|
|
|
İskandinav hacıların sayısı artıyor |
Stockholm Din Hizmetleri Müşavirliğinden alınan bilgilere göre, geçtiğimiz yıl sadece İsveç’ten hacca giden sayısı 220’yi bulurken, bu sayı bu yıl diğer bazı İskandinav ülkelerinden katılımlarla 330’ları buldu.
Konuyla ilgili olarak Stockholm Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu bazı açıklamalarda bulundu. İsveç ve Norveç olarak, geçen senen tanınan kontenjanın yüz kadar üzerine çıkıldığını belirten Müşavir Baloğlu, geçtiğimiz yıllarda 220 civarında hacı adayımızın kutsal beldelere götürüldüğünü, bu sene 320 civarında hacı adayının olduğunu söyledi. Görevlilerle birlikte İsveç, Norveç ve Finlandiya kafilesinin 330 kişi civarında olacağını ekleyen Baloğlu, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Diyanetin hac organizasyonları herkesçe malum; bu işi yıllardır gayet profesyonelce yapıyor. Bu konuda Diyanet’in, yılların birikimi ve tecrübesi var, Mekke ve Medine’deki imkânları çok fazla. Vatandaşlarımız da bunları görüyor. Ve ayrıca vatandaşımız, devletin güvencesiyle hacca gitmeyi istiyor. Ve her sene vatandaşın bu talebi artıyor. Seneye bu kontenjanımızın daha da fazla üzerine çıkacağımızı düşünüyorum. İnanıyorum ki buradan bin, iki bin hacı adayı hacca gidecektir. Bizler de müşavirlik olarak bu insanlarımızı hacca götürmek için elimizden gelen her türlü imkânı seferber etmeye çalışıyoruz.”
Vatandaşın hacca olan iştiyakının her geçen gün artarak devam etmesiyle ilgili olarak da, Müşavir Baloğlu şu yorumlarda bulundu: “Tabii ki hac çok önemli bir ibadet. İnsanımız günlük namazını, Ramazan orucunu tutuyor ama her Müslümanın idealindeki en büyük ibadet olarak haccı zikredebilirim. Yani hac, her Müslümanın hayatındaki en büyük ideallerden birisidir. Dolayısıyla da, gücü ve imkânı olan insanımız da hacca gitmek için kuyruğa giriyor.”
Son olarak, kotaların varlığı konusundaki üzüntülerini dile getiren Baloğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Gönül ister ki, kotalar olmasın, daha fazla insanımızı hacca götürelim. Ama hac mekânları da ancak belirli sayıda insanı ağırlayacak kapasitede. Dolayısıyla, insanımızın bilinçaltındaki hacı olma, hacca gitme arzusu, hayatının en önemli ideallerinden.”
Bediüzzaman ne demişti?
Bedİüzzaman Said Nursi hazretleri Risale-i Nur Külliyatı adlı eserlerinden Sözler adlı eserinin 13. Sözünün İkinci Makamı’nda dünya milletlerinin Kur’ân hakikatlerine teslim olacağını müjdeleyerek şu ifadeleri kullanmaktadır: “...nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyamet başlarına kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika’nın din-i hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti gibi rû-yi zeminin geniş kıt’aları ve büyük hükûmetleri Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyanı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar. Çünkü bu hakikat noktasında, kat’iyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mucize-i ekberin yerini tutamaz.”
|
31.10.2008
|
|
|
Avustralya’nın alkolle başı dertte |
Avustralya’nIn New South Wales eyaleti, Sydney’de artan alkolle bağlantılı şiddet olaylarının önüne geçmek için bir dizi yeni karar aldı.
Yeni uygulamalar gereğince bundan sonra verilecek içki ruhsatlarında alkolün 24 saat satışına izin verilmeyecek, bu süre 18 saatle sınırlandırılacak. Eyalet genelindeki 50 kadar bar ve kulüp, saat 02.00’den sonra yeni müşteri kabul edemeyecek, içki servisi gece yarısından sonra plastik bardaklarda yapılacak. Eyalet Başbakanı Hathan Rees, yeni uygulamalarla ilgili bilgi verdiği açıklamasında, alkolle bağlantılı şiddet olaylarının artık bıkkınlık verdiğini, bu uygulamaların, içkinin etkisiyle yapılan ve şiddetle sona eren davranışları sona erdirmeye yönelik olduğunu söyledi. Sydney’de alkolle bağlantılı şiddet olaylarında son zamanlarda artış olmuş, çıkan kargaşalarda bira şişeleri ve bardakları kullanılmıştı. Avustralya’nın en yoğun nüfusuna sahip New South Wales’de, geçen yıl alkolle bağlantılı 21 bin olay rapor edildi.
|
31.10.2008
|
|
|
Sera gazı artışı devam ediyor |
Güçlü bir sera gazı olarak bilinen metanın atmosferdeki miktarının geçen yıl hızla arttığı belirlendi.
