Hafta içinde G.Saray Olimpiyakos'u iyi güzel bir oyunla yenince, güven sarsıntısı geçiren Skibbe yeniden camiada güven tazelemişti.
Tabi öncesinde de Trabzon galibiyeti güvenin başlangıç süreci olmuştu. Ancak Eskişehirspor karşısında alınan ağır yenilgiyle, Skibbe'yle ilgili güven bunalımı yeniden G.Saray camiasının gündemine damgasını vuracaktır. Skibbe' yle ilgili şu tespit daha gerçekçi olur düşüncesindeyim.
G.Saray takımının kadrosu yetenekli oyuncularden müteşekkil. Bu kadroyu bir antrenör fizik kondüsyon olarak hazırlayıp sahaya sürse, aşağı yukarı bu ayarda bir futbol zaten oynar. Asıl mesele, müsabaka esnasında, olası tedbirleri alabilmek ve gerekli taktik değişiklikleri yapabilmektir.
İşte bu can alıcı noktanın uygulamasını yapmak için, takımın teknik direktörü son derece önem arzeder. Teknik adamın kaliteli olması ve olmaması, maç içinde atraksiyon gerektiği zamanlarda daha bir ortaya çıkar. Daha önce Bursa maçı ve bu haftaki Eskişehir maçındaki örnekler gibi. Bu taktiksel değişikliği yapamayıp, oyunu kenardan seyreden teknik adamla daha öncede yazdığım gibi G.Saray büyük hedeflere varamaz.
Skibbe'nin çapı bu kadar. Bursa maçında maçı tek başına alan Yusuf'u 90 dakika seyredip, ömrünün en iyi maçını oynamasına müsade etmişti. Hatta Yusuf bu maçtan sonra Milli Takıma çağrılmıştı. Eskişehirspor maçının ilk 5 dakikasında Youla'nın; "Ben bu maçta çok tehlikeliyim" mesajını, Skibbe algılamayınca G.Saray bir maçta kalesinde dört gol gördü.
Halbuki çabuk olan Youla'yı, G.Saray'ın en çabuğu Sabri'yle kilitleyebilir, üç puanı alıp gidebilirdi. Hatta bunu G.Saray'ın 2-1 öne geçmesinden sonra yapabilme basiretini dahi Skibbe gösteremedi. Ne diyelim, artık yönetim bu konuyla ilgili hatasının sonuçlarına katlanmak zorun da kalacaktır.
|