Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) gerçekleştirilen ‘’Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider-LHC)’’ deneyine katılan Bursalı doktora öğrencisi Sezen Sekmen’in ODTÜ’lü araştırmacı arkadaşlarıyla birlikte, en çok tartışılan ve üzerinde spekülasyon yapılan ‘’Kara delik’’ler konusunda görev aldığı bildirildi.
ODTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nde lisans ve lisans üstü eğitiminin ardından doktora öğrencisi olan Sezen Sekmen (27), yaptığı açıklamada, Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden 50-60 bilim insanının katıldığı LHC’de ODTÜ grubu olarak CMS deneyinde yer aldıklarını belirtti. Sekmen, CERN’in temel amacının bin yıllar önce başlayan maddenin yapısını anlama serüvenini günümüzde en uç noktalarda sürdürmek olduğunu ifade ederek, bu çalışmaların parçacık hızlandırıcıları denilen makinelerde kurulan dedektörlerde yapıldığını vurguladı. Sekmen, LHC’de proton çarpıştırmalarında ulaşılacak enerji ve parçacık demetlerinin yoğunluğu ve çarpışma sıklığının bugüne kadar ulaşılmış en yüksek değerler olacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
‘’Deneyde biz çarpışmaları sağlayarak büyük bir enerji yoğunluğu oluşturuyoruz. Burada çok önemli bir nokta var, büyük bir enerji miktarı değil, büyük bir enerji yoğunluğu oluşturuyoruz. Yani aslında 2 proton birbirine çarptığı zaman ortaya çıkan enerji, en fazla bir kibriti çaktığınızda çıkan enerji kadardır. Fakat bu deneyin yaptığı, bu enerjiyi çok çok küçük bir hacme sıkıştırmak ve bu enerjiyi bu küçük hacme sıkıştırdığınız zaman ise şu anda evrenimizde doğal olarak var olmayan parçacıklar üretiyoruz. Bu temel parçacıklar aslında evren ilk oluştuğu zaman büyük patlamadan hemen sonra varlardı ve evren genişlemeye başladı. Bu genişlemenin ilk zamanlarında evren çok sıcaktı ve bu sıcaklıkta değişik parçacıklar oluşup oluşup yok oluyorlardı. Ama şu anda evren soğuk ve bu parçacıkların tabiî olarak oluşturabilecek enerjiye sahip değil. Biz bunları yapay olarak dünyada üretip bu parçacıkların özelliklerini inceliyoruz. Özelliklerini de inceleyerek evrenin oluştuğu ilk zamanlara dair bilgi ediniyoruz. Bu deneyin bir tek amacı var. Bu deney evrendeki en temel parçacıkların ne olduğunu ve bu temel parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileştiklerini araştırıyor. Bunları bularak evrendeki en temel fizik kuralları nedir, yani bütün maddeyi, var oluşu yönlendiren fizik kuralları nedir? Bunu araştırmaya çalışıyor ve bazı somut soruların cevapları aranıyor.’’
İNTİHAR ETMİYORUZ
Bu konuda yapılan spekülasyonlara üzüldüğünü, bazı yayın organlarında çıkan haberleri, internette yapılan yorumları dikkati çekici bulduğunu dile getiren Sekmen, şöyle konuştu: ‘’Hocalarımız, arkadaşlarımız açıklamalar yapıyorlar, dünyanın her yerinden bilim insanları açıklamalar yapıyor. Benim üzüldüğüm insanların bilimsel açıklamaları ciddiye almayıp hala kendileri ‘Yok, yok yine de bir şey olur mu?’ diye düşünmeleri. Yani bilim insanlarının doğruları söylemeyerek ne kazanacaklarını ben anlamış değilim. Yani dünya yok olacaksa eğer, biz de yok olacağız dünya ile beraber. Yani burada 5-10 bin kişi organize bir şekilde intihar etmiyoruz. Bunlar beni üzüyor. Bilim adamlarının açıklamaları ciddiye alınsın, yani insanlar ‘Yok, yok bir şey olur’ demesinler. Çünkü bir şey olmayacak. İnsanlar tabiî ki bilimsel olaylarla ilgili sansasyonel hikayeleri seviyorlar, bilim kurgu vs. Bu deney aslında son derece dünyayla, insanla ilgili çok somut bir deney, bilim kurgu değil. Çok somut, basit prensiplere dayanan bir deney.’’
|