"Gerçekten" haber verir 28 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

ASIL TEHLİKE KÜRESEL ISINMA

Nicholas Stern, Hong Kong’da düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, “küresel ısınmayı göz ardı etmenin yol açtığı riskler, mâli sistemin yol açtığı riskleri göz ardı etmenin getirdiği sonuçlardan çok daha büyük olacaktır” dedi.

Stern, 2006’da yayımladığı çığır açıcı bir raporda, küresel ısınmaya karşı tedbirler alınmamasının 1929’da başlayan Büyük Bunalım’a denk acılara yol açacağını söylemişti. Stern, bu noktaya dikkat çekerek, “Bu çok önemli bir derstir, risklere karşı erken harekete geçilmeli” diye konuştu. Hükümetlerin parasal ve mâlî istikrar programları uygulamaktan, gerçek sektörleri rahatlatmak için mâlî harcamaları arttırmaya yönelik programlar uygulamaya geçtiklerine dikkat çeken Stern, bu yönelimin “daha yeşil, karbon salımlarını düşürücü bir yeni dünya düzeni” kurmak için bir fırsat sunduğunu belirtti. Nicholas Stern, “bu durgunluktan çıkarılacak ilk dersin, ekonomide talebi arttırmanın en iyi yolunun, gelecekte düşük karbonlu bir büyümeye odaklanmak olduğunu, bunun kitlesel kamu taşımacılığı, enerji ve yeşil teknolojileri içerdiğini” belirtti. Küresel ısınmanın arkasındaki en büyük etken olarak görülen karbon salımının dünya çapında azaltılması için yapılacak bir anlaşmanın ele alınacağı toplantı ise gelecek yılın sonunda Kopenhag’da yapılacak. Çin’de geçen hafta yapılan Asya-Avrupa zirvesine katılan liderler, bu anlaşmanın yapılması gerektiği görüşlerinin değişmediğini belirtti ve son küresel malî krizin, bu anlaşmayı geciktirmek için bahane olarak kullanılmaması uyarısında bulundular. Ancak İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi bir süre önce AB’deki 10 ülkenin daha kendisinin bir AB iklim planını önleme çabalarını desteklediğini açıkladı. Bu açıklama, AB’nin küresel ısınmayı engelleme çabaları konusunda şüphelere yol açtı.

KARBON SALIMI AZALTILMALI

Nicholas Stern, bu gelişmelere rağmen Kopenhag zirvesinde karbon salımının 2050’ye kadar yüzde 50 azaltılmasını içeren bir anlaşmanın imzalanması şansının “çok yüksek” olduğunu söyledi. Ancak böyle bir anlaşmanın yapılabilmesi için en büyük karbon kaynağı olan ABD ile bazı değerlendirmelere göre bu alanda ABD’yi geçen Çin’in uzlaşması gerekiyor. Stern, Çin ve ABD’nin karbon salımı konusundaki bir anlaşmanın baş aktörleri olduğunu belirterek, “İkisinden biri anlaşmayı engelleyebilir, ama önleyeceklerini düşünmüyorum” dedi. Çin’e yaptığı bir geziden yeni dönen Stern, Çin’in bundan sonraki 5 yıllık ekonomik planının “düşük karbon salımı odaklı olacağını göreceğiz” dedi.

28.10.2008


 

Asit yağmurları ormanları ‘besliyor’

AmerİkalI bilim adamları iklim değişikliğine iyimser açıdan bakan sürpriz bir sonuca ulaştı. 20 yıllık uzun bir araştırmanın ardından asit yağmurlarının ormanları kimyasal açıdan beslediği ve ağaçları bollaştırdığı ortaya çıktı.

Michigan Teknoloji Üniversitesi’ne bağlı Orman Kaynakları ve Çevresel Bilim Okulu’nda görevli bilim adamları, bölgedeki küresel ısınmaya bağlı sıcaklık artışlarının ve atmosferik kirlilikteki nitrojen oranının ormanlardaki ağaç aktivitelerini arttırdığını tesbit etti. Araştırma ekibinden Andrew Burton, Michigan’daki Hardwood ormanlarında 1987’de başlayan incelemelerin ardından, asit yağmurlarıyla birlikte gelen kimyasal maddelerin, yüksek sıcaklıkların ve artan karbondioksit miktarının, ağaçların daha hızlı büyümelerini sağladığını keşfetti. Burton, “Küresel ısınmanın sebep olduğu sıcaklık artışı ve asit yağmurlarındaki nitrojen tortuları, ormanlar açısından faydalı olabilir” yorumunu yaptı. Araştırmanın kesin sonuçları 2012’de açıklanacak.

28.10.2008


 

Arıların gazabı

ABD’nİn Florida eyaletinin güneyindeki bir şehirde arı sürüsü terör estirdi.

