"Gerçekten" haber verir 16 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

TÜRKİYE YANLILARI ÜZGÜN

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup üyesi Vural Öger, Türkiye’nin son dönemde içine düştüğü iç siyasî tartışmaların ve Avrupa vizyonunu kaybetmiş görüntüsünün, Avrupa Komisyonu genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn gibi Türkiye’nin üyeliğini her aşamada desteklemiş kişileri üzdüğünü söyledi.

REFORMLAR HIZLANMALI

Öger, “Müzakerelerin devamı için Türkiye’den beklenen, taahhütlerini yerine getirmesi ve reform sürecine hız vermesidir” derken, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ise, “Türkiye üzerine düşeni yapacak ve reformlarını sürdürecektir. AB de ahde vefa ilkesinin gereğini yerine getirsin” diye konuştu.

Reformlar hızlandırılmalı

AVRUPA Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup üyesi Vural Öger, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye ile müzakereleri Ekim 2005’te başlattığını hatırlatarak, müzakerelerin devamı için Türkiye’den beklenenin taahütlerin yerine getirilmesi ve reform sürecine hız verilmesi olduğunu kaydetti.

AP Sosyalist Grup üyesi Öger, ABHaber’e verdiği mülakatta AB-Türkiye ilişkilerini ve Türkiye’nin içinden geçtiği zor dönemi değerlendirdi. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde Avrupa’daki siyasi partilerin kendileri için muhatap kabul edecekleri, eşdeğer partileri bulamadıklarını düşündüğünü ifade eden Öger, “Örneğin AB’deki muhafazakar partiler içinde, Türkiye ile aralarında bağ oluşturacak, karşılıklı görüş alışverişinde bulunacakları bir muhafazakar parti, sosyal demokratlar içindeyse batılı anlamda bir sosyal demokrat parti olmadığını düşünüyorlar. Türkiye’de Avrupa’daki liberal, yeşiller partilerin çizgiyi izleyecek bir liberal parti de olmadığı gözlemleniyor” dedi.

Vural Öger, 2002-2005 yılları arasında Türkiye’de AB kriterlerini yerine getirmek için reform paketlerinin hızlıca geçirildiğini ve Türkiye’nin bu süreçte iyi bir ivme yakaladığını söyledi. Bu dönemde AKP’nin Avrupa Komisyonu ve Konsey ile iyi bir iletişim kurmayı başardığını dile getiren Öger, şunları kaydetti:

“Türban meselesi ve laiklik Avrupalı ülkeler geçmişte aydınlanma dönemini yaşamış ve din ile devlet ilişkilerini yasal yapılarla birbirinden ayırmıştır. Laiklik ile ilgili sorun yaşamamışlar ya da o sorunlarını çözmüşlerdir. Bu nedenle Avrupalı ülkeler Türkiye’deki bu konudaki hassasiyeti yeterince algılayamıyor olabilirler. Türkiye bu konuda daha etkin bir iletişim yöntemi belirleyerek hareket etmelidir. Küreselleşmenin getirdiği sorunlar, hammadde ve enerji kaynakları fiyatlarının artışı, tüm dünyada yükselen enflasyon, iklim değişikliği, enerji sorunu, örgütlü suçlarla, terörle mücadele gibi dünyanın gündemini meşgul eden konulara Türk siyasi hayatının aktörlerinin daha büyük ilgi ile yaklaşmaları gerekir.

Başörtüsü konusunda ise Avrupa Parlamentosu’nun genel olarak algılaması bu konunun tek başına değil, bir reform paketi içinde ele alınmasının daha iyi olacağı yönünde.” “KAPATMA DAVASI, TÜRKİYE KARŞITLARINI SEVİNDİRDİ” Vural Öger, Anayasa Mahkemesi’ndeki parti kapatma süreci sayesinde, AB’deki Türkiye karşıtı kesimlerin memnun olduklarını belirterek, “Türkiye kendi kalesine gol atıyor” şeklinde düşünmeye başladıklarını, Avrupa’daki Türkiye’yi sevenlerin ise kaygı içinde olduklarını kaydetti. Öger, Türkiye’de AB konusunun algılanmasında bazı sorunlar gördüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: “Örneğin Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye dostu olarak tanınan Joost Lagendijk zaman zaman Türkiye’ye AB süreciyle ilgili görüşlerini iletiyor fakat Türkiye’de bu görüş ve uyarılar AB’nin görüşü gibi algılanıyor. Eğer bir siyasi grup ya da kurum adına söz almıyorsa her Avrupa Parlamentosu üyesinin görüşlerinin sadece kendisini bağladığı tam olarak anlaşılamıyor. Avrupa’nın siyasi yelpazesini doğru okumak için öncelikle AB’nin çok sesli, çok katmanlı bir yapı olduğunu bilmek gerekir. Avrupa Komisyonu genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn gibi Türkiye’nin üyeliğini her aşamada desteklemiş kişileri Türkiye’nin son dönemlerde içine düştüğü iç siyasi tartışmalar ve Avrupa vizyonunu kaybetmiş görüntüsü eminim çok rahatsız ediyor ve üzüyor. AB konularını doğru analiz etmek gerekir. Toplumsal uzlaşı gerektiren ve AB müktesebatına girmeyen konularda AB tartışmalara müdahil olmak istememektedir. AB konusunu Türkiye’de mevcut hükümetin meselesi olarak algılama eğiliminde olanlar var. Oysaki bu proje iktidardan, muhalefete, sivil toplumdan, iş dünyasına her kesimin desteğiyle partilerüstü bir ulusal menfaat olarak ele alınmalıdır. Avrupa laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ile müzakereleri Ekim 2005’te başlattı ve müzakerelerin devamı için Türkiye’den beklenen taahütlerini yerine getirmesi ve reform sürecine hız vermesidir.”

Yeni Asya / İstanbul

16.07.2008


 

Marmaris’te orman yangını

Marmaris’te bulunan Aksaz Deniz Üs Komutanlığı sorumluluk sahasındaki bölgede yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangına üç helikopter ve çok sayıda arazözle müdahale edilirken, söndürme çalışmalarına yardımcı olması için İzmir’den iki takviye helikopter istendi. Hızla büyüyen yangına müdahale çalışmalarına bölgede bulunan belediyelere ait itfaiye ekipleri ve çok sayıda orman işçisi de katıldı.

MARMARİS'TE bulunan Aksaz Deniz Üs Komutanlığı sorumluluk sahasında bulunan bölgede çıkan yangın kontrol altına alınamıyor. Yangına 3 helikopter ve çok sayıda arazözle müdahale ediliyor. Alınan bilgiye göre, Muğla’nın Marmaris ilçesinde Aksaz Deniz Üs Komutanlığı sorumluluk sahasında bulunan bölgede, henüz belirlenemeyen bir nedenle orman yangını çıktı. Kısa sürede büyüyen yangına, 3 helikopter ve çok sayıda arazözle müdahale edildiği, yangına müdahale amacıyla İzmir’den 2 takviye helikopter istendiği öğrenildi. Hızla büyüyen yangına müdahale çalışmasına bölgede bulunan belediyelere ait itfaiye ekipleri ve çok sayıda orman işçisinin de katıldığı öğrenildi.

/ Marmaris

16.07.2008


 

AKP cici parti, niye kapatılsın?

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP hakkındaki kapatma dâvâsıyla ilgili olarak, “AK Parti kapatılmayacak. Bunu manşet yapabilirsiniz” dedi.

AKP’Lİ FIRAT: KAPATILMAMASI LÂZIM, YAZIK DEĞİL Mİ?

Fırat, “Bana göre AK Parti'nin kapatılmaması lâzım. Niye kapatılsın? Yazık değil mi? Cici bir parti” şeklinde konuştu.

AKP cici parti, niye kapatılsın?

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, partisinin kapatılmayacağını ifade ederek, “Niye kapatılsın? Yazık değil mi? Cici bir parti’’ dedi.

TBMM’de kuliste gazetecilerle sohbet eden Fırat, AKP hakkında Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davasıyla ilgili sorular üzerine, ‘’AK Parti kapatılmayacak. Bunu manşet yapabilirsiniz’’ dedi.

Anayasada, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunun yazdığını hatırlatan Fırat, ‘’Bana göre kapatılmaması lazım. Niye kapatılsın? Yazık değil mi?

"CİCİ BİR PARTİ'' DİYE KONUŞTU

Başka bir soru üzerine, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili süreci belirleme yetkisinin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a ait olduğunu belirten Fırat, anayasaya göre kararın da gerekçeli olarak açıklanması gerektiğini söyledi. Fırat, bir gazetecinin, ‘’Geçmişte karar açıklandıktan sonra gerekçenin yayınlandığı yönünde uygulamalar olduğunu’’ belirtmesi üzerine, ‘’Okuma yazmam var. Anayasada yazanı okuma ve anlama kabiliyetim var’’ dedi.

AKP’li Fırat, Ergenekon soruşturmasının açıklanan iddianamesiyle ilgili CHP’li yetkililerin, ‘’Dağ fare doğurdu’’ değerlendirmesi yaptığının hatırlatılması üzerine, ‘’Onlar avukat olduklarına göre doğru. Çok iyi falan demeleri beklenemez’’ dedi. Kendi değerlendirmesi sorulan Fırat, iddianamenin tamamını görmeden yorum yapmayacağını ifade etti.

‘’Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın, merkez sağda yeni bir siyasi hareket başlatacağının’’ ifade edilmesi üzerine Dengir Mir Mehmet Fırat, ‘’Ona hayırlı uğurlu olsun. İnşallah iyi olur’’ diye konuştu.

Bir soru üzerine de eski başbakan yardımcılarından Abdüllatif Şener ile helalleştiklerini söyleyen ve ‘’Kucaklaştınız mı?’’ sorusu üzerine ‘’Maalesef’’ karşılığını veren Fırat, AKP’den ayrılanlara yönelik hakaret içeren bir şey söylenmesini doğru bulmadığını ve söylemeyecekleri kaydetti.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Fırat, başka bir soruyu cevaplarken de Yüksek Askeri Şuranın nasıl toplanacağının anayasa ve yasalarda yazdığını söyledi.

16.07.2008


 

Unakıtan’a göre kriz mriz yok

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ‘’Bazı kişiler kehanette bulunuyorlar. Bakan olduğumdan beri bunları dinliyorum. Her gün bunlar kriz çıkarıyorlar, ancak kriz miriz olduğu yok’’ dedi.

MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, ‘’Bazı kişiler kehanette bulunuyorlar. Bakan olduğumdan beri bunları dinliyorum. Her gün bunlar kriz çıkarıyorlar, ancak kriz miriz olduğu yok’’ dedi. Maliye Bakanı Unakıtan, bütçenin fazla verdiğini, ancak bazı kişilerin bu durumdan memnun olmadığını kaydetti. Rakamların ortada olduğunu ifade eden Bakan Unakıtan, ‘’Rakamlar ortada. Bu rakamlar iyi rakamlar. Kimse rakamlara bir şey diyemez. Birinci çeyrek kalkınma rakamları ortaya çıktı. Altı aylık dönemde bütçe, Türkiye tarihinde görülmemiş büyüklükte fazla verdi’’ dedi. Hayatı boyunca ekonomi ve yönetimi için iyi şey yazmamış insanların mutlaka bir kusur bulduğunu ifade eden Bakan Unakıtan, ‘’İlla bir şey bulacaklar. (Şimdilik iyi çıktı ama bundan sonraki iyi çıkmayacak) diyorlar. Bazı kişiler devamlı kehanette bulunuyorlar. Bakan olduğumdan beri bunları dinliyorum. Her gün bunlar kriz çıkarıyorlar. Ancak, kriz miriz olduğu yok’’ diye konuştu. Köprü ve otoyolların satışı ile ilgili çalışmaların devam ettiğini anlatan Bakan Unakıtan, şunları söyledi: “Bu yıl, biliyorsunuz PETKİM, TEKEL’i özelleştirdik ve paralarını aldık. Limanlar var, özelleştirildi. Özelleştirmede sırada, şeker fabrikaları, otoyollar, Milli Piyango ve Halk Bankası var.’

/ Ankara

16.07.2008


 

Şimşek’in emeklilere bakışı böyle

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’deki emeklilik sisteminin ülke şartlarına ve dünyaya göre oldukça makul, cömert bir yapıya sahip olduğunu, aylık bağlanma oranlarında dünyanın en yüksek ülkelerinden biri olduğumuzu iddia etti.

DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek, krizin ABD’de çok daha derin olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. Şimşek, MÜSİAD Ekonomi Buluşmaları toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin dışa açık bir ekonomi olduğunu, bunun da önemli yansımaları bulunduğunu ifade ederek, dünyanın belki de 1930’lardan bu yana en şiddetli krizden geçtiğini söyledi.

Dünyada emtia ve gıda fiyatlarındaki artışa işaret eden Şimşek, global enflasyonun yüzde 3,5 olduğunu, bu yıl yüzde 6’lara ulaşacağını kaydetti. Bir çok ülkede enflasyonun geçen yıla göre ikiye katlanacağını dile getiren Bakan Şimşek, Türkiye’nin de bu gelişmelerden etkilendiğini ancak, Türkiye’nin durumunun hiç de kötü olmadığını ifade etti. Dünyada ciddi enflasyonist süreç yaşandığını, bunun geçici olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Şimşek, olaya doğru politikalarda müdahale edildiği takdirde muhtemel şokların sistemden çıkabileceğini anlattı. Bakan Şimşek, dünyada yavaşlama sürecine girildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “ABD’de başlayan sorunlar daha da derinleşmiş gibi... Bu işin bırakın sonuna yaklaşmayı, öyle görünüyor ki ABD’de çok daha derin olması ihtimali yükselmiş durumda... Dünyada enerji krizi söz konusu petrol ve doğal gaz fiyatlarının artışı, küresel ısınmanın etkisiyle gıda fiyatları yükseliyor, ekonomiler yavaşlıyor, böyle bir durum çok nadiren bir arada oluyor. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki daha önce hiç haritalandırılmamış, patikası belirlenmemiş bir dönemden geçiyoruz.”

/ İstanbul

16.07.2008


 

Akdeniz’de 6.4’lük deprem: 1 ölü

Akdeniz'de Rodos Adasının güneyinde dün sabah Richter ölçeğine göre 6.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Depremde bir ada sakininin öldüğü bildirildi.

16.07.2008


 

Devlet bana 14 gün baktı

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu iken önceki akşam tahliye edilen ATO Başkanı Sinan Aygün, cezaevi günlerini anlatırken, “Askerlikte eğitim yapıyorduk. Bu ülke için birşey yapmaya çalışıyorduk. Ama bu sefer 14 gün sırt üstü yatarak, devlet bana 14 gün baktı. İnşallah devlete olan bu borcumu en kısa sürede öderim” dedi.

