"Gerçekten" haber verir 04 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Güngören’de TNT kullanılmış

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Güngören’deki bombalı saldırıya ilişkin, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde açıklamalarda bulundu. Atalay, yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Atalay, patlayıcının türünün ne olduğu şeklindeki soruya da ‘’TNT türü. Miktarı da çok yüksek olmayan patlama... Tabiî, beton çöp bidonları ve bombanın metallerle desteklenmiş olması bombayı daha etkili hale getirmiştir. Can kaybı ve yaralanmalarda o parçalar çok etkili olmuştur’’ diye karşılık verdi. Beşir Atalay, kaç kişinin yakalandığının sorulması üzerine 13 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 10’unun adliyeye sevk edildiğini söyledi. Şüphelilerden 2’sinin emniyet sorgularının ardından serbest bırakıldığını belirten Atalay, bir kişinin de ruhsatsız silâh bulundurmaktan hakkında işlem yapılmak üzere ilgili polis merkezine teslim edildiğini kaydetti. Basın toplantısında Bakan Atalay’ın yanı sıra, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da hazır bulundu.

/ İSTANBUL

04.08.2008


 

FİYATLAR SUN’Î OLARAK ARTABİLİR

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, başta mercimek olmak üzere baklagiller ve pirinci stoklayarak Ramazan ayında piyasaya sürmek isteyen spekülatörlere fırsat verilmemesini istedi. Bayraktar, “Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle meydana gelmesi beklenen talep artışının bir takım stokçular ve fırsatçılar tarafından suiistimal edilmesi fiyatların sun’î olarak artmasını sağlayacaktır” dedi.

Bayraktar, birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, sebze, meyve, baklagiller ve diğer tarımsal ürünlerde Temmuz ayı üretici ve tüketici fiyatları konusunda bilgi verdi, yaklaşan Ramazan ayı öncesinde uyarılarda bulundu.

Bu ay üretici ve tüketici fiyatları arasında yaş sebze ve meyvede yüzde 449, kurutulmuş ürünlerde yüzde 188, baklagillerde yüzde 281, pirinçte yüzde 378 ve hayvansal ürünlerde yüzde 210 fark olduğunu belirten Bayraktar, üretici ve tüketici fiyat farkının en fazla olduğu ürünlerin salatalık, limon, pirinç, patlıcan ve elma olduğunu söyledi. Bayraktar, üretici ve market fiyatları arasındaki makasın çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, ‘’üretici ve perakende fiyatları arasındaki bu fark tüketicilerimiz açısından da sürdürülebilir bir durum değildir. Tedbir alındığında tüketicilerimiz bu ürünleri daha uygun tüketebilir’’ diye konuştu.

Bayraktar, üretici fiyatlarında geçen aya göre limon, elma, armut, kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı ve ette bu dönemde bir fiyat değişimi olmadığını ifade ederek, buna karşılık karpuzda yüzde 57,9, domateste yüzde 26,6, yumurtada yüzde 11,1, sütte yüzde 5,3 ve sivri biberde yüzde 1,6 fiyat artışı görüldüğünü bildirdi. Kırmızı mercimekte geçen yıla göre görülen fiyat artışının sebebinin kuraklık olduğuna işaret eden Bayraktar, Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Hakkari, Muş, Siirt, Şırnak, Gaziantep, Elazığ illerinde kırmızı mercimekte zararın yüzde 60’ları bulduğunu söyledi.

Türkiye kırmızı mercimek üretiminin yüzde 86’sını gerçekleştiren Güneydoğu Anadolu bölgesinde görülecek yüzde 60 azalmanın 250 bin ton azalmaya sebep olacağını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: ’’Rekoltesi düşük olan başta kırmızı mercimek olmak üzere nohut, kuru fasulye gibi baklagiller yanında ayrıca pirinçte, bu ürünleri stoklayarak Ramazan ayında piyasaya sürmek isteyen spekülatörlere fırsat verilmemelidir. Aksi takdirde bu ürünlerde fiyatlar patlar. Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle meydana gelmesi beklenen talep artışının bir takım stokçular ve fırsatçılar tarafından suiistimal edilmesi fiyatların suni olarak artmasını sağlayacaktır.’’

YETKİN: HAKSIZ KAZANÇ

SAĞLAYANI TEŞHİR EDECEĞİZ

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Ramazan ayı yaklaşırken bulgur ve mercimek fiyatlarında artış yaşanacağını söyledi. Yetkin, düzenlediği basın toplantısında, kuraklık sebebiyle üretimin düşmesi ve spekülatif fiyat artışları sebebiyle mercimek ve pirinç gibi bir çok gıda maddesinin ‘’lüks’’ hale geldiğini, bu tür ürünleri alamayan dar gelirli vatandaşların ‘’karınlarını sadece su ve ekmekle doyurduğunu’’ söyledi. Gıda fiyatlarında son bir yılda yaşanan artışların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de spekülasyon eğilimini arttırdığına işaret eden Yetkin, “bakliyat başta olmak üzere bazı hububat türlerini kapsayan bu spekülasyon eğilimi, halkın satın alma gücündeki düşme ve bunun sonucu tüketimin azalması nedeniyle bekleneni veremedi’’ diye konuştu.

Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan kuraklık sebebiyle bu yıl mercimek üretiminde düşüş beklendiğini ifade eden Yetkin, şöyle konuştu: ‘’Pirinç ve mercimek fiyatlarının artışına tepki olarak tüketimin kısılması, dar gelirli vatandaşları bulgur ve makarna gibi buğdaya dayalı ürünlere yöneltecek. Ramazan ayı yaklaşırken bulgur ve mercimek fiyatlarında artış yaşanacağını düşünüyoruz. Ancak bu fiyatları dernek olarak izleyeceğiz. Spekülatif amaçlı hareket edenleri ve haksız kazanç sağlayanları Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na şikâyet edeceğiz ve bu kişileri teşhir edeceğiz.’’ Yetkin, kuraklık gibi tabiî etkenlere karşı su ve sulama politikalarının geliştirilmesinin önemine de değindi.

/ ANKARA

04.08.2008


 

Yangın 5. gününde

Antalya’nın Serik ve Manavgat ilçelerini etkileyen orman yangını bugün itibariyle 5’inci gününe girdi. Yangının Musa Dağı’nın zirvesine doğru büyümeye devam ettiği bildirildi.

