|
|
|
O kitap toplatılsın |
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Sabri Erdil, darbeleri öven ilköğretim 8. sınıf “İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabının toplatılmasını istedi. Erdil, “Aksi takdirde geleceğimizin teminatı çocuklarımızın genç ve körpe beyinleri, askerî müdahaleleri öven, haklı gösteren, öte yandan sivil siyaseti tahkir eden, aşağılayan, suçlu ilan eden düşüncelerle zehirlenmeye devam edecektir” dedi.
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Sabri Erdil, ilköğretim 8. sınıf ‘’İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’’ ders kitabının toplatılmasını istedi.
Erdil, yaptığı yazılı açıklamada, Millî Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanarak öğrencilere dağıtılan kitapta antidemokratik ve militarist ifadeler yer aldığını ileri sürerek, bunun demokrasi açısından çok büyük bir talihsizlik olduğunu belirtti.
Ders kitaplarının hemen toplatılması ve kitaptaki bu ifadelerin çıkarılması gerektiğini belirten Erdil, şunları kaydetti: ‘’Aksi takdirde geleceğimizin teminatı çocuklarımızın genç ve körpe beyinleri, askeri müdahaleleri öven, haklı gösteren, öte yandan sivil siyaseti tahkir eden, aşağılayan suçlu ilân eden düşüncelerle zehirlenmeye devam edecektir. 21. yüzyılda daha demokratik ve özgür olması gereken bir Türkiye’de, başta Başbakan ve Millî Eğitim Bakanı olmak üzere bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu kitaplar ve bu zihniyet Avrupa Birliği müzakere sürecindeki bir Türkiye’ye hiç yakışmıyor.’’
Erdil, kitapta ‘’askerî darbeleri ve muhtıraları masum ve makul gösteren ifadelerin yer aldığını, demokrasinin kara lekeleri olan askerî müdahalelerin sanki sivil yönetimlerin başarısızlığı nedeniyle zorunlu olarak gerçekleştirildiği’’ düşüncesinin ortaya konduğunu belirtti. İlköğretim 8. sınıf “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabında; “Artan ekonomik ve siyasî sıkıntılar 27 Mayıs 1960 tarihinde askerî müdahaleye yol açtı... Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin artması üzerine Millî Güvenlik Kurulu, 28 Şubat 1997 tarihinde hükümeti uyardı... 24 Ocak 1980’de uygulamaya konulan istikrar programı, ülkede yaşanan sıkıntıya çözüm olmadığı gibi huzursuzluklara da sebep oldu... 1980 12 Eylül’üne gelindiğinde TSK geçici bir süre için yönetime el koydu.” ifadeleri yer alıyor. Kitap, kamuoyunun tepkisini çekmişti.
|
19.09.2008
|
|
|
Herkes üniversiteye gidebilmeli |
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yükseköğretime ilişkin pek çok hayali olduğunu belirterek, ‘’En büyük idealim bu ülkedeki herkesin yüksek öğretim hakkını kullanabilmesidir’’ dedi.
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) yeni Kurul Başkanı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Hasan Ceylan Başkanlığında Ankara Üniversitesi Morfoloji Binası’nda toplandı.
Toplantıda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, konuşmasına başlarken, ‘’ABD’de de özgürlükçü vaziyet alışıyla tanınan Martin Luter King 1963 yılında yaptığı bir konuşmaya, çok veciz bir ifadeyle başlar. ‘I have dream’ der. Şimdi ben de bugün, Yüksek öğretim sistemiyle ilgili rüyalarımı paylaşmak istiyorum’’ dedi. Özcan, dile getireceği idealleri ‘’1-2 yıl içinde görmek istediğini’’ söyledi. En büyük idealinin ülkedeki herkesin yüksek öğretim hakkını kullanabilmesi olduğunu ifade eden Özcan, sistemde 1,2 milyon öğrenci fazlası bulunduğunu, liselerden her yıl yaklaşık 730-740 bin öğrencinin mezun olduğunu, 1,2 milyon öğrenciyle birlikte bu sayının yaklaşık 2 milyona ulaştığını belirtti. Özcan, bunun sistemin en acil, en önemli çözülmesi gereken sorunun olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ‘’Bu çocuklara derhal üniversitelerde yer bulmak zorundayız. Bu sene yüksek öğretim sisteminde görülmeyen bir şekilde 1 milyondan fazla lise öğrencisine yer bulduk. Bunun 630 bini örgün eğitim, geri kalanı da açık öğretimde. Neredeyse iki kişiden biri üniversiteye girer duruma geldi. Ümit ediyorum, bir dahaki yıl daha da iyi bir durumda olacağız. İkinci arzum, gerekli öğretim üyesi ve elamanını temin etmektir. Sadece devlet üniversitelerine değil, bu açıdan vakıf üniversitelerine de büyük görev düşmektedir. Hepimiz elimizi taşın altına koyup, öğretim üyesi yetiştirmeye yönelik programları, lisans üstü programları giderek arttırmalıyız.’’
Bu süreci hızlandırmak, bazı teşvik mekanizmalarını uygulamaya koymaya yönelik çalışmalara hızlı bir şekilde devam ettiklerini belirten Özcan, 1-2 ay içerisinde bunların duyulacağını söyledi. Özcan, diğer bir arzusunun ise yeni kurulan üniversitelerin yapılandırılması ve eğitime başlaması olduğunu dile getirdi. Bir diğer arzusunun ise bütün bu gelişmeleri sağlayacak öğretim üyeleri ve elemanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi olduğunu belirten Özcan, bunun için girişimlerde bulunduklarını, küçük bir artış sağlandığını hatırlattı. Özcan, ‘’Zannediyorum, 2009 yılının ilk 6 ayı içinde benzer bir artış daha yapılacak. Ama bence yeterli değildir. Artık böyle yüzde 3, yüzde 5’lerle değil, katlarla düşünmek gerekir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu üniversitelerinde çalışacak elemanlar için 2-3 misli gibi terimlerle bu meseleye yaklaşmak daha doğru olacaktır’’ diye konuştu.
|
/ Ankara
19.09.2008
|
|
|
Bakan Şahin: Dosyayı Almanya’dan isteyeceğiz |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya’da görülen Deniz Feneri e. V Derneği davasıyla ilgili olarak, ‘’Zannediyorum cumhuriyet savcıları bu dosyayı Almanya’dan talep edecektir. Bu talep Adalet Bakanlığı kanalıyla yapılacaktır. Cumhuriyet savcılarından böyle bir talep geldiğinde bakanlığım kısa sürede bunun gereğini yerine getirecektir” dedi.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya’da görülen Deniz Feneri e. V Derneği davasıyla ilgili olarak, ‘’Zannediyorum cumhuriyet savcıları bu dosyayı Almanya’dan talep edecektir. Bu talep Adalet Bakanlığı kanalıyla yapılacaktır. Cumhuriyet savcılarından böyle bir talep geldiğinde bakanlığım kısa sürede bunun gereğini yerine getirecektir’’ dedi. Türkiye-Endonezya 7. dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Şahin, Almanya’daki Deniz Feneri davasında Alman savcının, ‘’Esas sorumlular Türkiye’de’’ yönündeki sözünün hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: ‘’Bu, cumhuriyet savcılarının görev alanına giren bir beyandır. Nitekim cumhuriyet savcılığı zaten soruşturma başlatmıştı. Zannediyorum bu dosyayı Almanya’dan talep edecektir. Bu talebi Adalet Bakanlığı kanalı ile yapacaktır. Cumhuriyet savcılığından böyle bir talep geldiğinde bakanlığım kısa sürede bunun gereğini yerine getirecektir.’’ Davada dile getirilen bütün iddiaların Türkiye’de cumhuriyet savcıları ve bağımsız yargı organları tarafından incelenmesi gerektiği kanaatinde olduğunu vurgulayan Bakan Şahin, ‘’Bu konuda cumhuriyet savcılarının gereğini yapacağına inanıyorum’’ dedi. Bakan Şahin, bir gazetecinin, ‘’Ankara cumhuriyet Başsavcılığından bilgi alacağınızı söylemiştiniz’’ sözü üzerine, ‘’Dosya henüz gelmedi, geldiğinde alacağım. Cumhuriyet Savcıları ne yapacaklarını bilirler’’ diye konuştu. Bakan Şahin, konuyla ilgili Alman makamlarından gelecek talepleri de değerlendireceklerini belirtti.
|
19.09.2008
|
|
|
Meclis Başkanı Köksal Toptan’dan RTÜK mesajı |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, şimdiye kadarki RTÜK seçimlerinde olduğu gibi son seçimlerde de Meclisin doğru kararlar verdiğini ifade ederek, “Ancak ortaya çıkan son gelişmeler, herkes açısından yeni bir değerlendirme yapma zorunluluğu ortaya çıkaracak gibi görünüyor” sözüyle Kurul Başkanına mesaj verdi.
TBMM Başkanı Köksal Toptan, şimdiye kadarki RTÜK seçimlerinde olduğu gibi son seçimlerde de Meclisin doğru kararlar verdiği kanaatinde olduğunu ifade ederek, “Ancak, ortaya çıkan son gelişmeler, herkes açısından yeni bir değerlendirme yapma zorunluluğu ortaya çıkaracak gibi görünüyor” dedi.
Toptan, bir TV kanalında katıldığı programda, Almanya’daki Deniz Feneri Derneği davasında ismi geçen RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın TBMM tarafından seçildiğinin, bu tür iddialarda ismi geçenlere Meclisin görevden el çektirmesinin mümkün olup olmadığının sorulması üzerine şöyle konuştu: ‘’TBMM, çok dar alanda olsa bile bazı konularda seçim yapıyor. Ağırlıklı olarak Danıştay üye seçimleri bunların başında geliyor. Son düzenlemeyle RTÜK üyelerini de TBMM seçiyor. Şimdiye kadarki seçimlerde TBMM’nin çok isabetli kararlar verdiğini gördük, hep beraber yaşadık. Aynı şeyin son RTÜK seçiminde de gerçekleştirildiğini düşünüyorum. Ancak, ortaya çıkan son gelişmeler, herkes açısından yeni bir değerlendirme yapma zorunluluğu ortaya çıkaracak gibi görünüyor. Herkes kendi sorumluluğunun idraki içerisinde hareket ederse süreç daha rahat ve sağlıklı bir şekilde yürür diye düşünüyorum.’’
Türkiye görmezden gelemez
Meclis Başkanı Köksal Toptan, Almanya’da önceki gün sonuçlandırılan Deniz Feneri dâvâsı ile ilgili olarak verilen kararı, Türkiye’nin görmezden gelemeyeceğini söyledi. Toptan, “Kararın sonunda bizim savcılarımız da süratle olaya el koyup, süratle sonuçlandırmak için gereken her şeyi yapmalıdır. Yanlış yapanın yanına kar kalmadığının mutlaka Türkiye boyutunda da ortaya çıkarılması gerekiyor. Belli bir düzeyi koruduktan sonra siyasette tartışmadan korkmamak lâzım’’ diye konuştu.
|
19.09.2008
|
|
|
Ramazan ayının 15 günlük trafik bilânçosu: 137 ölü |
Ramazan ayının ilk 15 gününde ülke genelinde polis bölgesinde meydana gelen 95 ölümlü trafik kazasında 137 kişi vefat etti, 229 kişi yaralandı.
