ORMAN YANGINLARININ, SU KAYNAKLARINI DA YÜZDE 50 ORANINDA RİSKE ATTIĞI BİLDİRİLDİ.
Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, nüfus artışı, ekonomik gelişme, hızlı sanayileşme, yanlış arazi kullanımı ve erozyon sorunlarının yaşandığı ormanlık alanların en büyük düşmanın, yangın olduğunu söyledi.
Dünyadaki 3 milyar 952 milyon hektar orman alanının, toplam kara alanının yüzde 30’una tekabül ettiğini belirten Tece, her yıl dünya genelinde ortalama 13 milyon hektar ormanlık alanın tahrip olduğunu belirtti. Tece, en büyük karbon yutağı olan ormanlık alanların tahrip olmasıyla, iklim değişikliği, küresel ısınma, çölleşme, biyolojik çeşitliliğin yok olması gibi çevre problemlerinin yaşandığına dikkati çekerek, bu konuda ciddî tedbirler alınmasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Türkiye’de ormanlık alanları genişletme çabalarının yanı sıra bozuk olan alanların da verimli hale getirilmesi konusunda ciddî çalışmalar yapıldığına işaret eden Tece, ‘’Kasıt, ihmal, dikkatsizlik veya kaza sonucu çıkan yangınlarda tahrip olan alanları tekrar eski haline getirmek üzere orman teşkilâtı tarafından ciddî ve hızlı bir çalışma yapılıyor’’ dedi.
Selami Tece, orman yangınlarının su kaynaklarımızın yüzde 50’sini riske attığını belirterek, şöyle konuştu: ‘’Ülkemizde kullanılabilir suyun yarısı, erozyon ve toprak kaybının önlenmesi bakımından tarımın sigortası durumunda olan ormanlardan süzülerek elde ediliyor. Türkiye’nin yıllık kullanılabilir su miktarının 107 milyar ton olduğu düşünülürse, orman yangınlarının su kaynağı üzerindeki baskısı ortaya çıkar. Yanan her ağaç su kaynaklarımızın yok olması anlamına geliyor. Ormanlar yok olduğu sürece kullanılabilir sularımız azalacak ve her geçen sürede tehlikeli boyuta varacak.’’
YANGINLARIN YÜZDE 97’Sİ İNSAN KAYNAKLI
Tece, Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 97’sinin insan kaynaklı olduğunu da söyledi. Yanan her hektar alanın, hem tabiattan hem de canlılardan bir parça götürdüğünü ifade eden Tece, ‘’Her orman yangını, su gibi yaşamın sürdürülebilirliği açısından önemli olan kaynaklarımızı biraz daha azaltıyor. Kuraklık riskine karşı en önemli silâhımız ormanlarımızı gözümüz gibi korumalıyız.’’ Tece, orman yangınları ve orman zenginliğinin arttırılmasına karşı mücadeleyle Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tek başına sorumlu olmadığını, toplumun her kesiminin bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Ormanların yalnızca ağaç topluluğu değil, barındırdığı biyolojik çeşitlilik ile bir bütün olduğunu anlatan Selami Tece, şunları kaydetti: ‘’Aynı zamanda gen kaynağı ile de gıda güvenliğinin temelidir ve tarımın sigortasıdır. Su kaynaklarının varlığı da çevresindeki ormanların varlığı ile sürekliliğini sağlayabilir. Günümüzde kuraklığın da etkisiyle tehlike altında olan su kaynakları ve yer altı sularımız, orman alanlarının tahribatıyla daha da trajik bir hal alacaktır.’’
|