Kumluca’da turistik Olimpos mevkisi yakınlarında çıkan orman yangınının ise üç yönden kontrol altına alındığı, yangının Musa Dağı’nın zirvesine doğru büyümeye devam ettiği bildirildi. Alınan bilgiye göre, Antalya’nın Serik ilçesinde 31 Temmuzda başlayan ve şiddetli rüzgarın etkisiyle Manavgat ilçesine kadar büyüyen orman yangını, Taşağıl beldesinin doğu yönündeki Çardak istikametine doğru ilerliyor. Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, yaptığı açıklamada, yangının ilerlediği Çardak yönünde tahkimat yaptıklarını ifade etti. Kurtulmuşlu, bu yönde yerleşim birimi de bulunmadığını bildirdi. Güneşin doğmasıyla birlikte havadan müdahaleye başlandığını söyleyen Kurtulmuşlu, yangına 5 helikopter, 2 amfibi uçak, 5 Türk kuşu uçağı ile havadan müdahale edildiğini belirtti. Yangın söndürme işçileri sabaha kadar çalışmalara devam ettiler. Yangının yaklaşması riski olan köylerde yaşayan vatandaşlar ise geceyi ayakta geçirdiler. Vatandaşlar, gece boyunca ellerindeki çapalarla yangının yaklaşma riski olan yöndeki otları temizleyerek ve hortumlarla çevreyi sulayarak alevlerin evlerine sıçramasını önlemeye çalıştılar. Türk Kızılayı tarafından bölgeye gönderilen obakent ve çadırlara rağmen, vatandaşlar evlerini bırakmak istemediler. Yangın riskine rağmen köylerinde kalan vatandaşların, evlerinin girişinde hazırladıkları yataklarda uyudukları görüldü.

/ ANTALYA

04.08.2008


 

Deniz Feneri yangının yaralarını sarıyor

Denİz Feneri Antalya Serik’te yangından zarar gören aileler için prefabrik konut ve gıda, temizlik, battaniye gibi acil ihtiyaç malzemelerinden oluşan yardım paketlerini bölgeye gönderdi. Manavgat’a bağlı Karabük Köyü yakınlarında başlayan ve Serik ilçesinin beş köyünü etkileyen orman yangınından zarar gören ailelere yardım için Deniz Feneri Derneği harekete geçti.

Serik Kayataş Köyü’ne ulaşan Deniz Feneri ekibinin ilk belirlemeleri sonucu bölgeye 34 adet prefabrik konut gönderilecek. Ayrıca ailelerin ihtiyaçlarını karşılaması için gıda, temizlik malzemesi, battaniye gibi malzemelerden oluşan yardım paketleri hazırlandığı belirtildi. Yapılan yardımlarla ilgili bilgi veren Deniz Feneri Derneği Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Altan, “Yangının yaralarını sarmak için ekiplerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Dileğimiz yangının bir an önce kontrol altına alınarak söndürülmesi. Bölgeye ilk olarak acil ihtiyaçları karşılamak için gıda, temizlik malzemesi gibi acil yardım paketlerini gönderiyoruz. Ayrıca Serik Karataş Köyü’nde evleri yangın nedeni ile tamamen tahrip olan aileler için prefabrik konutlar bölgeye ulaşmak üzere. Acil müdahale sonrası tesbit ve yardımlarımız devam edecek” açıklamasını yaptı.

YENİ ASYA / İSTANBUL

04.08.2008


 

Kemalist söylemden kurtulmalıyız

Yazar Leyla İpekçi: “Ortak ve yeni bir dil kullanma konusunda çok mesafe kat edemedik. Bizi hâlâ yönlendiren bilinçaltımızdaki Kemalizm’in dilidir ve sesidir. ‘Yine de doğrusunu ben bilirim’ dilidir. Bundan kurtulmamız lâzım.”

DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA

Hasan Hüseyin KEMAL

04.08.2008


 

Başörtüsü dayatmalarla engelenemez

BAŞÖRTÜSÜNE özgürlük eylemleri bu hafta sonuda çeşitli illerde devam etti. Hak ve Özgürlükler Platformuları öncülüğünde Van, Ankara ve Kocaeli’nde gerçekleştirilen eylemlerde özgürlük talepleri dile getirildi.

Anadolu Gençlik Derneği, Gökkuşağı Derneği, İnsan-Der , Mazlum-Der, Memur-Sen, Umut-Der, Erdem-Der’den oluşan Van Hak ve Özgürlükler Platformu Van’da 100. “başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Adına basın açıklamasını ise Suat Cihangiroğlu yaptı.

Suat Cihangiroğlu, insan haklarına, evrensel hukuka ve insanlık onuruna aykırı olarak sürdürülen başörtüsü yasağını protesto etmek amacıyla 100. kez ilgililere seslerini duyurmak üzere toplandıklarını belirterek şöyle devam etti:”Demokrasi; eşitlik yanında farklılığı, çoğunluğun iradesi yanında azınlığın iradesini de gözeten ve bunların kendilerini ifade etmelerine imkân sağlayan bir yönetim biçimidir. Dolayısıyla demokrasilerde bireyin ve toplumun katılımının sağlanması, insan hak ve özgürlüklerinin daha geniş bir alanda gerçekleştirilmesi başta gelen hedeflerdendir. Demokrasilerde dini vecibeleri yerine getirip getirmemek bireyin kendi tercihidir. Bu konuya başkalarının karışması, zorlaması, ya da engellemeye kalkışması, çağdaş, demokrat ve özgürlükçü anlayışla bağdaşmaz.”

“MİLLETVEKİLLERİNE

VAADLERİNİ HATIRLATIYORUZ”

“Demokrasilerde, seçme-seçilme, düşünce-ifade özgürlükleri ne kadar vazgeçilmez değerler ise, inanma, inandığını yaşama ve ifade etme hakkı da o ölçüde vazgeçilmez değerlerdir” diyen Suat Cihangiroğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Uluslararası insan hakları örgütleri de başörtüsü nedeniyle kadınların temel haklarını kullanmalarının engellenmesini insan hakkı ihlali olarak değerlendirmektedir Türkiye’nin en önemli sorunu, insan haklarına ve insan onuruna aykırı yasalar ve uygulamalar sorunudur. Nitekim cinsiyet ayrımcılığı da yaparak, ‘kadınlar başlarını açacaktır ya da kapatacaktır’ şeklindeki bir dayatma, insan onuruna aykırı bir karar veya düzenlemedir. Bütün yasakları kaldıracağız diyerek, ‘konuşan ve şeffaf Türkiye’ vaatleriyle meclise giden milletvekillerine vaatlerini bir kez daha hatırlatıyoruz.”