Palm Beach şehrinde yaşıyan 70 yaşındaki Nancy Hill, 2 köpeğiyle önceki gün arıların saldırısına uğradı. Arıların soktuğu Hill, yaralı olarak hastanede tedavi altına alındı, ancak Hill’in köpekleri öldü. Hırslarını alamayan arılar civardaki 2 köpeğe daha saldırdı. Köpeklerden biri öldü, diğeri yaralandı. Yetkililer, arıların şehirdeki bir evin cephesine yuva yaptığını ve kovanlarından 22 kilogram petek çıkarıldığını belirtti.

28.10.2008


 

Dalay Lama: Mücadeleyi bırakıyorum

Nobel barış ödüllü ruhanî lider Dalay Lama, Tibet’e daha fazla özerklik için Çin’e karşı sürdürdüğü mücadeleden vazgeçtiğini bildirdi.

Pekin hükümeti tarafından Tibet’i Çin’den ayırmaya çalışmakla suçlanan Dalay Lama, önceki gün yaptığı açıklamada, özgürlükleri için çabaladığı insanların, gelecekleriyle ilgili konulara kendileri karar vermeleri gerektiğini kaydetti. Dalay Lama, tek isteğinin “eşsiz” Budist kültürünü korumak için Tibet’e daha fazla özgürlükler verilmesi olduğunu vurguladı. Bir orta yol bulunması için çaba harcanılması gerektiğini anlatan Tibetli lider, uzun yıllardır bunun için uğraştığını, ancak Çin’den hiçbir zaman olumlu bir karşılık almadığını savundu. Dalay Lama, artık mücadeleyi bitirdiğini ifade etti. Çin halkından gerek ırk, gerekse kültür bakımından farklı olan Tibet halkı, Dalay Lama adı verilen ruhanî liderlerle yönetiliyordu. 1913-1950 yılları arasında zayıf Çin yönetimi Tibet’teki askerî varlığını sürdüremedi ve bundan yararlanan son Dalay Lama, uzun süre ülkesinin tam bağımsızlığının uluslar arası alanda tanınması için çok çaba göstermişse de, başarılı olamadı. Çin, 1959’da kanlı çarpışmalar sonucu bütün Tibet’e egemen oldu. Ülkesine girilmesine izin verilmeyen Dalay Lama, başta Hindistan olmak üzere zaman zaman başka ülkelerde sürgün hayatı yaşıyor.

28.10.2008


 

Bilinçsiz antibiyotik kullanmayalım

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Sayek, yanlış kullanılan antibiyotiklerin, organ bozukluklarına yol açıp, böbrek, karaciğer, mide ve bağırsak sistemine zarar verebileceğini bildirdi.

Prof. Dr. Sayek, Niğde Tabip Odası tarafından Grand Otel’de düzenlenen ‘’Bilinçsiz Antibiyotik Kullanımının Zararları’’ konulu konferansta, antibiyotiklerin, yanlış kullanılan ilâçlar arasında ilk sıralarda yer aldığını söyledi. Gereksiz antibiyotik kullanımı sebebiyle bakterilerin direnç kazandığını belirten Prof. Dr. Sayek, bu durumda tedavilerin yetersiz kaldığını kaydetti. Prof. Dr. Sayek, antibiyotiğin bilimsel deliller düzeyinde kullanılmasının, hem faaliyet açısından hem de yol açtığı sonuçlar açısından önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi: ‘’Antibiyotikler yan etkileri olan ilâçlardır. Yanlış kullanılan antibiyotikler, organ bozukluklarına, böbrekler, karaciğer, mide ve bağırsak sistemine zarar verebilir. Bu sebeple doktor kontrolünde kullanılmalıdır ve kesinlikle ateşi düşürmek amacıyla kullanılmamalıdır.’’

28.10.2008


 

600 yıllık kavuna tescil

Orta Asya’dan 1300’lerin sonu, 1400’lerin başında tohumu getirtilerek, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde toprakla buluşturulan Kırkağaç kavunu, coğrafi işaret olarak tescillendi.

Alınan bilgiye göre, Kırkağaç Belediye Başkanlığı tarafından yaklaşık 2 yıl önce Türk Patent Enstitüsüne (TPE) yapılan başvuruya ilişkin süreç tamamlandı. 6 aylık itiraz süresinin sona ermesiyle coğrafî işaret olarak tescillenen Kırkağaç kavunu, artık bu marka altında satılacak. Kırkağaç Kaymakamı Aykut Pekmez, yaptığı açıklamada, Kırkağaç kavununun ülkede tanınan bir tarım ürünü olduğunu belirterek, ‘’Bugüne kadar herhangi bir markalaşma veya tescili olmadı. Ege Üniversitesi ile yapılan çalışmalar sonucunda özellikleri belirlenip TPE’ye başvuruldu. Eylül ayı içinde de süreç tamamlandı. Artık Kırkağaç kavunu coğrafî işaret olarak tescillendi’’ dedi.

28.10.2008


 

Uykusuz çocuklar obez oluyor

Uyku süresi kısa olan çocukların, hem atıştırma süresinin artması, hem de uykusuzluğun iştah mekanizmalarını değiştirmesi sebebiyle daha şişman olduğu bildirildi.

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Emre Atabek, yaptığı açıklamada, obezitenin, fiziksel ve ruhsal sorunlara sebep olan, vücutta aşırı yağ depolanmasıyla ortaya çıkan enerji metabolizması bozukluğu olduğunu söyledi. Çocuğun ağırlığının, ideal ağırlığından belirlenen kriterlerin çok üzerinde olmasının obezite olarak kabul edildiğini ifade eden Doç. Dr. Atabek, ‘’Obezite nadiren bir hastalığa bağlı olarak gelişir. Vak'aların çoğunda belirlenmiş bir hastalık sebebi yoktur. Alınan enerji harcanandan fazladır’’ dedi. Doç. Dr. Atabek, çocuklarda ve yetişkinlerde sağlıksız beslenme ve durağan hayat biçiminin etkisiyle obezite görülme sıklığının arttığını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Çocukluk çağı obezitesi, erişkin dönemde bir dizi probleme sebep olmasıyla giderek önem kazanmaktadır. Dünyada 1 milyarı aşkın insan obezdir. Obez çocuk ve ergenlerde, erişkin obezler gibi ciddî problemler ve ruhsal bozukluklar görülebilmektedir. Çocuklarda belirgin metabolik bozukluklar görülmektedir.’’ Doç. Dr. Mehmet Emre Atabek, uyku süresi kısa olan çocukların hem atıştırma süresinin artması, hem de uykusuzluğun iştah mekanizmalarını değiştirmesi sebebiyle daha şişman olduğunu da ifade etti. Atabek çocukların normal uyku süresinin ise en az 8 saat olduğu kaydetti.

28.10.2008


 

Çocuklar demirsiz kalmasın

Gazİantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Kılınç, demir eksikliğinin çocuklarda iştahsızlığa, huzursuzluğa, uyku düzensizliğine, ilerlemiş hâliyle ise zekâ parametrelerinde düşüşe sebep olabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Kılınç, yaptığı açıklamada, çocuklarda özellikle 6 ay ve 1.5 yaş arasında demir eksikliğine rastlandığını ve demir eksikliğinin genellikle ek gıdalara başlanma döneminde görüldüğünü belirtti. Kılınç, şöyle konuştu: ‘’Demir eksikliği çocuklarda iştahsızlığa, huzursuzluğa, uyku düzensizliğine, ilerlemiş hâliyle ise zekâ parametrelerinde düşüşe sebep olabilir. Demir eksikliği bulunan çocuğun zayıf olması gerekmiyor. Çocuk aldığı bazı gıdalardan dolayı kilolu olabilir ancak çocukta yine de demir eksikliği görülebilir.’’ Kılınç, 7 ve 8. aydan itibaren çocuklara demir eksikliğine karşı belirli oranda kırmızı et, mercimek ve pekmez verilebileceğini, bu yiyeceklerin çocuğun demir eksikliğini gidermesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.

28.10.2008


 

“ASKERî ESASLARA UYGUN”

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Aktütün olayına ilişkin Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, ateş planları, sevk ve idarenin askerî esaslara uygun şekilde yapıldığını, İkinci Ordu Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında herhangi bir eksiklik tesbit edilmediğini bildirdi. Koşaner, basında yer alan ''insansız hava aracı'' görüntülerinin hiçbirinin Aktütün olayına ilişkin emare teşkil etmediğini ifade etti.

İNÖNÜ SALONUNDA AÇIKLAMA

Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonunda Aktütün Jandarma Sınır Bölüğüne gerçekleştirilen terörist eylemle ilgili İkinci Ordu Komutanlığınca yapılan inceleme sonuçlarını açıklayan Koşaner, Bayraktepe'de görevli birliklerin vazifelerini üstün bir cesaretle yerine getirip, canları pahasına mevzilerini savunduklarını belirterek, ''Bayraktepe teröristlere terk edilmemiştir'' dedi.

KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Aktütün olayına ilişkin Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, ateş planları, sevk ve idarenin askerî esaslara uygun şekilde yapıldığını, İkinci Ordu Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında herhangi bir eksiklik belirlenmediğini bildirdi. Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonu’nda Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü’ne gerçekleştirilen terörist eylemle ilgili 2. Ordu Komutanlığınca yapılan inceleme sonuçlarını açıkladı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Koşaner, Aktütün olayına ilişkin Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, ateş planları, sevk ve idarenin askerî esaslara uygun şekilde yapıldığını, İkinci Ordu Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında herhangi bir eksiklik belirlenmediğini bildirdi. Orgeneral Koşaner, basında yer alan ‘’insansız hava aracı’’ görüntülerinin hiçbirinin Aktütün olayına ilişkin emare teşkil etmediğini ifade etti. Orgeneral Bayraktepe’de görevli birliklerin vazifelerini üstün bir cesaretle yerine getirerek, canları pahasına mevzilerini savunduklarını belirterek, ‘’Bayraktepe teröristlere terk edilmemiştir’’ dedi.

Üs Komutanlığı tarafından bölgenin takviyesinin zamanında düşünülerek birliklerin risk altında Aktütün bölgesine indirildiğini, Bayraktepe de önemli bir aksaklık yaşanmadığını anlatan Orgeneral Koşaner, bölücü terör örgütü açısından olayın adeta bir intihar saldırısı olduğunun görüldüğünü vurguladı. Orgeneral Koşaner, bölgede tertiplenme ve diğer konuların, askerî teknik ve taktiğe uygun olduğunun görüldüğünü ifade etti. Orgeneral Koşaner, ‘’Bayraktepe olayı gibi taktik seviyede meydana gelen olayların değerlendirilmesi ancak görev başındaki askerlerce doğru şekilde yapılabilir’’ diye konuştu.

Terörle mücadelenin psikolojik bir savaş, süreç olarak değerlendirilmesini isteyen Orgeneral Koşaner, ‘’Vuku bulan şiddetli bir terör eylemi örgütün etkinliği olarak değerlendirilemez. Bu olaylar sağduyulu ve soğukkanlı değerlendirilmelidir. Ülkeyi sarsacak boyutlara taşınması örgütün istediğidir’’ dedi.

28.10.2008


 

Ergenekon’da sıra iddianamede

Emekli Tuğg. Veli Küçük ile İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında yer aldığı 46’sı tutuklu 86 sanıklı ‘’Ergenekon’’ dâvâsının üçünçü duruşması dün yapıldı. Duruşmaya Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, İÜ eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile Ali Yasak’ın da aralarında bulunduğu tutuksuz 26 sanık katıldı. Duruşmada bazı tutuksuz sanıkların kimlik tesbitleri yapıldıktan sonra 2455 sayfalık iddianamenin okunmasına başlandı.

Ergenekon’da kimlik tesbiti yapıldı

Emeklİ Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında yer aldığı 46’sı tutuklu 86 sanıklı ‘’Ergenekon’’ dâvâsının 3. duruşması dün yapıldı. Duruşmaya ilk kez katılan bazı tutuksuz sanıkların kimlik tesbiti yapıldı.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen dâvânın 3. duruşması için öncelikle tutuklu sanıklar salondaki yerlerine alındı. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ardından tutuksuz sanıkların isimlerini tek tek okuyarak salona dâvet etti. Duruşmaya Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile Ali Yasak’ın da aralarında bulunduğu tutuksuz 26 sanık katıldı. Duruşmada, Selçuk’un da aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıkların kimlik tesbitleri yapıldı. Verilen aranın ardından salonda okunması kararlaştırılan davanın 2455 sayfalık iddianamesinin okunmasına başlandı.

YERLEŞKE ÖNÜ SAKİNDİ

Öte yandan, davayı izlemek için bölgeye konuşlanan canlı yayın araçlarının bulunduğu yerleşke karşısındaki alanın, daha önceden mıcır dökülmesine rağmen yağan yağmurun etkisiyle çamurla kaplandığı gözlendi.

Sanıklara destek vermek için herhangi bir grubun gelmediği yerleşke karşısına gazeteciler ve yerleşke önüne gelmesi beklenen gösterici ya da sanık yakınları için seyyar tuvaletler kuruldu. Muhtemel gösteri ve yoğunluğa karşı bölgede güvenlik tedbirleri alan jandarma, yerleşke yakınına gelen araçlarda da arama yaptı.

28.10.2008


 

TÜSİAD: Tek tip üniversite olmaz

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, ‘’her kuruma tek tip elbise öngören mevcut yasama korsesinin, üniversitelerin kendi kurum profillerini inşa etmeleri ve sektörde çeşitliliğin gelişmesi önünde ciddî bir engel’’ olduğunu söyledi.

Yalçındağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımıyla Sheraton Otelinde düzenlenen TÜSİAD’ın ‘’Türkiye’de Yükseköğretim: Eğilimler, Sorunlar ve Fırsatlar’’ raporunun tanıtım toplantısında konuştu. Yalçındağ, sistemin kapsamlı şekilde gözden geçirilmesi gerektiği konusunda eğitim alanındaki karar vericilerde ve üniversitelerle etkileşimde bulunan paydaşlarda ve kamuoyunda ciddî bir ‘’farkındalık’’ olduğunu ancak, bu farkındalığa henüz ne yükseköğretime ayrılan kaynaklar ne de gerekli yapısal değişikliklerin eşlik edebildiğini kaydetti. Yükseköğretim Kanununun merkeziyetçi bir anlayışa sahip ve zaman zaman değişikliklere uğramış olsa da çeyrek asrı aşkın süredir uygulandığını hatırlatan Yalçındağ, mevcut düzenlemelerin, yükseköğretim hayatının gelişen dinamiklerine ayak uydurmakta uzun zamandır zorlandığını anlattı. Dünyada yükseköğretimin gelişme çizgisine uyum sağlamak için çeşitlilik ve esnekliğin iki önemli özellik olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Yalçındağ, yükseköğretim sisteminde çeşitliliği vurgulayan, kurumların üreticiliğini ve kimliklerini ön plana çıkaran, sorunlara ve gelişmelere esnek tepkiler verebilen, üniversiteleri birbirleriyle rekabet edebilmelerine fırsat tanıyan bir sistemin tasarlanması gerektiğini vurguladı. Yalçındağ böyle bir sisteme ulaşmak için özerklik kavramının öneminin gündeme geldiğine işaret ederek, özerklik düzeyinin ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte Türkiye’nin yükseköğretimde kısmî özerklik derecesi ile uluslar arası karşılaştırmalarda en alt sıralarda kaldığını söyledi. Yalçındağ, şöyle devam etti:

‘’Her kuruma tek tip elbise öngören mevcut yasama korsesi, üniversitelerin kendi kurum profillerini inşa etmeleri ve sektörde çeşitliliğin gelişmesi önünde ciddî bir engel. Özerklik, üniversite liderlerinin, misyon ve amaçlarını, ulusal stratejiye uygun olarak tanımlamalarını ve stratejik planlarındaki hedeflere ulaşmak için sorumluluk almalarını gerektiriyor. Bunun için ise ulusal düzeydeki düzenlemelerin çok fazla müdahalesi olmaksızın üniversite liderlerinin yetkilendirilmesi zorunlu. Yükseköğretimde reformun temel tercihlerinden biri üniversitelerin özerkliğini arttırmak ve karar alanlarını genişletmek olmalıdır. Özerkliğe, hesap verebilirlik kavramının eşlik etmesi de önem taşımaktadır.’’

28.10.2008


 

Asker, hükümete brifing verdi

Bakanlar Kurulunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan toplantıda, Genelkurmay Başkanlığınca terörle mücadele konusunda brifing verildi.

Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina’da toplandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un da katıldığı toplantıda, askerî yetkililer, terörle mücadelede gelinen noktaya ilişkin brifing verdi. Orgeneral Başbuğ, Başbakanlık Binasına gelişinde Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala tarafından karşılandı.

28.10.2008


 

Biz seçtik, yargı aldı

Anayasa Mahkemesinin, verdiği son son kararlarla yapısını tartışılır hale getirdiğini ifade eden TGTV Genel Başkanı Necati Ceylan, “Parlamentoyu millet olarak seçtik, fakat yargı yetkisini yok etti. Anayasanın maddelerini değiştirme yetkisini kaybetti. Bu sebeple yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır. Sivil toplum örgütleri olarak el ele vermeliyiz, güçlerimizi birleştirmeliyiz. Ancak millet ile bütünleşirsek el birliğiyle bir anayasa yapabiliriz” dedi.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Genel Başkanı Avukat Necati Ceylan, Anayasa Mahkemesi’nin, başörtüsüyle ilgili gerekçeli kararıyla milletin seçtiği Parlamento’nun yetkisini yok ettiğini söyledi.

TGTV Başkanı Necati Ceylan, Eresin Topkapı Otelinde yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’nın 148.’nci maddesine göre anayasa değişikliklerini denetim sonucunu doğuracak şekilde incelenmesi mümkün değilken ve şeklen inceleyebileceği apaçık ortada iken 10 ve 42’nci maddelerle ilgili değişikliği “değiştirilemez maddeler”e bağladığını ve esastan karar vererek iptal ettiğini hatırlattı. AKP’nin kapatma dâvâsının karar ve gerekçesi ile de demokrasi ve toplumsal barışa büyük darbe vurduğunu ifade eden Ceylan, şöyle konuştu:

“Böylece Anayasa ihlâli en yüksek yargı organı tarafından yapılmıştır. Mahkeme, Anayasa’yı çiğnemiş, sınırını ve yetkisini aşmış, anayasa değişikliğini ‘esastan’ görüşmüş, parlamentonun yasama yetkisini yok saymıştır. Egemenliğin kaynağı ve asıl sahibi millettir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet egemenliğini yetkili organlarla kullanmaktadır. Anayasa’yı değiştirme yetkisi TBMM’nin’dir. Bu karar ve hukuki olmayan gerekçe ile Anayasa Mahkemesi hukuksal sınırlar dışına çıkmış, kendisini yasama organın üzerine koymuştur. Milletin iradesini yok sayarak meclisi hükümsüz kılmıştır. Bu kararlardan sonra TBMM hiçbir anayasa değişikliği yapamaz, teklif dahi edemez.”

Necati Ceylan, mahkemenin sadece anayasa değişikliği kararıyla değil, parti kapatma kararıyla ve buna benzer çeşitli kararlarla yapısını tartışılır hale getirdiğini dile getirdi. Böylece Anayasa Mahkemesi’nin yetkileri ve görevlerinin gözden geçirilerek yeniden yapılandırılmasını isteyen Ceylan, şöyle devam etti:

“Evrensel kriterlere uygun bir mahkeme oluşturulmalıdır. Parlamentoyu millet olarak seçtik fakat yargı yetkisini yok etti. Anayasanın maddelerini değiştirme yetkisini kaybetti. Bu sebeple yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır. Sivil toplum örgütleri olarak el ele vermeliyiz, güçlerimizi birleştirmeliyiz. Ancak Millet ile bütünleşirsek el birliğiyle bir anayasa yapabiliriz”

TGTV tarafından Anadolu’daki bazı illerde de eş zamanlı olarak yapılan açıklamalarda Anayasa Mahkemesi’nin, başörtüsüyle ilgili kararın gerekçesi eleştirildi.

28.10.2008


 

Anayasa Mahkemesi, toplum mühendisliği yapıyor

MEMUR-SEN Erzurum Temsilcisi Mehmet Dindi, Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliği metnini yargılama yerine TBMM üyelerine ve siyaset kurumu aktörlerine yönelik toplum mühendisliği yaptığını söyledi.

Mehmet Dindi, yaptığı açıklamada, üniversitelerde başörtüsü yasağını iptal kararının hukukiliği ile birlikte gerekçesinin de tartışılır olduğunu ifade etti. Anayasa Mahkemesi’nin özgürlükler ve inancın gereklerini yaşama konusunda hassasiyet gösteren bireylerin özgürlüklerden yararlanma beklentilerine bakışını belirten söz konusu yasağın gerekçesinin, gelecek nesiller için ürkütücü ve tehdit edici mesajlar içerdiğini dile getiren Dindi, şunları kaydetti: “Anayasa Mahkemesi, demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla bağdaştırmakta zorluk çekeceğimiz ve her paragrafında ‘yeter artık özgürlük istemeyin’ dayatmasının hissedildiği bir karar ve gerekçeye imza atmıştır. Bu karar ve gerekçe, kuruluşundan bu yana çağın gerektirdiği medeniyete sahip olmayı temel hedef olarak belirleyen bir devletin yüksek yargı organı olmak yönüyle Anayasa Mahkemesi’nin yetki, görev ve yapısının yeniden ele alınmasının gerektiğinin itirafıdır.”

28.10.2008


 

AKP Genel Merkezi önünde eylem

AKP Genel Merkezi önünde, hükümeti protesto ederek oturma eylemi yapan bir grup gözaltına alındı.

AKP Genel Merkezi yakınlarına öğle saatlerinde gelen Halkevleri üyesi bir grup, hükümet aleyhine sloganlar atarak, genel merkez binasına yürüdü. Polis barikatı önünde basın açıklaması yapan gruptakiler, daha sonra oturma eylemi başlattı. Eylemciler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veya AKP’den bir yetkiliyle görüşmek istediklerini söylediler. Polis, yaptıklarının kanunsuz olduğu ve dağılmaları yönündeki ikazlara rağmen eylemlerini sürdüren Halkevleri üyelerini gözaltına aldı. Emniyet yetkilileri, 27 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

28.10.2008


 

Diyarbakır Barosu Başkanlığına Aktar seçildi

DİYARBAKIR Barosu başkanlığına Mehmet Emin Aktar seçildi. Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda yapılan Diyarbakır Barosu’nun 41. Genel Kurulu’nda, Meral Danış Beştaş, Mehmet Emin Aktar ile Suat Akdağ başkanlık için yarıştı.

Seçimde 246 oy alan Mehmet Emin Aktar başkanlığa seçilirken, Beştaş 244, Akdağ ise 30 oy aldı. Aktar başkanlığındaki yönetim kurulu üyeleri şu isimlerden oluştu: ‘’Eshat Aktaş, Halit Advan, Serhat Eren, Yılmaz Demiroğlu, Cihan Aydın, Ahmet Özmen, Süleyman Bilgiç, Mustafa Sezer, Uğur Bingöl ve Zeynep Atlı Alar.’’

28.10.2008


 

Kadıköy’de, 2 araç daha kundaklandı

KADIKÖY'DE sokakta park halindeki 2 otomobil kundaklandı. Göztepe Hızır Caddesi Küme Sokak’ta park edilen 34 KPU 05 ve 34 DZ 9051 plâkalı otomobiller, gece kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce benzin dökülerek ateşe verildi.

Araçlarda maddî hasara sebep olan yangın, itfaiye ekiplerince çevredeki araçlara sıçramadan söndürüldü. Polis, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.

28.10.2008


 

İzinsiz gösteriye 11 tutuklama

VAN'IN Erciş ilçesindeki izinsiz gösteri sırasında ve sonrasında gözaltına alınan 14 kişiden 11’i tutuklandı.

Alınan bilgiye göre, 20 Ekimde Dalan Caddesi’nde toplanan ve izinsiz gösteri yapmak isteyen gruba müdahale eden Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olay sırasında ve sonrasında 14 kişiyi gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 11’i, ‘’suç ve suçluyu övme’’, ‘’devlet malına zarar verme’’, ‘’görevli memura etkin müdahale’’ suçlarından tutuklandı. Diğer 3 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu arada, Gaziantep’te önceki gün izinsiz gösteri yapıp, polis araçları ile polisleri taşlayan guruba yönelik operasyonlarda, aralarında Gaziantep DTP İl Başkanı Ali Şimşek’in de bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı.

28.10.2008


 

İlköğretim öğrencisi intihar etti

VAN'IN Çatak ilçesinde bir ilköğretim öğrencisi intihar etti. Alınan bilgiye göre, 6. sınıf öğrencisi Mehmet Reşat Batur (11), hafta sonu tatilini geçirmek üzere ilçeye bağlı Sözveren Köyü Taşaltı mezraasındaki evine gitti.

Batur, henüz belirlenemeyen bir sebeple girdiği bunalım sonucu, evlerinin yakınındaki ağaca bağladığı hortumla intihar etti. Jandarma ekipleri tarafından ağaçtan indirilen Batur’un cesedi, otopsi için Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Batur’un yatılı okula gitmek istemediği, ölümünden önce ‘’beni yatılı okula gönderirseniz, intihar ederim’’ şeklinde konuştuğu iddia edildi.

28.10.2008


 

Yuşçenko Ankara'da

UKRAYNA Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko, iki günlük ziyaret için Ankara’ya geldi.

Yuşçenko, Esenboğa Havaalanı’nda Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Ukrayna Cumhurbaşkanı ziyareti çerçevesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.

28.10.2008


 

Yağmur barajları yükseltti, çiftçiyi sevindirdi

İstanbul’da hafta sonu etkili olan sağanak yağış, barajlara 29 milyon metreküp su gelmesini sağladı.

İstanbul barajları % 26 dolu

İSKİ’den alınan bilgiye göre, 24 Ekim Cuma günü İstanbul’a su sağlayan barajlarda 199 milyon metreküp olan su miktarı, hafta sonundaki yağış sebebiyle dün sabah itibariyle 228 milyon metreküpe çıktı. Böylece barajlardaki su miktarı 29 milyon metreküp artarken, doluluk oranı yüzde 26,24’e yükseldi. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, şehirde etkili olan sağanak yağışta son 24 saatte metrekareye Eminönü’nde 121,2 kilogram, Sarıyer’de 95,4 kilogram yağış düştüğünü bildirdi. İstanbul’da etkili olan sağanak yağış sebebiyle başta Anadolu yakasında bazı ilçeler ile Avrupa yakasında tarihî yarımada bölgesi olmak üzere şehrin birçok yerinde su baskınları meydana geldi. Çiftçide yağmur sevinci İç Anadolu’da tarlaların tohumla buluşturulduğu 15 Eylülden Ekim sonuna kadarki dönemde yağan yağmur, Konyalı çiftçinin yüzünü güldürdü. Selçuklu Ziraat Odası Başkanı Faruk Çöklü, yaptığı açıklamada, yaz aylarında uzun süre yağışın düşmediği bölgede çiftçinin umutsuzluğa kapıldığını söyledi. Bu umutsuzluğun Eylül ayında yağan yağmurlarla yerini sevince bıraktığını ifade eden Çöklü, şunları kaydetti:’’Bölgemizde ekim, 15 Eylülden ekim sonuna kadar devam eder. Eylül ayında Konya, uzun yıllar ortalamasının oldukça üzerinde yağış aldı. Halen ekimin sürdüğü bugünlerde de yağışın olması çiftçinin yüzünü güldürdü. Birçok çiftçi, tohumu nemli toprakla buluşturdu. Bazı tohumlar yağışların da etkisiyle çimlendi. Hava şartları açısından her şey çiftçinin istediği gibi gidiyor.’’ Çöklü, ekim için tam zamanı olduğunu ancak bazı çiftçilerin tarlaya inemediğini vurgulayarak, bu durumun kendilerini Türk tarımı açısından üzdüğünü bildirdi.

28.10.2008


 

İLK HACI KAFİLESİ 30 EKİM’DE YOLA ÇIKIYOR

DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman, Diyanet İşleri Başkanlığı ve A tipi seyahat acentalarınca başkanlığın gözetiminde gerçekleştirilen hac organizasyonun, bu yılki hazırlıklarının büyük ölçüde tamamladığını söyledi.

İlk hacı kafilesinin 30 Ekim Perşembe günü Medine’ye hareket edeceğini, 3 Aralıka kadar da bütün kafilelerin kutsal topraklara ulaşacağını anlatan Karaman, dönüşlerin de 13-20 Aralık tarihleri arasında gerçekleşeceğini kaydetti. Kutsal topraklara gidecek kafile başkanları ve sağlık personelinin eğitiminin tamamlandığını belirten Karaman, hacı adaylarına il müftülüklerince verilen eğitimlerin de devam ettiğini söyledi. Karaman, eğitimlerde hacı adaylarına hem dinî konularda hem de insanî ilişkiler ve yolculukla ilgili bilgi verildiğini bildirdi. Bu yıl hacı adaylarının daha rahat şartlarda konaklaması için odalarda kalan hacı sayısına kısıtlama getirdiklerini ifade eden Fikret Karaman, ‘’Geçen senelerde normal hac tipinde bir odada 8-10 kişi kalıyordu. Bu yıl hacıların lehine bir düzenleme yaptık. Normal bir tipte bir odada 5, normal iki tipte ise 7 kişi kalacak’’ dedi.

PAKET TAŞIMA DERDİNE SON

Hacı adaylarının Suudi Arabistan’dan aldıkları hediyelik eşyaları Türkiye’ye ulaştırmak konusunda sorun yaşadıklarını anlatan Karaman, bu sıkıntıyı gidermek için PTT Genel Müdürlüğü ve Gümrük Müsteşarlığıyla ortak bir çalışma yapmayı planladıklarını söyledi. Kutsal topraklarda vatandaşların satın aldıkları eşyaları teslim edecekleri istasyonlar kurmayı düşündüklerini anlatan Karaman, eşyaların Diyanet, PTT ve Gümrük Müsteşarlığından görevlilerin gözetiminde paketlenmesinin ve paketlerin 81 il ve ilçede hacıların kapılarına teslim edilmesinin öngörüldüğünü ifade etti. Karaman, bu uygulamanın cüz'î bir hizmet bedeli olacağını da belirtti. Karaman, hacı adaylarına günde 2 öğün yemek servisi uygulamasının devam ettiğini bildirdi. Fikret Karaman, şehit ailelerine kontenjan ayırdıklarını, hacca gitmek için başvuran ve kayıt sistemi içinde olan şehit eşi, anne ve babalarına öncelik tanıdıklarını belirterek, bu kapsamda bin şehit yakınının hacca gideceğini ifade etti. HACI ADAYLARINA GSM KARTI HACI adaylarının Türkiye’deki yakınlarıyla rahat haberleşmesini sağlamak için Türk Telekom ile ortak bir çalışma yaptıklarını da bildiren Karaman, ‘’Bu yıl ilk defa hacı adaylarına Suudi Arabistan’da geçerli olan bir GSM kartı verilecek. Hacılarımız bu kartın numarasını yakınlarına bildirecek ve hac süresince onlarla rahat bir şekilde iletişim kurabilecek’ diye konuştu. Karaman, yurt dışı görüşmelerde arayana da aranılana da ücret yazıldığını, bunun da ülke ekonomisi için olumsuz sonuçları olduğuna dikkati çekerek, Türk Telekom ile yapılan çalışma sonrasında artık sadece arayan kişiye ücretlendirme yapılacağını belirtti.

28.10.2008


 

YASEM’den ‘Modern Satış’ eğitimi

YASEM’İn düzenlediği iki günlük Modern Satış Teknikleri Semineri sona erdi.

Seminerin son gününde Müşteri İlişkileri Yönetimi ve Modern İletişim Tekniklerini Uzmanı Psk. Zafer Akıncı'nın ‘Satışta İlişki Yönetimi’ konulu eğitimi; katılımcıların büyük ilgisine sahne oldu.

Akıncı, sunumunda “Satışta iletişim mi, ilişki mi kurulmalı?”, “Satışta PR ne derece önemlidir?”, “Satış mı, tanışma mı?”, “Müşterinin beklentilerini dinlemek ve ihtiyaca göre tanıtımın yapılması“, “Satış görüşmesine gidişte yapılması gerekenler” konularında katılımcılarla paylaşımda bulundu.

Satışta ilişkiyi yöneterek satışın gerçekleşeceği ve samimî davranılması gerektiğini konuyla ilgili video görüntüleriyle ve örneklerle anlattı. Verilen aradan sonra katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği ve neşeli bir ortamda geçen seminerin ikinci bölümüne devam edildi.

Seminer bitiminde Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı katılımcılara sertifikalarını takdim etti.

28.10.2008


 

İzmir’in ekmeği de arsenikli

İZMİR Ticaret Odası (İZTO) Meclis Üyesi, Ekmek ve Unlu Mamuller Meslek Komitesi Temsilcisi Coşkun Yolgörmez, İzmir’de 650-700’e yakın ekmek fabrikasının bulunduğunu, fabrikalardan yüzde 99’unun, ekmek üretiminde içme suyu niteliğindeki şehir suyu kullandığını açıkladı.

Yolgörmez, yaptığı açıklamada, İzmir Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığının ‘’şebeke suyunun içilmemesi ve gıda bileşeni olarak üretimde kullanılmaması’’ yönünde işletmeleri uyardığını, İZTO’nun da gıda üreten firma ve fabrikaların ‘’suyu arıtmadan geçirerek kullanması’’ yönünde yazı yazdığını hatırlattı. İzmir’de 650-700’e yakın ekmek fabrikası bulunduğunu ifade eden Yolgörmez, şunları kaydetti: ’’Bunların yüzde 99’u içme suyu niteliğindeki şehir suyunu üretimde kullanıyor. Şehir suyu içilir mi, içilmez mi? Herkes içmiyor. İçen var, İçmeyen var. Firmalar bunu kullanıyor, ama kuyu suyu kullanan da vardır. Gözümle görmeden diyemem. Bunu araştırmak soruşturmak İZSU’nun, belediyenin yetkisinde. Kimin nasıl su kullandığını bilemiyorum. Tarım İl Müdürlüğünden ruhsat alırken taahhüdümüz, şehir şebeke suyu kullanarak üretim yapmaktır. Biz bunu kullanıyoruz.’’

28.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır