Çocuk daha anne karnında iken öğrenmeye başlar. Dünyaya gelmeden, dünya hayatı ile ilgili bir takım becerileri kazanmış olur. Doğduktan sonra da hızla öğrenmeye devam eder. Din eğitimine gelince, zaten fıtratında var olan inanma ve ibadet ihtiyacı, çok küçük yaşlarda kendini gösterir. 2-3 yaşındaki bir çocuk, çevresindeki insanların söz ve davranışlarından da etkilenerek Allah, melek, cennet, ahiret gibi kavramları anlamaya başlar. Bu yaşlarda güzel ve doğru bilgilerle beslenirse, çocuk ruhunda sağlam bir inanç temeli atılmış olur.
Çocuk meraklıdır. Konuşmaya başladıktan sonra durmadan sorular sorar. İslâm toplumunda yetişen bir çocuk da Allah, ahiret, günah, sevap gibi ifadeleri sıkça işittiği için, bunlar hakkında da büyüklere sorular yöneltir. Böyle sorular karşısında çocuğu ciddiye alıp, ciddî ve doğru cevaplar vermek gerekir. Onlar anlamaz diyerek, gerçekleri masalımsı bir tarzda ve hayalî objelerle anlatmaya çalışmak, ileride telâfisi zor olan sorunlar ortaya çıkartabilir.
Dinî hayatın en yoğun yaşandığı Ramazan ayı, çocukların din eğitimi için de iyi bir fırsattır. Onlar zaten büyüklerini taklit ederek bazı ibadetleri yapmaya heveslenirler. Bu arada temel dinî bilgiler de onların anlayacağı şekilde ve doğru olarak anlatılmalıdır. “Sen küçüksün bunları anlamazsın, büyüyünce anlarsın” gibi kaçamak cevaplar, çocuk ruhunu tatmin etmez. O da başka çocuklardan duyacağı yanlış bilgilerle beslenir. Sonunda çocuk yanlış bir din anlayışı ile karşımıza çıkar.
İftar sofrasında ezan okunmasını beklerken, “Bak yavrum bize bu yiyecekleri Allah gönderiyor. Şu domates topraktan yetişiyor ama, toprağı da, suyu da, güneşi de Allah yarattığı için domates de Allah’ın bir nimeti oluyor. Yediğimiz ve içtiğimiz her şey bunun gibi Allah’ın bir nimetidir. O insanları çok sever. Biz de ona karşı sevgi ve saygımızı göstermek için oruç ve namaz gibi ibadetlerle bu nimetlere karşı Allah’a teşekkür ediyoruz” şeklinde açıklamalarla çocuğun kafasındaki Allah ve ibadet kavramlarına açlık getirilebilir.
Zaten çocuk 5-6 yaşına geldiğinde, çevresinin de etkisi ile dinî kavramları kafasında daha da olgunlaştırmıştır. Zihnindeki bazı sorulara kendi düşüncesi ile cevap verecek duruma gelmiştir. Bu yaşlarda kalbindeki Allah inancı taklidî olmaktan, tahkikî olmaya doğru yönelmiştir. Elindeki oyuncak arabasını gösterip, “Bu arabayı yapan bir fabrika ve bir usta olduğu gibi, bu dünyayı yapan bir usta da olması lâzım değil mi? İşte dünyayı ve içindeki her şeyi yapan ve yaratan da Allah’tır” gibi açıklamalarla çocuğun kalbine tahkikî iman çekirdekleri bırakılabilir. Ondan sonrasını inşâ etmek zaten kolaylaşacaktır.
|