BELÇİKA'DA Başbakan Yves Leterme’in Kral II. Albert’e istifasını sunmasının ardından “siyasî kaos” ortamı devam ederken, iş dünyası ve sendikalarda tedirginlik artıyor.
İstifayı kabul edip etmeyeceği henüz bilinmeyen, danışma temaslarını sürdüren Kral’ın kararını hafta sonuna kadar askıda tutması bekleniyor. “Belçika’nın devlet yapısına ilişkin gerekli reformlar konusunda Valonlarla Flamanların görüşlerinin hiç uyuşmadığını” söyleyen ve federal sistemin “limitlerine ulaştığını” anlatan Leterme, ülkenin Flaman kesiminden destek bulmaya devam ederken, bazı Flaman politikacılar Valonları hedef alarak, “azınlık diktatörlüğüne son verileceğini” söylüyor. Belçika’da geçen yılın haziran ayında yapılan genel seçimlerin ardından, 13 aydır devam eden siyasî istikrarsızlık ve kriz ortamının “gidişatı belirsiz ve tehlikeli bir aşamaya” geldiğini ifade eden, siyasetçilerden “kendilerine gelmelerini” isteyen iş dünyası, yaşanan “ekonomik istikrarsızlık” döneminde ülkenin siyasî krize ihtiyacı olmadığını belirtiyor. Belçika Şirketler Federasyonu (FEB) yöneticisi Rudi Thomaes, birçok yatırım dosyasının askıya alındığını, Belçika’nın yurt dışında imaj ve itibarını savunmanın artık imkânsız hale geldiğini söyledi.
KOBİ’ler Birliği (UCM) de, 1,5 yıldır sadece güncel dosyaları izlemekle yetinen hükümetin yaşattığı vahim krizin yatırımcı ve tüketicinin güven yitirmesine yol açtığını hatırlatarak, “işlerin kötü gittiğini”, Belçika’nın büyük risklere girdiğini açıkladı. UCM, “Sallantı ve hava boşluğu ortamında bu uçağa bir pilot gerekiyor” dedi. İşçi sendikaları da endişelerini yansıtırken, “sosyal ve ekonomik dosyalarda siyasî kararları alacak kimse bulunamamasından” yakınıyor, ülkenin tarihinde en yüksek enflasyonu yaşadığını hatırlatıyor, ekonominin kötüye gittiğine işaret ederek, “emekçilerin muhatap olacak bir hükümet beklediklerini” anlatıyor. Belçika’da, “örnek teşkil edeceği” iddiasıyla oluşturulan ve geliştirilen federal sistemin çöktüğü bütün basın ve siyaset dünyası tarafından kabul edilirken, “iki veya daha çok sayıda bağımsız devletin, bazı alanlarda yönetim işbirliğinde bulunmaları” olarak tanıtılan “konfederal sistem”i “tek çıkış yolu” olarak görenlerin sayısı süratle artıyor. Basında yer bulan bazı yorumlarda, yaşanan krizin, “Belçika’nın haritadan silinmesi planlarının bir parçası” olduğu belirtiliyor ve gerçekte, “miras ile borçların nasıl paylaşılacağı” pazarlıklarının yapıldığı ileri sürülüyor. Gazetelerin yaptığı kamuoyu yoklamaları, Flamanların yüzde 60 kadarının “bağımsızlık” istediğini gösteriyor.
|