Bugün 14.00-17.00 arasında Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsünde gerçekleşecek olan “Vicdan mahkemesi” etkinliğinin organizatörlerinden Şenol Karakaş, “Hâlâ 12 Eylül’le yüzleşemedik, darbeyi yapanlardan hesap soramadık” dedi. “Ergenekon sürecinin bağlantılarını da 12 Eylül'de görüyoruz” diyen Karakaş darbenin en başta bir insanlık suçu olduğunu vurguladı.
12 MART, 27 MAYIS, 28 ŞUBAT DA YARGILANACAK
Bugünkü sembolik mahkemede darbeyi yapanlar vicdanen yargılanacak. Dönemi bizzat yaşamış insanların, işkence görenlerin ve annelerin de katılacağı etkinliğin ardından bir yürüyüş yapılacak ve vicdan mahkemeleri 12 Mart, 27 Mayıs, 28 Şubat için de tekrarlanacak. Hedef, darbelerle ilgili toplumsal hafızanın oluşmasına katkıda bulunmak.
12 Eylül ile hâlâ yüzleşemedik
12 Eylül darbesini yapanların sembolik olarak yargılanacağı ‘Vicdan Mahkemesi’ni hazırlayanlardan Şenol Karakaş,12 Eylül’ün toplumun üzerinden silindir gibi geçtiğini, sendikalardan medyaya, annelere kadar birçok kesimde çok ciddî bir tahribat oluşturduğunu belirtirek, “Biz hâlâ 12 Eylül’le yüzleşemedik, darbeyi yapanlardan hesap soramadık” dedi.
12 Eylül darbesinin 28. yıl dönümünde Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu, “Vicdan Mahkemesi” düzenliyor. Sembolik mahkemede darbeyi yapanlar vicdanen yargılanacak. Dönemi bizzat yaşamış insanların da katılacağı faaliyette Yunanistan’da cunta rejiminin devrilmesiyle sonuçlanan ayaklanmaların öğrenci lideri olan Dimitrious Papachristou da deneyimlerini aktaracak. Fethiye Çetin, Ergin Cinmen, Orhan Miroğlu, Adalet Ağaoğlu, Fahri Aral, Atilla Keskin gibi birçok yazar, gazeteci ve hukukçunun katılacağı mahkemede, Memet Ali Alabora, Yıldıray Oğur, Harun Tekin, Rojin gibi genç kuşaktan isimler de “mahkeme heyeti” olarak bulunacak. Dönemin işkence ve cezaevi fotoğrafları “Kenan Evren Resim Sergisi” başlığı altında sergilenecek. Aynı gün ayrıca “Darbelere Dur De Yürüyüşü’ de yapılacak. Etkinliğin liderlerinden Şenol Karakaş ve katılımcılardan Memet Ali Alabora ntvmsnbc’ye Vicdan Mahkemesi’ni anlattı.
KARAKAŞ: HÂLÂ 12 EYLÜL’LE YÜZLEŞEMEDİK
12 Eylül toplumun üzerinden silindir gibi geçerken kendi anayasasını da doğurdu. Ve darbeyi yapanlar yargılanmadılar ve yargılanamıyorlar. Ama sendikalardan medyaya, annelere kadar birçok kesimde çok ciddî bir tahribat yarattı. İdam edilenler, işkenceler ve işkenceden ölenler, travmalar, yasaklar, baskılar... Biz hâlâ 12 Eylül’le yüzleşemedik, darbeyi yapanlardan hesap soramadık. 12 Eylül’ün yıl dönümünde Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu olarak bütün darbelere bir tepki göstermeyi düşünüyorduk. Çünkü toplumsal anlamda bugün ortaya çıkan birçok şeyin kaynağı 12 Eylül’de yatıyor. Ergenekon sürecinin bağlantılarını da orada görüyoruz. En başta bir insanlık suçu darbe.
HER ŞEY DEMOKRATİK BİR ANAYASAYA BAĞLANMALI
Daha önce çok çeşitli girişimler, kampanyalar oldu ama daha çok o dönemin acıları ve sıkıntıları anlatıldı. Ama bugünkü anti demokratik oluşumlarla bir bağlantı kurulamadığı için bu darbeye karşı mücadele yapılamamış oldu. Bütün mücadeleler demokratik bir anayasaya bağlanmalı. Anayasanın 15. maddesinin kaldırılmasına bağlanmalı. Darbe yapmanın demokrasi dışı ve insanlık suçu olduğu konusunda toplumsal bir bilinç oluşturulabilir.
ALABORA: 12 EYLÜL SADECE ZİHİNLERDE DEĞİL
12 Eylül sadece zihinlerde değil. Biz hala 12 Eylül Anayasası’yla yönetiliyoruz. Bu anayasa zaman içerisinde birtakım değişikliklere uğramış olsa da hala yürürlükte. Zaten darbeyi yapanlar da o anayasadan güçlerini alıyorlar, o anayasaya göre yargılanmaları yasak. Bu sembolik mahkeme gibi sivil girişimlerin artması ve bireylerin bir şeyler yapmaya çalışması gibi Türkiye’deki darbe süreçleriyle ilgili algıyı değiştirecektir diye düşünüyorum. Çünkü artık sadece olmuş bitmiş darbeler değil, olabilecek, olması muhtemel darbelerle de uğraşıyoruz. Darbecilerin yargılanmasını engelleyen Anayasa’nın 15. maddesinin kaldırılması önemli bir adım. Zaman aşımı, yaş haddi gibi durumlar var ama ne olursa olsun bir şeyler değişektir. Bu önemli bir adım olur. Bundan sonraki muhtemel bu tür suçlara bir emsal teşkil edecektir ve önemli bir kazanım olacaktır .
UMARIM HER ŞEYE RAĞMEN
SİVİL BİR ANAYASAMIZ OLUR
Anayasa tartışması başladığında hükümet ‘sivil toplum örgütleri ile görüştük’ diyor ama hükümetin sivil toplum diye görüştüğü topluluklar asla sivil olmayan ya da en azından alıştığımız anlamıyla sokaktaki insanı temsil etmeyen kurumlar. Oysa kamu olarak biz ne olup bititiğini öğrenemiyoruz bundan sonra da öğrenmeyeceğiz. Umarım her şeye rağmen sivil bir anayasamız olur.
BU ANAYASADAN KURTULMAMIZ GEREKİYOR
12 Eylül de bir zihniyetin devamı ama 12 Eylül’ün oluşturduğu ülke, verdiği kuvvet ve kendi anayasası aslında bugün içinde bulunduğumuz durumu da çok iyi anlatıyor. Bu YÖK başkanlarının atanmasından, Güneydoğu’da yaşanan birçok olaya kadar Türkiye’deki bütün meseleler bu anayasa yüzünden oluyor. Her şeyin sonu dönüp dolaşıp bu anayasaya bağlanıyor. Bu anayasadan kurtulmamız gerekiyor.
12 Eylül Vicdan Mahkemesi 12 Eylül’de saat 14.00-17.00 arasında Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde gerçekleşecek.
|