|
|
|
Neden bu kadar uzadı? |
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, iddianamenin hazırlanmasının bu kadar uzun sürmesini, “soruşturmanın çok kapsamlı olması ve şüpheli sayısının fazlalığı, teknik ve fizikî takipler ve aramalarda elde edilen yüz binlerce sayfa belge ve dokümanların yeni operasyonları gerektirmesi, bunların incelenmesi ve tasnifi, elde edilen belgelerle ilgili olarak yazışma yapılan kurumlardan cevapların beklenmesi” gibi sebeplerle açıkladı.
Başsavcı Engin, şunları kaydetti: ‘’1 Temmuz 2008 tarihinde yapılan operasyon ve bir kısım tutuklu şüphelilerle ilgili olarak soruşturma devam etmekte olup, soruşturma tamamlandığında ayrıca yasal gereği takdir edilecektir. Bir bölümü tamamlanan soruşturmayla ilgili olarak basın ve yayın organlarından ve kamuoyundan en fazla eleştiri konusu olan hususlardan biri de iddianamenin düzenlenmesinin bir yılı aşan bir süreyi almasıdır. Bu konuda görevli olup iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcılarından aldığımız bilgilere göre, soruşturmanın çok kapsamlı olması ve şüpheli sayısının fazlalığı, teknik ve fiziki takipler ve aramalarda elde edilen yüz binlerce sayfa belge ve dokümanların yeni operasyonları gerektirmesi, bunların incelenmesi ve tasnifi, elde edilen belgelerle ilgili olarak yazışma yapılan kurumlardan cevapların beklenmesi, özellikle yeni CMK hükümleri gereğince iddianamenin düzenlenmesi için soruşturmaya esas teşkil eden tüm delillerin toplanmasının gerekli olması, bu belge ve delillerin değerlendirilmesinin uzun süreleri kapsaması ve nihayet 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan bir iddianamenin tanzimi ve yazılması gibi zorunlu sebeplerle davanın açılması bugüne kadar uzamıştır.’’
Bu süre içerisinde tutuklu şüphelilerin itiraz ve talepleri doğrultusunda ayrıca Cumhuriyet Savcılarının başvuruları sebebiyle tüm şüphelilerin tutukluluk hallerinin yetkili mahkeme tarafından en geç birer aylık sürelerle ve defalarca incelendiğini belirten Başsavcı Engin, şüphelilerin tutukluluk hallerinin bugüne kadar yetkili ve görevli mahkeme kararları uyarınca sürdürüldüğünü anlattı.
|
15.07.2008
|
|
|
DANIŞTAY SALDIRISI DA VAR |
Ergenekon iddianamesinde 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheliye yöneltilen suçlamalar: silâhlı terör örgütü kurmak ve yönetmek; terör örgütüne üye olmak, yardım etmek; cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs; hükümete karşı halkı isyana tahrik; patlayıcı madde bulundurmak, atmak, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak, bu suçlara azmettirmek..
YÖNETİCİLERE TOPLU SUÇLAMA
Sanıkların “devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek, askeri itaatsizliğe teşvik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek”le de suçlandıklarını açıklayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan, diğerlerinin ise sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetine göre cezalandırılmalarının talep edildiğini bildirdi.
Terör, tahrik, isyan
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ‘’Ergenekon Soruşturması’’na ilişkin iddianamenin tamamlanarak mahkemeye sunulduğunu bildirdi. İddianamede 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheliye "silâhlı terör örgütü kurmak ve yönetmek; cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs; hükümete karşı halkı isyana tahrik..." suçları yöneltiliyor.
Başsavcı Engin, ‘’Ergenekon’’ soruşturmasına ilişkin iddianamenin 2 bin 455 sayfadan oluştuğunu ve 441 klasör ekleri bulunduğunu ifade etti. Başsavcı Engin, 48’i tutuklu 38’i tutuksuz 86 şüpheli hakkında, ‘’silahlı terör örgütüne üye olmak’’, ‘’silahlı terör örgütüne yardım etmek’’, ‘’cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik’’, ‘’patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek’’, ‘’Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek’’, ‘’devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek’’, ‘’askeri itaatsizliğe teşvik’’, ‘’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’’ ve benzeri suçlardan iddianame düzenlendiğini kaydetti.
SORUŞTURMA 3 SAVCI TARAFINDAN YAPILDI
Başsavcı Engin, ihbar üzerine 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye’de bir evde ele geçirilen patlayıcı maddelerle ilgili olarak soruşturma başlatıldığını hatırlattı. Olaya ilişkin operasyonlar sonucunda elde edilen belge ve deliller sebebiyle soruşturmanın genişleyerek sürdüğünü ifade eden Engin, soruşturmanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde belirtilen suçlara bakmakla görevli ve yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin görevlendirilmesiyle ve gözetiminde aynı birimde görevli 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından yapıldığını kaydetti. Soruşturmanın tamamlanan bölümüne ilişkin, soruşturmayı yürüten 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlendiğini belirten Başsavcı Engin, iddianamenin yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili tarafından incelenerek, onaylandıktan sonra diğer soruşturmalarda olduğu gibi UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak dün itibariyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tevzi edildiğini bildirdi.
“MAHKEME HENÜZ İDDİANAMEYE İLİŞKİN KARAR VERMEDİ’’
İddianamenin tevzi edildiği mahkeme tarafından kabulü veya iadesi konusunda henüz bir karar verilmediğini ve tensibinin yapılmamış olduğunu belirten Başsavcı Engin, bu sebeple yasal gizliliğin ve kısıtlama kararının halen devam ettiğini ifade etti. Başsavcı Engin, ‘’Kamuoyunun haklı beklentisini karşılamak ve spekülasyonlara sebebiyet vermemek amacıyla basın açıklamasında belirtilen konular dışında bu aşamada iddianame ve dava ile ilgili ayrıntılı açıklama yapmanın imkanının bulunmadığını’’ söyledi. Başsavcı Engin, iddianamenin içeriğini ayrıntılı olarak öğrenebilmenin ancak ilgili mahkeme tarafından iddianamenin kabulüne karar verilmesiyle mümkün olabileceğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’1 Temmuz 2008 tarihinde yapılan operasyon dışında kalan ve yukarıda ifade edilen kapsamda soruşturması tamamlanan 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheli hakkında silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, silahlı terör örgütüne yardım etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı isyana tahrik, patlayıcı madde bulundurmak, atmak, bu suçlara azmettirmek, Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek, askeri itaatsizliğe teşvik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlarından kamu davası açıldığı, ayrıca bu soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadeleri alınmış bulunan 36 kişi hakkında ise kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.’’