Hem güney hem de kuzey yarımkürede ölçüm yapılan bütün noktalarda, karbondioksitten 25 kat daha etkili bir sera gazı olan metanın arttığı tespit edildi. Geophysical Research Letters’da yayımlanan makalede, bilim adamları, küresel ısınmaya yol açan bu gazdaki çarpıcı artışın sebebinin henüz belirlenemediğini belirtti. Massachusetts Institute of Technology’den Matthew Rigby, elde edilen sonuçların büyük bir sürpriz olduğunu bildirdi. Atmosferdeki metan gazı miktarı, sanayi devriminden itibaren yaklaşık 2 katına çıktı. Atmosferde sanayi devrimi öncesinde yaklaşık 1 milyarda 700 metan molekülü bulunuyordu. Ancak bu miktar 20’inci yüzyılda 1773 moleküle çıktı. Molekül miktarı 2007 yılında ise hızla, 1 milyarda 10 adet daha arttı.
|
31.10.2008
|
|
|
Çin, Venezuela için uydu fırlattı |
ÇİN, Venezuela için uzaya telekomünikasyon uydusu gönderdi.
Ülkenin güneybatısındaki Sichuan eyaletinde bulunan Xichang uydu fırlatma merkezinden bu sabah Long March 3II taşıyıcı roketle fırlatılan uydu, Çin’in Latin Amerika ülkesi için üretip, fırlattığı ilk uydu oldu. Venezuela 1 Telecom Satellite adındaki uydu 15 yıl ömürlü ve 5 bin 100 kilogram ağırlığında. Uydu, China Aerospace Science and Technology Corporation tarafından üretildi. Venezuela’nın bu ilk telekom uydusu, yayın, tele-eğitim ve sağlık hizmetinde kullanılacak. Bu gönderilme Çin’in Long March (Uzun Yürüyüş) ailesinin 111. uzay uçuşu oluyor.
|
31.10.2008
|
|
|
Suudi Arabistan’da kızlara özel üniversite |
Suudİ Arabistan’da kızlara özel üniversite açılacak.
Kral Abdullah’ın da katıldığı bir törenle, ülkede bir ilk olan Prenses Nura Bint Abdürrahman Kız Üniversitesi’nin temeli atıldı. Riyad’ın dış kesimlerinde inşa edilecek üniversitenin iki yıla kadar açılması planlanıyor. Kızlar, bu üniversitenin tıp, eczacılık, işletme, bilgisayar bilimleri ve yabancı diller gibi bölümlerinde eğitim imkânı bulacak. Kral Abdullah, kadın istihdamını artırmak için toplumsal reformların yapılmasını teşvik ediyor.
|
31.10.2008
|
|
|
McCain kazanırsa ülkeyi terkedecekler |
İNGİLİZ şarkıcı Seal, ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday John McCain’in kazanması durumunda, Alman eşi Heidi Klum ve 3 çocuğuyla birlikte bu ülkeyi terk edeceğini söyledi.
Ailesiyle Los Angeles şehrinde hayatını sürdüren Seal, “Vanity Fair” dergisine yaptığı açıklamada, McCain’in başkanlık seçimini kazanması durumunda ailesiyle ABD’den ayrılacağını, ancak buna gerek kalmayacağına ve ABD’de siyasî bir değişim yaşanacağına inandığını ifade etti. ABD’de çok sayıda gencin seçime hazırlandığını, bu gençlerin kendilerini seçmen olarak kaydettirdiklerini, mitinglere katıldıklarını ve bağış topladıklarını belirten Seal, gençlerin büyük kısmının bunu ABD Başkanı George Bush’un kötü politikasından dolayı yaptığını ve kendi başkanlarından “utandığını” söyledi.
|
31.10.2008
|
|
|
Uydu fotoğrafı pazarı kızışıyor |
Earth isimli yazılımıyla uzaydan çekilen yeryüzü fotoğraflarını bilgisayar kullanıcılarına ücretsiz olarak da sunan Google’dan sonra Microsoft da görüntü sağlayıcı Digital Globe firmasıyla yeni bir anlaşma imzaladı.
Alınan bilgilere göre Microsoft firması, Virtual Earth ve Live Search Maps yazılımlarında kullanılmak üzere Digital Globe firmasının yaklaşık 200 milyon mil karelik dünya fotoğraf arşivine erişme imkânı buldu.
Öte yandan GeoEye şirketinin, yaklaşık 700 kilometre yükseklikte hizmete soktuğu ve ‘’son derece temiz ve detaylı yerküre görüntüsü’’ elde eden GeoEye-1 uydusunun ilk görüntüleri hükümet ve askeri organizasyonların yanı sıra Google’ın da dikkati çekti. Google’ın bu uydudan alınan görüntüleri Earth isimli programına entegre edeceğini açıklamasının ardından, müşterisini rakip şirkete kaptırmak istemeyen Digital Globe da ‘’daha iyi görüntü sağlayacak’’ WorldView-2 uydusunun fırlatma tarihini öne aldı. Ancak uydudan çekilen yerküre fotoğraflarını maksimum çözünürlükte sunmak mümkün değil. ABD hükümeti, ‘’güvenlik’’ gerekçesiyle birçok alanın detaylı görüntüsünün sunulmasına izin vermiyor. Dünyanın çevresinde hâlen çok sayıda haberleşme, meteoroloji, astronomi, seyrüsefer, gözetleme ve gözlem uydusu görev yapıyor.
|
31.10.2008
|
|
|
Suyla çalışan pil yaptı |
TayvanlI Prof. Liao Chong-pin ıslatılınca enerji veren pil icat etti.
