Ergenekon iddianamesinde 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheliye yöneltilen suçlamalar: silâhlı terör örgütü kurmak ve yönetmek; terör örgütüne üye olmak, yardım etmek; cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs; hükümete karşı halkı isyana tahrik; patlayıcı madde bulundurmak, atmak, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak, bu suçlara azmettirmek..
YÖNETİCİLERE TOPLU SUÇLAMA
Sanıkların “devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek, askeri itaatsizliğe teşvik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek”le de suçlandıklarını açıklayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan, diğerlerinin ise sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetine göre cezalandırılmalarının talep edildiğini bildirdi.
Terör, tahrik, isyan
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ‘’Ergenekon Soruşturması’’na ilişkin iddianamenin tamamlanarak mahkemeye sunulduğunu bildirdi. İddianamede 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheliye "silâhlı terör örgütü kurmak ve yönetmek; cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs; hükümete karşı halkı isyana tahrik..." suçları yöneltiliyor.
Başsavcı Engin, ‘’Ergenekon’’ soruşturmasına ilişkin iddianamenin 2 bin 455 sayfadan oluştuğunu ve 441 klasör ekleri bulunduğunu ifade etti. Başsavcı Engin, 48’i tutuklu 38’i tutuksuz 86 şüpheli hakkında, ‘’silahlı terör örgütüne üye olmak’’, ‘’silahlı terör örgütüne yardım etmek’’, ‘’cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik’’, ‘’patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek’’, ‘’Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek’’, ‘’devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek’’, ‘’askeri itaatsizliğe teşvik’’, ‘’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’’ ve benzeri suçlardan iddianame düzenlendiğini kaydetti.
SORUŞTURMA 3 SAVCI TARAFINDAN YAPILDI
Başsavcı Engin, ihbar üzerine 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye’de bir evde ele geçirilen patlayıcı maddelerle ilgili olarak soruşturma başlatıldığını hatırlattı. Olaya ilişkin operasyonlar sonucunda elde edilen belge ve deliller sebebiyle soruşturmanın genişleyerek sürdüğünü ifade eden Engin, soruşturmanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde belirtilen suçlara bakmakla görevli ve yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin görevlendirilmesiyle ve gözetiminde aynı birimde görevli 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından yapıldığını kaydetti. Soruşturmanın tamamlanan bölümüne ilişkin, soruşturmayı yürüten 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlendiğini belirten Başsavcı Engin, iddianamenin yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili tarafından incelenerek, onaylandıktan sonra diğer soruşturmalarda olduğu gibi UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak dün itibariyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tevzi edildiğini bildirdi.
“MAHKEME HENÜZ İDDİANAMEYE İLİŞKİN KARAR VERMEDİ’’
İddianamenin tevzi edildiği mahkeme tarafından kabulü veya iadesi konusunda henüz bir karar verilmediğini ve tensibinin yapılmamış olduğunu belirten Başsavcı Engin, bu sebeple yasal gizliliğin ve kısıtlama kararının halen devam ettiğini ifade etti. Başsavcı Engin, ‘’Kamuoyunun haklı beklentisini karşılamak ve spekülasyonlara sebebiyet vermemek amacıyla basın açıklamasında belirtilen konular dışında bu aşamada iddianame ve dava ile ilgili ayrıntılı açıklama yapmanın imkanının bulunmadığını’’ söyledi. Başsavcı Engin, iddianamenin içeriğini ayrıntılı olarak öğrenebilmenin ancak ilgili mahkeme tarafından iddianamenin kabulüne karar verilmesiyle mümkün olabileceğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’1 Temmuz 2008 tarihinde yapılan operasyon dışında kalan ve yukarıda ifade edilen kapsamda soruşturması tamamlanan 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheli hakkında silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, silahlı terör örgütüne yardım etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı isyana tahrik, patlayıcı madde bulundurmak, atmak, bu suçlara azmettirmek, Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek, askeri itaatsizliğe teşvik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlarından kamu davası açıldığı, ayrıca bu soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadeleri alınmış bulunan 36 kişi hakkında ise kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.’’
YÖNETİCİLERE TOPLU SUÇLAMA
İddianamede yer alan ve belirtilen suçlarla ilgili birkaç hususu açıklamayı gerekli bulduğunu ifade eden Başsavcı Engin, haklarında dava açılan şüphelilerden her birine bu suçların tamamının isnat edilmediğini vurguladı.
Engin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220/5. maddesinde yer alan ‘’örgüt yöneticileri örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır’’ hükmü dikkate alınarak, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan da cezalandırılmalarının, yönetici konumunda olmayan diğer şüphelilerin ise sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetlerine göre cezalandırılmalarının talep edildiğinin anlaşıldığını kaydetti.
KLASİK TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL
Başsavcı Engin, iddianamede ifade edilen ‘’terör örgütü’’nün, herkesin bildiği klasik anlamda ‘’bölücü’’ veya ‘’ideolojik’’ terör örgütü olmadığını belirtti. Engin, ‘’Terör tanımı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde yer almıştır. Bu maddede bölücü ve ideolojik terör örgütlerinin amaçlarını ifade eden tanımın yanında, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini ve kamu düzenini bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi ve kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylem de terör suçu olarak kabul edilmiştir’’ diye konuştu.
“BİLGİ KİRLİLİĞİ” YAŞANDI
Soruşturmanın başladığı tarihten itibaren yazılı ve görsel basında örneğine çok az rastlanan bir yoğunlukta soruşturmaya ilişkin bir kısmı gizli olan belge ve bilgilerin yayınlanması suretiyle soruşturmasının gizliliğini ihlal edici yayın ve yorumlar yapıldığını kaydeden Engin, kamuoyunu bilgilendirmenin elbette basının en başta gelen görevi olduğunu ancak bu yayın ve yorumların çok büyük bir bölümünün gerçek dışı olduğunu ifade etti.
Bu yayınların ciddi boyutlarda ‘’bilgi kirliliğine’’ sebebiyet verdiğini ve kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini dile getiren Engin, ‘’Bir çoğu doğru olmayan bu bilgiler, çeşitli kişi ve gruplar tarafından da yanlış yorumlandığı için kamuoyunda yanlış beklentilere yol açmakta, soruşturmanın selametini, şüphelilerin özel yaşam ve temel haklarını ihlal etmekte ve yargı aleyhine de ağır eleştirilere sebebiyet vermektedir’’ diye konuştu.
Başsavcı Engin, basın ve kamuoyundan, gerek devam eden soruşturma safhasında, gerek bundan sonraki yargılanama safhasında, yetkililerin açıklamaları dışındaki bilgilere itibar etmemelerini, soruşturma ve yargılama ile ilgili gereken hassasiyeti göstermelerini istedi.
“ERGENEKON” İSMİNİ ZANLILAR VERDİ
Basın açıklamasının ardından, gazetecilerin sorularını da cevaplayan Başsavcı Aykut Cengiz Engin, ‘’Örgütün adı var mı?’’ şeklindeki soruya, ‘’Bu örgüt ismi, soruşturmayı yapan savcılarımız tarafından konulmuş bir isim değildir. Zira Cumhuriyet Savcılarının yapmış bulundukları soruşturmalarda herhangi bir isim konulmaz. Böyle bir uygulama söz konusu değildir. İddianamede yer alan ve kamuoyunda ‘Ergenekon’ olarak vasıflandırılan bu isim, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olarak iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri bir isimdir. Bu itibarla bu şekilde zikredilmiştir’’ cevabını verdi.
AÇIKLAMADAN NOTLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, açıklamayı yazılı metinden okudu. Açıklama sırasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı hazır bulundu. Açıklamayı sabah erken saatlerden itibaren adliyeye gelen çok sayıda basın mensubu izledi. Gazeteciler arasında zaman zaman izdiham ve tartışmalar yaşandı. Yurt dışından basın mensuplarının da ilgi gösterdiği açıklamayı, birçok televizyon kuruluşu canlı yayımladı. Açıklama sırasında güvenlik güçleri adliye çevresinde güvenlik önlemi aldı.
|