BAŞÖRTÜSÜNE özgürlük eylemleri bu hafta sonuda çeşitli illerde devam etti. Hak ve Özgürlükler Platformuları öncülüğünde Van, Ankara ve Kocaeli’nde gerçekleştirilen eylemlerde özgürlük talepleri dile getirildi.
Anadolu Gençlik Derneği, Gökkuşağı Derneği, İnsan-Der , Mazlum-Der, Memur-Sen, Umut-Der, Erdem-Der’den oluşan Van Hak ve Özgürlükler Platformu Van’da 100. “başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Adına basın açıklamasını ise Suat Cihangiroğlu yaptı.
Suat Cihangiroğlu, insan haklarına, evrensel hukuka ve insanlık onuruna aykırı olarak sürdürülen başörtüsü yasağını protesto etmek amacıyla 100. kez ilgililere seslerini duyurmak üzere toplandıklarını belirterek şöyle devam etti:”Demokrasi; eşitlik yanında farklılığı, çoğunluğun iradesi yanında azınlığın iradesini de gözeten ve bunların kendilerini ifade etmelerine imkân sağlayan bir yönetim biçimidir. Dolayısıyla demokrasilerde bireyin ve toplumun katılımının sağlanması, insan hak ve özgürlüklerinin daha geniş bir alanda gerçekleştirilmesi başta gelen hedeflerdendir. Demokrasilerde dini vecibeleri yerine getirip getirmemek bireyin kendi tercihidir. Bu konuya başkalarının karışması, zorlaması, ya da engellemeye kalkışması, çağdaş, demokrat ve özgürlükçü anlayışla bağdaşmaz.”
“MİLLETVEKİLLERİNE
VAADLERİNİ HATIRLATIYORUZ”
“Demokrasilerde, seçme-seçilme, düşünce-ifade özgürlükleri ne kadar vazgeçilmez değerler ise, inanma, inandığını yaşama ve ifade etme hakkı da o ölçüde vazgeçilmez değerlerdir” diyen Suat Cihangiroğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Uluslararası insan hakları örgütleri de başörtüsü nedeniyle kadınların temel haklarını kullanmalarının engellenmesini insan hakkı ihlali olarak değerlendirmektedir Türkiye’nin en önemli sorunu, insan haklarına ve insan onuruna aykırı yasalar ve uygulamalar sorunudur. Nitekim cinsiyet ayrımcılığı da yaparak, ‘kadınlar başlarını açacaktır ya da kapatacaktır’ şeklindeki bir dayatma, insan onuruna aykırı bir karar veya düzenlemedir. Bütün yasakları kaldıracağız diyerek, ‘konuşan ve şeffaf Türkiye’ vaatleriyle meclise giden milletvekillerine vaatlerini bir kez daha hatırlatıyoruz.”
HAK İHLÂLLERİNİN KAYNAĞI
12 EYLÜL DARBE ANAYASASI
ANKARA İnanç Özgürlüğü Platformu da “İnanca saygı ve başörtüsüne özgürlük” için organize ettiği eylemlerin 131. haftasını geride bıraktı. Eylemde İnsan Hakları İhlâllerinin kaldırılması çağrısı yapılırken, sivil anayasa’nın geciktirilmeden hazırlanıp yürürlülüğe konulması çağrısı yapıldı. Açıklamada bugünkü kaosun ve toplumsal gerginliğin sebebi olarak ta 12 Eylül darbe anayasasının olduğu vurgulandı. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi: ”130 haftadır her türlü baskı ve haksızlıklara zulüm ve adaletsizliklere karşı yaz –kış demeden direnmeye çalıştık. İnanç ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmamakta ve insanlar düşüncelerinden – inançlarından dolayı hak ihlâllerine uğramaya devam etmektedirler. Meslek Liselerinin ve İmam Hatip Liselerinin ÖSS sınavlarında uğradığı katsayı adaletsizliği devam etmekte ve bu okullarda okuyan öğrenciler adaletsizliğe ve haksızlığa uğramaktadırlar. Seçim zamanlarında vaat edilen bu katsayı adaletsizliği kaldırılmalı ve öğrenciler çifte standarttan kurtarılmalıdır. Yaşamın bütün alanlarındaki başörtüsü yasağı son bulmalı, hizmet alan – hizmet veren ayrımı yapılmaksızın inanç özgürlüğü sağlanmalıdır. Bütün bu sorunların kaynağı olan darbe ürünü 12 Eylül anayasası kaldırılmalı ve Sivil Anayasa derhal yürürlülüğe konulmalıdır. Çünkü çeteciler ve darbeciler gücünü bu anayasadan almaktadırlar.”
DRAMLAR DAHA NE KADAR SÜRECEK?
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 172. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Eylemde platform adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Çetin Tahtacı yaptı. Çetin Tahtacı, sivil toplum kuruluşlarının Anayasa Mahkemesinin AKP hakkında verdiği kararı memnuniyetle karşıladığını belirterek şöyle devam etti: ”Başörtüsüne özgürlük konusunda bundan sonraki süreci yakından takip edeceğiz. Başörtüsü yüzünden üniversiteye devam edemeyen, üniversite sınavına giremeyen, üniversite kapılarından alınmayan anneler, ödül törenlerinde başörtülü diye kürsüden indirilen kızlar, işyerlerine başörtülü diye alınmayan ya da ancak hizmetli muamelesi gören bu bacılarımızın seslerine kimler kulak verecekler. Vatandaşlarımız eğitim görmek için güzel yurdumuzu bırakıp ta yabancı bir ülkeye mi gitsinler. Annelerin bu gözyaşları hiç dinmesin mi. Babalar kızlarını okutamasınlar mı. Haydi kızlar okula değil de. Haydi kızlar dışarıya mı devam etsin. Bu ve buna benzer dramlar. Acaba bunlara seyirci kalanlar, bunlara ne zaman dur diyecekler. Ülkemizdeki bu hak ihlalleri ve kadına karşı yapılan ayrımcılık ne kadar devam edecek. Çözümün hep millette olduğunu söyleyenler çözüm için artık bir araya gelmelidirler. Milletin temsilcileri milletvekilleri bir araya gelip hak ve özgülükler adına başörtüsü sorununu çözümlemelidirler. Milletten aldıkları yetkileri yine millet için kullanmalıdırlar.”
|