Liao pilin ıslatıldıktan sonra 2 ila 7 gün arasında enerji sağlayabildiğini söyledi. Liao, icat ettiği pilin tamamen organik olduğunu, herhangi bir toksit atık içermediği için çevreye zarar vermeyeceğini açıkladı. Pil su veya herhangi bir sıvı maddeyle ıslatıldıktan 10 saniye sonra çalışmaya başlıyor. Pilin tek kötü özelliği ise normal pillerin ancak yarısı kadar güç sağlayabilmesi.
|
31.10.2008
|
|
|
HALK SÖZ SAHİBİ OLUYOR |
“Türkiye henüz AB’ye üye olmadan da AB’den fayda sağlamaya başlamıştır” diyen Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, “Artık belli bir kesimin söz sahibi olduğu bir Türkiye’den, halkın tüm kesimlerinin söz sahibi olduğu bir Türkiye’ye geliyoruz” şeklinde konuştu. Babacan, “AB sürecinde temel hak ve hürriyetleri uygulama konusunda daha kararlı adımlar atmalıyız” ifadesini kullandı.
AB OLMASA İŞİMİZ ZOR
AB üyelik süreci olmasaydı, şu ankinden çok daha geri bir ekonomimiz olacağını belirten Babacan, “Türkiye dünya toplumu içinde hak ettiği yere AB süreci neticesinde gelecektir” dedi. Türkiye'nin daha iyi bir demokrasiye ulaşması için AB sürecinin büyük önem taşıdığını söyleyen Babacan, AB normları ve standartları olmasa demokratikleşme sürecinin kesintiye uğrayabileceği uyarısı yaptı.
Üye olmadan AB’nin faydasını görüyoruz
AB-TÜRKİYE İş Geliştirme Merkezi (ABİGEM) açılış töreni Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, TOBB Başkanı M. Rıfat Hisarcıklıoğlu ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın katılımıyla TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Açılış töreninde bir konuşma yapan Dış İşleri Bakanı ve Baş Müzakereci Ali Babacan, AB’ye üye olmadan da Türkiye’nin AB’den fayda sağlamaya başladığını belirterek, “Türkiye, henüz AB’ye üye olmadan da AB’den fayda sağlamaya başlamıştır. Özellikle AB’den gelen güven faktörü Türkiye’de faiz oranlarının çok ciddî şekilde aşağı inmesini sağlamıştır. Yine AB süreci Türkiye’ye, dünya finans sektörü tarafından bir öngörü getirmiştir” sözlerini aktardı. AB’ye tam üyeliğin, halkımızı en yüksek yaşam standartlarına ulaştıracağını aktaran Babacan, “AB’ye tam üyelik Türkiye’nin stratejik hedefidir. Bu sürecin, halkımızın en yüksek yaşam standartlarına ulaşması için bir vesile olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER İÇİN AB ÇOK
ÖNEMLİ
Türkiye’nin hak ve hürriyetler noktasında daha iyi bir seviyeye çıkması için AB’nin büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Babacan, “Türkiye, AB ile müzakerelere başladığı Aralık 2004 tarihinden sonra yeni bir sayfa açmıştır. Türkiye’nin daha iyi bir demokrasiye sahip olabilmesi ve insan hak ve hürriyetleri noktasında daha iyi bir seviyeye çıkması için AB üyeliği çok büyük bir öneme sahiptir.” sözlerini dile getirdi.
AB SÜRECİ İLE HALKIN SÖZ SAHİBİ OLDUĞU BİR TÜRKİYE'YE GELİYORUZ
AB sürecinde temel hak ve hürriyetleri uygulama konusunda daha kararlı adımlar atılması gerektiğini söyleyen Babacan, şöyle konuştu: “Artık belli bir kesimin söz sahibi olduğu bir Türkiye’den, halkın tüm kesimlerinin söz sahibi olduğu bir Türkiye’ye geliyoruz. Bu anlamda, ifade ve düşünce özgürlüğü Türk demokrasinin temelini oluşturduğu anlaşılmaktadır. İçinde bulunduğumuz AB sürecinde, temel Türkiye’nin AB üyelik süreci olmasaydı, şuankinden çok daha geri bir ekonomimiz olacağını belirten Babacan, şunları söyledi: “Türkiye dünya toplumu içerisinde hak ettiği yere, AB süreci neticesinde gelecektir. Türkiye’nin eğer AB üyelik süreci olmasaydı, hangi ekonomik programı uygularsa uygulasın, ekonomimiz şuankinden çok daha geri bir noktada olacaktı.”