HAK İHLÂLLERİNİN KAYNAĞI

12 EYLÜL DARBE ANAYASASI

ANKARA İnanç Özgürlüğü Platformu da “İnanca saygı ve başörtüsüne özgürlük” için organize ettiği eylemlerin 131. haftasını geride bıraktı. Eylemde İnsan Hakları İhlâllerinin kaldırılması çağrısı yapılırken, sivil anayasa’nın geciktirilmeden hazırlanıp yürürlülüğe konulması çağrısı yapıldı. Açıklamada bugünkü kaosun ve toplumsal gerginliğin sebebi olarak ta 12 Eylül darbe anayasasının olduğu vurgulandı. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi: ”130 haftadır her türlü baskı ve haksızlıklara zulüm ve adaletsizliklere karşı yaz –kış demeden direnmeye çalıştık. İnanç ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmamakta ve insanlar düşüncelerinden – inançlarından dolayı hak ihlâllerine uğramaya devam etmektedirler. Meslek Liselerinin ve İmam Hatip Liselerinin ÖSS sınavlarında uğradığı katsayı adaletsizliği devam etmekte ve bu okullarda okuyan öğrenciler adaletsizliğe ve haksızlığa uğramaktadırlar. Seçim zamanlarında vaat edilen bu katsayı adaletsizliği kaldırılmalı ve öğrenciler çifte standarttan kurtarılmalıdır. Yaşamın bütün alanlarındaki başörtüsü yasağı son bulmalı, hizmet alan – hizmet veren ayrımı yapılmaksızın inanç özgürlüğü sağlanmalıdır. Bütün bu sorunların kaynağı olan darbe ürünü 12 Eylül anayasası kaldırılmalı ve Sivil Anayasa derhal yürürlülüğe konulmalıdır. Çünkü çeteciler ve darbeciler gücünü bu anayasadan almaktadırlar.”

DRAMLAR DAHA NE KADAR SÜRECEK?

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 172. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Eylemde platform adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Çetin Tahtacı yaptı. Çetin Tahtacı, sivil toplum kuruluşlarının Anayasa Mahkemesinin AKP hakkında verdiği kararı memnuniyetle karşıladığını belirterek şöyle devam etti: ”Başörtüsüne özgürlük konusunda bundan sonraki süreci yakından takip edeceğiz. Başörtüsü yüzünden üniversiteye devam edemeyen, üniversite sınavına giremeyen, üniversite kapılarından alınmayan anneler, ödül törenlerinde başörtülü diye kürsüden indirilen kızlar, işyerlerine başörtülü diye alınmayan ya da ancak hizmetli muamelesi gören bu bacılarımızın seslerine kimler kulak verecekler. Vatandaşlarımız eğitim görmek için güzel yurdumuzu bırakıp ta yabancı bir ülkeye mi gitsinler. Annelerin bu gözyaşları hiç dinmesin mi. Babalar kızlarını okutamasınlar mı. Haydi kızlar okula değil de. Haydi kızlar dışarıya mı devam etsin. Bu ve buna benzer dramlar. Acaba bunlara seyirci kalanlar, bunlara ne zaman dur diyecekler. Ülkemizdeki bu hak ihlalleri ve kadına karşı yapılan ayrımcılık ne kadar devam edecek. Çözümün hep millette olduğunu söyleyenler çözüm için artık bir araya gelmelidirler. Milletin temsilcileri milletvekilleri bir araya gelip hak ve özgülükler adına başörtüsü sorununu çözümlemelidirler. Milletten aldıkları yetkileri yine millet için kullanmalıdırlar.”

İSTANBUL / YENİ ASYA

04.08.2008


 

DP Gençlik Kollarından ziyaret

DEMOKRAT Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Çavuşoğlu ve beraberindeki arkadaşları Yeni Asya’yı ziyaret etti. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular’la görüşen DP Gençlik Kolları heyeti, gençlik kolları olarak demokrasinin gelişmesi ve yerleşmesi için mücadele verdiklerini anlattılar.

Kutlular da, gençlik kolları başkanı ve arkadaşlarına başarılar dilediğini ifade ederek, her zaman demokrat misyonun yanında olduklarını söyledi.

İSTANBUL / YENİ ASYA

04.08.2008


 

Genelkurmay: 8 terörist etkisiz hale getirildi

GENELKURMAY Başkanlığı, Şırnak’ta 5 korucunun şehit olduğu çatışmada 8 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi dağlık arazi kesiminde dün çıkan çatışma esnasında 8 terörist etkisiz hale getirildi. Çatışmada, 5 geçici köy korucusu şehit olmuş, 5 geçici köy korucusu da yaralanmıştı. Duyuruya göre, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü mensubu bir terörist de güvenlik güçlerince yakalandı. Bingöl’ün Karlıova ilçesi dağlık arazi kesiminde terör örgütü mensupları tarafından tuzaklanmış 15 kilogram amonyum nitrat ve mazot (AMFO) kullanılarak hazırlanmış patlayıcı madde de güvenlik güçlerince bulunarak imha edildi.

/ ANKARA

04.08.2008


 

Amerikalılar da işsiz kaldı

ABD'DE bir araştırma kuruluşunun raporu, Amerikan halkının büyük çoğunluğunun, ekonominin durumu konusunda kötümser olduğunu ve fiyat artışları ile işsizliğin en önemli ekonomik sorun olarak görüldüğünü ortaya koydu.

PEW araştırma kuruluşunun yayımladığı bir rapora göre, fiyat artışlarının yanı sıra, işsizlik de ABD’de önemli bir sorun olarak belirirken, halkın yüzde 73’ü iyi bir iş bulmanın zor olduğunu düşünüyor.

04.08.2008


 

YAŞ bugün tamamlanıyor

YÜKSEK Askerî Şûra’nın üçüncü gün çalışmalarına dün başlandı.

Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki Yüksek Askerî Şûra toplantısında, terfi sırasında bulunan albay, general ve amirallerin bir üst rütbeye yükseltilmesi, general ve amirallerin görev sürelerinin uzatılması ve emeklilik işlemleri ele alındı. Disiplinsizlik ve ahlâkî durumları sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılacak personelin durumları da toplantıda değerlendirildi. Şura’da, Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren diğer konular da görüşüldü. Toplantıya, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvetleri komutanları ve diğer ilgililer katıldı. YAŞ olağan toplantısı, bugün sona erecek. Şûra’da alınan kararlar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulduktan sonra kamuoyuna açıklanacak.

/ ANKARA

04.08.2008


 

GAP otoyolunda sona doğru

Karayolları Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çelikcan, GAP Otoyolu için 2008 yılında 65 milyon YTL ek ödenekle birlikte toplam 101 milyon YTL harcama yapacaklarını söyledi.

Çelikcan, yaptığı açıklamada, GAP Otoyolu’nu 15 Aralık 2008 yılında trafiğe açmayı hedeflediklerini belirtti. Çelikcan, GAP Otoyolu olarak da adlandırılan Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu inşaatının bu yılki ödeneğinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla tahsis edilen 65 milyon ek ödenekle birlikte 101 milyon YTL’ye ulaştığını ifade etti.

Karayolları Genel Müdürlüğü olarak, GAP Otoyolu’nu trafiğe açmak için yoğun bir çalışma yaptıklarına işaret eden Çelikcan, şu bilgileri verdi: ’’’Gaziantep-Şanlıurfa otoyolunda, sezonun açılması ile yol yapım çalışmalarına hemen başlandı. Bu yılki çalışmalar sonunda 19.4 kilometrelik Nizip-Birecik kesimini tamamlayarak ulaşıma açmayı hedefliyoruz. Ancak otoyolun üzerindeki köprülü kavşaklar, yer altı yaya geçitleri ile otopark alanlarının yapılması gibi bazı çalışmalar 2009 yılına kalabilir. Çünkü bu yılki ödeneğin tümünü yolun ana gövdesinin tamamlanmasına harcamayı planladık.’’

Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu uzunluğunun 145 kilometre, çevre bağlantı yolları ile birlikte toplam uzunluğunun ise 165 kilometre olduğunu belirten Çelikcan, bu kesimde toplam uzunluğu 2 bin 111 metre olan 3 viyadük, 13 üst geçit, 33 adet alt geçit köprülü kavşağın yer aldığını ifade etti. Çelikcan, Gaziantep-Şanlıurfa GAP otoyolunda 5 yıldır devam eden çalışmaların sonunda fiziki gerçekleşme oranının yüzde 95’ler seviyesine ulaştığına dikkat çekerek, ‘’bu yıl ayrılan ödenekle çalışmaları daha da hızlandırıp yolu 15 Aralık’ta trafiğe açacağız’’ dedi. Çelikcan, Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu Projesi’nin bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına önemli katkı yapacağını dile getirdi. Çelikcan, 145 kilometre uzunluktaki Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolunun sonraki yıllarda Habur Sınır Kapısı’na kadar uzatılacağını anlattı.

/ ANKARA

04.08.2008


 

İstanbul’dan Kars’a duble yol yapılacak

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ulaşım konusunda önemli mesafeler katettiklerini belirterek, ‘’2010’a kadar İstanbul’dan yola çıkan, Kars’a kadar hiç araba sollamadan gidecek. Ankara’dan çıkacak, Yozgat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars, Ağrı, Doğubeyazıt’a kadar hiç araba sollama ihtiyacı duymadan şeridine girecek, 2 gidiş, 2 geliş bütün yolu bitirmiş olacağız’’ dedi.

Bakanlığı ile ilgili incelemelerde bulunmak üzere Çorum’dan sonra Yozgat’a gelen Bakan Yıldırım, Yozgat-Alaca ve E-88 kara yolunun Muslubelen geçidinde mahalli idareler tarafından yürütülen bölünmüş yol çalışmalarını denetledi.

Yıldırım, daha sonra Yozgat Valiliğine geçti. Vali Amir Çiçek’ten ilin sorunları hakkında bilgi alan Bakan Yıldırım, Yozgat’ın bu güne kadar gerekli hizmeti alamadığını belirterek, o sebeple şehre ağırlık verdiklerini söyledi.

Yozgat’ta devam eden bölünmüş yol çalışmalarının hızla devam ettiğini kaydeden Yıldırım, ‘’Yozgat’ta bu seneden sonra 60-70 kilometrelik bir yol kalacak, onu da seneye bitirirsek Yozgat’ın ana güzergâhını doğudan, batıya bitirmiş olacağız. Zaten Kayseri ve Çorum istikametinde çalışmalar devam ediyor onları da tamamlamış olacağız’’ diye konuştu.

Bakan Yıldırım, Yozgat’ın demir yolunun da güzergâhı olacağını belirterek, ‘’Direk Yozgat’tan Sivas’a oradan da mevcut demir yoluyla birleşmiş olacak. Yani bir üçgenin alt tabanı gibi oluyor, o şekilde demir yolu projesinin ihalesini çıktık, yakında o da belli olur. O da çok muazzam bir projedir’’ ifadesini kullandı.

Bakan Yıldırım, Türkiye’de kaderine terk edilen demir yollarının Başbakanın talimatıyla tekrar devlet politikası olarak belirlendiğini hatırlatarak, ‘’Demir yollarının, kara trenin kara talihini sona erdirdik ve ülkemizin özlemle beklediği projelerini, Marmara’yı, Ankara-İstanbul hızlı trenini, Ankara-Konya hızlı trenini ve şimdi de Yozgat’tan geçecek Ankara-Sivas hızlı treni çalışmalarını başlattık’’ diye konuştu.

/ YOZGAT

04.08.2008


 

“Eymir Gölü’ne sahip çıkılmasını istiyoruz”

Ankara Toplumsal Dayanışma ve Güç Birliği Derneği (Ankara Platformu) Genel Başkanı Ali İlkbahar, Eymir Gölü’nün terk edilmiş bir görüntüye sahip olduğunu öne sürerek, ‘’Göle, Çevre ve Orman Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ODTÜ gibi yetkili kuruluşların sahip çıkmasını istiyoruz’’ dedi.