“ERGENEKON” soruşturması kapsamında Kocaeli 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu iken tahliye edilen Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ‘’14 gün boyunca Türkiye Cumhuriyetinin misafiri oldum, 14 gün boyunca bana baktılar” dedi. Kocaeli’nden önceki gün akşam saatlerinde hareket eden ve saat 02:00 sıralarında Ankara’ya gelen Aygün’ü, evinin önünde yakınları ve ATO Meclis üyeleri karşıladı. Aygün burada yaptığı açıklamada, 14 gün önce çıktığı evine, ‘’aynı elbise, ayakkabı ve pantolonla’’ geri döndüğünü söyledi. Her zaman demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Anayasaya bağlı kalmaya çalıştığını ifade eden Aygün, ‘’Demokratik hakkım olan konuşma hakkını kullandım. Bunlardan da hiçbir mahkeme kapılarına düşmedim. İlk defa hakim karşısına çıktım, kendimi savundum ama yargı benim tutuklanmama karar verdi’’ dedi. Yaptıkları itirazın ardından mahkemenin tutuksuz yarlanmasına karar verdiğini belirten Aygün,’’14 gün boyunca Türkiye Cumhuriyetinin misafiri oldum, 14 gün boyunca bana baktılar’’ diye konuştu. Aygün, dün ATO olağanüstü meclis toplantısında yaptığı konuşmada ise demokrasiden ve hukuktan hiç ayrılmadığını bildirerek, ‘’Anayasal düzenin zedelenmeden sürdürülmesinin Türkiye için hayati önem taşıdığının bilincinde olan bir insanım’’ dedi. Bu arada, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Barbaros Hayrettin Altıntaş da tahliye edildi.

/ Ankara

16.07.2008


 

Darbe günlükleri de soruşturulmalı

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ergenekon iddianamesinde Özden Örnek’in Nokta'da yayınlanan günlüklerinin yer almadığını hatırlatarak, “Gerçek anlamda hukukî bir karar vermek için darbe günlükleri soruşturulmalıdır” dedi

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ergenekon iddianamesinde emekli oramiral Özden Örnek’in Nokta dergisi yayınlanan günlüklerinin yer almadığını hatırlatarak, “Gerçek anlamda hukuki bir karar vermek için darbe günlükleri soruşturulmalıdır” dedi. Gergerlioğlu, yaptğı açıklamada, emekli oramiral Örnek’e ait oldukları iddia edilen “darbe günlükleri” ile ilgili 11 Nisan 2007 tarihinde Genelkurmay Askeri Savcılığına TCK’nın 257 maddesinde tanımı yapılmış bulunan “görevi kötüye kullanmak” suçu işledikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatarak, Genelkurmay'ın soruşturma iznini aradan geçen 15 aylık süreye rağmen henüz vermediğini söyledi. Bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin açıkça ihlali anlamına geldiğini kaydeden Gergerlioğlu, "Askeri savcılığın Ergenekon iddianamesi ile ilgili olarak belge istemesi olumlu bir gelişme olmakla beraber eksik bir girişimdir. Zira Ergenekon iddianamesinde Sarıkız ve Ayışığı adı verilen darbe girişimlerine yer verilmemiştir. Gerçek anlamda hukuki bir karar vermek için darbe günlükleri soruşturulmalıdır. Söz konusu kişiler hakkında etkili bir soruşturma başlatılmamış olmasından dolayı dosyayı en kısa sürede AİHM’e taşıyacağımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz” dedi.

Yeni Asya / İstanbul

16.07.2008


 

Banyoda düşen Veli Küçük hastaneye yatırıldı

İSTANBUL Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, kaldığı koğuşundaki banyoda düşmesi sonucu tedavi amacıyla getirildiği Kocaeli Devlet Hastanesi’ne yatırıldı

. Banyoda düşmeye bağlı baygınlık geçirmesi üzerine Kocaeli Devlet Hastanesi acil servisinde tedavi altına alınan Küçük, burada bir süre gözetim altında tutuldu. Hastanenin Görüntüleme ve Kan Merkezi’nde iki kez röntgeni, tomografisi çekilen ve ardından da çeşitli tahlilleri yapılan Küçük’ün nöroloji uzmanı tarafından kontrol edildikten sonra hastaneye yatırılmasına karar verildi. Küçük, daha sonra işlemlerinin tamamlanmasının ardından hastanenin mahkum koğuşuna yatırıldı. Bu sırada, jandarma ekipleri, hastanenin çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Kocaeli Devlet Hastanesi Başhekimi Şenol Ergüney, gazetecilere, dün sabah saatlerinde hastaneye getirilerek tedavi altına alınan Veli Küçük’ün rahatsızlığı ile ilgili bilgi veremeyeceğini bildirdi. Küçük’ün sağlık durumu ile ilgili detaylı bilgiyi Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’na verdiğini bildiren Ergüney, buradan bilgi alınabileceğini kaydetti. Ergüney, Küçük’ün hayati tehlikesinin bulunmadığını sözlerine ekledi.

/ Kocaeli

16.07.2008


 

Bireysel silâhlanma ürkütüyor

DÜNYADA sivillere ait her 1000 silâhtan birinin kayıp ya da çalınmış olduğu, bu silâhların büyük bölümünün ambargo uygulanan ya da çatışma içinde olan ülkelere kaçırıldığı bildirildi.

Merkezi İsviçre’de bulunan Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü tarafından her yıl hazırlanan hafif silâhlar 2008 raporu, “Risk ve Direnç” başlığını taşıyor.

Dünyada sivillere ait yaklaşık 650 bin hafif silâhın kayıp olduğu belirtilen raporda yer alan bilgiler, bireysel silâhlanmanın büyük suç örgütleri ve iç çatışmalar için de önemli bir kaynak oluşturduğunu ortaya koydu.

Raporda, Irak ve Afganistan’ın silâh ticareti için yeni “pazarlar” haline geldiği ve bu ülkelerdeki çatışmaların, silâhsızlanma hedeflerinin önünde büyük engel oldukları belirtildi. Üreticilerden, toptancılardan, silâh dükkanlarından ve evlerden çalınan ya da alınan silâhların, yerel çetelere, suç örgütlerine, silâhlı gruplara, terör örgütlerine ve silâh ambargosu uygulanan ülkelere aktarıldığı belirtiliyor. Ordu ya da hükümetlere ait büyük miktarda silâhın da çalınarak, karaborsada satıldığı kaydediliyor. Örneğin Kenya’da, yasa dışı yollarla satılan mühimmatın yüzde 40’ının Kenya ordusundan sızdığı belirtiliyor. Araştırmayı yöneten Keith Krause, AP’ye yaptığı açıklamada, bunun “engellenebilir bir olay” olduğunu ifade ediyor. Krause, silâhların depolanma ve kullanım sürecindeki denetimin artırılması, komuta zincirindeki yetkililerin sorumlu davranmasının gerekli olduğunu kaydediyor.

2008 raporunda yer alan verilere göre, dünyada 51 ülke hafif silâh üretiyor. En önemli hafif silâh ihracatçıları ABD, İtalya, Almanya, Belçika, Avusturya, Brezilya, Rusya ve Çin. En fazla silâh satın alan ülkeler ise yine ABD, Suudi Arabistan, Kanada, Fransa ve Almanya. Hafif silâh ihraç eden ülkeler, silâhların teslimatı dışındaki süreçle ilgili de nadiren kontrol uyguluyor.