ULUSAL PROGRAMDA SON SAFHAYA GELİNDİ
KonuşmasInIn sonunda Babacan, Türkiye’nin 3-4 yıllık yol haritasını belirtecek olan “Ulusal Program” da son safhaya gelindiğini ve yakında Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe gireceğini aktararak, şunları kaydetti: “Türkiye’nin 3-4 yıllık yol haritasını belirleyecek olan “Ulusal Program” da son safhaya gelinmiştir. Ulusal Program hazırlanırken 87 Sivil Toplum Kuruluşu ile işbirliği yaptık. STK’lardan gelen geribildirim, talep ve değişiklikleri de ilgili bakanlıklara gönderdik. Bakanlıklar STK’ların önerilerini değerlendirdikten sonra bize iletecek, biz de Ulusal Programı en kısa sürede tamamlayıp son şeklini Başbakanlığa göndererek Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe girmesini sağlayacağız.”
|
31.10.2008
|
|
|
18 Aralık’tan sonra en az 2 müzakere başlığı açılacak |
AB Dönem Başkanı Fransa’nın AB işlerinden sorumlu Bakanı Jean-Pierre Jouyet, Türkiye ile AB arasındaki hükümetlerarası konferansın 18 Aralıkta toplanmasının beklendiğini açıkladı. Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği rezidansında düzenlenen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılan Fransız Bakan, bir grup Türk gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında, 18 aralıkta toplanması beklenen konferansta, Türkiye ile en az 2 müzakere başlığının açılmasının planlandığı söyledi.
Jouyet, dönem başkanı olarak ikiden fazla başlıkta Türkiye ile müzakereleri başlatmak istediklerini, ancak kendileri dışındaki bazı gelişmelerden dolayı 3. başlığın açılmasının mümkün olmayabileceğini söyledi. Diplomatik kaynaklar, sermaye dolaşımı ile bilgi toplumu ve medya ile ilgili 2 başlığın açılacağını belirtiyorlar. Türkiye’nin teknik olarak hazır olduğu enerji konusundaki faslın açılmasının ise AB içindeki bazı itirazlar yüzünden engellendiği belirtiliyor. Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Osman Korutürk tarafından verilen resepsiyona, Fransız Bakanın yanı sıra çok sayıda yerli ve yabancı davetli katıldı.
|
31.10.2008
|
|
|
Gül, bu sene de iki ayrı resepsiyon verdi |
29 EKİM Cumhuriyet Bayramı sebebiyle Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyona yoğun katılım oldu.
Gül, geçen yıl başlattığı iki resepsiyon uygulamasını bu sene de sürdürdü. ‘A Tipi’ protokole dahil olan devlet erkanını öğle saatlerinde Çankaya Köşkü’nde ağırlayan Gül, akşam saatlerinde de ikinci resepsiyonunu verdi. İlk resepsiyonun aksine ikinci resepsiyon ‘eşli’ gerçekleşti ve Gül, eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte davetlileri resepsiyon salonunun kapısında karşıladı.
Medya, siyaset, spor, sanat, iş ve sivil toplum dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı resepsiyona Yeni Asya Gazetesi adına Ankara Temsilcimiz Mehmet Kara katıldı. Resepsiyonda gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, Deniz Baykal’ın resepsiyona katılmaması ile ilgili olarak “Kendi bileceği iş, herkesin kendi meselesi” dedi. Terörle ilgili bir soru üzerine, konunun toplantılarda değerlendirildiğini, herkesin, her şeyi bildiğini belirterek, “Bu konuda yeniden mobilize olmak lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, terör konusunda herkesin sağduyulu olması gerektiğini de ifade etti. Terörle ilgili bir zirve toplamayı düşünüp düşünmediği sorusuna ise Gül, “Biz, zaten Milli Güvenlik Kurulu’nda bunları konuşuyoruz” karşılığını verdi.
Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin lideri Mesut Barzani ile görüşmeler ve ilişkiler konusundaki bir soru üzerine de bölgesel yönetimin Irak’ın bütünlüğü içinde, anayasal yapıda yeri olduğunu hatırlatan Gül, küresel mali kriz konusunda da panik yapmamak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, “Dikkatli olmak, ciddiye almak lazım. Merkez Bankası gayet dikkatli” diye konuştu.
Gül’ün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Çankaya Köşkü’nde verdiği eşli resepsiyona TBMM Başkanı Köksal Toptan ve eşi Saime Toptan’ın yanı sıra Devlet Bakanları Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Mehmet Aydın, Hilmi Güler, Ali Babacan, Nimet Çubukçu da eşleriyle birlikte geldi.
|
31.10.2008
|
|
|
KRİZDEYİZ |
Ordu’da yapılan Cumhuriyet resepsiyonuna Vali Ali Kaban, köylüleri de davet etti. Ayaklarındaki lastik ayakkabılarıyla resepsiyonda sıkılgan tavırlar sergileyen çiftçiler, ilginç görüntüler oluşturdu. Cemil Tepe adlı köylü, kendilerini davet edenlere teşekkür ettiğini belirterek, “Ben çok fazla birşey hissedemiyorum çünkü bunalımdayız. Yani bir tek ben değil, üretici bunalımda şimdi” diye konuştu.
Resepsiyondaki köylü bunalımda
Ordu’da yapılan Cumhuriyet resepsiyonuna Vali Ali Kaban, köylüleri de davet etti. Resepsiyona davet üzerine katılan Cemil Tepe adlı köylü kendilerini davet edenlere teşekkür ettiğini belirterek, “Ben çok fazla bir şey hissedemiyorum çünkü bunalımdayız. Yani bir tek ben değil üretici bunalımda şimdi” dedi.
Ayaklarındaki lâstik ayakkabılarıyla resepsiyonda sıkılgan tavırlar sergileyen çiftçiler, ilginç görüntüler oluşturdu. Ordu’da Cumhuriyet Bayramının 85. yılı kutlamaları nedeniyle Tesk Otel’in şelaleli salonunda verilen Cumhuriyet resepsiyonuna köylüler de davet edildi. Vali Ali Kaban’ın daveti üzerine Kabadüz ilçesi Derinçay köyünden vatandaşlar da resepsiyona katıldı. Resepsiyona katılan köylüler arasında bulunan vatandaşların programa ayaklarındaki kara lâstik denilen ayakkabılarıyla gelmesi dikkat çekti.
Davetten oldukça memnun kalan köylüler adına Muhtar Hasan Okutan da Vali Ali Kaban’ı köylerine davet etti. Vali Ali Kaban da tek tek masalarını gezerek köylülerle sohbet etti. Vali Kaban, “Hepimiz her birimiz tek tek cumhuriyeti oluşturuyoruz, zahmet ettiniz geldiniz.” dedi. Daha sonra Kaban, köylüler ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Davetten büyük onur ve mutluluk duyduklarını aktaran Kabadüz Köyü Muhtarı Hasan Okutan, “Ne söyleyebilirim sevinçle buraya geldik. Biz de, bizi buraya çağırarak onurlandıran valimizi köyümüze çağırıyoruz. Türkiye’de belki bir ilk gerçekleşiyor ve biz bundan çok mutluyuz.” dedi. Cemil Tepe adlı köylü de kendilerini davet edenlere teşekkür ettiğini belirterek, “Ben çok fazla bir şey hissedemiyorum çünkü bunalımdayız. Yani bir tek ben değil üretici bunalımda şimdi” diye konuştu. Çoban olduğunu anlatan Aslan Tepe ise, “Ben çobanım. Böyle bir şey olduğunu söylediler, ben de gelmek istedim onun için buradayım. Ben her zaman kara lastikleyim onun için böyle geldim. Kimsenin bakışından rahatsız olmadım öyle bakan oldu mu onu da fark etmedim. Mesleğimden de utanmıyorum her zaman her yerde söylerim. Utanılacak bir mesleğim olduğunu da sanmıyorum.” diye konuştu.
|
31.10.2008
|
|
|
Ergenekon iddianamesi özetlenerek okunuyor |
‘’Ergenekon’’ davası kapsamında 46’sı tutuklu 86 sanığın yargılandığı davanın 5. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda görülen davanın dünkü duruşmasına, aralarında Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de bulunduğu 46 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Duruşma, tutuklu sanıklar ile tutuksuz sanıklar, avukatları, izleyiciler ve basın mensuplarının salondaki yerlerini almalarıyla saat 09.30’da başladı. Gelen sanıklar ile avukatların kimler olduğunun kayıt altına alındığı duruşmada, iddianame, özetlenerek okunmaya başlandı. İddianamede 175. sayfaya gelindi. Ergenekon davasında iddianamenin bazı konularında sadece başlıklar okunarak ayrıntılara girilmiyor. İddianamede devlet içerisindeki gizli yapılanma bölümünde (A) Yargı yapılanması, (B) Emniyet yapılanması, (E) Sivil yapılanma şeklinde ana başlıklar okunarak ayrıntılara girilmedi. Bunun üzerine avukatlar arasında konuşmalar başlayınca Mahkeme Başkanı Köksal Şengül, “Tek tek satır satır okunsun mu?” diye sordu. Sanık avukatları da “Yok yok o gün okunmasını isteyen avukatlar duruşmada bile yok.” cevabını verdi. Avukatlar arasında konuşmalar devam edince Mahkeme Başkanı Şengül, “Oturduğunuz yerden konuşmayın” deyince bir sanık avukatı “Birden 130. sayfadan 150. sayfaya geçti de onu söyledim” dedi. Mahkeme Başkanı Şengül’ün “Mümkün olduğunca özetlemeye çalışıyoruz.” demesi üzerine sanık avukatı, “Tamam, özetlenmesine ben de katılıyorum.” karşılığını verdi. Ergenekon davası sanıklarından Sedat Peker, ilk defa duruşmaya getirildi. Başka davalardan tutuklu bulunan Sedat Peker’in yanı sıra bugünkü duruşmaya, sadece 9 tutuksuz sanık katıldı. Jandarmanın, dava nedeniyle canlı yayın araçlarının önünde konuşlandığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi çevresinde olası gösterilere karşı güvenlik tedbirleri aldığı gözlendi.
|
31.10.2008
|
|
|
Genelkurmay imam istedi mi? |
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Genelkurmay Başkanlığı tarafından iç güvenlik harekatına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen brifingle ilgili olarak, ‘’Spesifik olarak, ‘Şu konuyu şöyle çözelim’ gibi bir tespit veya öneri olmadı.
Genelde bölgede yaşanan sorunlar, sosyoekonomik sorunlar, masaya yatırıldı’’ dedi. Çelik, Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun Dedeman Oteli’ndeki genel kuruluna gelişinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bakan Çelik, bir gazetecinin, ‘’Genelkurmay Başkanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na verilen brifingde, ‘Doğu ve güneydoğuda imam olmayan camilere imam atanması’ ve ‘Kürtçe yayının artırılması’ gibi öneriler oldu mu?’’ sorusu üzerine şunları söyledi:’’Bunları hangi kaynaktan alıyorsunuz bilemiyorum. Türkiye uzun yıllardır terör sorunuyla karşı karşıya. Terörün bertaraf edilmesi ile ilgili, Genelkurmay Başkanlığımızın, dolayısıyla güvenlik güçlerimizin yapmış olduğu çalışmalar ortaya kondu. Bundan sonra da devletin bütün kuruluşlarının el birliğiyle bu sorunun üstesinden nasıl gelebileceği ile ilgili geniş çaplı bir değerlendirme yapıldı. Burada spesifik olarak, ‘Şu konuyu şöyle çözelim’ gibi bir tespit veya öneri olmadı. Genelde bölgede yaşanan sorunlar, sosyoekonomik sorunlar, masaya yatırıldı. Çünkü olayın bir de sosyoekonomik boyutu var. O boyutta değerlendirildi. Yoksa spesifik olarak bahsedilen konular olmadı. Bunlar doğru intikal etmiş değil. Doğru kaynaktan bilgi almamışsınız.
|
31.10.2008
|
|
|
İnsansız hava araçları İsrail'den Kasım'da geliyor |
İSRAİL Savunma Bakanı Ehud Barak’ın davetlisi olarak İsrail’e resmi ziyarette bulunan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İsrail’in insansız hava araçlarının ilk ikisini Kasım sonunda Türkiye’ye teslim edeceğini söyledi.
Milli Savunma Bakanı Gönül, insansız hava taşıtlarının İsrail’deki test uçuşlarını izledi. Bakan Gönül, test uçuşlarının ardından, sorularını cevapladı. Denemeleri çok başarılı bulduğunu söyleyen Gönül, “Mükemmel araçlar... Verilecek görevleri en iyi şekilde yapacaklar” dedi. Vecdi Gönül’ün verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin İsrail’den alacağı toplam 10 adet insansız hava araçlarının geri kalanı gelecek yılın başında teslim edilecek. Gönül, araçların terörle mücadelede kullanılacağını kaydetti. Türkiye’nin 3 yıl önce bu araçlar için açtığı ihaleyi İsrail kazanmıştı. Gönül, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ile birlikte katıldığı testler sırasında, araçların kalkış, iniş, çeşitli yüksekliklerden tespitleri ve gönderdiği resimleri gördüklerini belirtti. Deneme uçuşlarını Gönül’le birlikte Savunma Sanayisi Müsteşarı Murad Bayar, Türk Hava Kuvvetleri’nden bazı subaylar ve 20 dolayında Türk teknisyen de izledi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ile görüşmesi sırasında, iki ülke arasındaki projeleri değerlendirdiklerini belirten Gönül, bu projelerle ilgili ayrıntı vermedi ve “Şu anda en önemlisi bu araçlar... Acil ihtiyacımız var” dedi.
|
31.10.2008
|
|
|
Sokaklarda ‘umuda doğru’ |
İSTİKRAR ve Sosyal Kalkınma Derneği ile Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği tarafından sokakta çalışan ya da yaşayan çocukların sayılarının azaltılması ve sokak kültüründen uzaklaşması amacıyla Van’da, ‘’Umuda Doğru’’ projesi hazırlandı.