YÖNETİCİLERE TOPLU SUÇLAMA
İddianamede yer alan ve belirtilen suçlarla ilgili birkaç hususu açıklamayı gerekli bulduğunu ifade eden Başsavcı Engin, haklarında dava açılan şüphelilerden her birine bu suçların tamamının isnat edilmediğini vurguladı.
Engin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220/5. maddesinde yer alan ‘’örgüt yöneticileri örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır’’ hükmü dikkate alınarak, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan da cezalandırılmalarının, yönetici konumunda olmayan diğer şüphelilerin ise sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetlerine göre cezalandırılmalarının talep edildiğinin anlaşıldığını kaydetti.
KLASİK TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL
Başsavcı Engin, iddianamede ifade edilen ‘’terör örgütü’’nün, herkesin bildiği klasik anlamda ‘’bölücü’’ veya ‘’ideolojik’’ terör örgütü olmadığını belirtti. Engin, ‘’Terör tanımı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde yer almıştır. Bu maddede bölücü ve ideolojik terör örgütlerinin amaçlarını ifade eden tanımın yanında, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini ve kamu düzenini bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi ve kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylem de terör suçu olarak kabul edilmiştir’’ diye konuştu.
“BİLGİ KİRLİLİĞİ” YAŞANDI
Soruşturmanın başladığı tarihten itibaren yazılı ve görsel basında örneğine çok az rastlanan bir yoğunlukta soruşturmaya ilişkin bir kısmı gizli olan belge ve bilgilerin yayınlanması suretiyle soruşturmasının gizliliğini ihlal edici yayın ve yorumlar yapıldığını kaydeden Engin, kamuoyunu bilgilendirmenin elbette basının en başta gelen görevi olduğunu ancak bu yayın ve yorumların çok büyük bir bölümünün gerçek dışı olduğunu ifade etti.
Bu yayınların ciddi boyutlarda ‘’bilgi kirliliğine’’ sebebiyet verdiğini ve kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini dile getiren Engin, ‘’Bir çoğu doğru olmayan bu bilgiler, çeşitli kişi ve gruplar tarafından da yanlış yorumlandığı için kamuoyunda yanlış beklentilere yol açmakta, soruşturmanın selametini, şüphelilerin özel yaşam ve temel haklarını ihlal etmekte ve yargı aleyhine de ağır eleştirilere sebebiyet vermektedir’’ diye konuştu.
Başsavcı Engin, basın ve kamuoyundan, gerek devam eden soruşturma safhasında, gerek bundan sonraki yargılanama safhasında, yetkililerin açıklamaları dışındaki bilgilere itibar etmemelerini, soruşturma ve yargılama ile ilgili gereken hassasiyeti göstermelerini istedi.
“ERGENEKON” İSMİNİ ZANLILAR VERDİ
Basın açıklamasının ardından, gazetecilerin sorularını da cevaplayan Başsavcı Aykut Cengiz Engin, ‘’Örgütün adı var mı?’’ şeklindeki soruya, ‘’Bu örgüt ismi, soruşturmayı yapan savcılarımız tarafından konulmuş bir isim değildir. Zira Cumhuriyet Savcılarının yapmış bulundukları soruşturmalarda herhangi bir isim konulmaz. Böyle bir uygulama söz konusu değildir. İddianamede yer alan ve kamuoyunda ‘Ergenekon’ olarak vasıflandırılan bu isim, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olarak iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri bir isimdir. Bu itibarla bu şekilde zikredilmiştir’’ cevabını verdi.
AÇIKLAMADAN NOTLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, açıklamayı yazılı metinden okudu. Açıklama sırasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı hazır bulundu. Açıklamayı sabah erken saatlerden itibaren adliyeye gelen çok sayıda basın mensubu izledi. Gazeteciler arasında zaman zaman izdiham ve tartışmalar yaşandı. Yurt dışından basın mensuplarının da ilgi gösterdiği açıklamayı, birçok televizyon kuruluşu canlı yayımladı. Açıklama sırasında güvenlik güçleri adliye çevresinde güvenlik önlemi aldı.
|
/ İstanbul
15.07.2008
|
|
|
Şimdi sıra mahkemede |
Başsavcı Engin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen 2 bin 455 sayfalık iddianamenin 15 günlük yasal inceleme süresi olduğunu belirterek, mahkemenin dâvâyı kabul edip etmeyeceğinin bu sürenin sonunda belli olacağını söyledi.
Başsavcı Engin, başka bir soru üzerine, ‘’İddianame mahkemeye tevdi edilmiştir. Yasal süresi 15 gündür ancak mahkemenin ne kadar sürede inceleyeceği onun takdiridir. Biz onu bilemeyiz’’ diye konuştu. Engin, basın mensuplarının bazı sorularını ise cevaplamadı.
|
15.07.2008
|
|
|
Darbe günlükleri iddianamede yok |
Geçen yıl Nokta dergisinde ''Darbe günlükleri'' adı altında yayınlanan iddialarla ilgili olarak Başsavcı Engin, bunların gerek soruşturmanın tamamlanmış olan bu bölümünün, gerekse 1 Temmuz günü yapılan operasyonun kapsamı dışında kaldığını söyledi.
Geçen yıl bir dergide ‘’Darbe Günlükleri’’ adı altında yayımlanan iddialara da değinen Engin, bu iddialarla ilgili gerek soruşturmanın tamamlanan bu bölümünde gerekse 1 Temmuz 2008’de yapılan operasyonun bu iddiaların kapsamı dışında kaldığını söyledi. Engin, ‘’Başka bir deyişle, bu iddialarla, yani bir dergide yayımlanan ‘Darbe Günlükleri’ adı altındaki iddialarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şu aşamaya kadar herhangi bir soruşturma yapılmamıştır’’ dedi.
|
15.07.2008
|
|
|
Askerî savcı belge istedi |
Ergenekon iddianamesinin açıklanmasından sonra Genelkurmay Askerî Savcılığının harekete geçerek, tutuklu sanıklar Emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'la ilgili belgeleri İstanbul Cumhuriyet Savcılığından talep ettiği bildirildi.
|
15.07.2008
|
|
|
Üç tersaneye kilit vuruldu |
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin tesbitleri sonucu, Tuzla Tersaneler Bölgesinde faaliyet gösteren, işçi ölümleriyle gündeme gelen üç tersane eksikliklerini giderene kadar kapatıldı. Müfettişler söz konusu tersanelerde, “tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin hayatı için tehlikeli hususlar” tesbit ettiler.
Çalişma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin tespitleri sonucu, Tuzla Tersaneler Bölgesinde faaliyet gösteren 3 tersane eksikliklerini giderene kadar kapatıldı. Alınan bilgiye göre, tersanelerdeki iş sağlığı ve güvenliği koşullarına yönelik denetim yapan müfettişler, ‘’tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin yaşamı için tehlikeli hususlar tespit edilen’’ Şaban Kasap-Şahin Teknecilik, Mengi-Yay Yatçılık şirketi ve GESA Gemi AŞ tersanelerinin kapatılması yönünde görüş bildirdi. Bölge çalışma müdürü, müfettişler, işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan komisyonlar tarafından yapılan değerlendirmeler sonunda, 9 Temmuzda iş yerlerinin müfettiş raporlarında belirtilen eksikler giderilinceye kadar kapatılmasına karar verildi. Bu arada, işverenler, iş yerlerinin kapatılmasının ardından yaptıkları yazılı başvuruyla eksikliklerini giderdiklerini belirterek, iş yerlerinin tekrar açılmasını talep ettiler. Halen iş yerlerinde denetimlerini sürdüren müfettişlerin, raporlarda yer alan eksikliklerin giderildiğini bildirmeleri halinde tersaneler tekrar açılacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, yaptığı açıklamada, göreve gelmelerinin ardından Tuzla’ya özel bir önem verdiklerini ve bölgede yaşanan olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi amacıyla denetimlerini aralıksız şekilde sürdürdüklerini söyledi. Bölgede halen bakanlık müfettişlerinin çalışmalarını sürdüğüne anlatan Çelik, ancak tek çözümün teftiş, para cezası ya da kapatma olmadığını vurguladı. Çelik, tersanelerde yaşanan olumsuzların ortadan kaldırılması için başta işçi ve işveren kesimi ile ilgili bakanlıklar olmak üzere herkese görevler düştüğünü ve kimsenin sorumluluktan kaçmaması gerektiğini belirtti.
Çelik, bölgede bu kesimlerin de sorumluluk alanlarını aşan bazı sıkıntılar bulunduğuna işaret ederek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında konuyla ilgili çeşitli kesimlerin katılımıyla yapılan toplantının bu anlamda önemli olduğunu dile getirdi. Bakan Çelik, bu toplantıda sorunun ne olduğunun, nelerden kaynaklandığının, kurumların yetki ve sorumluluklarının ortaya konulup bir dizi karar alındığını ifade etti. Faruk Çelik, bundan sonraki süreçte de bakanlık olarak tersanelerdeki olumsuzlukların giderilmesi için eğitim ve denetim faaliyetlerini aralıksız sürdüreceklerini kaydetti.
|
/ Ankara
15.07.2008
|
|
|
301’den 3 ayda 32 mahkûmiyet |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili 2008 yılının ilk üç ayında sonuçlandırılan 103 dâvâda, 32 kişi hakkında mahkûmiyet, 74 kişi hakkında ise beraat kararı verildiğini bildirdi.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türk Ceza Kanununun (TCK) 301. maddesiyle ilgili 2008 yılının ilk 3 ayında sonuçlandırılan 103 davada, 32 kişi hakkında mahkumiyet, 74 kişi hakkında ise beraat kararı verildiğini bildirdi.
Şahin, MHP Aydın Milletvekili Recep Taner’in TCK’nın 301. maddesinde değişiklik öngören kanun teklifinin TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinde yönelttiği sorulara yazılı olarak cevap verdi. TCK’nın 301. maddesindeki ceza hadlerinde yapılan değişikliğin, suç işleyenlere yeni bir koruma getirmediğini ifade eden Şahin, ‘’Parası olana hakaret imkanı tanınması ya da cezaların yok sayılması’’ gibi bir durumun söz konusu olmadığını da belirtti. Bakan Şahin, ‘’Son 3 yıl içinde TCK’nın 301. maddesi kapsamında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince Hükümet savunması istenilen herhangi bir başvuru bulunmadığını’’ bildirdi. Mahkemelerde TCK’nın 301. maddesiyle ilgili karara bağlanan davalar hakkında bilgi veren Adalet Bakanı Şahin, 2008’in ilk 3 ayında sonuçlandırılan 103 davada, 32 kişi hakkında mahkumiyet, 74 kişi hakkında ise beraat kararı verildiğini açıkladı. Mehmet Ali Şahin, mahkum olan 32 kişiden, 8’ine hapis cezası, 11’ine adli para cezası, 4’üne hapis cezası ve adli para cezası verildiğini; 5’inin hapis cezasının paraya, 1’inin hapis cezasının tedbire çevrildiğini, 3’ün hapis cezalarının da ertelendiğini kaydetti.
|
/ Ankara
15.07.2008
|
|
|
Aşırı yüklü minibüs devrildi: 3 ölü 30 yaralı |
Malatya’da tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu yaralananların sayısının 30 olduğu, kazada ölen 3 çocuk ile yaralıların kimliklerinin belirlendiği bildirildi.
Olay yerinde incelemelerde bulunan Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, gazetecilere yaptığı açıklamada, kaza yapan 15 kişilik minibüse iki katından fazla yolcu alındığını söyledi.
Yapılan denetimlere rağmen aşırı yolcu taşınmasının önüne geçilemediğini belirten Daşöz, şunları kaydetti:’’Kazada maalesef 3 çocuk ölmüş, 30 kişi de yaralanmıştır. Yaralılardan 22’si Beydağı Devlet Hastanesi, 7’si Malatya Devlet Hastanesi, biri de İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine kaldırıldı. Kazanın, aracın tekerinin patlaması sonucu yaşandığı ifade ediliyor. Ancak 15 kişilik minibüse iki katından fazla yolcu alındığı görülüyor. Kazanın buna bağlı olarak gerçekleşmiş olabileceği üzerinde duruluyor.’’ Daşöz, olayda hayatı kaybedenlerin isimlerinin Metin Ulutaş (9), İbrahim Acar (15) ve Sevda Güneş (13) olduğunu bildirdi.
|
/ Malatya
15.07.2008
|
|
|
112 sapıkları kara listede |
ACİL Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Merkezi (ASKOM) Başkanı Dr. Mehmet Akif Güleç, 112 Acil servis hattını sürekli arayarak meşgul edenlere yönelik ‘’kara liste’’ oluşturduklarını bildirdi.
112 Acil servis hattında bu şekilde aramada bulunanların telefon numaralarının kayıtlı olduğunu söyleyen Güleç, kara listeye alınan bu kişilerin telefonlarına cevap verilmediğini söyledi. Aynı zamanda Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı olan ASKOM Başkanı Güleç, günde 25 bin çağrı aldıklarını belirterek, ihbarların en iyi şekilde değerlendirildiğini kaydetti. 112 sapıklarına karşı kara liste oluşturulduğunu bildiren Güleç, bu şekilde asılsız ve servisi meşgul eden aramaların önüne geçildiğini belirtti.
|
/ Ankara
15.07.2008
|
|
|
Klimalar elektrik tüketimini arttırıyor |
KLİMA kullanımının yaygınlaşması sonucu enerji sarfiyatının artması ve kuraklığa bağlı olarak barajlarda enerji üretimi azalması Türkiye’yi elektrik kesintilerine doğru götürüyor.
Uzmanlar, tüketimdeki artış ve üretimdeki düşüşün devamı halinde önümüzdeki 2 yıl içinde yurt çapında elektrik kesintilerine gitmek zorunda kalınacağını belirtiyor. Kayseri ve Civarı Elektrik T.A.Ş Genel Müdürü Şadi Büyükkeçeci, günümüzde elektrik üretiminde arzın talebi ancak karşılayabildiğini söyledi. Enerjide tüketim payının her yıl artmasına karşın üretimin azaldığına dikkat çeken Büyükkeçeci, sıcaklar sonucu klima kullanımının artması ve kuraklık nedeniyle barajların dolmaması nedeniyle TEİAŞ’ın önümüzdeki yıllarda elektrikte kesintiye gidebileceğini ifade etti.
|
/ Kayseri
15.07.2008
|
|
|
Şırnak’ta çatışma: 2 şehit daha |
ŞIRNAK'IN Silopi ilçesi kırsalında terör örgütü PKK mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 1 astsubay ile 1 asker şehit oldu.
Edinilen bilgiye göre, Silopi ilçesinin kırsal kesiminde terör örgütü PKK mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Açılan ateş sırasında astsubay Onur Bakbak (27) ile Jandarma Komanda Er Murat Uzun yaralandı. Şırnak Asker Hastanesi’ne kaldırılan yaralılar kurtarılamadı. Şehitler Onur Bakbak ve Murat Uzun için Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’nda cenaze töreni düzenlendi. Törenin ardından Bakbak’ın cenazesi doğum yeri olan Çorum’a, Uzun’un naaşı ise memleketi Samsun’a gönderildi
ŞEHİT ER UZUN 5 AYLIK ASKERDİ
Şehit Jandarma Komanda Er Murat Uzun’un Ondokuzmayıs ilçesinde oturan ailesine acı haberi eve gelen askeri yetkililer verdi. 5 aylık asker olduğu öğrenilen Uzun’un şehit olduğu haberinin duyulması üzerine eve Türk Bayrağı asılırken, çok sayıda vatandaş da acılı aileye taziye ziyaretinde bulundu. Şehit erin annesi Emine, babası İbrahim ve kız kardeşi Fatma yakınları tarafından teskin edilmeye çalışırken, şehit erin son olarak 2 gün önce ailesiyle telefonda görüştüğü öğrenildi.
|
/ Şırnak
15.07.2008
|
|
|
Devlet, şehitlerine de gazilerine de sahip çıkar |
İSTANBUL Valisi Muammer Güler, ‘’Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir, şehitlerine de gazilerine de sahip çıkar’’ dedi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Gayrettepe’deki yerleşkesinde, İstanbul’da bir üst rütbeye terfi eden personel için tören düzenlendi. Törene katılan Vali Muammer Güler, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile 6 yıldır İstanbul’da görevlerini yürüttüklerini belirterek, kendisiyle ‘’aynı zamanda kader birliği yaptıklarını’’ anlattı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Türkiye’ye örnek olacak çalışmalar ortaya koyduğunu anlatan Güler, İstanbul polisinin, bilgi teknolojisinin gelişiminde de öncü olduğunu belirtti. Törende, bir üst rütbeye terfi eden emniyet mensuplarına, Güler, Cerrah ve bazı 1. Sınıf Emniyet Müdürleri tarafından rütbeleri takıldı. Rütbelerin takılması sırasında terfi edenlere takdir belgeleri de sunuldu. Törenin ardından, terfi eden emniyet mensuplarına, Güler ve Cerrah’ın da katılımıyla bir kokteyl verildi. Emniyetten ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vali Muammer Güler, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu önündeki saldırı ile ilgili soruşturmanın devam ettiğini söyledi. ‘’Saldırıda teröristleri olay yerine getiren aracın şoförünün korsan taksicilik yaptığını’’ söylediğinin ifade edilmesi üzerine, Güler, ‘’Elbette ki onun bazı iddiaları var. Bizim yaptığımız başka tespitler var. Soruşturmanın gizliliği çerçevesinde bunların hepsi devam edecek’’ dedi.
‘’Göreve yeni başladığı için asaleti tasdik olmayan polis memuru Mehmet Önder Saçmalıoğlu’nun yakınlarının şehit haklarından yararlanamayacağına ilişkin iddiaların doğurduğu bilgi kirliliğinden rahatsız olduğunu’’ ifade eden Güler, şöyle konuştu: ‘’3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda hangi süre olursa olsun, bir günlük dahi olsa hem güvenlik görevlilerinin hem de teröre maruz kalan diğer sivil şahıslara bile nakdi tazminat kanunu hükümlerine göre belli oranda tazminat, geride kalanlarına da maaş bağlanacağı hükmü açıktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Şehitlerine de gazilerine de sahip çıkar. Bu bizim en büyük özelliğimizdir. Bu konudaki bilgiler tamamen yanlıştır. Hiçbir araştırma yapılmadan yapılan yayını da yadırgadığımızı ifade etmek isterim.’’
|
/ İstanbul
15.07.2008
|
|
|
Sınırda mayın temizliği sürüyor |
MARDİN'İN Nusaybin ilçesinin sınır kesiminde, Suriye’ye açılacak sınır kapısı için mayın temizleme çalışmaları sürüyor.
AKP Mardin Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Kaymakam Yücel Gemici ve Mardin Belediye Başkanı Metin Pamukçu sınıra giderek Mohris Tepesi ile 2. Hudut Taburu’na bağlı Demirtepe Piyade Karakolu arasında bulunan 200 dekarlık alanda mayın temizliği yapan Tauber firması ekip temsilcisi Mehmet Yılmaz’dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Detlef Jungfermann başkanlığında ‘’mayın faresi’’ olarak tanımladıkları mayın tarama cihazıyla 16 gündür bölgede çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Yılmaz, temizledikleri 100 dekarlık alandan 188 anti-personel, 15 anti-tank ve 1 el bombası çıkarıldığını söyledi. Yılmaz, bunların bir bölümünün patlatıldığını, diğerlerinin ise koruma altına alındığını bildirdi. Milletvekili Yüksel de 200 dekarlık alanın mayınlardan temizlenmesinden sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından sınır kapısı binalarının yapılacağını belirterek, şöyle dedi:‘’Bizim bütün komşularımızla sıfır problemimizin olması, onlarla ticaretimizin artmasını sağlayacaktır. Kendi komşularımızla ilişkilerimizi geliştirerek bölgede ulaşacağımız gücü küresel güce doğru götürmemiz gerekir. Nusaybin’de özellikle mayınların temizlenmesi ve kapının açılacak olmasını, hem Nusaybin hem bölge hem de Türkiye için yeni bir başlangıç olarak kabul ediyoruz. Türkiye- Suriye arasında sınırların belirlenmesi amacıyla 1959 yılında döşenen mayınlardan dolayı birçok insanın geçmiş yıllarda hayatını kaybederken, bu nedenle büyük acılar yaşandı. Uluslararası antlaşmalar gereği bütün ülkeler kendi topraklarında mayın temizleme çalışmaları yapıyor.’’
|
/ Nusaybin
15.07.2008
|
|
|
“Genelkurmay Başkanı orduyu hizaya sokmalı” |
ADALETİ Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanlarının birinci görevinin, milleti değil, orduyu hizaya sokmak olduğunu söyledi.
ASDER Genel Başkanı Tanrıverdi, yaptığı açıklamada, 30 Ağustos 2006 tarihinde emekliye ayrılan, eski Genelkurmay Başkanı E. Orgeneral Hilmi Özkök’ün, kendi dönemine ışık tutan önemli açıklamalarda bulunduğunu söyledi. Basında yer alan açıklamaların Özkök’e ait ise, Silahlı Kuvvetlerin geleceği açısından vahim ikazlar içerdiğini kaydeden Tanrıverdi, “Yaşanan süreçte, eski bir Genelkurmay Başkanının meseleye, demokrasi ve milli irade istikametinde müdahil olması, önemli bir aşama olarak değerlendirilebilir. Ancak, bugünkü müspet davranışlar; TSK’nin siyaset dışı bırakılması için vaktiyle yapılması gerekip de yapılmayan görevlerden dolayı üstlenilmiş olan sorumluluğu ortadan kaldıramaz” dedi. Gelinen noktada geçmiş daha iyi değerlendirilirse, gelecek için daha kalıcı sonuçlara ulaşılacağını kaydeden Tanrıverdi şunları kaydetti: “Bugünün ve geleceğin Genelkurmay Başkanlarının birinci görevi, Silahlı Kuvvetlerimizi siyasete alet etmemek ve Silahlı Kuvvetlerin içinden siyaseti çıkarmak olmalıdır. Devleti milleti ve Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi de, TSK’yı TBMM’nin ve milli iradenin emrine sokarak gerçekleştirilebilir. İftiharla bir noktanın üzerine basmak istiyorum.”
|
Yeni Asya
/ İstanbul
15.07.2008
|
|
|
Bozdağ: Hükümetin müdahalesi yok |
ERGENEKON iddianamesini siyasi partiler farklı değerlendirdi.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ergenekon iddianamesini değerlendirirken, ‘’Hükümetin bu sürece herhangi bir müdahalesi söz konusu değildir. Bunu söyleyenler, süreci mecrasından saptırmak isteyenlerdir. Yargı bağımsızdır, tamamıyla cumhuriyet savcılarının yönettiği bir süreçtir. Hükümetin bu sürece dahil olması mümkün değildir’’ dedi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandı da, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin tarafından açıklanan, ‘’Ergenekon Soruşturması’’na ilişkin belgelerin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilip dava açıldığı takdirde, ‘’İddianame’’ mahiyeti taşıyacağını söyledi. Şandır, “Bu belgelerde sözde darbe günlüklerinin yer almamasını ülkemiz açısında faydalı bulmaktayım. Sayın Başbakanı bu konuda topluma bir açıklama yapmaya davet ediyorum’’ diye konuştu. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay ise ‘’birilerinin, ‘Ergenekon’ soruşturmayla ilgili bilgi servisi yaparak, soruşturmayı yönlendirdiğini ve baskı oluşturduğunu’’ öne sürdü. Okay, ‘’Ergenekon soruşturmasının, gizli tanığa bırakılacak tarafı yok. O zaman kafalarda bunun bir komplo olduğu tescil edilmiş olur’’ iddiasında bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, da hurriyet.com.tr’ye yaptığı açıklama Başsavcı’nın açıklamaları ile bugüne dek bazı basın yayın organlarında yer alan ve adeta bir karalama kampanyasına dönüştürülen belge ve bilgilerin çoğunun yanlış olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek, ‘Şimdi yapılması gereken bütün bu dezenformasyon sürecini kim pompaladı, bunun üzerine gitmek lazım’ dedi.
|
/ Ankara
15.07.2008
|
|
|
Abdüllatif Şener: Başarının ölçüsü oy değil |
YENİ bir siyasi oluşum içinde olduğunu açıklayan eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “Sorunların çözümüne ne kadar katkı sağlarsam kendimi o kadar başarılı göreceğim.Başarının ölçüsü oy potansiyeli değildir” dedi.
Şener, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde “Osmanlı Maliyesinin Şeffaflaşması” adlı kitabının tanıtımı için düzenlenen törene katıldı. Ders verdiği dönem içinde kamuoyunun kendisini “siyasi görüntülerle” tanıdığını ifade eden Şener, akademik dönemin son derece verimli olduğunu, yoğun bir şekilde araştırma ve çalışma yaptığını belirtti. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Şener, “Gittiğiniz illerde gösterilen ilgiyi nasıl buldunuz?” şeklindeki soru üzerine, Ağrı’da ve Konya’da kalabalık araç konvoylarıyla karşılandığını ve bunun dikkat çektiğini ifade etti. Şener, “Kadronuzda belli olan isimler var mı?” sorusuna, karar açıkladığını ancak çalışmalara başlamadığını belirterek, “Onun için kiminle beraber olduğum konusunda şu anda herhangi bir şey söylemek istemiyorum ama beni izlemeye devam edin diyorum” karşılığını verdi. Başarılı ya da başarısız olmayı, oy potansiyelinin ne olduğuyla ilgili olarak hesaplamadığını belirten Şener, şunları kaydetti: “Ben Türkiye’nin yeni bir siyaset tarzına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin bu ihtiyaçlarına ne kadar katkı sağlarsam kendimi o kadar başarılı sayacağım. Başarının ölçüsü oy potansiyeli değildir. Türkiye’deki sorunların çözümüne ne kadar katkı sağlarsam kendimi o kadar başarılı göreceğim.’’
|
/ Ankara
15.07.2008
|
|
|
Gül, Türmen ile yemekte bir araya geldi |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski hakimi, emekli büyükelçi Rıza Türmen ile öğle yemeğinde bir araya geldi.
Çankaya Köşkü’nde basına kapalı gerçekleşen yemek yaklaşık 1,5 saat sürdü. Türmen, Köşk’ten ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül’ün daveti üzerine öğle yemeği yediklerini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı eskiden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne giderken o dönemden kalma bir hukukumuz vardır. Anılarımızı tazeledik” dedi. Cumhurbaşkanı Gül’ün AİHM’deki gelişmeleri yakından izlediğini gördüğünü belirten Türmen, Gül’ün AB sürecine de çok önem verdiğini ifade etti. Kendisinin de bu konudaki bilgi ve tecrübelerini Cumhurbaşkanı Gül’e aktarma fırsatı bulduğunu anlatan Türmen, yemekte küreselleşmenin hukuk üzerindeki etkilerini, Avrupa standartlarını Türkiye’ye getirmenin yollarını konuştuklarını söyledi.
|
/ Ankara
15.07.2008
|
|
|
DP Gediz İlçe Başkanlığına Tüysüz seçildi |
DEMOKRAT Parti (DP) Gediz İlçe Başkanlığına Hüseyin Tüysüz seçildi. DP Gediz İlçe Kongresi, Halk Eğitim Merkezi Salonu’unda partililerin yoğun katılımıyla yapıldı.
DP ile ilgili yapılan sinevizyon gösterisinin Adnan Menderes bölümünde duygulu anlar yaşandı ve merhum Başbakan ve DP’liler, uzun müddet alkışlandı. Soylu ve Çiller’in kutlama mesajı gönderdiği kongrede konuşan DP Kütahya İl Başkanı Atila Palangalı DP’nin iktidarın adayı olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından yapılan seçimlerde, Hüseyin Tüysüz 262 delegenin oyuyla DP Gediz İlçe Başkanlığına seçildi. Tüysüz başkanlığındaki yeni yönetim şu isimlerden oluştu: “Adnan Menderes Yiğiter, Bilal Çetmi, Cafer Güneş, Erkin Aba, Hasan Atalay, İhsan Terzioğlu, Kadir Azmioğlu, Mehmet Bayaslan, Mehmet Sarı, Mehmet Beydemir, Nazif Sın, Necdet Güneş, Osman Aslan, Recep Karabacak, Talip Çetin, Yusuf Cengiz Özçelik, Yakup Şahin, Yakup Yakut.”
|
Yeni Asya
/ Kütahya
15.07.2008
|
|
|
Adana’da çocuklar yüzme öğreniyor, analar ağlamıyor |
Adana Büyükşehir ve merkez ilçe Seyhan Belediyesi tarafından oluşturulan yüzme havuzlarının, kentte yaz aylarında meydana gelen boğulma olaylarını büyük ölçüde azalttığı belirtildi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak,yaptığı açıklamada, özellikle çocukların serinlemek amacıyla girdikleri sulama kanallarında boğulmalarını önlemek üzere şehrin farklı mahallelerinde 4 yıl önce yapmaya başladıkları yüzme havuzu sayısının 34’ü bulduğunu söyledi. Yaz aylarında faaliyet gösteren havuzlarda bugüne kadar 7-15 yaş arasında 51 bin çocuğa yüzme öğretildiğini belirten Durak, bu sezon sonuna kadar da 20 bin çocuğu daha yüzme öğretilmesinin hedeflendiğini ifade etti.
Durak, kurs için kayıt yaptıran çocukların, terlik, şapka, şort, mayo, tişört ve havlu gibi ihtiyaçlarının da belediye tarafından karşılandığını belirterek, ‘’Bu çocuklarımızın yüzme havuzlarına ulaşımı da yine belediyemize ait halk otobüsleri tarafından ücretsiz olarak sağlanıyor’’ dedi.
Yüzme kursları açılmadan önce Adana’nın kavurucu sıcağında sulama kanalları, Seyhan Nehri veya baraj gölünde her yıl serinlemeye çalışan 100’ü aşkın çocuğun özellikle yüzme bilmedikleri için hayatını kaybettiğini hatırlatan Durak, uygulama sayesinde şehirdeki boğulma olaylarının azaldığını bildirdi.
Durak, yüzme bilmeyen çocukların kurslara gönderilmesi konusunda anne ve babalara çağrıda bulundu.
Bu arada, güvenlik görevlileri tarafından can kaybını önlemek amacıyla çocukların sulama kanallarına, Seyhan Nehri’ne ve baraj gölüne girmemeleri için başlatılan devriye görevinin sıkı şekilde sürdürüldüğü belirtildi.
Suya giren veya girme eğiliminde olan çocukların uyarılarak belediyelerin yüzme havuzlarına yönlendirilmelerinin sağlandığı kaydedildi.
|
/ Adana
15.07.2008
|
|
|
Cezaevinden aşçı olarak çıkıyorlar |
Osmaniye C Tipi Ceza İnfaz Kurumunda, tutuklu ve hükümlülere yönelik düzenlenen ‘’aşçılık’’ kurslarıyla, mahkûmlar cezaevinden meslek sahibi olarak çıkıyor.
Cezaevi Müdürü Ertuğrul Kozanlı, yaptığı açıklamada, 1 Nisanda başlattıkları aşçılık kursuna, 17 tutuklu ve hükümlünün katıldığını, kursun aşçı kadrosunda görevli memur Esat Bozdemir tarafından yürütüldüğünü söyledi. Kozanlı, 200 saat sürecek kursta tutuklu ve hükümlülerin hem meslek sahibi olup hem de kendi yiyeceklerini yaptığını belirterek, eğitim süresince, ‘’tabldot aşçılığı, yemek çeşitleri, salata çeşitleri ve tatlı çeşitlerinin’’ öğretildiğini ifade etti. Kursu başarıyla tamamlayanlara, sertifika verileceğini anlatan Kozanlı, ‘’Haftada 10 saat süren kurslarda, yemeğin hazırlanması ve pişirilmesi de uygulamalı olarak öğretiliyor. Kursiyerler tarafından hazırlanan üç çeşit yemek, tutuklu ve hükümlülere dağıtılıyor’’ dedi. Kozanlı, kurslara daha önce 22 tutuklu ve hükümlünün katılarak sertifika aldığını belirterek, tahliye olanların birçoğunun cezaevinde öğrendiği mesleği dışarıda sürdürerek yaşamlarına yeni bir yön vermeyi sağladıklarını bildirdi.
|
/ Osmaniye
15.07.2008
|
|
|
28 bin ağaç kesilecek |
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) Dalaman’daki işletmesinde 28 bin 50 okaliptüs ağacının kesilerek elde edilecek alanın tarım arazisi olarak kullanılacağı bildirildi.
Dalaman Tarım İşletmesi Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, işletmeye ait arazinin bir bölümünde yıllar önce bataklığın kurutulması için dikilen 28 bin 50 okaliptüs ağacı düzenlenecek ihale sonrası kesilecek. Dalaman Tarım İşletmesi Müdürü Şükrü Beyazkaya, yaptığı açıklamada, okaliptüs ağaçlarının kesilerek elde edilecek 566 dekar alanın tarım arazisi olarak kullanılacağını söyledi. Kesilecek okaliptüs ağaçlarının ekonomik ömrünü tamamladığını belirten Beyazkaya, ‘’Bu uygulamayla Dalaman TİGEM olarak yıllık ortalama 700-750 bin YTL’lik bir kazanç elde etmiş olacağız’’ dedi.
|
/ Dalaman
15.07.2008
|
|
|
Geyve’deki orman yangını kontrol altına alındı |
Sakarya’nın Geyve ilçesine bağlı Halidiye köyünde çıkan orman yangınının kontrol altına alındığı bildirildi.
Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Adapazarı Orman Bölge Müdürlüğü, Gevye İşletme Müdürlüğü, Doğançay İşletme Şefliği bölgesinde saat 14.10’da anız yangını ile başlayıp ormanlık alana sıçrayan yangına, 2 helikopter, 30 arazöz, 6 dozer ve 150 yangın söndürme işçisi ile müdahale edildiği belirtildi. Çalışmaları sonucu saat 21.30 itibariyle kontrol altına alındığı bildirildi. Yangının 15 hektarlık koru ormanında etkili olduğu kaydedildi.
|
/ Sakarya
15.07.2008
|
|
|
Güzelhisar suyu şehir şebekesine verilecek |
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Petkim Güzelhisar Barajı’ndan getirilecek 4,5 milyon metreküp suyun yarından (bugün) itibaren şehir şebekesine verileceği bildirildi.
Başkan Kocaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Güzelhisar Barajı’nın suyunun yeni arıtmalar devreye girinceye kadar şehir için önemli bir takviye olacağını belirtti. İzmir’in muhtemel su sıkıntısına karşı geliştirilen 10 projeden biri olan Petkim Güzelhisar Barajı’ndan şehre su takviyesi için tüm çalışmaların tamamlandığını ifade eden Kocaoğlu, tedbirler kapsamında Petkim Güzelhisar Barajı’nın devreye alındığını ve yarından (bugün) itibaren şebekeye su verilmiş olacağını bildirdi. Kocaoğlu, şunları kaydetti:’’ Su konusunda yaşadığımız sıkıntıyı, peş peşe uygulamaya koyacağımız tedbirlerle aşacağız. İzmirli hemşehrilerimizi susuz bırakmayacağız.’’
