında oldukça artış var. Toplumun giyiniş tarzındaki değişikliğe paralel olarak biz de bu konuları gündeme getirerek polis kıyafetleri konusunda gerekli değişiklikleri yapmalıyız” şeklinde açıklamada bulundu. Oslo Bölge Polis Müdürlüğü’nün de çalışma saatleri sırasında başörtüsü kullanımına olumlu baktığını belirten Gudmundsen, “Farklı dönemlerde farklı ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaçları yok sayamayız.” şeklinde değerlendirmede bulundu. Polis Departmanı olarak toplumun her kesimini temsil eden bir yapıda olmaları gerektiğini belirten Gudmundsen, “İnançları, hayat tarzları, giyim-kuşamları farklı olan kişilerin polis olmasıyla toplumun bütün kesimlerini kucaklayabiliriz.” şeklinde düşüncelerini açıkladı.
|
01.11.2008
|
|
|
Risâle-i Nurlar dijital ortamda okunacak |
BEDİÜZZAMAN Said Nursî Hazretleri’nin zamana meydan okuyan eserleri olan Risâle-i Nur Külliyatları günümüze kadar yüz binlerce insanın kurtuluşuna vesile olmuş, onları inançsızlık batağından tutup çıkarmış ve halen de aynı amaca hizmet etmektedir.
Günümüzde hemen her kitaplıkta bu Külliyatlar bulunmaktadır. Bu ölümsüz eserleri okuma ihtiyacı karşılama adına yola çıkan birkaç girişimci gencin uzun süreli çabaları sonucu ortaya çıkardıkları eser belki de ortaya atılan bütün sıkıntı ve bahanelere meydan okuyacak nitelikte görünüyor. Otobüste, vapurda, trende, yolda, evde! Dilediğiniz yerde ve zamanda kulağınıza takıp dinleyebileceğiniz CEPNUR, Alışverişium Sanal Mağazacılık kalitesiyle artık sadece bir tık uzağınızda. 240 saat süreli, 12 GB sıkıştırılmış formatta hazırlanan CEPNUR’un içerisinde, İhsan Atasoy’un sesiyle, Risâle-i Nur Külliyatı’nın tamamını görüntülü olarak dinleyebilirsiniz. Ayrıca CEPNUR da, Tam Boy Büyük Cevşen, Tesbihat ve Kur’ân-ı Kerim’in kalbi olan Yasin-i Şerif ile FM Radyo özelliği ve 2 GB hediye hafıza kartıyla satılıyor. Ayrıntlı bilgi icin www.alisverisium.com adresinden ürünü inceleyebilirsiniz.
|
01.11.2008
|
|
|
Nar tanelenerek satılacak |
Mersİn’İn Tarsus ilçesinde kurulması planlanan modern işleme tesisinin üretime başlamasıyla; nar, artık taneler halinde zahmetsizce tüketime sunulacak.
Yıllık 1 milyon ton olan dünya nar üretiminin yaklaşık 150 bin tonunun Türkiye’de gerçekleştiğini belirten, Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer, “Paket açılıp, nar ayıklama gibi uğraşlara gerek olmaksızın zahmetsizce tüketilecek. Bu tesiste salatalara tat veren nar ekşisi üretimi de yapılacak, suyu da şişelenecek tüketime sunulacak” dedi.
|
01.11.2008
|
|
|
Küresel ısınma okyanusları da vuruyor |
Küresel ısınma, sadece karasal hayatı değil okyanustaki hayatı da tehlikeye atıyor. NASA kaynaklarından alınan bilgilere göre, havasında ve suyunda var olan karbonu milyonlarca yıl boyunca toprağın altında saklayan dünya, endüstri devrimi ile çok hızlı bir şekilde karbona boğulmaya başladı.
Öyle ki ‘’sünger’’ gibi atmosferdeki karbondioksit gazını emen ve insanların karbondioksitten daha çok zarar görmesini engelleyen okyanuslar da artık ‘’imdat’’ demeye başladı. Atmosfere salınan her fazladan karbondioksit, okyanusları da tehdit ediyor. Okyanus tarafından emilen karbondioksit, suyun kimyasını değiştiriyor ve su daha asitli bir hâle geliyor. Böylelikle deniz canlılarının hayat alanları daralıyor. Bu durum sadece deniz canlıları için değil, deniz kaynaklarına muhtaç insanlar için de sorun oluyor. Deniz suyu yüksekliği 100 yıl öncesine göre 17 cm artarken, karbondioksit oranı geçtiğimiz 650 bin yıl boyunca hiç olmadığı kadar yüksek düzeyde bulunuyor. NASA’nın Ocak ayında uzaya göndereceği karbon izleme uydusu, küresel ölçekte karbon ve etkilerinin tesbiti konusunda yeni bilgiler verecek.
|
01.11.2008
|
|
|
Depremler trambolin etkisi yapıyor |
Japonya’da yapılan bir araştırma, depremlerin yeri yalnızca iki yöne doğru sallamadığını, yer yüzeyini ‘’trambolin üzerindeymiş gibi’’ yukarı ve aşağı doğru ittiğini de ortaya koydu.
Araştırmacılar, 14 Haziran’da Japonya’nın kuzeyinde meydana gelen ve 9 kişinin ölümüne sebep olan 7.2, büyüklüğündeki depremle ilgili kayıtlı verileri inceleyerek, dikey sarsıntılarla ilgili de deliller buldu. Uzmanlar, depremin dikey hareketini, ‘’trambolin üzerinde zıplayan bir atlete’’ benzettiler. Science dergisinde yayınlanan araştırmada, ‘’atlete etki eden iki güç olduğu, birinin aşağı doğru olan yer çekimi, diğerinin ise atletin çarptığı trambolinin itme gücüyle oluşan dikey güç’’ olduğu kaydedildi. Bilim adamları, trambolinin itici gücünün de yerçekiminden güçlü olduğunu söylediler. Yeni bulguların, deprem bölgelerinde hem dikey hem de yatay güce dayanıklı binalar inşa edilmesine yardımcı olması umuluyor.
|
01.11.2008
|
|
|
Çin’de melamin skandalı ete de bulaştı |
Çİn’de 6 bebeğin ölümüne, 60 bine yakın bebeğin hastalanmasına sebep olan melamin skandalının etlere de sıçradığı ileri sürüldü.
Kısa süre önce Hong Kong yönetimi ana kıt'a Çin’den ithal ettiği yumurtalarda normalin üstünde melamin tesbit etmiş, ardından diğer besi gıdalarında da bu maddenin bulunabileceği şüphesiyle tetkiklere başlamıştı. Yetkililer, inceleme sonucunda tavuklara besi esnasında melamin verildiğini ve bunun diğer besi hayvanlarında da olabileceği endişesini dile getirmişti. Çin devlet medyası da plâstik yapımında kullanılan ve gıdalarda protein oranını yüksek göstermek için kullanılan melamin maddesinin, ülkedeki hayvan besiciliğinde çoğunlukla kullanıldığını duyurdu. Çin Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Kalite Kontrol ve Karantina Genel Dairesi, melaminli etlere ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.
|
01.11.2008
|
|
|
Butan’da ilk özel gazete duâlarla basıldı |
Eskİ kralın kararı ile “gönülsüzce” demokrasiye geçen Butan’da, ülkenin ilk günlük gazetesi de duâlar, davul ve çan sesleri eşliğinde baskıya verildi.
8 sayfalık “Bhutan Today” gazetesi 5 ngultrum, yaklaşık 10 amerikan senti fiyattan satılacak. Astrologların belirlediği uğurlu saatte matbaada gazetenin ilk sayısı, Budist rahiplerin duâları, çan ve davul sesleri eşliğinde baskıya verildi. Butan’ın 2006’ya kadarki tek gazetesi devlet tarafından yayınlanan, iki haftada bir çıkan bir gazete idi. Daha sonra özel sektöre ait iki haftalık Bhutan Times ve haftalık Bhutan Observer yayın hayatına atıldı. Gazete İngilizce olarak yayımlandı ama yasalara göre ileride yerel dilde yayımlanmak zorunda.
|
01.11.2008
|
|
|
Hubble yeniden çalışmaya başladı |
Amerİkan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA), uzaya gönderdiği teleskopların ilki olan Hubble’ın, 1 ay önce arızalanmasının ardından yeniden çalışmaya başlayarak kâinatın mükemmel görüntülerini göndermeyi sürdürdüğü bildirildi.
Baltimor’daki Hubble Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, 10 milyar dolarlık teleskobun, Eylül ayı sonunda arızalanmadan önce olduğu kadar iyi çalıştığı kaydedildi. Bilim adamlarının 2 onarım girişimlerinin ardından geçen hafta Hubble’daki sorunu giderdikleri belirtiliyor. Teleskopta ortaya çıkan sorun sebebiyle astronotların bu ay içinde Hubble ile ilgili çalışma için yapacakları uzay yürüyüş planları iptal edilmişti. NASA, arıza sebebiyle geçen ay, yörüngedeki Hubble teleskobuyla ilgli çalışmalar için gönderilecek Atlantis uzay mekiğini fırlatmayı ertelemişti. Hubble, uzay teleskobu olarak 1990’dan bu yana çalışıyor.
|
01.11.2008
|
|
|
Ay robotu yarışmasında bir Türk |
Merkezİ Paris’te bulunan Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından düzenlenen uluslar arası ESA Ay Robotu yarışmasını kazanan Bremen Üniversitesi öğrencileri arasında Mehmet Yüksel adlı Türk genci de yer aldı.
Bremen Üniversitesinde sistem mühendisliği okuyan Yüksel, 7 arkadaşıyla birlikte tasarladığı ‘’Cesar’’ adlı robotla yarışmada birinci oldu. Projeleri Almanya Yapay Zeka Araştırma Merkezi (DFKI) tarafından desteklenen üniversiteli gençler için 11-13 Kasım tarihleri arasında Hollanda’nın Noordwijk şehrinde ödül töreni düzenlenecek. Yüksel yaptığı açıklamada, ESA’nın yarışmayı Mart ayında kendilerine haber verdiğini ve 6 ay gibi kısa bir sürede ‘’Cesar’’ adlı robotu geliştirdiklerini belirterek, yarışma kurallarına göre robotun gün ışığının yanı sıra karanlıkta da çalışabilmesi, ağırlığının 100 gramı geçmemesi, enerji sarfiyatının 2 kilovatı aşmaması ve 0,5 metreküp hacmindeki bir alana sığması gerektiğini söyledi.
|
01.11.2008
|
|
|
KRİZ BİZİ DE ETKİLEYECEK, HERKES TEDBİRİNİ ALSIN |
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “yakın dönemdeki döviz kuru hareketlerinin enflasyon beklentileri üzerinde geçici etkilerinin olabileceği” uyarısında bulundu. Yılmaz, daha önce yayınladıkları enflasyon raporlarındaki enflasyon hedefinin belirgin olarak aşılmasının beklendiğini belirtti. 2008 yılının 2. çeyreğinde özel tüketim ve yatırım harcamalarında belirgin bir yavaşlama olduğunun gözlendiğini belirten Yılmaz, ayrıca bu dönemde toplam kamu harcamalarının büyümeye katkısının negatif olduğunu kaydetti.
AB'YE UYUM SÜRECİ İÇİN REFORMLAR HIZ
KESMEMELİ
Yılmaz, “Küresel finans piyasalarındaki çalkantı tüm dünyada hissedilirken ülkemizde de özel tüketim ve yatırım harcamalarının durağan bir seyir izlemeye devam edeceği tahmin edilmektedir” dedi. Mevcut şokların ekonomiye etkisinin sınırlı kalması için, malî disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesinin önemine işaret eden Yılmaz, “Bu çerçevede, AB’ye uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların sürekliliği önemini korumaktadır” diye konuştu.
Merkez Bankasından kriz ikazı
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ‘’Yakın dönemdeki döviz kuru hareketlerinin enflasyon beklentileri üzerinde geçici etkilerinin olabileceğini hatırlatmakta fayda görüyorum’’ dedi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Bankanın İdare Merkezinde düzenlediği basın toplantısında ‘’enflasyon raporu’’nu açıkladı. Yılmaz, daha önce Nisan ve Temmuz aylarında yayınladıkları enflasyon raporları ve açık mektuplarda 2008 yılının sonunda hedefin belirgin olarak aşılmasının beklendiğini belirterek, bunun sebeplerini ayrıntılı olarak kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı. Gıda ve enerji fiyatlarına ilişkin gelişmelerin 3. çeyrekte de enflasyonun temel belirleyicisi olmayı sürdürdürdüğünü belirten Yılmaz, Eylül ayından itibaren enerji ve diğer emtia fiyatlarında düşüş gözlenmesine rağmen bunun gecikmeli etkilerinin enflasyonu yüksek seviyelerde tutmaya devam ettiğini kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, şöyle devam etti: ‘’Bununla birlikte yakın dönemde döviz kurunda gözlenen hareketler sonrasında son çeyrekte söz konusu temel enflasyon göstergesinin yükselmeye devam edeceği tahmin edilmektedir. Yılın 3. çeyreğinde uluslar arası emtia fiyatlarının yüksek seyri bütün dünyada enflasyon üzerinde baskı oluşturmaya devam etmiştir. Enflasyon hedeflemesi uygulayan gelişmekte olan ülkelerden biri hariç hepsinde enflasyon hedeflerinin belirgin olarak aşıldığı görülmektedir.
PARA POLİTİKASI TEMKİNLİ OLMALI
Geçtiğimiz dönemdeki enflasyon gelişmelerini kısaca değerlendirdikten sonra bu süreçte Merkez Bankası olarak izledikleri politikalara da değinmek istediğini söyleyen Yılmaz, şunları anlattı:
‘’Enflasyon beklentilerindeki bozulmayı durdurmak ve arz yönlü şokların genel fiyatlama davranışlarına yansımasını engellemek amacıyla Mayıs-Temmuz döneminde 150 baz puanlık sıkılaştırılmaya gidilmiştir. Enflasyon hedeflerindeki değişikliğin parasal sıkılaştırmayla birlikte uygulanması stratejisi enflasyon beklentilerini kontrol altına almakta başarılı olmuş, yılın 3. çeyreğinde enflasyon beklentilerinde iyileşme gözlenmiştir. Bununla beraber yakın dönemdeki döviz kuru hareketlerinin enflasyon beklentileri üzerinde geçici etkilerinin olabileceğini hatırlatmakta fayda görüyorum.
İç talepte gözlenen belirgin yavaşlamaya rağmen küresel piyasalardaki belirsizlikler para politikasının temkinli olmasını gerektirmektedir. Bu çerçevede Ağustos-Ekim döneminde kısa vadeli faiz oranları sabit tutulmuştur. Para Politikası Kurulu son toplantısından sonra yayınladığı açıklamada, (döviz kurlarında gözlenen hareketlerin enflasyon üzerinde oluşturduğu etkinin gıda fiyatlarındaki olumlu görünüm ve petrol fiyatlarında gözlenen keskin düşüş ile telâfi edileceği) değerlendirmesinde bulunmuştur. (Bununla birlikte son dönemde küresel belirsizliklerin artarak devam etmesinin gerek enflasyon tahminlerinde gerekse para politikası kararlarında temkinli olmayı gerektirdiği) ifade edilmiştir.’’
REFORMLARIN HAYATA GEÇİRİLMESİ ÖNEMLİ
MERKEZ Bankası Başkanı Yılmaz, 2008 yılının 2. çeyreğinde özel tüketim ve yatırım harcamalarında belirgin bir yavaşlama olduğunun gözlendiğini belirterek, ayrıca bu dönemde toplam kamu harcamalarının büyümeye katkısının negatif olduğunu kaydetti. Durmuş Yılmaz, özetle şunları kaydetti: “Risk algılamalarındaki artışın ve kredi koşullarındaki sıkılaşmanın önümüzdeki dönemde kredi genişlemesini sınırlamaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Küresel finansal sistemdeki sorunlara ve bu sorunların küresel ekonomiye etkilerine dair endişelerin yoğunlaşması risk algılamalarındaki bozulmayı ileri boyutlara taşımıştır. Küresel finans piyasalarındaki çalkantı tüm dünyada hissedilirken, ülkemizde de özel tüketim ve yatırım harcamalarının durağan bir seyir izlemeye devam edeceği tahmin edilmektedir. Hem iç hem dış talepteki yavaşlamaya paralel olarak önümüzdeki dönemde toplam talebin durağan seyrini sürdüreceğini tahmin etmekteyiz. 2008 yılı sonunda enflasyonun yüzde 11,1 olarak gerçekleşmesi beklenmektir. Küresel finans piyasalarındaki sorunlara karşı ekonomimizin direncini koruması için basiretli bir para politikası gereklidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Mevcut şokların ekonomiye etkisinin sınırlı kalması için, malî disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi de en az para politikası kadar önem taşımaktadır’’ Mevcut şokların ekonomiye etkisinin sınırlı kalması için, malî disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesinin de en az para politikası kadar önem taşıdığını dile getiren Yılmaz, ‘’Bu çerçevede, AB’ye uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların sürekliliği önemini korumaktadır’’ dedi.
|
01.11.2008
|
|
|
Kemer sıkacağız |
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bu dönemde hiçbir üründe vergi indiriminin söz konusu olmadığını bildirerek, ‘’Bütçeyi sıkı tutmamız lâzım.
Otomotiv de bizden ithalatı azdıracak bir şey beklemeyin. ÖTV oranlarında herhangi bir indirim yok’’ dedi.
|
01.11.2008
|
|
|
EMEKLİLERE ENFLASYON ZAMMI |
ASGARÎ ücret, yılın Ocak ve Temmuz aylarında ayrı ayrı yüzde 4 oranında artacak. Emekli aylıkları da, 6 aylık enflasyon tahminleri çerçevesinde Ocakta yüzde 4,89, Temmuzda ise yüzde 3,76 oranında zamlanacak.
Resmî Gazete’de yayımlanan 2009 Programına göre, halen brüt 638,7 YTL olan asgarî ücret, 1 Ocak 2009’da yüzde 4 zam görecek. Bu zam, asgarî ücretlinin brüt maaşında 25,55 YTL artış sağlayacak ve yeni asgarî ücret 664,25 YTL’ye yükselecek. Ancak yılbaşından itibaren YTL’deki Yeni ifadesi kalkacak ve tekrar TL’ye geçilecek. Bu şekilde Ocak-Haziran döneminde asgarî ücretlilere brüt 664,25 TL ödenecek. 1 Temmuz 2009’da asgarî ücret yüzde 4 daha zamlanacak ve bu şekilde kümülatif zam oranı yüzde 8,16’ya çıkacak. Temmuz zammı da, asgarî ücrette 26,57 TL artış olarak yansıyacak. Böylece brüt asgarî ücret 2009’un 2. yarısında 690,82 TL olarak uygulanacak. Bu arada emekli aylıkları da, 6 aylık enflasyon tahminine göre 2009’un Ocak ayında yüzde 4,89 oranında artacak. Emeklinin Temmuz zammı da yüzde 3,76 olacak. Emekli maaşlarındaki yıllık zam oranı ise yüzde 8,83 olarak belirlenecek.
|
01.11.2008
|
|
|
Metrobüs hattı uzatılıyor |
İSTANBUL'UN ulaşımını rahatlatmak amacıyla Avcılar-Topkapı ve Topkapı-Zincirlikuyu güzergâhlarında faaliyete geçirilen ‘’metrobüs hattı’’nın, Avrupa yakasında Beylikdüzü, Anadolu yakasında ise Söğütlüçeşme’ye uzatılması planlanıyor.
İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk, şehir trafiğine çözüm bulmak amacıyla düşünülen metrobüs hattı çalışmalarına 2006 ortalarında başlandığını ve araç temininin yapıldığını belirtti. Avcılar-Topkapı ve Topkapı-Zincirlikuyu metrobüs hatlarının faaliyette olduğunu hatırlatan Öztürk, üçüncü etap olan 10,5 kilometre uzunluğundaki Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme bölümünde ise inşaat çalışmalarının devam ettiğini ve 2009 Şubatta bitirilmesinin planlandığını bildirdi. Öztürk, dördüncü etap olan 12 kilometre uzunluğundaki Avcılar-Beylikdüzü bölümünün de 2009 Mayısta tamamlanmasını hedeflediklerini söyledi. Mehmet Öztürk, 25 istasyon bulunan Avcılar-Zircirlikuyu hattının toplam uzunluğunun 29 kilometre olduğunu ifade ederek, Avrupa yakasında Beylikdüzü’ne, Anadolu yakasında ise Söğütlüçeşme’ye ulaşılmasıyla hattın uzunluğunun 50 kilometreyi bulacağını bildirdi.
|
01.11.2008
|
|
|
Defin için 67 gündür vekâletname bekleniyor |
KIRGIZİSTAN'DA geçtiğimiz Ağustos ayında meydana gelen uçak kazasında vefat eden Türk vatandaşı Mehmet Şahin’in cenazesi, vekâletname gelmediğinden 67 gündür defnedilemiyor.
Türkiye’nin Bişkek Büyükelçiliği Birinci Katibi Berk Ece, yaptığı açıklamada, 24 Ağustos’ta Bişkek yakınlarında meydana gelen uçak kazasında vefat eden İzmirli 48 yaşındaki Mehmet Şahin’in cenazesinin vekâlatname sorununa bağlı olarak Bişkek Şehir Morgu’ndan alınamadığını söyledi. Uçak kazasında vefat eden Şahin’in Türkiye’deki ailesinin, cenazenin Bişkek’e defnedilmesini istediğini dile getiren Berk Ece, bunun için ailenin avukatı tarafından vekâletname gönderilmesi gerektiğini, ancak söz konusu vekâletnamenin kendilerine halen ulaşmadığını belirtti. Şahin’in DNA kimliği tam olarak belirlenemediği için de defin sürecinin uzadığını anlatan Ece, “Vatandaşımız kimliği net olarak belirlenmiş değil. Biz de, ‘morgda son kalan cenaze bizimdir’ mantığıyla hareket etme yolunu seçtik. Vekâletnamenin aslı geldiği zaman cenazeyi Bişkek’e defnedeceğiz” dedi.
|
01.11.2008
|
|
|
Ergenekon dâvâsı olumlu bir gelişme |
Londra King’s College Üniversitesi Savunma Araştırmaları Bölüm Başkanı Bill Park, sonucu ne olursa olsun Ergenekon dâvâsının Türkiye ve Türk adaleti için “olumlu bir gelişme” olduğunu söyledi.
Ergenekon, Türkiye için olumlu gelişme
LONDRA King’s College Üniversitesi Savunma Araştırmaları Bölüm Başkanı Bill Park, sonucu ne olursa olsun Ergenekon dâvâsının Türkiye ve Türk adaleti için “olumlu bir gelişme” olduğu söyledi.
Türkiye’nin PKK terör örgütü ile mücadelesini ve Ergenekon dâvâsını değerlendiren Bill Park, dâvânın engellemelere maruz kalması ve yeterince üzerine gidilememesinden şüphelendiğini söyledi. Ergenekon ile PKK arasındaki gizli bağlantının kendisini şaşırttığını belirten Bill Park, Türk halkının bu olayı anlaması ve dâvânın kesintisiz bir şekilde devam etmesi gerektiğini anlattı. Ergenekon dâvâsına ilişkin delillerin son derece güçlü olması kendisini şoke ettiğini de belirten Park, şöyle konuştu: “Türk vatandaşı olmayan biri olarak dışardan Ergenekon olayına baktığımda beni dehşete düşüren olaylardan biri de Türkiye’nin neredeyse her tarafında planlanan entrika ve gizli ittifaklar ve bunun güçlü delilleri. Bu olaylar aslında kısmen Türkiye’yi Orta Doğulu bir ülke yapıyor çünkü bu tür olaylar Orta Doğu ülkelerinde sık görülüyor. Asıl problem ise delillerin çok güçlü olması. Derin devlet olduğu görülen bu örgütün PKK’yı desteklediği, yardım ve yataklık ettiği de anlaşılıyor. Sanırım askerî yetkililer ve önemli siyasî isimler dâvânın kendilerine dokunacağı konusunda endişe duyuyorlar. Bu durum da dâvâyı olumsuz etkileyebilir. Ancak şunu söyleyebilirim, bu dâvânın sonucu ne olursa olsun, Türk mahkemelerinin ilk kez böyle bir olayı sorgulaması sevindiricidir.”
|
01.11.2008
|
|
|
6. DURUŞMA YAPILDI |
“ERGENEKON” soruşturması kapsamında haklarında dâvâ açılan 46’sı tutuklu 86 sanıklı dâvânın 6. duruşmasına dün devam edildi.
6. duruşmaYA DEVAM EDİLDİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda görülen dâvâda iddianamenin okunmasına devam edildi. Duruşmaya, sağlık sorunları yüzünden Adlî Tıp Kurumuna sevk edilen Hayrettin Ertekin dışındaki tutuklu 45 sanık geldi. Tutuksuz sanıklardan ise eski İstanbul Üniversitesi Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Kemal Şahin, Güler Kömürcü Öztürk, Mehmet Murat Yücel, Ferudun Refik Nuhoğlu, Rafet Arslan, Fuat Ermiş, İsmail Eksik ve Yusuf Beşerik de duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, gelen sanıklar ile avukatların kimler olduğunun kayıt altına alınması işlemi sonrası, önceki gün 284. sayfasında kalınan iddianamenin okunmasına geçildi. 2 Duruşmada, Cumhuriyet savcıları Nihat Taşkın ile Mehmet Ali Pekgüzel tarafından iddianame okundu. Savcılar, daha önce okunmuş ya da ileride tekrar edilen bölümleri atlayarak iddanameyi okudu. İddianamede, Cumhuriyet gazetesine atılan el bombaları ile Ümraniye’de ele geçirilen el bombaları arasındaki benzerliğin yer aldığı bölüm okunurken, bazı tutuklu sanıklar, ‘’Benzerlik derken birebirlik yok burada’’ şeklinde itirazda bulundular. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ‘’Size sıra geldiğinde ne olduğunu açıklarsınız’’ diyerek sanıkları uyardı.
|
01.11.2008
|
|
|
İfade özgürlüğü rehin alındı |
İletişim özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemelere, Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Atatürk’ü Koruma Kanununun ardından 5651 Sayılı İnternet Suçları Kanunu da eklendi. youtube.com barındırdığı “Atatürk aleyhindeki videolar”ı dünya veri tabanından çıkarmadığı gerekçesiyle, Türkiye’de altı aydır yasaklı.
BİA tarafından açıklanan Temmuz-Ağustos-Eylül 2008 Medya Gözlem Raporu’nda, devlet güvenliğinin ifade özgürlüğünü rehin aldığı belirtildi.
BİA Medya Gözlem Masası’nın Temmuz-Ağustos-Eylül 2008 Medya Gözlem Raporu açıklandı. İletişim özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemelere, Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Türk Ceza Kanunu (TCK), Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun arından 5651 Sayılı İnternet Suçları Kanunu’nun da eklendiği belirtilen raporda, küresel video paylaşım sitesi youtube.com'un barındırdığı “Atatürk aleyhindeki videolar”ı dünya veri tabanından çıkarmadığı gerekçesiyle, Türkiye'de 6 aydır yasaklı olduğu, dailymotion sitesinin de bir ay kapalı kaldığı, geocities.com sitesinin de 8 aydır erişilmez durumda olduğu hatırlatıldı. İnternet kullanıcılarının, tek bir içeriği gerekçe göstererek bir sitenin tümüne erişmeye yasak getirilmesine karşı seslerini yükseltmeye başladıkları kaydedilen raporda, 77’si gazeteci 116 kişinin görüşlerini ifade ettikleri, devlet odaklı hak ihlâllerini haberleştirdikleri ya da kınadıkları için 73 ayrı dâvâda yargılandığı belirlendi. Rapora göre, 301. maddeden açılan dâvâlar “yargılama izni” için Adalet Bakanlığı’na gönderilirken, maddenin yürürlükte kalması yeni dâvâlara kapı aralıyor. Son üç ayda 301. maddeden 15’i gazeteci 36 kişi 18 davadan yargılandı. Geçen yılın aynı döneminde 301’den 22 kişi, 15 dâvâ çerçevesinde sanıktı.
Demeç, haber ve raporlarıyla “yargıyı etkilemek”le suçlanan 13 kişiye 5 dava açıldı, ikisi beraat etti. 8 kişi “kin ve düşmanlığa tahrik”ten açılan 5 dâvâda yargılandı, dâvâların tamamı sürüyor. Üç ayda 28’i gazeteci toplam 36 kişi, hakaret iddiasıyla açılan 23 dâvâdan 75 yıl hapis ve 1 milyon 181 bin YTL tazminat talebiyle yargılandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 3 kişinin açtığı dâvâda Türkiye’yi 6 bin 500 avro (yaklaşık 12 bin 200 YTL) tazminata mahkûm etti. Geçen yıl aynı dönemde 32 kişinin başvurusunda 14 bin 500 avroya (25 bin YTL) hükmedilmişti.
|
01.11.2008
|
|
|
Genekurmay’dan hükümete komando eğitimi gösterilecek |
GENELKURMAY Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, 219 Ekim 2008 tarihleri arasında icra edilen sınır ötesi hava harekâtı ve ateş destek vasıtalarıyla yapılan etkili atışlarla, Irak’ın kuzeyindeki bölücü terör örgütü mensuplarının önemli ölçüde zayiat verdiği ve bu zayiatlarla bağlantılı 124 örgüt mensubunun firar ettiği bilgilerinin alındığını açıkladı.
Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğgeneral Gürak, 4 Kasım 2008 tarihinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Terörle Mücadele Yüksek Kuruluna katılan 6 bakana, Dağ ve Komando Okulu ve İç Güvenlik Eğitim ve Tatbikat Merkezinde (Eğirdir) subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve erlere verilen iç güvenlik ve komando eğitiminin yerinde gösterileceğini söyledi.Tuğgeneral Gürak, iç güvenlik eğitimlerinde, personele zor arazi ve hava şartlarında karşılaşacağı problemleri yenecek şekilde, iç güvenlik bölgesine benzer arazide eğitim verildiğini de bildirdi.
|
01.11.2008
|
|
|
“İstanbul neronları” görev başında |
İSTANBUL'UN 5 ayrı ilçesinde 14 araç ve bir market kundaklandı. Edinilen bilgiye göre Tuzla İçmeler Mahallesinde Cumhuriyet Caddesi’ndeki inşaatın yanında park halinde bulunan 34 MKS 86, 34 VM 819 ve 34 FKC 79 plâkalı otomobiller, kimliği henüz belirlenemeyen kişi veya kişilerce yanıcı madde atılarak ateşe verildi.
Alevler Tuzla itfaiye ekiplerince söndürülürken, otomobillerde maddî hasar meydana geldi. Kadıköy Yenisahra Fatih Caddesi G-11 Sokak’ta park halinde olan 06 AY 7637 plâkalı Türk Kızılayına ait ‘’kan taşıma aracı’’ ile yakınında bulunan 7 araç, gece saatlerinde, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce üzerlerine akaryakıt dökülerek ateşe verildi. İtfaiye ekiplerince söndürülen yangınlarda, araçlarda hasar oluştu. Kâğıthane Güzeltepe Mahallesi Necati Molder Caddesi’nde de bir markete, gece saatlerinde Molotof kokteyli atılması sonucu yangın çıktı. İtfaiye ekiplerince söndürülen yangında iş yerinde küçük çapta hasar meydana geldi. Ayrıca Şişli’de ateşe verilen iki ve Beykoz’da ise bir araç hasar gördü. Polis, saldırganları yakalamak için araştırma başlattı.
|
01.11.2008
|
|
|
İLK KAFİLE HACCA UĞURLANDI |
Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla hac ibadetini yerine getirmek isteyen hacı adayları törenle kutsal topraklara uğurlandı.
Suudi Arabistan Havayollarına ait uçakla Medine’ye hareket eden 219 hacı adayı ve 5 görevlinin bulunduğu kafile, Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ile aileler tarafından uğurlandı. Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde düzenlenen törende konuşan Vali Güler, çok mutlu bir gün yaşadıklarını belirterek, bu yıl 18 bin 600 hacı adayının 86 kafile halinde İstanbul’dan yola çıkacağını ifade ederek, gidişlerin Aralık ayı başına kadar süreceğini, ilk hacı kafilesinin ise 11 Aralık tarihinde yurda döneceğini, dönüşlerin 4 Ocak 2009’da tamamlanacağını bildirdi. Vali Güler, hacı adaylarına ''Ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve bekası, insanlarımızın ve güvenlik güçlerimizin başarısı, milletimizin geleceğinin aydınlık olması için dua edin'' diye seslendi. Hacı adayları, okunan duanın ardından kutsal topraklara uğurlandı.
|
01.11.2008
|
|
|
Sağlıkta paralı dönem başladı |
Türk Sağlık-Sen 1 Ekim’den itibaren yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası Kanunu sonrası hastalardan muayene başına alınan katılım payının vatandaşa yansıması ile ilgili bir rapor hazırladı. Rapora göre bir yılda vatandaşlar yaklaşık 1 milyar YTL katkı payı ödeyecekler. Raporda sağlık harcamalarındaki artışın faturasının katılım payı alınması ile birlikte vatandaşa kesildiğine de dikkat çekildi.
Türk Sağlık-Sen 1 Ekim’den itibaren yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile hastalardan muayene başına alınan katılım payının vatandaşa yansıması ile ilgili bir rapor hazırladı. Rapora göre bir yılda vatandaşlar yaklaşık 1 Milyar YTL katkı payını devlete ödeyecekler. Raporda sağlık harcamalarındaki artışın faturasının katılım payı alınması ile birlikte vatandaşa kesildiğine de dikkat çekildi.
Hazırlanan raporda sadece Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde 2007 yılında 210 milyon muayene yapıldığına dikkat çekilerek “Muayene katılım payı Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde 3 YTL olarak belirlenmiştir. Geçmiş yıllarda hastanelerde yapılan muayene sayısına bakıldığından 2005 yılında 165 milyon, 2006 yılında 190 milyon, 2007 yılında da 210 milyon muayene yapılmıştır. Muayene oranlarının yıllık artışlarına bakıldığında 1 Ekim 2009’a kadar yaklaşık 230 milyon muayene yapılacağı tahmin edilmektedir. Bunun yaklaşık maliyeti vatandaşa 690 milyon YTL olacaktır. Sağlıkta Uygulama Tebliğine göre üniversite hastanelerinde muayene başına 6 YTL, Özel hastanelerde ise muayene başına 10 YTL katılım payı alınmasıyla yaklaşık olarak bir yılda vatandaşlardan 1 milyar YTL katılım payı olarak SGK tarafından tahsil edilecektir” denildi.
FATURA VATANDAŞA KESİLDİ
Katılım payı alınması ile sağlıkta artan harcamaların faturasının vatandaşa kesildiğine dikkat çekilen raporda “Türkiye’de sağlık harcamaları her yıl katlanarak artmaktadır. 2006 yılında 23 milyar YTL olan sağlık harcamaları, 2007 yılında 26.6 milyara yükselmiştir. 2008 yılı sonunda 30 milyar doları aşması beklenmektedir. Özel hastanelere devletin ödediği para 2002 yılında 0.4 milyar YTL iken 2007 yılında bu rakam 2.35 milyar YTL’ye yükselmiştir. Sağlık harcamalarının faturası katılım payı ile vatandaşa kesilmek istenmektedir” görüşüne yer verildi.
KATILIM PAYINI ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN İLÂCINI ALAMAYAN HASTALAR OLACAK
Süreklİ hastalıkları sebebiyle sık sık kontrolden geçmek veya tedavi görmek zorunda kalan hastaların cebinden çok para çıkacağının vurgulandığı raporda, ilâç alınmasa dahi muayene için katılım payının isteneceğine dikkat çekilerek ilâç veya tıbbî cihaz masraflarını ödeyemedikleri için mağdur olan hastaların yanına birikmiş katılım payı borcunu ödemedikleri için ilâçlarını alamayan hastaların ekleneceği belirtildi.
KAHVECİ: PARALI SAĞLIK DÖNEMİ
BAŞLADI
Raporla ilgili olarak bir değerlendirme yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, katılım payı ücreti ile sağlıkta paralı döneme geçişin başladığını ifade ederek “Sağlık bedava olacak söylemlerinin sonunda vatandaştan muayene parası alınmaya başlanan döneme girilmiştir. Katılım payı paralı sağlık siteminin ilk aşamasıdır. Genel Sağlık Sigortası ile birlikte daha birçok alanda vatandaş sağlık hizmeti vatandaşlar ekstra para ödeyecekler. Vatandaşları sağlık alanında oldukça sıkıntılı ve zor günler bekliyor” diye konuştu.
|
01.11.2008
|
|
|
YENİ ASYA NEŞRİYAT TÜYAP FUARI’NDA |
TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından düzenlenen 27. İstanbul Kitap Fuarı bugün başlıyor.
TÜYAP Kitap Fuarı başlıyor
9 Kasıma kadar devam edecek olan fuara aralarında Yeni Asya Neşriyatın da bulunduğu 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor. ilk 1968 yılında düzenlenen TÜYAP Fuarı, “40 Yıl Önce, 40 Yıl Sonra” temasıyla bu yıl kapılarını 27. kez açıyor. İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı Füruzan olarak belirlendi. Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek fuar süresince Füruzan’ın edebî kişiliği, eserleri üzerine söyleşi ve panellerin yer aldığı faaliyetler düzenlenecek. İstanbul Kitap Fuarı, ARTİST 2008/18. İstanbul Sanat Fuarı ile eş zamanlı gerçekleştirilecek.
|
01.11.2008
|
|
|
Binalarda yalıtım artık kurala bağlı yapılacak |
Bİnalardakİ ısı kayıplarının azaltılmasına, enerji tasarrufu sağlanmasına ve uygulamaya yönelik usul ve esasları düzenleyen ‘’Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği’’ bugünden itibaren yürürlüğe girecek.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığının söz konusu yönetmeliğine göre, yönetmelik esasları Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki belediyeler dahil olmak üzere, bütün yerleşim birimlerindeki binalarda uygulanacak. Münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına gerek duyulmayan depo, cephanelik, ardiye, ahır, ağıl ve benzeri binalarda yönetmelik hükümlerinin uygulanması zorunlu olmayacak.
|
01.11.2008
|
|
|
Ege’de balıkların boyları küçüldü |
Ege Denizi’nde aşırı avlanma sebebiyle son yıllarda avlanan balıkların boylarının küçüldüğü bildirildi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adnan Ayaz, yaptığı açıklamada, balıkçıların kullandığı ağların gözlerindeki küçülmenin ‘’av baskısı’’nın göstergesi olduğunu belirtti. Ayaz, Barbun balığı avcılığında, bundan 5-6 yıl önce 22 milimetrelik göz genişliğine sahip ağların kullanıldığını, şu anda ise bu rakamın 20 milimetreye düştüğüne dikkati çekerek, ‘’balıkçı av bölgesinde daha önce avladığı bir balığı artık yakalayamıyorsa ve av için daha küçük gözlü ağlar kullanıyorsa, bu söz konusu balık stokunun giderek azaldığını ve av baskısının yoğunluğunu gösterir’’ dedi. Avlanan balık boylarının son yıllarda giderek küçüldüğünü vurgulayan Ayaz, avcıların balık avında pek çok ‘’hile’’ kullandığını savundu.
|
01.11.2008
|
|
|
|