İstikrar ve Sosyal Kalkınma Derneği Başkanı Ömer Tokat, yaptığı açıklamada, Van’ın, 1990’lı yılların başından itibaren güvenlik sebebiyle çevre il ve ilçelerden yoğun göç aldığını belirterek, hayvancılığın da popülaritesini kaybetmesi ve sınır ticaretinin sınırlandırılması sebebiyle vatandaşların geçim sıkıntısı içine girdiğini söyledi. Bu gelişmelere dayalı olarak il nüfusunun kısa sürede arttığını, çarpık şehirleşme, gecekondulaşma, işsizlik, yoksulluk ve eğitimsizlik gibi sorunların ortaya çıktığını anlatan Tokat, ‘’bunun sonucu olarak sağlıksız aile ortamları doğmakta, bu aileler çocuğun eğitimine önem vermemekte ve çocukların aile bütçesine katkıda bulunmasını beklemektedir’’ dedi. Aradığı hayat şartlarını şehirde bulamayan ailelerin, kısa süre sonra aile ilişkileri ve bağlarının bozulduğunu ifade eden Tokat, ‘’aile bağları kopan bölgenin çocukları, daha sonraları büyük şehirlere giderek karşımıza ‘sokakta yaşayan çocuklar olarak’ ya da ‘sokak çocukları’ olarak çıkmaktadır’’ diye konuştu. Tokat, çeşitli sosyal destek mekanizmaları kopan çocukların, hırsızlık kap-kaç, madde bağımlılığı gibi toplum genelini tehdit edici davranışlar sergileyebildiğini bildirerek, şunları kaydetti: ‘’Bu sorunların çözümüne katkı sağlamak amacıyla Van il merkezinde sokaklarda çalışan ve yaşayan çocukların sorunlarına yönelik olarak kamuoyu ve kurumlar nezdinde toplumsal duyarlılığı artırmak, çocukları çeşitli aktivitelerle bir rehabilitasyon sürecinden geçirmek amacıyla derneğimiz böyle bir projeyi hazırlama ihtiyacı duymuştur.’’ Projenin, Hollanda Büyükelçiliği tarafından Matra-Kap programı kapsamında maddi olarak desteklendiğine değinen Tokat, projeyle Van’da sokakta yaşayan ya da çalışan ile risk altında bulunan çocukların sayılarının azaltılmasını ve sokak kültüründen uzaklaşmasını hedeflediklerini dile getirdi.
|
31.10.2008
|
|
|
Aileyi cennet yapmak elimizde |
Bursa İlâhiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kurt, ailenin insan bünyesinin kalbi gibi olduğunu, kalp insanın yaşaması için ne kadar önemli ise, toplum için de ailenin o kadar önemli olduğunu kaydetti. Kurt, “Müminin evi kendisi ve tüm aile fertleri için cennetin bahçelerinden bir bahçe olmalıdır. Bu da ancak evlerimizi Kur’an ve Peygamberimizin (a.s.m) emirleri istikametinde şekillendirmemiz ile mümkündür” dedi. Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz de, ailenin iyi korunması gerektiğini kaydetti. Gündüz; “Ayakta kalan son kalemiz aileyi iyi korumalıyız. Aileyi ayakta tutmanın yollarını öğrenmeli ve uygulamalıyız” diye konuştu.
Aile, toplumun kalbidir
Uludağ Üniversitesi (UÜ) İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kurt, “Aile bünyenin kalbi gibidir, kalp insanın yaşaması için ne kadar önemli ise, toplum için de aile öyledir.” dedi. Bursa Nilüfer Müftülüğü tarafından 2008 yılı sosyal ve kültürel etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘İslâmda Aile ve Önemi’ konulu konferansa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Diyanet Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen konferansın açılış konuşmasını yapan Nilüfer İlçe Müftüsü Faruk Arvas, ailenin fert ve toplum kültürünün değeri ölçülemeyecek bir hazinesi olduğunu söyledi. Müftü Arvas, “Aile, bir toplumun çekirdeği, mayası ve omurgasıdır. Cemiyetin temeli aile, ailenin temeli ise, sağlam bir iman, sadakat, iffet, haya, karşılıklı sevgi ve anlayış gibi manevi değerlerdir. Müslüman Türk milleti olarak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de başarılara, zaferlere ulaşmak, her sahada ilerlemek, dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu olmak için; mutlaka aile yapımız imansızlık, ahlâksızlık, kötülük ve tuzaklardan korunmalı, milli ve manevi yapısı takviye ve idame ettirilmelidir.” dedi. Konferansa konuşmacı olarak katılan (UÜ) İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kurt ise, ailenin insan bünyesinin kalbi gibi olduğunu, kalp insanın yaşaması için, ne kadar önemli ise, toplum için de ailenin o kadar önemli olduğunu kaydetti.
|
31.10.2008
|
|
|
Belediye bursuna yoğun başvuru |
ANKARA Büyükşehir Belediyesinin 2008-2009 öğrenim döneminde 20 bin öğrenciye vermeyi planladığı burs için 74 bin 595 öğrenci başvurdu.
Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, belediye burslarından 7 bin 500 ilköğretim, 5 bin lise ve 7 bin 500 üniversite öğrencisi yararlanacak. Başvurusu 7 Ekimde sona eren burs programında, ilköğretim öğrencilerine ayda 20 YTL, lise öğrencilerine 25 YTL, üniversite öğrencilerine ise 50 YTL verilecek.
|
31.10.2008
|
|
|
Avustralya, Türk öğrencileri bekliyor |
Avustralya’nIn, yurt dışında eğitim görmek isteyen gençler için ABD ve Avrupa’ya göre gerek hayat gerekse konaklama şartları bakımından daha ucuz olduğu bildirildi.
Avustralya’nın Ankara Büyükelçisi Peter Doyle, bir etkinlik için geldiği Mersin’de, yaptığı açıklamada, yurt dışında okumak isteyen Türk öğrencilerine, ülke seçeneklerine daha geniş bakmalarını önerdi. Avustralya’ya çeşitli ülkelerden öğrenci getirilmesinde son 10-12 yılda olağanüstü bir başarı sağladıklarını belirten Doyle, ‘’özellikle Doğu Asya ve Hindistan’dan pek çok öğrenci aldık’’ dedi. Avustralya’ya Türkiye’den çok fazla öğrencinin gitmediğini ifade eden Doyle, şunları kaydetti: ‘’Daha fazla Türk öğrenciyi ülkemize çekmeye çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmalar çerçevesinde bu sayı her geçen gün artıyor. Öğrenciler Erasmus gibi değişik programlar sebebiyle öncelikle Avrupa’yı tercih ediyorlar, ancak, bizim de Avustralya hükümeti olarak tüm dünya ülkelerine sunduğumuz ve içinde Türkiye’nin de bulunduğu Endeavour bursları bulunuyor. Özellikle üniversiteli öğrenciler ile üniversite sonrası eğitime yönelik bursları kapsıyor.’’
|
31.10.2008
|
|
|
13 bin sözleşmeli için son şans |
MİLLİ Eğitim Bakanlığı, öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla, KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre, toplam 13 bin sözleşmeli öğretmen görevlendirecek.
Sözleşmeli öğretmenlik için adaylar bakanlığın, ‘’http://personel.meb.gov.tr’’ veya ‘’http://ilsis.meb.gov.tr’’ internet adreslerinden başvurabilecek. Başvurular il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulan başvuru bürolarından herhangi birinde onaylatıldıktan sonra resmi hale gelecek. Başvurularda hiçbir gerekçeyle ücret alınmayacak. Atamalar 5 Kasım Çarşamba günü bilgisayar ortamında gerçekleştirilecek ve aynı gün bakanlığın, ‘’http://personel.meb.gov.tr’’ adresinden duyurulacak. Görevlendirilenlerin 14 Kasım’dan itibaren görevlendirildikleri il milli eğitim müdürlüklerine, ‘’2008-2 Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu’’nda istenilen belgelerle bizzat başvurmaları gerekiyor.
EN ÇOK ALIM SINIF ÖĞRETMENLİĞİNDEN
OLACAK
BAKANLIK en çok sınıf öğretmenliği branşında öğretmen alacak. Sözleşmeli öğretmenlik için başvuru yapılacak alanlar, taban puanları ve kontenjanları şöyle:
‘’Acil Tıp Teknisyenliği (50 puan-13), Ahşap Teknolojisi-1 (80 puan-13), Anestezi (50 puan-1), Beden Eğitimi (70 puan-258), Bilişim Teknolojileri (60 puan-307), Biyoloji (80 puan-176), Büro Yönetimi ve Sekreterlik (75 puan-3), Coğrafya (70 puan-308), Çevre Sağlığı (70 puan-1), Çocuk Gelişimi ve Eğitimi (60 puan-119), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (50 puan-400), Diş Protez ( 45 puan-1), El Sanatları Teknolojisi-1 (65 puan-1), Elektrik-Elektronik Teknolojisi-1 (85 puan-30), Felsefe (75 puan-141), Fen ve Teknoloji/Fen Bilgisi (85 puan-783), Fizik (85 puan-164), Giyim Üretim Teknolojisi (80 puan-8), Görme Engelliler Sınıfı Öğretmenliği (50 puan-2), Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri (55 puan-12), İHL Meslek Dersleri (50 puan-71), İHL Meslek Dersleri Arapça (50 puan-9), İlköğretim Matematik Öğretmenliği (80 puan-700), İngilizce (65 puan-1396), İnşaat Teknolojisi-1 (70 puan-6), İşitme Engelliler Sınıfı Öğretmenliği (60 puan-5), Kimya (80 puan-170), Kuyumculuk Teknolojisi (50 puan-2), Laboratuvar (50 puan-9), Makine Teknolojisi-1 (70 puan-6), Matematik (80 puan-640), Medikal Bakım (55 puan-10), Metal Teknolojisi (70 puan-9), Motorlu Araçlar Teknolojisi (75 puan-2), Muhasebe ve Finansman (80 puan-34), Müzik (50 puan-163), Okul Öncesi Öğretmenliği (70 puan-530), Pazarlama ve Perakende (80 puan-1), Rehber Öğretmen (50 puan-450), Resim İş/Resim/Görsel Sanatlar (65 puan-100), Sınıf Öğretmenliği (75 puan-3696), Sosyal Bilgiler (80 puan-449), Tarih (80 puan-239), Teknoloji ve Tasarım (50 puan-199), Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme (75 puan-6), Tıbbi Sekreterlik (75 puan-5), Toplum Sağlığı (70 puan-1), Türk Dili ve Edebiyatı/Dil ve Anlatım/Türk Edebiyatı (60 puan-731), Türkçe (80 puan-521), Veteriner Sağlık (50 puan-1), Yiyecek İçecek Hizmetleri (70 puan-8), Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği (50 puan-90).’’
|
31.10.2008
|
|
|
|