TÜRKİYE’DE, PATLAMAYA HAZIR MİLYONLARCA SİLÂH

DÜNYA çapında orduların elindeki yaklaşık 200 milyon silâhın en az 76 milyonunun ihtiyaç fazlası olduğu belirtiliyor. Silâh kullanılan şiddet olayları, “küresel salgına” dönüşmüş durumda. Raporda, şiddetin etkilerinin uzun zamana yayıldığı ve ekonomik olarak da büyük bedelleri olduğu vurgulanıyor. Şiddet olaylarının önlenmesi konusunda raporda önerilen “kamu sağlığı” yaklaşımının, adalet sisteminin harekete geçirilmesi, eğitim, yoksulluğun önlenmesi ya da şiddeti hedef alan başka programlara alternatif olmadığı, bu yaklaşımın “kanıtlar, analiz ve müdahaleyi” içeren bir çerçeve sunduğu kaydediliyor. Türkiye’de, bireysel silâhlanmada ve ateşli silâhların kullanıldığı şiddet olaylarında da artış gözleniyor. Bireysel silâhlanmayla mücadele eden Umut Vakfı verilerine göre, polis ve jandarma bölgesinde bulunan ruhsatlı silâh sayısı yaklaşık 2,5 milyon. Suç olaylarında kullanılan ruhsatsız silâhlar da hesaba katıldığında, ülke genelinde kişilerin kullanımındaki toplam silâh sayısının 7 ile 10 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Vakfın, Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden yaptığı derlemeye göre, sadece bu yılın ilk 3 ayında, Türkiye genelinde polis sorumluluk alanında meydana gelen toplam 200 bin 896 asayiş olayında 2616 kişi vefat etti. Bu olayların yüzde 2,72’sinde ateşli silâh kullanıldığı, kullanılan silâh sayısının 5470 olduğu belirtiliyor. Kullanılan silâhların yüzde 16,7’sinin ruhsatlı, yüzde 83,3’ünün ise ruhsatsız olduğu tesbit edildi. Bir önceki yılın oranlarına bakıldığında ise silâh kullanımında yüzde 57 artış olduğu, ruhsatlı silâh kullanımının arttığı dikkat çekiyor. Araştırmayı derleyen Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan, ayrıntılı silâh dağılımında tabanca ve kurusıkıların belirgin biçimde öne çıktığına, kurusıkı silâhlarla ilgili yasaya rağmen henüz denetim olmadığı ve yasanın pratikte uygulanmadığına vurgu yapıyor. Akcan, ruhsatlı silâhlanmanın “caydırıcı” olmadığını ve aksine yaralama ve ölüm aleti olarak yaygın şekilde kullanıldığını ifade ediyor.

/ Ankara

16.07.2008


 

Konya’da Darülaceze kurulacak

ACİL Hastalara Yardım Vakfı Genel Başkanı Süleyman Doğan, cumhuriyet tarihinin ilk darülacezesini Konya’da faaliyete geçireceklerini bildirdi.

Kayseri’de 10 bedensel engelli vatandaşa tekerlekli sandalye dağıtan

Doğan, yaptığı açıklamada, Osmanlı Devleti’nin son döneminde Sultan 2. Abdülhamid Han’ın, yardıma muhtaç vatandaşlara derman kapısı olması için İstanbul’da ilk darülacezeyi kurduğunu söyledi.

Doğan, 1896’dan bu yana insanların yardımına koşan darülacezenin Osmanlı ve cumhuriyet döneminde görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştığını belirterek, ‘’Cumhuriyet tarihinin ilk darülacezesini ise yardımseverlerin desteğiyle Konya’da faaliyete geçireceğiz. Yardıma muhtaç insanlar buradan ücretsiz faydalanabilecek’’ dedi. Darülacezenin toplam 400 yataklı odalarında banyo, tuvalet, lavabo, telefon ve 24 saat sıcak su bulunacağını ifade eden Doğan, ‘’7 bin 906 metrekare alanda yapılacak binamız, 9 şiddetinde depreme dayanıklı olacak. Başlangıçta 3 katlı inşa edilecek ancak yapım tekniği sayesinde istenildiği zaman 4 ve 5’inci katlar 2 ay gibi kısa sürede ilave edilebilecek. Türkiye’nin her yerinden müracaatlar kabul edilecek’’ diye konuştu.

/ Konya

16.07.2008


 

Yetim ve öksüz çocuklar sevindi

2007-2008 eğitim ve öğretim yılında başarılı olan öğrencilere Yetim Öksüz Çocuklar Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YÖÇEYDER) tarafından bisiklet ve saat hediye edildi.

Sakarya Valisi Hüseyin Atak, Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen ödül töreninde yaptığı konuşmada, ‘’Bu organizasyonla ilimizde sosyal yardımlaşmanın en güzel örneklerini sunmuş oluyoruz’’ dedi. YÖÇEYDER Sakarya Şube Başkanı İsmail Eminler ise dernek olarak 12 yıl önce 10 aileyle başladıkları yolculuğa bu yıl 235 aileyle devam ettiklerini ifare etti.Tören sonunda 2007-2008 eğitim ve öğretim yılında takdir ve teşekkür alan 81 yetim öğrenciye bisiklet ve saat hediye edildi.

/ Sakarya

16.07.2008


 

Tam üyelik hedefinde sapma yok

DIŞİŞLERİ Bakanı Başmüzakereci Ali Babacan, devlet politikası haline gelen AB’ye tam üyelik hedefinde herhangi bir sapma olmadığını vurguladı.

Türk Dış Politikası, yurt dışında görevli büyükelçiler, daimi temsilciler ve merkezde görevli büyükelçilerin geniş katılımıyla “Türk Dış Politikası, Yönelimler ve Öncelikler” konulu Büyükelçiler Konferansında masaya yatırılıyor. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın dinlenmesinin ardından Bilkent Otel’de düzenlenen konferansın açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Babacan, Türk Dış Politikasına ilişkin genel değerlendirmede bulundu. Türkiye’nin AB sürecine değinen Babacan, “Devlet politikamız haline gelen AB’ye tam üyelik hedefimizde herhangi bir sapma olmadığını ve bu yönde aynı kararlılıkla çaba göstermeye devam ettiğimiz vurgulamak istiyorum” diye konuştu.

Babacan, AB’nin Türk kamuoyu nezdindeki algılamasının son birkaç yılda önemli ölçüde yıprandığını kaydederek, “Halkımıza bu konuda yeniden güven aşılanmasının ertelenemeyecek bir ihtiyaç haline geldiği herkesin malumudur. Bu konuda en büyük görev de aslında AB’ye düşmektedir” dedi. AB konusunda Türk kamuoyunun bazı temel beklentileri olduğunu ifade eden Babacan, bunlardan ilkinin bu süreçte Türkiye’ye karşı ayrımcılık ve farklı muamele yapılmaması olduğunu, ikincisinin ise Türkiye’nin üyeliği konusunda AB üyesi ülkelerden gelen mesajların tutarlı ve teşvik edici nitelikte olması gerektiğini bildirdi. Babacan, AB Komisyonu’nun müzakere sürecindeki desteğinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, ancak bu desteğin üye ülkelerce zirve kararlarına da net biçimde yansıtılması gerektiğini belirtti. “Ahde vefa ilkesi bir anlaşmanın tüm taraflarını bağlayan temel bir hukuk kuralı ise, AB liderlerinin, Birliğin Türkiye ve kurumsal ilişkilerinde bu ilkeye uygun hareket etmelerini beklemek en tabii hakkımızdır” diyen Babacan, “Bu süreçte Türkiye üzerine düşeni yapacak ve reformlarını sürdürecektir. Hükümetimizin bu konudaki kararlılığında en ufak bir değişiklik yoktur” diye konuştu. Babacan, yapılan reformların büyük bir kısmının uzun bir geçmişi olan modernleşme sürecinin devamı niteliğinde olduğunu, halkın talep ve beklentilerini yansıttığını ifade etti.

Bakan Babacan ayrıca, kesintisiz sürdürülecek olan reform sürecinin sonunda Türkiye’nin ulaşacağı standartların bugün Avrupa’da Türkiye’nin tam üyeliğine karşı görünen çevrelerin kullandıkları söylemlerin büyük bir kısmını geçersiz hale getireceğinden ve tam üyelik yolunu açacağından kuşku duymadığını belirtti.

/ Ankara

16.07.2008


 

‘Ortak Akıl’dan dev demokrasi mitingi

ORTAK Akıl Hareketi’nin Türkiye genelindeki en büyük mitingi pazar günü Bursa’da yapılacak.

Sadece Türk bayraklarının miting alanına alınacağını belirten yetkililer, Milli Eğitim eski Bakanı Hasan Celal Güzel ve HAK-İŞ Başkanı Salim Uslu’nun da konuşmacı olarak Bursa’ya geleceğini söyledi.

Mitinge onbinlerce vatandaşın katılmasını beklediklerini belirten yetkililer; “Ortak akılla çıktık yola, demokrasi yolunda vermeyeceğiz mola, egemenlik ne yargının ne de darbelerindir egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dedi.

Şehreküstü Meydanı’nda Pazar günü saat 17.30’da düzenlenecek Ortak Akıl Hareketi Mitingi öncesi bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri biraraya gelerek istişare toplantısı yaptı. Miting için hazırlıkların tamamlandığını söyleyen yetkililer, Ortak Akıl Hareketi’nin önce yeni anayasa ve demokrasi platformunun oluşturulması ile başladığını kaydetti. Yetkililer şunları ifade etti:

“Bu oluşumda yüzlerce sivil toplum örgütü, yüzlerce akademisyen, yazar ve gazateci bulunuyor. Platform, Türkiye’nin daha katılımcı, sivil ve özgürlükçü bir anayasaya sahip olması için ülke yönetiminde oluşturulmaya çalışılan ‘Egemenlikte meşruiyet krizini’ aşma yolunda ortak akıl hareketi kampanyasını uygulamaya koydu. Ortak Akıl Hareketinin amacı; Türkiye’de yaşanan demokrasi ve özgürlük mücadelesine aktif katılım sağlamak, temel hak ve özgürlüklerin alanını genişletmek, millet iradesini her tür vesayet ve ipotekten arındırmak, toplumdaki her tür inanç, yaşam tarzı ve eğilimleri eşit olarak hukuk güvencesine alacak yeni bir anayasa talebini diri ve canlı tutmak. Hareket, dünya veya siyasi görüşü ne olursa olsun demokrasiden yana herkesi birlikte hareket etmeye çağırıyor. Hareket, darbe dönemlerinde ülkenin kaybettiğine vurgu yaparak, 70 milyonun kazandığı saygın bir ülke olma isteğini dile getiriyor.”

Pazar günü Şehreküstü Meydanı’nda yapılacak Ortak Akıl Mitingi’ne onbinlerce kişinin katılması hedefleniyor.

/ Bursa

16.07.2008


 

Şırnak’ta 22 terörist etkisiz hale getirildi

GENELKURMAY Başkanlığı, Şırnak İncebel Dağları bölgesinde 11-14 Temmuz 2008 tarihleri arasında devam eden operasyon sonucunda, aralarında üst düzey bir sorumlunun da bulunduğu toplam 22 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda şunlar kaydedildi: ‘’11 Temmuz 2008 günü, Şırnak ili İncebel Dağları bölgesinde eylem hazırlığı içerisinde olan bir grup terör örgütü mensubu tespit edilmiş ve söz konusu teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için anılan bölgede operasyon başlatılmıştır. Operasyon bölgesindeki hedefler öncelikle Hava Kuvvetleri, daha sonra topçu ve silahlı helikopterler ile ateş altına alınmıştır. 11-14 Temmuz 2008 tarihleri arasında devam eden operasyon sonucunda, aralarında üst düzey bir sorumlunun da bulunduğu toplam 22 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca, güvenlik güçleri tarafından anılan terörist grubun üs bölgesine girilerek barınma yerleri tahrip edilmiş ve teröristlere ait önemli miktarda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir. Bölgedeki görevlerini tamamlayan birliklerimiz üs bölgelerine dönmüşlerdir. Güvenlik güçlerimiz tarafından terör örgütünün etkisiz hale getirilmesi faaliyetlerine devam edilmektedir.’’

/ Ankara

16.07.2008


 

Kapatma dâvâsında rapor bekleniyor

ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AKP hakkındaki kapatma davasında raportör Osman Can’ın raporunu bugün teslim edip etmeyeceğini bilmediğini söyledi.

Anayasa Mahkemesi’ne gelişinde, gazetecilerin AKP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili sürece ilişkin sorularını cevaplayan Kılıç, “Süreçten, gelişmelerden haberiniz olacak. Merak etmeyin” diye konuştu. Raportör Osman Can’ın raporunu yarın teslim edip etmeyeceğinin sorulması üzerine, Kılıç, “Bilmiyorum” cevabını verdi.

/ Ankara

16.07.2008


 

Biga, 4.1 ile sarsıldı

ÇANAKKALE'NİN Biga ilçesi yakınlarında hafif şiddette bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, Çanakkale’nin Biga ilçesi Sinekçi köyünde saat 12.19’da gerçekleşen depremin büyüklüğünün 4.1 olarak ölçüldüğü bildirildi.

/ İstanbul

16.07.2008


 

TIR, otomobili biçti: 6 ölü

ERZİNCAN'DA bir otomobil ile karşı yönden gelen TIR’ın çarpışması sonucu 6 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Erzincan-Erzurum kara yolunda sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen ve içerisinde 6 kişi olduğu öğrenilen 16 BLJ 36 plakalı otomobil ile karşı yönden gelen Ömer Topçu yönetimdeki 34 UPG 94 plakalı TIR çarpıştı. Kazada, otomobildeki 4 kişi olay yerinde, 2 kişi de kaldırıldıkları Erzincan Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. Aynı hastaneye kaldırılan bir yaralının tedavisinin sürdüğü öğrenildi.

/ Erzincan

16.07.2008


 

Zehir tacirlerine göz açtırılmıyor

iSTANBUL narkotik polisinin son 3 haftada düzenlediği operasyonlar kapsamında 171 kişi gözaltına alındı.

Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, son üç haftada Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Beykoz, Beyoğlu, Büyükçekmece, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Küçükçekmece, Kadıköy, Kağıthane, Maltepe, Pendik, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye ve Üsküdar ilçelerinde 87 ayrı uyuşturucu operasyonu gerçekleştirildi. Toplam ağırlığı 444 kilo 473 gram olan eroin, esrar ve kokain maddesi ile 41 bin 271 tablet sentetik hap ele geçirilen operasyonlarda, 171 kişi yakalandı.

/ İstanbul

16.07.2008


 

Savcılık millet adına olur, evet savcıyım

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, “Ergenekon’un soruşturmasının avukatıyım” diyen CHP lideri Deniz Baykal’ı eleştirerek, şunları söyledi: ‘’Hukuki süreç henüz işlerken, demokratik siyasi sürece darbe vurma iddiasıyla soruşturulan illegal yapılanmaların avukatlığına soyunmak, ancak demokratik hukuk devleti anlayışına inancı zayıf olan bir siyasi anlayışın kalkışabileceği bir iştir. Demokrasi, hukuk, anayasal düzen hepimiz için olmazsa olmaz varlık zeminidir. İşte bu noktada bizler, milletimizle birlikte aynı çizgideyiz. Hiçbir sıkıntımız yok. İzliyor ve değerlendirmesini de buna göre yapıyor, çünkü kim kimlerin avukatlığına soyunmuş veya kimler kimlerin avukatlığına soyunmuş... Bu çok önemli. Biz kendimize hiç bir vasıf tayin etmemişken, bize de savcılık görevini sağolsun yine onlar veriyorlar. Bu da güzel bir şey. Niye? Savcı millet adına vardır. İddia makamı millet adına oradadır ve biz de millet adına hakkı aramanın, hakkı savunmanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bu anlamda savcılıksa, evet savcıyım.’’

Başbakan Erdoğan, özellikle AKP kadrosunun milletle kader birliği bulunduğunu belirterek, ‘’Bu birlikteliğini bozmak isteyenler, her şeyden önce kendi sorunlarını, millet nezdinde düştükleri o büyük meşruiyet krizini gözden geçirmeleri gerekir’’ dedi.

Erdoğan, Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemelerinden 8,5 milyon kişinin istifade edeceğini belirterek, hak sahiplerine 2 hafta içinde Ziraat Bankası aracılığıyla 2 milyar 850 milyon YTL ödeneceğini bildirdi.

/ Ankara

16.07.2008


 

Yanan her bir ağaçla, kuraklığa yaklaşıyoruz

ORMAN YANGINLARININ, SU KAYNAKLARINI DA YÜZDE 50 ORANINDA RİSKE ATTIĞI BİLDİRİLDİ.

Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, nüfus artışı, ekonomik gelişme, hızlı sanayileşme, yanlış arazi kullanımı ve erozyon sorunlarının yaşandığı ormanlık alanların en büyük düşmanın, yangın olduğunu söyledi.

Dünyadaki 3 milyar 952 milyon hektar orman alanının, toplam kara alanının yüzde 30’una tekabül ettiğini belirten Tece, her yıl dünya genelinde ortalama 13 milyon hektar ormanlık alanın tahrip olduğunu belirtti. Tece, en büyük karbon yutağı olan ormanlık alanların tahrip olmasıyla, iklim değişikliği, küresel ısınma, çölleşme, biyolojik çeşitliliğin yok olması gibi çevre problemlerinin yaşandığına dikkati çekerek, bu konuda ciddî tedbirler alınmasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Türkiye’de ormanlık alanları genişletme çabalarının yanı sıra bozuk olan alanların da verimli hale getirilmesi konusunda ciddî çalışmalar yapıldığına işaret eden Tece, ‘’Kasıt, ihmal, dikkatsizlik veya kaza sonucu çıkan yangınlarda tahrip olan alanları tekrar eski haline getirmek üzere orman teşkilâtı tarafından ciddî ve hızlı bir çalışma yapılıyor’’ dedi.

Selami Tece, orman yangınlarının su kaynaklarımızın yüzde 50’sini riske attığını belirterek, şöyle konuştu: ‘’Ülkemizde kullanılabilir suyun yarısı, erozyon ve toprak kaybının önlenmesi bakımından tarımın sigortası durumunda olan ormanlardan süzülerek elde ediliyor. Türkiye’nin yıllık kullanılabilir su miktarının 107 milyar ton olduğu düşünülürse, orman yangınlarının su kaynağı üzerindeki baskısı ortaya çıkar. Yanan her ağaç su kaynaklarımızın yok olması anlamına geliyor. Ormanlar yok olduğu sürece kullanılabilir sularımız azalacak ve her geçen sürede tehlikeli boyuta varacak.’’

YANGINLARIN YÜZDE 97’Sİ İNSAN KAYNAKLI

Tece, Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 97’sinin insan kaynaklı olduğunu da söyledi. Yanan her hektar alanın, hem tabiattan hem de canlılardan bir parça götürdüğünü ifade eden Tece, ‘’Her orman yangını, su gibi yaşamın sürdürülebilirliği açısından önemli olan kaynaklarımızı biraz daha azaltıyor. Kuraklık riskine karşı en önemli silâhımız ormanlarımızı gözümüz gibi korumalıyız.’’ Tece, orman yangınları ve orman zenginliğinin arttırılmasına karşı mücadeleyle Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tek başına sorumlu olmadığını, toplumun her kesiminin bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Ormanların yalnızca ağaç topluluğu değil, barındırdığı biyolojik çeşitlilik ile bir bütün olduğunu anlatan Selami Tece, şunları kaydetti: ‘’Aynı zamanda gen kaynağı ile de gıda güvenliğinin temelidir ve tarımın sigortasıdır. Su kaynaklarının varlığı da çevresindeki ormanların varlığı ile sürekliliğini sağlayabilir. Günümüzde kuraklığın da etkisiyle tehlike altında olan su kaynakları ve yer altı sularımız, orman alanlarının tahribatıyla daha da trajik bir hal alacaktır.’’

16.07.2008


 

İstanbul yine Avrupa’nın 3’üncüsü

İstanbul, Amerika’nın çok satan ‘’Travel and Leisure’’ dergisinin yaptığı ankette, Avrupa’nın popüler şehirleri Paris, Prag, Venedik, Barselona ve Viyana’yı geride bırakarak, bu yıl da Avrupa’nın en iyi üçüncü şehri seçildi.

ABD’nin ünlü seyahat dergisi ‘’Travel and Leisure’’, okuyucularına yaptığı anketle, ‘’2008 Dünyanın En İyi’’ otel, havayolları, gemi rotaları, şehir ve adalarını belirledi. Ankette ayrıca, bölgelere göre ‘’en iyi’’ler de seçildi. Buna göre, geçen yıl 8. sırada yer alan İstanbul, bir puan düşerek, bu yıl ‘’Dünyanın En İyi 9. Şehri’’ oldu. İstanbul, 100 tam puan üzerinden 84.61 aldı.

16.07.2008


 

İngiltere’de, alkolün azına da yasak

Sürücülerin belirli bir miktara kadar alkol almış halde araç kullanmalarına izin verilen İngiltere’de, 17-20 yaş arasındaki sürücülerin az da olsa alkollü olarak direksiyon başına geçmesinin yasaklanması planlanıyor.

“0 promil” zorunluluğu ile gençler arasında artan ölümlü trafik kazalarının azaltılması hedefleniyor. 16-18 yaş arası gençlerin ölümlerinde trafik kazaları önemli rol oynuyor. 2005 yılı istatistiklerine göre, 17-19 yaş grubundaki sürücüler bir yılda 1080 kazaya karıştı.

/ Londra

16.07.2008


 

Zamana ters binen saat

Konya’nın Akşehir ilçesinde 47 yıldır Nasreddin Hoca ile ilgili hediyelik eşyalar üreten emekli bir öğretmenin, hocanın fıkralarından esinlenerek yaptığı tersine işleyen saati, görenleri önce şaşırtıyor sonra güldürüyor.

Akşehir’de 47 yıldır Nasreddin Hoca ile ilgili çeşitli hediyelik eşyalar yapan emekli öğretmen Erdoğan Özbakır (58), çocuk yaştan itibaren hayatının her aşamasında Nasreddin Hoca ile ilgili çeşitli çalışmalar yaptığını söyledi. Akşehir’de düzenlenen uluslar arası Nasreddin Hoca festivallerinde 9 kez temsili olarak Nasreddin Hoca’yı canlandırdığını ifade eden Özbakır, ‘’Nasreddin Hocayı temsili olarak benden fazla canlandıran yok. Nasreddin Hoca’yı ve mesajlarını konu edinen kitabım yayımlandı. Kurduğum atölyede Nasreddin Hoca ile ilgili ahşap, cam ve bakırdan biblo, tablo, kalemlik, anahtarlık gibi çeşitli el san'atı ürünler yapıyorum’’ dedi. Akşehir’deki Nasreddin Hoca türbesi girişindeki hediyelik eşya satışı yapan büfenin sahibi Ahmet Akça da Nasreddin Hoca Türbesini ziyarete gelen turistlerin tersine işleyen saate büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Akça, saati görenlerin ilk etapta çok şaşırdığını, sonra da işleyişini anladıktan sonra gülümsediğini sözlerine ekledi.

/ Akşehir

16.07.2008


 

Yeşil Vagon, 4 ilde 80 öğretmene ulaştı

Bölgesel Çevre Merkezi (REC), Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı işbirliğinde yürütülen ve BOSCH Ev Aletleri’nin desteği ile gerçekleştirilen Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi kapsamında yola çıkan Yeşil Vagon, Malatya, Elazığ, Muş, Van ilerine uğrayarak 2008 yılı rotasını tamamladı.

Yeşil Vagon’da eğitim gören toplam 80 öğretmen, aldıkları Yeşil Kutu eğitimlerini 1600 öğretmene daha aktarmayı hedefliyor. Yeşil Kutu eğitimleri, bu öğretmenler aracılığıyla yaklaşık 150.000 adet öğrenciye ulaşmayı amaçlıyor. Yeşil Kutu, öğrencilerin çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma konularında bilgilerini ve farkındalıklarını arttırmalarına yardımcı olacak çok yönlü bir eğitim seti. Proje kapsamında Yeşil Kutu’yu nasıl kullanacakları konusunda eğitilen öğretmenler daha sonra, gelecek nesillerin çevreye duyarlı vatandaşlar olarak yetiştirilmesi amacıyla 10-14 yaş grubundaki ilköğretim öğrencilerine ulaşarak eğitim veriyorlar. Öğretmen eğitimleri iki metodla gerçekleştiriliyor; öğretmenler 4 ildeki sabit eğitim noktalarında veya proje kapsamında Yeşil Vagon’a dönüştürülen T.C.D.D. Konferans Vagonu’nun duracağı 8 ilde Yeşil Kutu’nun eğitim programlarında ne şekilde kullanılacağı konusunda eğitiliyorlar. 2008 yılı için öngörülen Malatya, Elazığ, Muş, Van’daki eğitimlerini tamamlayan Yeşil Vagon, 10 Nisan 2009’da yeniden yola çıkacak ve Yozgat, Niğde, Mersin ve Adana illerinde öğretmenlerle buluşacak.

Seyhan Şentürk / İstanbul

16.07.2008


 

İran ile ABD arasında flört

İRAN, ABD’nin istemesi halinde bu ülkeyle diplomatik ilişki kurulabileceğini bildirdi.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, devlet televizyonuna verdiği mülâkatta, ABD’nin ön şartsız ve eşit şartlarda diyalog talebine olumlu cevap vereceklerini söyledi.

Ahmedinejad, “resmen tanımadıkları ve gayrimeşrû devlet ilân ettikleri İsrail dışında bütün ülkelerle ilişkileri geliştirmeye önem verdiklerini” kaydetti. ABD’nin Tahran’da bir “maslahatgüzarlık bürosu” açma planını değerlendiren Ahmedinejad, “Henüz resmî bir talepte bulunulmuş değil, ancak böyle bir isteğe olumlu yaklaşırız” dedi.

İran Cumhurbaşkanı, ABD’deki başkanlık seçimlerinin ardından Beyaz Saray’ın yeni sahibinin İran ile yapıcı ilişki kurmak isteyeceğini tahmin ettiğini kaydetti. İran ile ABD arasında yaklaşık 30 yıldır doğrudan diplomatik ilişki bulunmuyor. ABD, İran’daki menfaatlerini İsviçre’nin Tahran Büyükelçiliği aracılığıyla gözetiyor. Bu ararada, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad da Bush sonrasında İsrail ile barışa ağırlık vereceklerini ve Amerikan idaresinin de sürece dahi edilmesini isteyeceklerini belirtmişti. Nejad’dan önce İran Dışişlieri Bakanı Muttaki de ABD ile diplomatik ilişki kurabileceklerini ilân etmişti.

Dış Haberler Servisi / Tahran

16.07.2008


 

Obama’nın, çekilmek için Türkiye’ye ihtiyacı olacak

ABD’DE Demokrat Parti Florida Milletvekili Robert Wexler, Demokrat Parti’nin başkan adaylığını garantileyen Barack Obama’nın ABD Başkanı olduğu takdirde ilk hedefinin Irak’tan güvenli bir şekilde asker çekmek olacağını ve bunun için de Türkiye ile işbirliğine ihtiyaç duyduğunu söyledi.

ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Türk dostluk grubunun kurucularından olan Wexler, piyasaya yeni çıkan “Fire Breathing Liberal” adlı kitabını, Türk asıllı Amerikalıların katıldığı bir toplantıyla tanıttı ve imzaladı.

Toplantıda konuşan Wexler, ABD Başkanı George W. Bush yönetiminin, Irak Savaşı’nda tek yanlı bir tutum alarak Türkiye’nin tepkisini topladığını ve Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verildiğini savunurken, Obama döneminde bunun değişeceğini ve Türk-Amerikan ilişkilerinin olumlu yönde ilerleyeceğini söyledi.

Yıllardır kendisini Türk-Amerikan ilişkilerinin ilerlemesine adadığını söyleyen Wexler, Obama’nın ilk dış politika önceliğinin, Irak’tan güvenli bir şekilde Amerikan askerlerinin çekilmesi olduğuna işaret etti.

Wexler, “150 bin Amerikan askerini Irak’tan güvenli bir şekilde çıkarmak için Türkiye ile işbirliği yapmamız gerekecek” dedi. Wexler, Obama döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin sadece iyi gitmekle kalmayacağını, çok ilerleyeceğini kaydetti. Wexler Obama’nın, Bush yönetimi gibi “tek taraflı” kararlar almayacağını, BM ve NATO’nun rolüne saygı göstereceğini belirtti ve “Bence Obama dönemi, Türk-Amerikan ilişkilerinde çok olumlu bir dönem olacak” dedi. ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Türk dostluk grubu üyelerinin saysının her geçen gün arttığına dikkat çeken Wexler, “On yıl sonra bu rakam 78 değil 178 olur” dedi.

ABD Temsilciler Meclisi’nin 435 sandalyesi bulunuyor. Robert Wexler, herkesin, Musevi lobisinin ABD’de çok iyi organize olmasıyla ilgili yorum yaptığını belirterek, bir gün Türk Amerikalıların da bunu başarmasının mümkün olduğunu kaydetti.

Wexler’ın yeni çıkan kitabında, Irak Savaşı öncesinde ABD Savunma Bakan yardımcılarından Paul Wolfowitz’in Türkiye’ye, “ya bizdensiniz ya da bize karşı” sözleriyle Türkiye’ye ültimatom verdiği savunuluyor. Wexler, zamanın Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal’in, savaştan önce, Irak’ta mezhep kavgasına karşı uyardığını da söyledi.

/ Washington

16.07.2008


 

Frankfurter Allgemeine gazetesinin yorumu: ‘Türkiye’de, İslâmileşme belirtisi yok’

ALMAN “Frankfurter Allgemeine” gazetesi, Türkiye’deki gelişmeler hakkında yayımladığı yorumda, ülkenin İslâmileşeceğine dair bir belirtinin olmadığını yazdı.

“Türk turbulansları” başlığıyla yayınlanan yorumda, “1990’lı yılların İslâmcılarının” günümüzde “muhafazakâr İslâmcı demokrat” oldukları savunularak, “Ülkenin İslâmileşeceğine dair bir belirti yok” görüşünü savundu. Türkiye’de, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın reformlarını sürdürdüğü savunulan AKP’nin politikalarının değil, dinî hayat tarzının ve bu tarzın yönetim kadrolarına girmesinin tartışıldığı ifade edilen yorumda, “Bir demokrasi bunu kaldırabilir” ifadesi kullanıldı. Yorumda ayrıca, AKP’nin kapatılması ve “Ergenekon” dâvâlarının, Türkiye’deki demokrasi için önemli bir sınav olacağı kaydedildi. Öte yandan, gazetede yayınlanan bir haberde de ‘’Ergenekon’’ dâvâsına yer verilerek, yargılanan 86 kişiden 11’inin, aralarında 2 generalin de bulunduğu emekli subay ve astsubay olduğuna dikkat çekildi. “Die Welt” ve “Berliner Morgenpost” gazeteleri de “Egenekon soruşturması”na ilişkin haberler verdiler.

/ Berlin

16.07.2008


 

Irak’ta askerî merkeze saldırı

IRAK'TA El Kaide’nin kalesi Bakuba’nın doğusunda bir asker alma merkezine düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin sayısının 28’e yükseldiği bildirildi.

Emniyetten adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Bakuba’nın 10 km doğusunda bulunan Irak ordusuna ait “Saad” asker alma merkezinde iki intihar komandosu tarafından düzenlenen saldırıda 28 kişinin öldüğünü, yaralı sayısının 57 olduğunu söyledi. Bakuba’daki bir subay da ölü sayısını doğrulayarak, ölenler arasında askerlerin bulunduğunu açıkladı. Merkezi Bakuba olan ve Irak’ın en tehlikeli yerlerinden birisi olarak kabul edilen Diyala bölgesi son bir yıl içinde El Kaide ile bu örgütle mücadeleye başlayan eski Sünnî direniş komiteleri “Sehva” arasındaki kanlı çatışmalara sahne oluyor.

/ Bakuba

16.07.2008


 

Irak bayrağı yarışmayla seçilecek

IRAK, ülkenin yeni bayrağını seçmek için yarışma düzenlendiğini, ülke içinde olsun olmasın bütün Iraklıların yarışmaya katılabileceğini açıkladı.

Milletvekili Müfid El Cezayiri, desinatör, san'atçı ve ilgilenen herkesin tasarısını sunmak için Eylül sonuna kadar zamanı bulunduğunu, bundan sonraki süreçte bir komisyon tarafından belirlenecek 3 tasarının parlamentoda oylanacağını belirtti. Cezayiri, parlamentodaki oylamanın bu yıl sonuna kadar yapılacağını kaydetti. Irak parlamentosu, bu yıl başında bayraktan devrik Baas Partisini simgeleyen 3 yıldızın kaldırılmasına karar vermişti.

/ Bağdat

16.07.2008


 

İsrail-Hizbullah takası tamam

İSRAİL kabinesi, Hizbullah örgütüyle esir değişimi anlaşmasını onayladı. Anlaşma gereğince, İsrail, 2 askerinin karşılığında 5 Lübnanlı gerillayı serbest bırakacak.

İsrail Başbakanı Ehud Olmert, İsrailli iki askerin sağlık durumlarının çok kötü olduğunu söylemişti. İsrail’de muhalefet, askerlerin ölmüş olabileceği, İsrail’e cesetlerinin teslim edilebileceği ihtimali üzerine anlaşmaya tepki gösteriyor. Yetkililer, anlaşmaya 25 kabine üyesinden sadece 3’ünün karşı çıktığını söyledi. İsrail-Lübnan sınırında yapılacak esir değişimine hazırlık amacıyla Mahir Kurani, Muhammed Surur, Hüseyin Süleyman ve Kadir Zeydan, 2006’daki Lübnan savaşından bu yana tutuldukları cezaevinden, 5. tutuklu Semir Kantar’ın bulunduğu cezaevine nakledildi. Kantar, 1979 yılında İsrail’in kuzeyindeki Nehariye’de düzenlenen baskın sırasında bir polis memurunu, bir sivili ve sivilin 4 yaşındaki kızını öldürmekten suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Alman istihbarat yetkilisinin arabuluculuğunda yapılan anlaşma gereği İsrail, ayrıca ülkeye sızmak isterken öldürülen 200 kadar Arabın cesedini iade edecek.

/ Kudüs

16.07.2008


 

Enver İbrahim hakkında tutuklama fezlekesi

Malezya muhalefet lideri Enver İbrahim hakkında, “fiilî livata” suçlamasıyla açılan soruşturma çerçevesinde tutuklama kararı çıkarıldı.

Enver’in avukatı Sankara Nair, polisin kendisine, Enver’in dâvâda “şüpheli” olduğunu bildiren ve muhalefet liderinin yarın sabah TSİ 09.00’da karakolda olmasını isteyen bir mektubu faksladığını söyledi. Resmî mektupta, “müvekkiliniz hakkında tutuklama kararı çıkarıldı” deniliyor. Enver, eski bir erkek yardımcısı tarafından yöneltilen suçlamaların, hükümeti düşürmesini engellemek için yapılan siyasî bir oyun olduğunu savunuyor.

/ Kuala Lumpur

16.07.2008


 

İran, yeni bir tatbikata hazırlanıyor

İRAN'IN yeni bir askerî tatbikata hazırlandığı bildirildi.

İran Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Ahmed Mikani, yakın gelecekte büyük bir hava tatbikatı düzenleyeceklerini bildirdi. Tuğgeneral Mikani, İran’ın hava savunma gücünü ve caydırıcılığını göstermeyi hedefleyen tatbikatın savunma kabiliyetini arttıracağını söyledi. İran Devrim Muhafızları Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri geçen hafta Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda 6 günlük bir tatbikat yapmışlardı. Tatbikatta 170 ila 2000 bin kilometre menzilli füzeler denenmişti.

/ Tahran

16.07.2008


 

Rusya, Suudi Arabistan’la askerî işbirliği anlaşması imzaladı

RUSYA ile Suudi Arabistan arasında askerî teknik alanında işbirliği yapılmasını öngören anlaşma imzalandı.

Moskova’da bir araya gelen Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve Suudi Arabistan Prensi Bandar bin Sultan iki ülke arasında askeri teknik işbirliği anlaşmasına imza attı. İmza töreni sırasında bir konuşma yapan Prens Bandar bin Sultan, anlaşmanın ikili ilişkilerin daha da arttırılmasına hizmet edeceğini ifade etti. Bandar bin Sultan, “Rusya-Suudi Arabistan ilişkileri, siyasî, ekonomik, enerji, güvenlik, askerî ve ayrıca da teknoloji ve kültür alanlarında gelişmekte. İmzalanan bu askerî teknik anlaşması da ikili ilişkilerin arttırılmasına hizmet edecektir” dedi.

/ Moskova

16.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör