CAMBRİGDE Üniversitesi’de yapılan bir araştırma, insanların elektronik posta adreslerinde kullandıkları isimlerin, istenmeyen (spam) postaların miktarını etkilediğini ortaya koydu.
İngiliz The Guardian gazetesinin internet sitesinde yer alan haberde, “istenmeyen” elektronik postalar yüzünden genellikle kullanılan e-posta servisinin yaygınlığının sorumlu tutulduğu, ancak adresin başındaki kullanıcı isminin de istenmeyen postaların sayısını etkilediği belirtildi. Cambrigde Üniversitesi bilgisayar laboratuvarı güvenlik uzmanı Richard Clayton, Microsoft tarafından California’da düzenlenen “Email ve Anti-Spam Konferansı”nda sunduğu makalesinde, adresin başındaki ismin de maruz kalınan istenmeyen postaların sayısını ciddî biçimde etkilediğini öne sürdü. Clayton, İngiltere’nin önemli internet servis sağlayıcılarından birinin e-posta trafiği üzerinde yaptığı araştırmasında, adlarının baş harfi alfabenin üst sıralarında bulunan kişilerin daha fazla saldırıya maruz kaldığını belirledi. Araştırmaya göre, aynı e-posta servisini kullansalar da adı “Allison” olan bir kullanıcının istenmeyen posta oranı yüzde 35 civarındayken, “Zadie” isimli başka kullanıcı yüzde 20 oranında istenmeyen posta alıyor. Clayton, bu farkın sebebinin, milyonlarca kişiye istenmeyen postalar gönderen kişilerin “yorgun düşmesi” olabileceğini belirtiyor. Clayton’a göre bu kişiler, kullanıcıların isimlerini tahmin etmek, gerçek kişilere ulaşmak için sözlükleri kullanarak, adres üretmeye başlıyorlar. Ancak bir çoğu, sözlüğün ve dolayısıyla alfabenin sonuna ulaşamadan “beziyor”. Bu sebeple de alfabenin başında ve sonunda yer alanların “yem olma oranları” arasında ciddî bir istatistiksel fark görülüyor.
|