|
/ İzmir
15.07.2008
|
|
|
Küresel ısınma, çim keyfini de bozdu |
Uzmanlar, özellikle yaz aylarında her gün sulanması gereken çim yerine, yaz kış yeşil kalabilen ve haftada iki kez sulamanın yeterli olabildiği cezayir menekşesi, dam koruğu gibi alternatif yer örtücü bitkilerin kullanılabileceğini belirtiyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Füsun Erduran, yer örtücü bitkilerin, çim kullanımına en iyi alternatif oluşturacak bitkiler olduğunu söyledi. Erduran, bu bitkilerin odunsu ve sukkulent denilen türlerinin, gövdelerinde ve yapraklarında uzun süre su depo edebilme özelliklerinden ötürü çime göre daha az sulama ihtiyacı gösteren bitkiler olduğunu kaydetti. Yer örtücü bitkilerin temin edilmesinin de son derece kolay ve ucuz olduğunu kaydeden Erduran, “Yer örtücü bitkiler, hızlı gelişim göstererek zemini kaplayabilirler. Bu bitkiler farklı yaprak renkleri ve çiçeklerinin güzel görüntüsü ile de ilgi çekici özelliklerdedir. Özellikle ağaç altlarında, yarı gölge ve eğimli alanlarda bu bitkinin kullanımı çime göre daha uygundur. Çünkü çim hem çok su isteyen hem de güneşli alanlarda gelişebilen yapıdadır. Bununla birlikte yer örtücü bitkiler, basıma dayanıklı değillerdir ve çim kadar ince bir doku oluşturmazlar” diye konuştu.
Erduran, su kullanımı açısından en uygun bitkilerin aynı zamanda bölge iklim şartlarında tabi olarak yetişen bitki türleri olduğuna dikkat çekerek, “Bitki düzenlemesi çalışmalarında bu türlerin kullanımına ağırlık verilmesi zorunludur” ifadesini kullandı.
Erduran, Orta Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde kullanılabilecek yer örtücü bitkilere bazı örnekleri; koyun yumağı (festuca), fare kulağı (Cerastium), yaz kış yeşil kalabilen Cezayir menekşesi (Vinca Minor) ile dam koruğu (sedum) olarak sıraladı.
Bu bitkilerin yanısıra, sarılıcı tırmanıcı türlerin de yere yatırarak kullanabileceğini aktaran Erduran, “Fakat bunların ağaçlara sarılarak gelişimlerini kısıtlamasına izin verilmemelidir. Açık alanlara kullanılmaları daha iyi olur. Eğimli alanlarda, gölge alanlarda çim kullanımının zor olduğu alanlarda kullanımları iyi olacaktır. Kaya sarmaşığı (Hedera), Amerikan sarmaşığı (Parthenocissus) ve hanımeli (Lonicera) bunlara örnek verilebilir” dedi.
Akdeniz ve Ege bölgelerinin ise iklim şartları bakımından çok daha şanslı bölgeler olduğunu aktaran Erduran; buralarda yetiştirilebilecek yer örtücü bitkilere Katır tırnağı (Mesembryanthemum) ve Kedi tırnağını (Lampranthus) örnek gösterdi.
|
15.07.2008
|
|
|
Gençler Babil Kulesi’ni yeniden inşa edecek |
Türkiye Gençlik Federasyonuna bağlı Türkiye Gençlik Birliği Derneği üyesi gençler, geliştirdikleri ‘’Babil’i Yeniden İnşa Ediyoruz’’ projesiyle Türkiye’deki İngilizce eğitimini geliştirmeyi amaçlıyor.
AB tarafından desteklenen projeyle ilgili açıklamalarda bulunan dernek üyesi Serkan Durmaz, Türkiye’de İngilizce eğitimi verilmesine rağmen diğer ülke insanlarına göre Türklerin İngilizce’yi konuşmakta güçlük çektiklerini söyledi.
|
15.07.2008
|
|
|
Yaban keçileri köylere iniyor |
Mersin’de nesli tehlike altında iken koruma altına alınan dağ keçileri, sayıları arttığı için köylere kadar inmeye başladı.
Bu yıl envanter çalışması yapan Mersin Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı Milli Parklar Şubesi ekipleri dağ keçisi sayısında artış olduğunu ve sürülen halinde dolaştığını tesbit etti. Geçen yıl 5 koruma sahasında 3 bin 700 yaban keçisi sayılırken, bu yıl 2 bölgede 2 binin üzerinde keçiye rastlandı. Cehennemdere ve Kestel Dağı koruma sahalarında keçi sayısının 2 bini aşması yetkilileri sevindirdi. Yetkililer, tüm sahaların sayılmasının ardından geçen yılki sayının üzerine çıkılacağını kaydetti. Çamlıyayla ilçesine bağlı Cehennemdere Yaban Hayatı Koruma sahası Böğürtlenlik Bölgesi’ndeki sayım çalışmasına 28 görevli katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde dürbünler ve teleskoplar ile keçileri gözlemlemeye başlayan görevliler zor şartlar altında sayım çalışmalarını sürdürüyor. 2 bin metre yükseklikte dik yamaçlarda yaşayan Dağ Keçileri’nin sayımı yapıldıktan sonra bu yıl av için verilecek olan kota belirlenecek. Sayım çalışmalarına katılan İl Çevre ve Orman Müdürü Hasan Saday, yapılacak sayımlardan sonra önemli bir gelir kaynağı olan av turizmi için kotanın belirleneceğini söyledi.
|
15.07.2008
|
|
|
Mutluluk seviyesi sabit |
Evlenmek ya da çocuk sahibi olmak insanı aşırı mutlu kılarken eşin kaybı ya da boşanmak insanı çok mutsuz kılabiliyor.
Ancak araştırmalara göre, yetişkin bir insanın mutluluk seviyesi değişik olaylara karşı azalıp artsa da aynı seviyesine bir süre sonra geri dönüyor. İngiltere, Amerika ve Fransa’daki iktisatçıların, Almanlar üzerinde uzun süredir sürdürdüğü araştırmanın sonuçları Ekonomi Dergisi’nde yayınlandı. Araştırmaya göre, yetişkinlerin mutluluk seviyesi trajik olaylarda sıfırlansa da bir süre sonra eski seviyesine geri dönüyor. Araştırmaya katılan 18-60 yaş aralığında Almanlara belli aralıklarla mutluluk durumlar soruldu. Ayrıca, bu süreçte hayatlarındaki yaşadıkları etkili olaylar da sorularak gelişmelerle mutluluk seviyesi arasında bir bağlantı arandı. Araştırmaya göre, işsizliğin insana yaşattığı mutsuzluğun 5 yıllık bir etkisi oluyor.
|
15.07.2008
|
|
|
|