|
Tercİhlerİmİz kişiliğimizi yansıtıyor. 3 kapılı spor bir otomobilden takım elbiseli bürokrat bir kişiliğin inmesini beklemezsiniz sanırım.
Aynı şekilde 4.5 m'ye yakın boyu olan, oturaklı bir arabadan blue jeanli, spor ayakkabılı birinin de inmesini beklemezsiniz. Dediğimiz gibi, insanların kullandıkları araçlar bir bakıma kişiliklerini yansıtır. Hatchback araç kullanan birisi daha tez canlı daha pratik, sedan kullanan birisi daha ağır bir yapıyı içinde barındırır. Tabiî bu aracını ne kadar özümseyerek aldığıyla ve aracını sevdiğiyle de doğrudan alâkalı bir durumdur. İnsan fıtratının otomobil seçimine etkisi veya otomobilin insana kattıklarını göz ardı edemeyiz. Önemli bir toplantıya katıldığınızı düşünün, herkesin içinde kendinize tanıdık bir yüz ararsınız sürekli. Çünkü bu tür toplantılarda ortamın yarı-resmî olmasından dolayı herkes bir miktar gergindir. Bazen böyle toplantılar öncesi ayaküstü sohbet ederken birden toplantıyı tertip eden şirketin yöneticilerinden biri size doğru yaklaşır ve siz çok fazla samimî olmanıza rağmen ceketinizin önünü ilikleme ihtiyacı duyarsınız. Bir süre sonra koyu bir sohbete dalacağınızı ve esprilerin havada uçuşacağını bilmenize rağmen, tamamen tabiî olarak bu tavrı sergilenirsiniz. Çünkü karşınızdaki insana içten bir saygı duyar ve aynı zamanda gıpta edersiniz. Aslında onun sizden böylesi bir saygı beklemediğini de bilirsiniz ama ilk tanışmanız ve daha sonraki ilişkileriniz sizi ister istemez bu çizgiye getirmiştir. Buradaki saygı; karşınızdakinin bilgi, görgü ve sosyal zekâsına olan hayranlığınızdan kaynaklanan tamamen tabiî bir tavırdır. En nihayetinde karşınızdaki sohbetiyle, duruşuyla ve diğer insanî halleriyle sizden biridir ama aynı zamanda sizi sürekli daha iyiye, daha kaliteliye ve daha mükemmele çeken bir duruşu temsil eder.
Otomobil üreticileri de bu sosyolojik gerçeklerden ve insan yapısından yola çıkarak tasarımlarında otomobillere kişilik kazandırmaktadırlar. O açıdan bazı modeller çok karakterli ve özgün iken, bazı modeller ise silik karakterleri yüzünden akıllarda ve kalplerde pek yer bulamıyor.
Ama bazen o silik karakterler bir sonraki nesillerinde kendilerini öyle geliştiriyorlar ki; başka bir halet-i ruhiyeye bürünüyorlar. İşte Yeni Mondeo böyle bir şey! 90'lı yılların sonundan beri var olan Mondeo, yeni hâli ile insanlarda saygı uyandırıyor. Ford'un artık yeni modellerinde hayat bulan "kinetik tasarım" felsefesinin bunda çok büyük rolü var. Dururken bile gidiyormuş görüntüsü verme anlayışı güden kinetik tasarım felsefesi en iyi hâliyle, Mondeo'da ruh bulmuş diyebilirim. Ön kısmındaki büyük farları ve sisleri ile ağır bir görünüme sahip olan araç, kapı üzerindeki çıtalar ve alaşım jantlar sayesinde de prestijli bir duruş kazanıyor. Yeni Mondeo'nun boyu 4.840mm, genişliği 1.886mm, yüksekliği 1.550mm iken dingil mesafesi de 2.850mm'dir. Bütün bu verilere bakarak Mondeo'nun ne kadar geniş bir araç olduğunu anlayabiliriz.
Mondeo'nun insanı saran ve evindeymiş hissi uyandıran sürücü koltuğuna oturup, start düğmesine basıyorsunuz ve yola çıkıyorsunuz. Direksiyon üzerine konumlandırılan kumandaları sayesinde gözünüzü yoldan ayırmanıza gerek kalmıyor. Aynı zamanda gösterge panelinin ortasına konumlandırılan ekran sayesinde bütün hareketleri rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Akıllı anahtar sistemi sayesinde siz otomobilin yanından ayrılmadığınız sürece kapılar kilitlenmiyor. Yeni Mondeo' da 1.6lt 125HP Ti-VCT benzinli motorun yanı sıra 2.0lt 140HP TDCi ve 130HP TDCi dizel motorlar da bulunuyor. Mondeolar, 40 bin'den 68 bin ytl'ye kadar değişen 8 modeline ait fiyat seçeneği ile fıtratına uygun sürücüleri bekliyor.
| 
