GEÇENLERDE bir seminerde, sunumu yapan eğitimciye bir konuda kendisine katılmadığımı söyledim. Eğitimci değer verdiğim bir şahıstı. Ardından e-mailime ne demek istediğini detaylı yazmıştı. ‘Beni yanlış anladınız herhalde’ dedi. Aslında onu doğru anlamıştım. Eğitimcinin niyetinin çok iyi olduğunu da biliyordum. Fakat siz ne söylerseniz söyleyin ağızdan çıkan ile anlatılmak istenen aynı olmuyor. Bazen insan anlatırken karşıdakinin anladığı farklı olabiliyor. İnsan anlattıklarını karşıdakine doğru gidip gitmediğini ölçmek için geri bildirim almak en iyi yoldur. Orada sadece kendi düşüncemi dile getirmek istemiştim. Aslında geribildirimlerin bize ne kadar katkısının olduğunu bilirsek herkesten geribildirim isteriz. Ama çoğu zaman bunun farkında olamayız.
Her yapılan geri bildirim (Feed Back), insanı geliştiriyor, hakikati bulmasına yardımcı oluyor. İnsanı hizaya sokan da, mükemmele ulaştıran da budur.
Geribildirim tekâmül içindir. Daha da mükemmele ulaşmak için olmazsa olamaz şartlardandır. Ben eğitim verdiğim zaman bazen şunu yapıyorum. Sizin de işinize yarar diye paylaşmak istiyorum. Eleştirel moda geçiyorum. Eğitimciyi eleştirel dinliyorum. Bu şekilde dinleyince dikkatim kaçmıyor, daha iyi dinliyorum. Bu benim daha iyi not tutmama da vesile oluyor.
İkinci bir yöntem de eğitimde, “Bu nasıl daha mükemmel olur” sorusuna cevap arayarak dinliyorum. Verdiğim eğitimlerde katılımcılara geri bildirim formu dağıtıyorum. Formlara göre kendime çekidüzen veririm. Bazen de sözlü olarak sorarım.
Geri bildirimi almak ve kabul etmek de önemli. Geribildirimi kabul etmek erdemliliktir. Erdemli insan, her türlü fikri ve görüşü anlayışla karşılayan ve bu fikri benimsemiş kişidir. Bazen anlattıklarının tek kelimesini eleştirdiğinizde kaldıramayan, kabullenemeyen eğitimciler de olabiliyor. Bir eleştiri yapıldığında doğruysa insanın kendini düzeltmesi, doğru değilse de teşekkür etmesi gerekiyor. Bu şekilde insan gelişir. Fikirler de bu şekilde ortaya çıkar.
İYİ BİR GERİ BİLDİRİM NASIL OLUR?
Geri bildirim yaparken de karşıdakini rencide etmemek gerekir. Bunun için sandviç yöntemini kullanabilir. Öncelikle göstermiş olduğu çaba için tebrik edilir. Olumlu yönler belirtilir. İkinci aşamada asıl yapılacak eleştiri, eksikler söylenir. Son olarak da tekrar olumlu bir cümle ile teşekkür ederek bitirilmelidir. Bu yöntemin size nasıl olumlu bir katkı sağladığını kısa sürede göreceksiniz.
***
Not: Geçen hafta ki yazımız (2.8.2008 tarihli) üzerine bir okuyucumuz mesajla soru sordu. Benzer sorulara cevap olur amacıyla buradan cevaplandıralım.
Soru: Merhaba! Ben Nevşehir’den bir okuyucunuz. “Şifreler mülâkatta çözülüyor” başlıklı yazınızı okudum. Diyorsunuz ki soruların hepsini bilmek zorunda değilsiniz bilmiyorsanız bilmiyorum deyin. Kendine güven, güler yüz yeter diyorsunuz. Ben de öyle sanıyordum. Kamu yönetimi mezunuyum. İş arıyorum, ama katıldığım mülâkatlarda bunlar yeterli olmuyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Yaptığınız iş görüşmelerinde elbette ki sadece kendinize güvenmeniz ve güler yüz göstermeniz yeterli olmayacaktır. Bazen firmalar hiç alâkalı olmayan sorular sorarlar. Bu sorularda işveren satır arlarında tanımlı biri olup olmadığınızı sınar. Size yöneltilen alâkalı-alâkasız soruların hepsine “biliyorum” havasından uzak durun. İşverenler sadece bir özelliğinize bakarak sizi işe almazlar. Görüşme öncesinde ve görüşme anında yapmanız gerekenler var. Yazıyı tekrar okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca başvurduğunuz iş ilânına kriterleriniz uymayabilir. Bazen kriterler tutsa da işverenler aranan pozisyonda spesifik bir özellik isteyebilirler. Mezuniyetiniz, iş tecrübeleriniz, hobilerinizle beraber duygusal yönünüze de bakarlar.
Tabiî ki iş bulma uzun bir süreç olabilir. Yapmanız gereken pes etmeden, internetten, gazetelerden, çevrenizden iş ilânlarını takip etmek. Size uyan ilânlara hemen başvurmak olmalı.
|