CHP lideri Baykal, İstanbul’daki terör eyleminin adının konulmasını istiyor.
Adresin de belli olduğunu iddia ediyor: PKK
Böylesine kanlı bir eylemi yapan yabancı bir organizasyon değil, PKK. Ama elde henüz kesin bir kanıt yok ve örgüt iddiaları şimdilik reddediyor. Sayın Baykal, bu adlandırmayla birlikte başka bir şey daha istiyor, milyonların sokağa dökülüp yürümesini. Her toplumun huzurunu, varlığını, barışını tehdit eden olaylara tepki göstermesi doğaldır.
Ancak bu tepkiyi koyarken toplumun bir başka kesimini düşman ilan etmemek, toplumsal barışa darbe vuracak yaklaşımlarda bulunmamak gerekir.
Eğer, teröre karşı düzenlendiği iddia edilen bir yürüyüş bir takım kışkırtıcıların elinde oyuncak haline gelirse, terörden daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz.
O nedenle, önce terörün mümkünse faillerini tespit etmek, sonra da parti ayrımı yapmadan ortak bir tavır geliştirmek daha doğru olabilir. Aslında böyle bir yürüyüşün kapsamını sadece terörle sınırlı tutmamak gerekir.
Terörle bağlantılı olarak, demokrasiye sahip çıkma, darbeye karşı koyma da ortak bir tavır olarak gösterilebilir.
Çünkü demokrasiye indirilecek darbe de, demokratik düzeni askıya alma çabaları da, ülkeyi ekseninden çıkarma gayretleri de, sonuçta halkın huzurunu, barışını ve de keyfini kaçıran girişimlerdir.
Ortak tavrı tüm ortak değerler üzerinden göstermek daha anlamlıdır. İspanya’da milyonlar teröre karşı yürüdü ama unutmayın ki, oranın Meclis’indeki siyasetçiler de darbe girişimi karşısında dimdik durdu, tavır aldı. Batı’dan seçmece tavırlar değil de, genel duruşu almak bu anlamda daha doğru olur gibime geliyor.
Bugün ülkemizde sadece terör tehdidi yok, hukuk devletine yönelik de açık bir tehdit var.
Sağcısı solcusu, Türkü, Kürdü, Alevisi Sünnisi ile bütün tehditlere ortak tavır alma zamanıdır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve iç barış uğruna mücadele edince güç kazanır çünkü.
Sabah, 30 Temmuz 2008
|