HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Tuzla’da peş peşe ve adeta kitlesel biçime dönüşen iş cinayetleri ve diğer işyerlerinde devam eden iş kazaları konusunda hiçbir kişi ve kurumun masum olmadığı söyledi. Uslu, “Cinayetler yaşandıktan sonra yapılan açıklamalar ve üzüntü beyan etmenin timsah gözyaşları dökmenin ötesinde hiçbir anlamı ve değeri bulunmamaktadır” dedi.
HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Tuzla’da peş peşe ve adeta kitlesel biçime dönüşen iş cinayetleri ve diğer işyerlerinde devam eden iş kazaları konusunda hiçbir kişi ve kurumun masum olmadığı söyledi. Uslu, “Cinayetler yaşandıktan sonra yapılan açıklamalar ve üzüntü beyan etmenin timsah gözyaşları dökmenin ötesinde hiçbir anlamı ve değeri bulunmamaktadır” dedi. Çünkü yaşanan tabloda payı olan herkes, iş cinayetlerinin birinci derecede sorumlusudur” dedi. Yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan tabloda payı olan herkesin iş cinayetlerinden birinci derecede sorumlu olduğunu söyleyen Uslu şöyle dedi: “İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almayan, taşeron uygulamasından medet uman işveren, sendikal örgütlenmenin önünü açacak yasaların değiştirilmesine engel olan işçi ve işveren sendikaları ile hükümetler ve Parlamento, taşeron uygulamasının laçkalığını sona erdirmeyen hükümetler ve Parlamento kısacası hepimiz ve herkes vicdanen sorumluyuz ve işlenen cinayetlerin müsebbibiyiz. Kimse kimseyi suçlayarak, hatalı ya da suçlu arayarak sorumluluktan kurtulamaz.” Uslu, masum gerekçelerle başlatılan taşeron uygulamasının, esas işi kapsayacak biçimde yaygınlaşmasının 25 yıldır bir türlü değiştirilemeyen ve örgütlenmenin önünde en büyük engel olan sendikal mevzuatın varlığı, kamunun denetim zaaflarının devam etmesi, işçi (TÜRK-İŞ, DİSK) ve işveren (TİSK, TOBB) örgütlerinin sendikal mevzuatı değiştirmek istiyormuş gibi yapıp mevcut sendikal mevzuatın sağladığı statükodan vazgeçmemeleri, Parlamento ve hükümetlerin sendikal mevzuatın değiştirilmesi konusundaki iradesizliği yaşanan iş cinayetlerinin sorumlularının adresini tarif ettiğini söyledi.
|