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Trafik Hizmetleri Daire Başkanı Celal Uzunkaya, yaptığı açıklamada, Ramazan ayının başladığı 1 Eylülden 15 Eylüle kadar ülke genelinde 95 ölümlü trafik kazası meydana geldiğini bildirdi. Bu kazalarda 137 kişinin vefat ettiğini, 229 kişinin yaralandığını ifade eden Uzunkaya, trafik kazası sayısı ve ölüm olaylarında geçen yıl Ramazanın aynı günlerine oranla bir düşüş yaşandığını vurguladı. Uzunkaya, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Daire Başkanlığı olarak, 2008 yılının ilk 8 ayında da ölümle sonuçlanan trafik kazası sayısında geçen yıla göre yüzde 18’lik bir azalma olduğunu belirlediklerini de kaydetti.
|
19.09.2008
|
|
|
Elektriğe yüzde 9 zam |
Enerjİ Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 9,07, sanayide kullanılan elektriğe ise yüzde 9,27 oranında zam yapılmasına onay verdi.
Kurul, dünkü toplantısında, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) yeniden yapılanması sonucu oluşan 20 elektrik dağıtım şirketinin, maliyetlerinin artması gerekçesiyle satış tarifelerinin revize edilmesi talebini değerlendirdi ve karara bağladı.
|
19.09.2008
|
|
|
Babacan: Türkiye, AB ve Orta Asya arasında kilit ülke |
DIŞİŞLERİ Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, "Türkiye'nin AB ve Orta Asya arasında kilit ülke konumunda olduğunu" söyledi.
1. Avrupa Birliği-Orta Asya Bakanlar Forumuna katılan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, temasları ve toplantı hakkında gazetecilerin sorularını cevapladı. Babacan, uyuşturucu ve terörle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı yapılacak çalışmalar ve enerji güvenliğinin, bugünkü forumun ana gündem maddelerini oluşturduğunu bildirdi. Babacan, Türkiye'nin toplantıya hem AB ile tam üyelik müzakerelerini sürdüren, hem de Orta Asya ile önemli ilişkileri olan bir ülke sıfatıyla katıldığını hatırlattı. Babacan, Nabucco projesiyle Orta Asya doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya gideceğini hatırlattı ve "Türkiye, AB ve Orta Asya arasında kilit ülke konumunda" dedi. Babacan, Kıbrıs'taki görüşmelerle ilgili bir soru üzerine, KKTC'nin, BM planı için düzenlenen referandumda çözüm isteği, iradesi gösterdiğini belirterek, "Rum kesiminin çözüm isteği, iradesi test edilecek, güçlü bir iradeleri olup olmadığını göreceğiz" dedi. Babacan, Kıbrıs görüşmelerinin yapıcı bir ortamda ve çözüm odaklı devam etmesi gerektiğini ifade etti.
|
/ Paris
19.09.2008
|
|
|
Rehn: Kıbrıs'ta anlaşılan çözümü kabul ederiz |
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Kıbrıs'ta AB'nin kurucu ilkelerine ve üyelik yükümlülüklerine bağlı kalınması halinde, iki toplumun üzerinde anlaştığı her türlü çözümü kabul etmeye hazır olduklarını söyledi.
Rehn, AB'nin gelecek dönem başkanı Çek Cumhuriyeti'nin başkent Prag'da düzenlediği Batı Balkanlar ile ilgili konferansta yaptığı konuşmada, "Birleşik Kıbrıs'ın AB'nin kurucu ilkeleri özgürlük, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi ve üyelik yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluyla, iki toplumun üzerinde anlaştığı her türlü çözümü kabul ederiz" dedi. Kıbrıs'ta BM gözetimindeki kapsamlı müzakerelerde AB'yi ilgilendiren konularda taraflara her türlü desteği vermeye hazır olduklarını yineleyen Rehn, görüşmelerin BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde, "siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli ve iki toplumlu federasyon" çerçevesinde sonuçlandırılması gerektiğini kaydetti. Rehn, Türkiye'nin son Kafkasya krizinde oynadığı "yapıcı rol", Ermenistan, Suriye ve Orta Doğu'ya yönelik diplomatik girişimlerle AB ile ortak komşularının istikrar kazanmasında stratejik önemini bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
|
/ Brüksel
19.09.2008
|
|
|
Tek ders sınavında başarılı öğrencilere kayıt hakkı |
YÖK, yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ve tek ders sınavından başarılı olduğunu belgeleyen son sınıf öğrencilerine, 22-25 Eylül tarihleri arasında kayıt hakkı tanındığını bildirdi.
YÖK'ten yapılan açıklamada, konuya ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığından gelen yazıların, YÖK'ün 15 Eylül 2008 tarihli toplantısında görüşüldüğü ve bu durumdaki öğrencilerin yükseköğretim hakkını kullanabilmelerini sağlamak amacıyla kararlar aldığı ifade ediledi. Açıklamada, "üniversitelerin kayıt tarihlerinin ve 2008-ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu ile ilgili işlemlerin sona erdiği dikkate alınarak, her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığının genelgesinde tek ders sınav tarihleri konusunda valiliklere yetki verilmişse de yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ve tek ders sınavından başarılı olarak mezun olduklarını belgeleyen son sınıf öğrencilerine mahsus olmak üzere 22 Eylül 2008 tarihinden başlamak üzere, 25 Eylül 2008 günü mesai bitimine kadar kayıt imkanı tanınmasına karar verilmiştir" denildi.
|
19.09.2008
|
|
|
Dünya soruyor, Diyanet cevaplıyor |
Diyanet İşleri Başkanlığının Dinî Soruları Cevaplandırma Komisyonu Bilgi Sistemi’ne, dünyanın dört bir yanından soru gönderiliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde yer alan ve halkın bilgilendirilmesi amacıyla hizmet veren Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonu Bilgi Sistemi’ne ait istatistiklerinden derlenen bilgilere göre, 106 bin 950 sorudan 5 bin 621’i dünyanın çok değişik bölgelerinden gönderildi. Cevaplanması talebiyle Avrupa ülkelerinden 4439, Afrika’dan 145, Amerika’dan 483, Asya’dan 426, Avustralya’dan da 128 soru yollandı. Diyanet İşleri Başkanlığının Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonu Bilgi Sistemi’ne, yurt dışından en fazla soru Almanya’dan geldi. Almanya kaynaklı 2131 sorunun cevaplanması istenirken, Hollanda’dan 505, Fransa’dan da 504 soru gönderildi. Sisteme soru gönderilen bazı ülkeler ve ve soru sayıları da şöyle: Angola 3, Botsvana 2, Brundi 2, Cibuti 6, Çad 4, Ekvator Ginesi 1, Etiyopya 2, Fas 5, Batı Samoa 3, Fiji 1, Kribati 1, Moris Adaları 1, Nauru 2, Papua Yeni Gine 2, Benin 2, Bermuda 1, Bolivya 1, Dominik 1, Ekvator 7, El Salvador 1.
|
19.09.2008
|
|
|
MARMARA’YA DEV AFET MÜDAHALE MERKEZİ |
TÜRK Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, dünyanın en büyük bölge afet müdahale ve lojistik organizasyon merkezininin İstanbul Tuzla’da kurulacağını söyledi.
Küçükali, yaptığı açıklamada, Türk Kızılayının, muhtemel bir depremde kolay ve hızlı müdahale yapabilmesi, yiyecek, giyecek ve barınma ihtiyacına cevap verilebilmesi amacıyla İstanbul’un Tuzla ilçesi Akfırat Belediyesi Fırat Mahallesi’nde 1121 parsel arazi üzerine ‘’Marmara Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Organizasyon Merkezi’’ kuracaklarını bildirdi. Küçükali’nin verdiği bilgilere göre Akfırat Belediyesi’nde tarım arazisi olan yaklaşık 130 dönümlük yer Kızılay Afet Müdahale Merkezi diye haritalara işlendi. Küçükali, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, projenin gerçekleşmesi için ilk etapta 14 milyon dolar yatırım yapacağını açıkladığını söyledi. Merkezde lojmanlar, 1 adet konferans salonu, 2 adet eğitim salonu, 1 adet toplantı salonu, 1 adet kafeterya, misafirhane ve eğitim ofisi, idarî bina, güvenlik, müştemilat, ısı merkezi ve su deposu bulunacak. Merkezin bulunduğu nokta hava ve deniz yoluna çok yakın. E-5 ve E-6 karayollarına çok kısa mesafede bulunuyor.
|
19.09.2008
|
|
|
Öğrenci affı ihtiyaca cevap vermeyecek |
BAĞIMSIZ Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Millî Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan ‘’öğrenci affı’’ taslağının son 8 yılı kapsamasının ihtiyaca cevap vermeyeceğini söyledi.
Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, af bekleyen bir milyona yakın öğrencinin bulunduğunu kaydederek, affın son 8 yılı kapsaması halinde 250 bin kişinin bu aftan yararlanabileceğini ifade etti. Affın süre ve kapsam açısından daha geniş tutulması gerektiğini belirten Avcı, ‘’1980 yılından beri mağdur olan ve büyük umutlarla af bekleyen, herkesi kapsayan bir öğrenci affı gerekmektedir. Öğrenci affının son 8 yılı kapsaması ihtiyaca cevap vermeyecek, rahatsızlıklar devam edecektir’’ dedi. Avcı, üniversitelerden çeşitli sebeplerle ilişiği kesilen ve eğitimine devam etmek isteyenlerin önünün açılması gerektiğini kaydederek, “Şu anda birçok kişi askerlik, iş ve eğitim sorunu yaşadığı için öğrenimlerine devam edemiyor. Hükümet, konu eğitim olduğu için af konusunda daha cömert ve kucaklayıcı davranmalıdır” açıklamasında bulundu
|
19.09.2008
|
|
|
Tuzla’da bir tersanenin faaliyetleri durduruldu |
TUZLA'DA bulunan Desan Tersanesinin faaliyetleri 10 gün durduruldu.
Edinilen bilgiye göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı incelemenin ardından hazırlanan rapora göre, Desan Tersanesinde, kapatmaya gerekçe olacak 5 maddenin de aralarında bulunduğu 37 ayrı eksiklik tesbit edildi. Bunun üzerine toplanan komisyon, Desan Tersanesinin faaliyetlerinin 10 gün geçici olarak durdurulması yönünde karar aldı. Karar ilgili tersaneye bildirilirken, tersanenin, eksikliklerin giderilmesinin ardından 10 gün dolmadan da açılabileceği belirtildi.
|
19.09.2008
|
|
|
Şırnak’ta operasyonlar sürüyor |
ŞIRNAK'TA Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar sürdürülüyor.
Edinilen bilgiye göre, PKK’lı teröristlerin etkisizleştirilmesi amacıyla yapılan operasyonlar devam ediyor. Operasyonların Bestler Dereler bölgesi ile Cudi ve Gabar Dağlarında yoğunlaştırıldığı belirtildi. Operasyonlarda helikopterlerle destek sağlanıyor. Asker ve askerî teçhizat sevkıyatının da yapıldığı operasyon bölgesinde teröristlerden temizlenen yerlerde arazi arama tarama faaliyetleri yürütülüyor. Aramalarda ortaya çıkarılan teröristlere ait sığınak ve mağaralarda ele geçirilen yaşam malzemeleri imha ediliyor.
|
19.09.2008
|
|
|
Erdoğan, Tuncay Özkan'dan 6 bin YTL tazminat kazandı |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Tuncay Özkan’dan 6 bin YTL manevî tazminat kazandı.
Erdoğan’ın avukatlarınca, geçen yıl Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde düzenlenen ‘’Cumhuriyete Sahip Çıkıyoruz’’ mitingindeki konuşmasıyla kişilik haklarına hakaret ettiği gerekçesiyle Özkan aleyhine açılan 10 bin YTL’lik manevî tazminat dâvâsı, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde karara bağlandı. Taraf avukatlarının son beyanlarının dinlenmesinin ardından Yargıç Ahmet Pınar, davanın kısmen kabul edildiğini belirterek, Özkan’ın, Erdoğan’a 6 bin YTL manevî tazminat ödemesine hükmedildiğini açıkladı.
|
19.09.2008
|
|
|
Gurbetçiler diken üstünde |
Almanya’nın Mannheim şehrinde Türklerin yoğun yaşadığı Waldhof semtinde yangının çıktığı binada oturan Sadık Tanış, çocuklarının hayatını onları pencereden atarak kurtardı.
Baba Tanış yaptığı açıklamada, yangından sonra ailesinin psikolojisinin bozulduğunu belirterek, ‘’Çocuklarım bu evde nasıl yatacağız baba diyorlar. Burada artık güvende değiliz. Çocuklarımı bırakıp 1 saat bile bir yere gidemem. Buradan taşınmak istiyoruz’’ dedi.
Dün (önceki) akşam çocukları ile iftar yaptıkları saatte yangının çıktığını ifade eden Tanış, ‘’İftar ediyorduk. Kızım Gülistan, kardeşi Fırat bir koku geldiğini söylediler. Gülistan camdan aşağıya baktığında kapıdan alevlerin girip çıktığını söyledi. Bende kapıya çıktım baktım hortum şeklinde duman yukarı çıkıyor. Hemen diğer başka pencereye giderek yardım diye bağırdım. Aklıma Ludwigshafen’deki olay geldi. Hemen ip aradım. Ama ip bulamayınca yatakları pencereden aşağıya attım. Sonra da çocuklarımı yatakların üzerine bıraktım’’ dedi.
Önce 8 yaşındaki küçük oğlu Fırat’ı aşağıya bıraktığını kaydeden Tanış, ‘’Oğlum bana o esnada `baba ilk önce beni mi öldürmek istiyorsun’ dedi. Ben de ‘oğlum ölmeyeceksin ama bir yerin kırılabilir’ dedim. Sonra diğer çocuklarımı aşağıya bıraktım. Ben aşağıda itfaiyenin açtığı mindere atlayarak kurtuldum. Eşim ise itfaiye gelince merdivenle kurtarıldı’’ diye konuştu.
15 yıldır Almanya’da yaşadığını ifade eden Tanış çocukları Fırat (8), Orhan (25), Halim (18), Nurten (21), Gülistan’ın (16) geceyi 3 farklı hastanede geçirdiklerini belirtti. Dün çocuklarına kavuşan Sadık ve Maliye Tanış çifti biran önce bu evden taşınmak istediklerini kaydettiler. Binanın bodrum katındaki çocuk arabalarının yanması ile çıkan yangında kısa sürede binayı saran dumandan etkilenen ev sakinlerinden bazılarının da pencereden aşağıya yatak atıp atladıkları öğrenildi. Polis, araştırmaların sürdüğünü bildirdi.
|
/ Mannheim
19.09.2008
|
|
|
Kumarcı kocaya kısıtlama |
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sürekli kumar oynayarak kendisinin ve ailesinin darlık ve yoksulluğa düşmesi tehlikesine yol açtığı anlaşılan kişinin ‘’kısıtlanmasına’’ karar verdi.
Tunceli’de yaşayan bir kadın, kocasının sürekli kumar oynadığını ve kendisi ile ailesini darlığa düşürdüğünü iddia ederek, kocasının ‘’vesayet’’ altına alınması için Tunceli Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dâvâ açtı. Mahkeme, kadının iddialarını yerinde bulmayarak, dâvâyı reddetti. Yerel mahkemenin kararının temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, dosyanın temyiz incelemesini tamamladı. Daire, dâvâlı kocanın, sürekli kumar oynadığına, bu alışkanlığı sebebiyle kendisini ve ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açtığına işaret ederek, dâvâ konusu olayda 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 406. maddesinde yer alan ‘’kısıtlama’’ hükmünün uygulanması gerektiğine karar verdi. Yüksek mahkeme, yerel mahkemenin kararını bozarak, dâvâlı kocanın ‘’kısıtlanmasına’’ karar verdi.
|
19.09.2008
|
|
|
|