İlkbahar, yaptığı açıklamada, küresel ısınmanın her geçen gün hayatı olumsuz etkilediği günümüzde Ankara’nın en önemli tabiî alanları olan Eymir Gölü ve ormanının öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirtti.

‘’Ankaralılar olarak şehrin göbeğinde bir avuç insana hizmet eden Eymir Gölü’nün bakımsız, terk edilmiş ve pislik içindeki hali bizleri derinden üzmektedir’’ diyen İlkbahar, Ankaralılar olarak Eymir Gölü’nün dünya standartlarına uygun hale getirilmesini ve bütün vatandaşlara hizmet vermesini istediklerini söyledi.

Ankaralılar olarak şehrin can damarı niteliğindeki Eymir Gölü’nden yararlanmanın en büyük hakları olduğunu ifade eden İlkbahar, ‘’Terk edilmiş bir görüntüye sahip olan göle, yetkili kuruluşlar olan Çevre ve Orman Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi, ODTÜ gibi kuruluşların sahip çıkmasını istiyoruz. Aksi halde bu gölün yok oluşundan ODTÜ sorumlu olacaktır’’ görüşünü ifade etti.

/ ANKARA

04.08.2008


 

Hızlı tren garının inşaatına onay

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, hızlı tren garı inşaatının önünü açan imar planı düzenlemesini uygun buldu. Kurulun uygun bulduğu imar düzenlemesinde, tarihi binalar, demir yolu hatları ile inşaatın yapılacağı alanlar ayrı parsellere bölündü.

Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nde, Ankara-Eskişehir arasında deneme sürüşlerine başlayan ve yıl sonunda hızlı tren işletmeciliğine hazırlanan TCDD Genel Müdürlüğü, Ankara’ya hızlı tren garı yapılmasına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Alınan bilgiye göre, mevcut imar planında, tren garı, müze, TCDD lojmanları ve bazı taş binalar ile hızı tren garının yapılması planlanan bölge, aynı parselin içinde yer alıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, yeni bir imar düzenlemesi yaparak tescilli taş binaların bulunduğu bölümü, hızlı tren garının inşaatının yapılacağı bölümden ayırdı. Belediyenin yaptığı bu imar düzenlemesi, görüşü alınmak üzere Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna gönderildi. Kurul, tek parselde görünen alanı, tescilli binalar, mevcut demir yolu hatlarının bulunduğu alan ve hızlı tren garının yapılacağı alan olmak üzere 3 parsele ayıran yeni imar planını uygun buldu. Kurulun uygun bulduğu yeni imar planına göre, hızlı tren garı, Celal Bayar Bulvarı ile mevcut gar binasının arasında kalan araziye inşa edilecek.

/ ANKARA

04.08.2008


 

8 yaşındaki çocuk tabancayla yaralandı

Erzİncan’ın Üzümlü ilçesinde 8 yaşındaki çocuk, bir düğünde yere düşerek ateş aldığı iddia edilen tabancayla yaralandı.

İddiaya göre, Fatih Mahallesi’nde Osman G’nin düğününde, Hüsnü A’nın belindeki ruhsatlı tabanca yere düştü. Bu sırada ateş alan tabancadan çıkan mermi, düğün alanında bulunan Mustafa Bahar’ın (8) bacağına isabet eti. Üzümlü Devlet Hastanesine kaldırılan Bahar, burada yapılan ilk müdahalenin ardından Erzincan Devlet Hastanesine sevk edildi. Yetkililer, Hüsnü A’nın gözaltına alındığı, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini kaydettiler.

04.08.2008


 

Van’da mevlid heyecanı

Van Yukarı Nurşin Camii’inden okunan mevlit için yurdun dört bir yanından Van’a gelen misafirler coşku ile karşılandılar. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ile Yeni Asya AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Ali Vapurlu, Van havaalanında karşılanarak Van’daki Yeni Asya Temsilciliğine geldiler.

Daha sonra Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin bir dönem ikamet ettiği yerlerden olan Çoravanıs ve Van Kalesi ziyaret edildi. İkram ve tanışmaların ardından sohbet edildi. Daha sonra şehir merkezinde bulunan Yeni Asya Temsilciliğine gelinerek burada da tanışma ve sohbet gerçekleştirildi.

Ali Vapurlu’nun okuduğu eserlerde, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin Şark’a bakış açışı, Türk-Kürt kardeşliği konuları anlatıldı. Mehmet Kutlular, zaman zaman hatıralarını anlatarak yapılan sohbete renk kattı. Kutlular, “Risâle-i Nur üzerinde ihtisas yapmak lâzım, burada da akedemisyenlere büyük görevler düşüyor” şeklinde konuştu.

Kutlular, bir soru üzerine “Türkiye’de siyasî baskılar sona ererse Van mevlitleri de devam eder, Kocatepe mevlitleri de. Risâle-i Nurlar Kur’ân’ın manevî bir tefsiridir. Üstad, Münâzarât’da aşiretleri anlatıyor, Türk, Kürt kardeşliğinin reçetelerini bizlere anlatıyor. Cihad ilimle olacak, kılıçlar kınına giricek, tabiki zaman zaman bedeller de ödemek lâzım dedi. Ben ‘deprem İlâhî ikazdır’ dedim iki yıl bir gün ceza aldım. Geçmiş yıllarda bu tür mevlidleri gerçekleştirerek, Garp ile Şark’ı birleştiriyorduk, 12 Eylül anlayışı mevlidlere yasak getirdi. İnşallah bundan sonra devam eder” şeklinde konuştu.

Süleyman ÇELEBİ / VAN

04.08.2008


 

Sakarya nehri kuruyor

SAKARYA Nehri’nin Ankara’nın Beypazarı ilçesine bağlı Kırbaşı beldesi Mahmutlar Köyündeki kesiminin tamamen kuruduğu bildirildi. Kırbaşı Belediye Başkanı Cengiz Yılmaz, Sakarya Nehri’nin bölgede tarım açısından önemli olduğunu, nehirdeki kurumanın çiftçiyi zor durumda bıraktığını bildirdi.

Nehrin Eskişehir’in Mihalıçcık ilçesine bağlı Dümrek Köyü çevresinden geçen bölümünün de kuruduğunu ifade eden Yılmaz, kuraklığın önemli bir unsur olduğunu ancak nehrin kurumasında vahşi sulama sisteminin de etkili olduğunu kaydetti.

DSİ’nin bu konuda ciddî tedbirler alması gerektiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi:

‘’Maalesef ülkemizde suyun yönetimiyle ilgili düzgün yasalar yok. Nehir kenarında onlarca devasa su pompası var. Bu pompalar ırmak yatağında su bırakmıyor. Aşağılara su gelmiyor. Bu nedenle mahsul kurudu. Ürünler tarlada yanıyor. Çiftçiler, birikinti sularla ayakta durmaya çalışıyor. Sakarya’nın yatağında sondaj kuyularımız var, su arıyor vatandaş. Belediyeye her gün onlarca köylü başvuruyor. Bırakın kredi borçlarını ödemeyi üretimi sürdürecek, tohum, gübre, mazot alacak paraları yok.’’

Bölgedeki çiftçiler ise sulama amaçlı olarak Ankara Çayı’ndan yararlanmaya çalıştıklarını ancak buranın sularının kirli olduğunu öne sürdüler.

/ BEYPAZARI

04.08.2008


 

Derelerden enerji akacak

SON 28 yılda 15 hidroelektrik santrali yapan TEMSAN (Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş), dere ve akarsulardan enerji üretimini gerçekleştirmek amacıyla mikro ve mini türbin imalatı yapıyor.

TEMSAN A.Ş. Fabrika Müdürü Haşim Kaya, 1980 yılında Diyarbakır’da kurulan TEMSAN’ın amacının elektrik üretim ve dağıtımında kullanılan malzemelerinin imalat ve montaj üretimini yapmak, hidroelektrik santralleri kurmak ve işletmek olduğunu söyledi.

TEMSAN tarafından ülke genelinde en küçük bir akarsuyu değerlendirmek amacıyla Genel Müdürlük tarafından bir çalışma başlatıldığını anlatan Kaya, dere ve akarsulardan enerji üretimini gerçekleştirmek amacıyla mikro ve mini türbinlerinin hem tasarım dizayn hem de imalatlarını yaptıklarını söyledi.

Bu çalışma konusunda olumlu ve güzel sonuçlar aldıklarını belirten Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘’Diyelim ki mezraanızda köyünüzde bir dere var ve bunu enerjiye dönüştürmek istiyorsunuz. Ona uygun üretimi yaparak suyun enerjiye dönüşümünü sağlayacağız. Çalışmanın amacı en küçük akarsuyu enerjiye dönüştürmektir. Bunun için küçük bir türbin ve jeneratör yapılıyor. Bunu dere veya akarsu üzerinde kurarak elektrik enerjisi üretimi yapılıyor. Bundan 100 ile 1000 kw arasında enerji üretimi gerçekleşiyor. Bu sistemin kurulum maliyeti de çok düşüktür. Bunu rahat bir şekilde vatandaşın hizmetine sunuyoruz. Elde edilen elektrik enerjisini vatandaşlar kendi tesislerinde de kullanabilir. Örneğin balıkçılık tesislerinde değerlendirilebilir. Vatandaşın kurduğu bir fabrikanın yanından dere yatağı geçiyorsa vatandaş kendi enerjisini üretebilir.’’ Denizli de bir vatandaşın kurduğu balık çiftliğinde TEMSAN’ın ürettiği mikro türbini kurarak kesintisiz ve bedava elektrik enerjisi kullanmanın keyfini yaşadığını bildiren Kaya, isteyen vatandaşın kendi enerjisini üretebileceğini söyledi.

/ DİYARBAKIR

04.08.2008


 

Konya'da çöken yurt binasına 3 tutuklama

KONYA'NIN Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde yurt binasının çökmesi olayıyla ilgili gözaltına alınan 4 kişiden 3’ü ‘’İhmal nedeniyle ölüme sebebiyet vermek’’ suçundan tutuklandı.

18 kişinin öldüğü, 27 kişinin de yaralandığı yurt binasının çökmesi olayıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Taşkent’te gözaltına alınan 4 kişiden yurt kurucusu olduğu belirtilen Mümin E, savcılıkça serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan Balcılar Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği Başkanı Mehmet Göktaş, Özel Boğaziçi Ortaöğretim Yurdu Müdürü İbrahim Çölmek ve yurdun müdür yardımcısı Mehmet Semerci’nin ise ‘’İhmal nedeniyle ölüme sebebiyet vermek’’ suçundan tutuklandığı öğrenildi.

04.08.2008


 

Mağdurlara psikolojik destek

KONYA Millî Eğitim Müdürü Halil Şahin, Ankara’dan gelen özel eğitimcilerle birlikte, evlâtları vefat eden aileler ve enkazdan kurtulan çocuklara psikososyal destek programına başlayacaklarını söyledi.

Millî Eğitim Müdürü Şahin, Konya’nın Taşkent ilçesine bağlı Balcılar beldesinde patlama sonucu çöken yurt binasında 18 kişinin vefat etmesinin üzüntüsünü yaşadıklarını, yaralı kurtulan 28 kişinin ise en büyük tesellileri olduğunu ifade etti. ‘’Şimdi sıra yaraları sarmaya geldi’’ diyen Şahin, yaşanan bu büyük acıdan herkesin etkilendiğini ancak özellikle çocukları vefat eden aileler ve enkazdan yaralı olarak kurtarılan kız öğrencilerin bu acıyı daha fazla hissettiğini belirtti. Bu sebeple evlâtları vefat eden aileler ve yaralı kurtulan çocukların psikolojik desteğe ve morale daha fazla ihtiyaç du-yacağını ifade eden Şahin, şunları kaydetti: ‘’Ankara’dan gelen özel eğitimcilerle birlikte, evlâtlarını kaybeden aileler ve enkazdan kurtulan çocuklarımıza psikososyal destek programına başlayacağız. Ancak psikososyal müdahaleye başlayabilmemiz için olayın sıcaklığının biraz düşmesini beklememiz gerekiyor. Pazartesi günü söz konusu çalışmaya başlamayı planlıyoruz. Bu çalışmayla ilgili eylem planı hazırlayıp Pazartesi günü Bakanlık yet-kililerine sunacağız. Çalışmanın sonucunu rapor halinde Bakanlığa göndereceğiz.’’

/ KONYA

04.08.2008


 

Gökyüzü sizi tefekküre çağırıyor

Galileo Galilei’nin teleskopla yaptığı ilk gökyüzü gözleminin 400. yılı dolayısıyla ilan ettiği ‘’2009 Dünya Astronomi Yılı’’ kapsamında Türk Astronomi Derneğince etkinlikler düzenlenecek.

Türkiye’de düzenlenmesi planlanan etkinlikler hakkındaTürk Astronomi Derneği Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alpar, 2009’un ‘’Dünya Astronomi Yılı’’ olması teklifinin 23 Temmuz 2003’te Sidney’de yapılan Uluslararası Astronomi Derneğinin (IAU) genel kurulunda oy birliğiyle kabul edildiğini hatırlattı.

UNESCO’nun genel kurulunda da Galilei’nin ülkesi İtalya’nın girişimiyle 2009’un ‘’Dünya Astronomi Yılı’’ olmasını öngören teklifin BM’ye sunulmasının benimsediğini dile getiren Alpar, 20 Aralık 2007’deki toplantıda BM Genel Kurulunda teklifin olumlu değerlendirildiğini, Uluslararası Astronomi Birliğinin (International Astronomical Union – IAU) UNESCO ile birlikte ‘’DAY 2009’’un lider ajansı olarak belirlendiğini ifade etti.

Dünyadaki ‘’DAY 2009’’ aktivitelerini oluşturacak ve yürütecek kuruluşun ise IAU olduğunu kaydeden Alpar, 2009’un Galilei’nin teleskopla yaptığı ilk gökyüzü gözleminin 400. yılı olması dolasıyla çok önemli bir tarih olduğunu ifade etti.

‘’Galilei’nin girişimi, gökyüzünde birçok şaşırtıcı keşfin yolunu açtı. Bilimsel devrimi tetikleyip dünya görüşümüzü derinden etkiledi. Bugün, hem yeryüzünde hem de uzaydaki teleskoplarla, 24 saat boyunca tüm dalga boylarında gözlemler yaparak evreni keşfetmeye devam ediyoruz’’ diyen Alpar, evrenin kökeninin araştırılmasının dünyanın paylaştığı bir miras olduğunu kaydetti.

KÂİNATTAKİ YERİMİZİ BİLİYOR MUYUZ?

Astronomi biliminin bu arayış içinde binlerce yıldır değişik ülkelerden, farklı yaşlardan ve kültürlerden kadın ve erkeklerin birlikte çalışıp ürettikleri, barışçıl amaca hizmet eden küresel iş birliğini temsil ettiğini anlatan Alpar, bu bağlamda astronominin aynı zamanda bilimin, uluslararası iş birliğine nasıl katkıda bulunabileceğini gösteren iyi bir örnek olduğunu belirtti.

İnsanların astronominin ve temel bilimlerin günlük hayata olan etkisini ve bilimsel bilginin nasıl daha eşitlikçi ve barışçıl bir topluma katkıda bulunacağının farkına varması gerektiğini aktaran Alpar, şunları kaydetti:

‘’Evrendeki yerimizi, gökyüzüne bakarak yeniden keşfetmesine ve kişisel merakla keşfi bir araya getirmesine yardımcı olmak ‘DAY 2009’un vizyonunu oluşturuyor. ‘DAY 2009 Evren Sizi Bekliyor’ çağrısıyla, özellikle çocuklar ve gençler arasında dünya çapında bir ilgiyi canlandırmayı amaçlıyor. ‘DAY 2009’, kişisel keşfin heyecanını, bilimsel metodun değerini, evren ve bizim evrendeki yerimiz hakkındaki temel bilgileri paylaşmanın keyfini aşılamayı hedefliyor. Astronominin ilham ve heyecan veren keşifleri insanlığa birçok değerli kültür, bilim ve teknoloji kaynağı sunuyor.’’

04.08.2008


 

Deniz suyu ve güneş saç döktürüyor

KIRILMALARA bağlı saç dökülmelerinde yaz aylarının en tehlikeli aylar olduğu belirtilerek, deniz suyu ve güneşin saçlara zarar verdiği bildirildi.

Prof. Dr. Kerim Alpınar, Türkiye’de her 100 kişiden 58’inin 38 yaşına gelmeden saç dökülmesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Kadınların yüzde 40’ının, erkeklerin ise yüzde 50’sinin saç dökülmesi sorunu yaşadığını kaydeden belirten Alpınar, saç dökülmesinin genetik faktörler, sağlıksız beslenme, hormon bozukluğu, mevsimsel şartlar, hava kirliliği, yetersiz saç bakımı ve stres gibi nedenlerle meydana geldiğini söyledi. Yaz aylarının, saçların özellikle kırılmalara bağlı dökülmesine neden olan tehlikeli aylar olduğuna dikkati çeken Alpınar, ‘’Deniz suyu ve güneş, saçların en büyük düşmanı. Bu yüzden saçları uzun süre güneş ışığına ve deniz suyuna maruz bırakmamak gerekiyor’’ dedi.

04.08.2008


 

Ziga’ya ilgi artıyor

Aksaray’In Güzelyurt ilçesine bağlı Yaprakhisar köyünde 47 derece sıcaklıktaki şifalı suyuyla meşhur Ziga Kaplıcaları, Türkiye’nin dört bir yanından insanlardan ilgi görüyor.

Aksaray Özel İdaresi Genel Sekreteri Yusuf İnceer, Bakanlar Kurulu kararıyla ‘’özel çevre koruma bölgesi’’ ilan edilen Ziga kaplıcalarının bölgenin sağlık turizminde önemli yer tuttuğunu söyledi. Mineral bakımından oldukça zengin olan kaplıca suyunun başta romatizmal hastalıklar olmak üzere metabolizma bozuklukları, göz rahatsızlıkları ve kadın hastalıklarına iyi geldiğini ifade eden İnceer, ‘’Bölgede turizmin daha da gelişmesini sağlayacak özel sektör yatırımları sürüyor. Halen hizmette olan bir tesisin yanında 5 yıldızlı yeni bir tesisin inşaatı devam ediyor’’ dedi. Yusuf İnceer, bölgeye özel sektör ilgisinin memnuniyet verici boyutta olduğunu, üç yeni tesisin yapımı için yatırımcıların başvuruda bulunduğunu bildirdi. Ziga Kaplıcaları’nın ilk özel sektör yatırımcısı Bekir Ateş ise kendilerine ait kaplıca tesislerinde yüzde 100 doluluk oranına ulaştıklarını söyledi.

04.08.2008


 

Zilli kilim dünyaya açılmak istiyor

Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Kaymakamı Ayhan Işık, Kelkit’le özdeşleşen zilli kilimlerin dünyaya tanıtılmasını amaçladıklarını belirtti.

Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine özgü yöresel el sanatlarından olan zilli kilimlerin tanıtılması amacıyla sürdürülen proje çalışmaları devam ediyor.. Kelkit Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yürütülen, Zilli Kilim Tanıtma Projesi, kapsamında önemli çalışmalar yapıldığını belirten Kaymakam Ayhan Işık, Avrupa Birliği hibe fonlarından sağlanan mali kaynakla zilli kilimlerin tanıtılması konusunda önemli mesafe aldıklarını vurguladı. Kaymakam Işık, tarihin derinliklerinden gelen ve her santimetresinde bir anlam bulunan el emeği göz nuru kilimlerin, Anadolu’nun her evine girmesinin sağlanmasını amaçladıklarını belirterek, ‘’Böyle bir özgün kültürün yaşamasını sağlayan genç kızlarımıza ve annelerimize döktükleri her alın terinin, ilmikledikleri her ilmiğin karşılığının verilmesi gerekmektedir’’ dedi. Işık, 1995 yılından itibaren her yıl kilim kursları açarak usta öğreticiler nezaretinde kilim dokuyucuları yetiştirdiklerini, ayrıca 2004-2005 yıllarında uygulanan AB destekli Kadın İstihdamı Geliştirmesi Projesi kapsamında da kilim kursu verildiğini kaydetti.

/ GÜMÜŞHANE

04.08.2008


 

Terlemekten değil, kozmetikten korkun

SICAK havalarda insanların çok şikayet ettiği terlemenin, normal oranlarda gerçekleşmesinin insan sağlığı açısından gerekli ve çok faydalı olduğu bildirildi.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Aktaş, yaz aylarında sıcaklığın artmasına bağlı olarak ter bezlerinin daha çok çalıştığını, buna bağlı olarak insanların çok terlediğini belirtti. Terlemenin, şikayet edilmesine rağmen faydalı olduğunu ifade eden Aktaş, şu bilgileri verdi: ‘’Bugünlerde yaşadığımız bunaltıcı sıcaklarda insanlar daha çok terliyor. İnsanlar terlemekten şikayet ediyor. Ancak, terlemenin insan vücudu için önemli faydaları vardır. Terleme ve sonrasında terin buharlaşmasıyla vücudun ısı dengesi sağlanır. Ter bezlerinin yaydığı sıvı, vücuttan atıldıktan sonra buharlaşır ve böylece vücudun ısı dengesi korunur. Ayrıca, insan vücudundaki üre, ürik asit, tuz ve diğer zararlı maddeler terleme yoluyla dışarı atılır. Böylece ter bezleri adeta birer böbrek gibi çalışarak kanın temizlenmesine yardımcı olur. Yetişkin bir insan vücudunda yaklaşık 1 milyon ter bezi vardır, yani 1 milyon küçük böbrek zararlı maddelerin vücuttan atılması için çalışır.’’ Normal oranlarda gerçekleştiği takdirde faydalı olmasına rağmen, insanların koku oluşturması nedeniyle terlemeden şikayetçi olduğunu hatırlatan Aktaş, terlemeyi önleyici her türlü kozmetik ürünün insan sağlığı açısından zararlı olduğunu vurguladı.

04.08.2008


 

Cep telefonuna uzak, sağlığa yakın

Akdenİz Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özen, cep telefonlarının beyin tümörleri ve alzheimer gibi rahatsızlıklara neden olabildiğini belirterek, ‘’Cep telefonunu çalıştığınız ve uyuduğunuz yerde kendinizden en az 60-70 santimetre uzakta tutun’’ uyarısında bulundu.

Şükrü Özen, cep telefonunun insan sağlığına zararları konusunda tanımlanmış güvenlik standartlarında henüz bir konsensüs sağlanmadığını, bu konuda ülkelerin farklı kriterleri olduğunu ifade etti. Cep telefonlarının insan sağlığına zararları konusunda bir ölçüt olması gerektiğini vurgulayan Şükrü Özen, şöyle konuştu: ‘’Cep telefonunun zararları konusunda her geçen yıl çok sayıda araştırma yapılıyor, bunların sonuçları yayınlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda çalışmaları var. Çok daha düşük seviyeli, uzun süreli elektromanyetik dalgalara maruz kalan insanların biyolojik yapılarında negatif etkilerin ortaya çıktığını gösteren çalışmalar yayınlanmaya başladı. Cep telefonlarının özellikle beyin tümörleri, unutkanlık, uyku hali, alzheimer gibi yan etkilerinden bahsediliyor. Özellikle çocuklar, biyolojik yapıları yeni gelişmekte olduğu için çok hassas gruplar. Onun için çocuklarda cep telefonu kullanımının yasaklanması, izin verilmemesi öneriliyor.’’

04.08.2008


 

Her meyve mevsiminde yenmeli

FATİH Üniversitesi Hastanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Kaftan, hormonlu gıdaların sürekli alınması halinde ergenlik sorunları, kanser gibi hastalıklara neden olabileceğini belirterek, “Meyve ve sebzelerin mevsiminde tüketilmesine önem gösterilmeli” dedi.

Fatih Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Kaftan, yaptığı açıklamada, tarım ürünlerinin verimini artırmak amacıyla bilinçsizce hormon kullanıldığına dikkat çekti. Kaftan, “Bu kullanım sonucu her sebze ve meyve her mevsimde bulunmakta. Çocuklar hangi mevsimde hangi meyve ve sebze yetişir, bilmez durumda” diye konuştu. Hormon kullanılarak üretilen bitki ve gıdaların sürekli tüketilmesi halinde, vücuttaki hormon dengesinin bozulduğunu aktaran Kaftan; bunun sonucu yorgunluk, uykusuzluk, baş ağrısı, konsantrasyon eksikliği, bağışıklık sisteminde zayıflık, kalp, damar hastalıkları, kanser, obezite, ergenlik sorunları gibi hastalıkların ortaya çıkabildiğine dikkat çekti.

04.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır