Haberler

Yargıtay kararı: Kutlular yeniden yargılansın

Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, “Deprem İlâhî ikazdır” dediği için 2 yıl 1 gün hapis cezası aldığı dâvâda yeniden yargılanacak. Kutlular, eski TCK’nın 312. maddesinde yapılan değişikliğin ardından yeniden yargılanmak için mahkemeye başvurmuş, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi mahkûmiyet kararı vermişti. Kutlular’ın avukatları, mahkemenin mahkûmiyet kararını görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle dâvâyı Yargıtay’a götürdü. Temyiz talebini inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kararı bozdu.

Kutlular yeniden yargılanacak

Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, “deprem İlâhî ikazdır” dediği için 2 yıl 1 gün hapis

ezası verildiği dâvâda yeniden yargılanacak.

GAZETEMİZ imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, “deprem İlâhî ikazdır” dediği için 2 yıl 1 gün hapis cezası verildiği dâvâda yeniden yargılanacak.

Kutlular, Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 39. yılında Ankara Kocatepe Camii’nde okutulan mevlidin ardından yaptığı açıklamadan dolayı, Ankara 1 No’lu DGM’ce 2 yıl 1 günlük hapis cezasının çarptırılmış, ceza Yargıtay’ca onanmıştı. 276 gün cezaevinde kalan Kutlular, eski TCK’nın 312. maddesinde yapılan değişikliğin ardından yeniden yargılanmak için mahkemeye başvurmuş, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı vermişti. Kutlular’ın avukatları, mahkemenin beraat kararını evrak üzerinden verdiği gerekçesiyle dâvâyı Yargıtay’a götürdü. Temyiz talebini inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kararı bozdu. Yargıtay, duruşma yapılıp yeni kanuna göre suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına bakmadan, evrak üzerinden karar verilmediği gerekçesiyle bozma kararı verdi.

AİHM, KUTLULAR’I HAKLI BULMUŞTU

MEHMET KUTLULAR, mahkûm edildiği bu dâvâyı daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürmüştü. Dâvâyı Mayıs ayında karara bağlayan AİHM, Kutlular’ın 1999 Marmara depreminden sonra yaptığı konuşmada depremi “İlâhî cezalandırma” olarak göstermesinin “şiddeti teşvik etmediği”ni, kendisine orantısız bir ceza verildiğini belirterek Türkiye’yi 5 bin avro manevî tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Kutlular’ın, depreme ilişkin konuşmasında, şiddetin kullanılmasını ya da kamuoyunda nefret duyguları uyandırmayı teşvik etmediğini belirten mahkeme, bunun dikkate alınması gereken esas faktör olduğunu kaydetmişti.

Yeni Asya / İstanbul

04.07.2008

TÜSİAD: SÜREÇ SONUNA KADAR SÜRDÜRÜLSÜN

TÜSİAD’dan Ergenekon soruşturmasına ilişkin yapılan açıklamada, sürecin, yasalar çerçevesinde adil, hızlı ve kamuoyunu aydınlatacak şekilde sonuna kadar sürdürülmesi istendi. Açıklamada, “toplumdaki endişe ve kutuplaşmayı arttırmamalı ve demokrasi ve hukuka duyulan güvenin zedelenmesine yol açmamalıdır” denildi.

MİLLET İRADESİNİ SAVUNMAK MECLİSİN

GÖREVİ

Öte yandan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ın darbe hazırlığı iddialarının araştırılması için verdiği soru önergesini AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu da imzaladı. Uras, DTP’li vekillerin de imzaladığı önergeyi gelecek hafta TBMM başkanlığına sunacağını söyledi. Uras, “Milletvekilleri, Meclis iradesini savunmayacaksa

neyi savunacak?” diye sordu.

Bu defa sonuna kadar gidilsin

SON GÖZALTILARLA GÜNDEME OTURAN OPERASYONUN, DEMOKRASİ VE HUKUKA UYGUN OLARAK SONUÇLANDIRILMASI

İSTENİYOR.

TÜSİAD: SÜREÇ SONUNA KADAR

SÜRDÜRÜLSÜN

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneğinden (TÜSİAD), ‘’Ergenekon’’ soruşturmasına ilişkin yapılan açıklamada, ‘’Süreç, yasalar çerçevesinde adil, hızlı ve kamuoyunu aydınlatacak şekilde sonuna kadar sürdürülmeli. Demokrasiye ve hukuka duyulan güven zedelenmemeli’’ denildi. TÜSİAD’ın yazılı açıklamasında, ‘’Türkiye’de bir yılı aşkın süredir yürütülen ve son 4 aydır yoğunluğu artan ‘Ergenekon’ soruşturmasının çok sayıda gözaltı ve tutuklama işlemine sebep olduğu, ancak iddianamenin henüz sonuçlandığı’’ belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ‘’Süreç, yasalar çerçevesinde adil, hızlı ve kamuoyunu aydınlatacak şekilde sonuna kadar sürdürülmeli; öte yandan, toplumdaki endişe ve kutuplaşmayı artırmamalı ve demokrasi ve hukuka duyulan güvenin zedelenmesine yol açmamalıdır. Geçmişte siyasi partilerin kapatılması ile ilgili süreçte de vurguladığımız gibi, olaylara yalnızca demokrasinin ve hukukun iyi işlemesi açısından yaklaşılmalı, hiçbir kişi ve kurum gelişmelerden herhangi bir çıkar beklentisi içerisinde olmamalıdır.’’

MİLLET İRADESİNİ SAVUNMAK MECLİSİN

GÖREVİ

ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da, ‘’Türkiye’de geçtiğimiz yıllardaki darbe hazırlığı iddialarının doğru olup olmadığının araştırılması amacıyla hazırladığım araştırma önergesini gelecek hafta TBMM Başkanlığına sunacağım’’ dedi.

Uras, yaptığı açıklamada, DTP’li milletvekillerinin de imza koyduğu araştırma önergesini, AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun da imzaladığını belirtti. Beklentisinin diğer milletvekillerinin de destek vermesi olduğunu, bunun için bir hafta daha bekleyeceğini ifade eden Uras, ‘’Milletvekilleri, Meclis iradesini savunmayacaksa neyi savunacak?’’ diye sordu.

ÖDP Genel Başkanı Uras, araştırma komisyonu kurulacağından umutlu olduğunu ifade ederek, imza atmayan milletvekillerinin de konu gündeme geldiğinde destek verebileceklerini kaydetti.

/ İstanbul-Ankara

04.07.2008

Darbe planı iddiaları

Son gözaltı dalgası ürkütücü bir gerçeği de ortaya çıkarttı. Orgenerallerin evinde ele geçirilen belgelerin arasında, 7 Temmuz’da devreye girmesi öngörülen ‘aşamalı darbe planları’nın yer aldığı iddia edildi.

SON gözaltı dalgası ürkütücü bir gerçeği de ortaya çıkarttı. Orgenerallerin evinde ele geçirilen belgelerin arasında, 7 Temmuz’da devreye girmesi öngörülen ‘aşamalı darbe planları’nın yer aldığı iddia edildi. Dünkü Sabah, Radikal ve Star gazetelerinde yer alan haberlere göre, planda, Ergenekon örgütünün 7 Temmuz’da başlatmayı hedeflediği 4 aşamada oluşturulacak kalkışmanın ayrıntıları yer aldı. Buna göre, 7 Temmuz pazartesi sabahı eşzamanlı olarak 40 şehirde, izinsiz mitingler düzenlenecek, buralarda polis ve halk karşı karşıya getirilerek, silahlı çatışma ortamları oluşturulacaktı. Örgütteki gazeteciler, yapacakları yayınlarla toplum üzerinde “buhran” ortamı oluşturacak, 30 kişilik özel ekip ise cinayetler işleyecekti. Kaosu derinleştirmek için de “Ekonomi batıyor” havası oluşturulup hükümet düşürülecek, hatta AKP’ye alternatif bir parti oluşumu sağlanacaktı. 7 Temmuz’da kanlı bir kaos için yapılan planların bir boyutu da askeri kanattaydı. Ağustos ayında yapılacak Yüksek Askeri Şura’nın tarihinin de ertelenmesi amaçlanıyordu. Ergenekon örgütü içerisinde “Ergun” olarak isimlendirilen gruba dahil olan darbe yanlısı emekli generaller, böylelikle TSK içerisinde “NATO’cular” olarak isimlendirilen grupta yer alan askerlerin YAŞ’ta rütbe almasının engellenmesi planlanıyordu.

/ İstanbul

04.07.2008

İddianame hazır, yazılıyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Ergenekon soruşturmasında yaklaşık 2 bin 500 sayfalık iddianamenin hazır olduğunu açıkladı. Son operasyonun sonuçları için daha sonra “ek iddianame” verilecek.

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Ergenekon soruşturmasında yaklaşık 2 bin 500 sayfalık iddianamenin hazır olduğunu açıkladı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ndeki makamında basın mensupları ile sohbet toplantısı yapan Başsavcıvekili Çolakkadı, Başsavcı Zekeriya Öz tarafından yürütülen “Ergenekon Terör Örgütü” soruşturmasıyla ilgili gazetecilere bilgi verdi. Çolakkadı’nın verdiği bilgiye göre, yaklaşık 13 aydır süren ve şu ana kadar 49 kişinin tutuklandığı soruşturmanın iddianamesi 2000-2500 sayfa tutuyor. Yazılımı biten ve redaksiyon işlemleri yapılan iddianameye, son operasyonda gözaltına alınanların sorgusu, elde edilen yeni delillerin değerlendirilip eklenmesi beklenmeyecek. Son operasyonun sonuçları için gerekirse daha sonra “ek iddianame” verilecek.

Yaklaşık 2 bin ila 2 bin 500 sayfa olması beklenen iddianameyi, Mart ayından bu yana aralıklarla incelediğini anlatan Çolakkadı, “Bu, benim meslek hayatımda okuduğum en yüksek sayfadan oluşan iddianame” dedi. Çolakkadı, iddianameye son şeklini vermek için 29 Haziran pazar günü, Ergenekon soruşturmasına bakan 3 cumhuriyet savcısı, nöbetçi savcı ve duruşma savcılarıyla toplantı yaptıklarını anlattı. Çolakkadı, “Geçen Pazar günü iddianameye son şeklini vermek için savcılarla 7-8 saat süren bir toplantı yaptık. Rutin olarak yaptığımız bu toplantıda iddianamenin hukuki boyutunu ele aldık” dedi. Çolakkadı, iddianamenin “Ergenekon Terör Örgütü” kapsamında hazırlandığını da belirtti. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde bulunan 6 ayrı ağır ceza mahkemesinden, “Ergenekon soruşturması”na ilişkin yargılamayı yürütecek olan mahkemeye, bu süre içinde başka dava verilmemesi için Adalet Bakanlığı’na talepte bulunduklarını anlatan Çolakkadı, davaya bakacak mahkeme belli olduktan sonra, bu konudaki kararı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) vereceğini belirtti.

Çolakkadı, HSYK’nın vereceği karar uyarınca, 6-8 ay süresince, açılacak davaya bakan mahkemeye “Ergenekon” dosyasının büyüklüğü nedeniyle başka dava verilemeyeceğini dile getirdi.

/ İstanbul

04.07.2008

Krizde AB’nin de payı var

Financial Times Ergenekon operasyonuyla ilgili olarak, “Birlik üyesi ülkeler sürekli üyelik çıtasını yükseltmek yerine Türkiye’ye üyelik için net bir takvim sunsalardı; Türkiye Avrupa hedefi üzerinde odaklanmış olurdu” diye yazdı.

FINANCIAL Times, Türkiye’deki krizde AB’nin de payı olduğunu savundu. Financial Times’da dün Ergenekon kapsamında gerçekleşen son gözaltılarla ilgili, Ankara muhabiri Vincent Boland’ın değerlendirmesi yer aldı. Gazetenin başyazısının başlığı ise “Türkiye krizde”. “Gözaltılar Türkiye’deki mücadelede yeni bir aşamaya işaret ediyor” başlığıyla verilen yazıda, hem soruşturma hem de AKP hakkında açılan kapatma davası ele alındı. Boland’a göre çok dikkat çekici bu iki hukuki sürecin kökeninde, laiklikle İslamiyet arasındaki gerilim var. Gazetenin başyazısında ise Türkiye’deki durumda AB’nin de payı olduğu ima edilerek, “Eğer birlik üyesi ülkeler bugüne dek sürekli üyelik çıtasını yükseltmek yerine Türkiye’ye üyelik için net ve iyimser bir takvim sunsalardı; hem generaller hem de AK Parti, Avrupa hedefi üzerinde odaklanmış olurdu.” ifadesi yer alıyor.

/ İstanbul

04.07.2008

Başsavcıya başörtüsü tepkisi

Anayasa Mahkemesine sözlü açıklamada bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya’nın başörtüsünü “Yeşil devrimin sancağı” olarak nitelemesi sivil toplum örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.

04.07.2008

AKP’yi Çiçek savundu

AKP hakkında açılan kapatma dâvâsında partinin savunmasını dün Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ yaptı.

AKP'NİN kapatılması talebiyle açılan dâvâda, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, parti adına Anayasa Mahkemesi heyetine sözlü savunma yaptı. Anayasa Mahkemesi heyeti, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın sözlü savunmalarını saat 10.00’da dinlemeye başladı. Saat 12.00’ye kadar süren savunmanın ardından yaklaşık 1.5 saat ara verildi. Yüksek mahkeme heyeti, verilen aranın ardından saat 13.30’dan itibaren yeniden parti adına sözlü savunma yapan Çiçek ve Bozdağ’ı dinledi. Cemil Çiçek’in, 200 sayfayı aşkın olduğu öğrenilen sözlü savunmayı, Yüksek Mahkeme heyetine okuduğu öğrenildi. Bu sürecin ardından, dâvâya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AKP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç toplantı gününü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek, dâvâyı esastan görüşmeye başlayacak.

/ Ankara

04.07.2008

DSP’de istifa bilmecesi

Rahşan Ecevit’in, “Zeki Sezer’i istifaya ben davet etmedim. Kendisi edeceğini söyledi, ben de ilk defa itirazda bulunmadım’’ şeklindeki sözlerine DSP Genel Başkanı Zeki Sezer tepki gösterdi: “‘Zeki Sezer istifa etti’ sözü külliyen yanlıştır. Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima dahi etmedim.”

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, ‘’Sayın Rahşan Ecevit’in o açıklamasından anlaşılan ‘Zeki Sezer istifa etti’ sözü külliyen yanlıştır. Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima dahi etmedim’’ dedi. Rahşan Ecevit, ‘’Rahşan Ecevit’in Örgüte Mesajı’’ başlığıyla, son günlerde basında yer alan bazı haberlerle ilgili yaptığı yazılı açıklamada,’’Zeki Sezer’i istifaya ben davet etmedim. Kendisi edeceğini söyledi, ben de ilk defa itirazda bulunmadım. İstifadan vazgeçtiğini de gazetelerden okudum’’ dedi. Zeki Sezer, Ecevit’in açıklamanın ardından parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Ecevit’in yaptığı açıklamadaki bir cümlenin ‘’yanlış anlaşıldığını’’ savunarak, “Zeki Sezer istifa etti” sözünün külliyen yanlış olduğunu iddia etti. Sezer, “Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima dahi etmedim’’ diye konuştu.

/ Ankara

04.07.2008

Soylu: Darbelerle yüzleşmeliyiz

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, bütün kötülüklerin anasının darbeler olduğunu, Türk demokrasisinin bu darbelerle yüzleşmesi gerektiğini söyledi. Soylu,“Türkiye er geç tam demokrasiyle buluşacaktır. Tam demokrasiyle buluşmamak, dünyadaki gelişmelerin farkına varamama gibi bir sonucu meydana getiriyor” diye konuştu.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, bütün kötülüklerin anasının darbeler olduğunu, Türk demokrasisinin bu darbelerle yüzleşmesi gerektiğini söyledi.

DP lideri Soylu, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde siyaset bilimi okuyan öğrencileri parti genel merkezinde kabul etti. Ziyarette konuşan Soylu, Türkiye’nin er ya da geç tam demokrasiye kavuşacağını belirterek, “Tam demokrasiyle buluşmamak, dünyadaki gelişmelerin farkına varamama gibi bir sonucu meydana getiriyor. Türkiye sürekli çift taraflı tercihlerde zorlanmaktadır” dedi.

Öğrencilerin sorularını da cevaplandıran DP Genel Başkanı, bir öğrencinin “Yargıçlar eliyle yapılan darbeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi: “Millet iradesini, yüzde 100 bu ülkeyi kendisi yönetene kadar hiç kimseyle paylaşmaz. Millî irade, 2007-2008 yılında 8’de 1’e düşmüştür. Bu kabahat de halka ve halkın tercihlerine bağlanmaktadır. Bu halka yapılmış son derece yanlış bir eleştiridir. 8’de 7’yi elinde tutan elitist bir yönetimin varken, tüm kabahati 8’de 1’e yüklerseniz, aslında burada başka bir siyasi manevra olduğu anlaşılır. Türkiye dünya tarafından da kendi içinden de demokrasi konusunda gel-gitlerin yaşadığı bir ülke olarak değerlendirilir. Yani herkes görevini yapmalıdır. Ama hiç kimse millet adına, milletin kararı, değerlendirmesi olmadan kurtarıcılığa soyunmamalıdır. Türkiye’de bütün kötülüklerin anası darbelerdir. Türk demokrasisinin bu darbelerle yüzleşmesi gerekmektedir.”

Soylu, bir başka öğrencinin “Ordu-siyaset ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusuna ise şu karşılığı verdi:

“TSK’nın gücü ve kuvveti, Türk siyasetinin içine çekilmemelidir. Bugün yapılmaya çalışılan budur. Başarılı olamayan bir siyaset, orduyu sürekli tahrik etmektedir. Ordu-siyaset ilişkisi sıfır noktasında olmalıdır. Ordu, tamamen kışla içinde kalmalıdır. Bugün AK Parti varsa, bunun nedeni 1980 paşalarıdır.”

DP, MİLLÎ İRADENİN YANINDIR

Demokrat Parti (DP) Başkanlık Diva’nından “Ergenekon” soruşturması ile ilgili yapılan açıklamada ise DP’nin son dönemdeki kutuplaşma ve gerilimi kaygıyla izlediği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Demokratik temel hukuk düzeni dışında yasal olmayan yollardan her türlü siyasî mücadele gayrimeşrudur. Devletin demokratik temel düzen çerçevesi dışında yasalara aykırı her türlü siyasal ve diğer örgütlenme biçimleriyle mücadele etmesi son derece tabidir. Bununla birlikte; bu mücadele esnasında hukuk devletinin olmazsa olmazları olan gözaltında ya da tutuklu bulunan zanlıların suçlulukları mahkeme kararıyla ispatlanana kadar masum olduğu ilkesiyle kişilerin şeref ve itibarlarına zarar verilmemesi de dikkate alınmalıdır. Hukuk herkese gereklidir ve kimse kendini hukukun üstünde görmemelidir. Hiçbir konuda çifte standarda gitmeden sonuna kadar hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü savunuyoruz.

Her halükârda yapılmakta olan soruşturma kuşkulara meydan vermeden bir tedhiş havasına yol açmadan, fikir, ifade ve iletişim özgürlüğünü zedelemeden ve yeni mağdurlar oluşturmadan hukuk devletinin gereklerine uygun şekilde makul bir sürede neticelendirilmelidir.

Aziz milletimiz Demokrat Parti’nin bu süreçte her zaman demokrasinin, hukuk devletinin ve millî iradenin yanında olacağından emin ve müsterih olmalıdır.”

Cemil YÜZER / Ankara

04.07.2008

Günde 6.1 milyon ekmek çöpe gidiyor

TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’de günlük olarak üretilen 123 milyon adet ekmeğin 6.1 milyon adedinin israf edildiğini, ekonomik değer bakımından söz konusu israfın 450-500 bin ton buğdayın israfı anlamına geldiğini söyledi.

Bakan Eker, TMO tarafından gerçekleştirilen “Ekmek İsrafı ve Tüketici Alışkanlıkları” konulu araştırma sonuçlarıyla ilgili TMO Güvercinlik Tesislerinde bir toplantı düzenledi. Eker toplantıda yaptığı konuşmada, en çok israf edilen besin grubunun başında ekmeğin yer aldığını, yapılan çalışmayla konuya dikkat çekmeyi amaçladıklarını bildirdi. Eker, yeryüzünde yeterli gıda üretimi olmasına karşın dağılımındaki adaletsizlikten dolayı yaklaşık 850-860 milyon civarında insanın aç yaşadığını kaydetti. Dünyada yaklaşık 1.5 milyar insanın kilo problemi yaşadığını belirten Eker, 1.5 milyar insanın kilo vermek için harcadığı parayla 850-860 milyon insanı doyurmanın mümkün olduğunu vurguladı.

Eker, piyasada oluşan hububat fiyatlarının tatminkâr düzeyde bulunduğunu, fiyatların belirli bir rakamın altına düşmesi durumunda hububatta müdahale alımında bulunulacağını ifade etti. Eker, hasat döneminin başlamasıyla birlikte hububatta TMO’nun emanet alımlara başladığını ve şu ana kadar 90 bin tonun üzerinde alım gerçekleştirildiğini bildirdi. Eker, tarımdaki ilk çeyrek büyüme oranlarında yüzde 5.6’lık büyümenin sevindirici olduğunu, sektörün daha çok büyümesini beklediklerini dile getirdi.

İSRAFIN, MALÎ DEĞERİ

900 MİLYON YTL’YE ÇIKIYOR

TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu da konuşmasında, yapılan araştırmaya göre Türkiye’de günde 200 gramdan 123 milyon adet ekmek üretildiğini, bunun 116 milyon adedinin tüketildiğini söyledi. Üretilme ekmeğin 6.1 milyonunun israf edildiğini belirten Kemaloğlu, israfın malî değerinin 225 milyon YTL olduğunu, ekmek üretiminin diğer aşamaları da düşünüldüğünde israfın malî değerinin 900 milyon YTL’ye çıktığını bildirdi.

04.07.2008

Ege buluşması gerçekleşti

YENİ ASYA Medya Grup temsilci buluşmalarının beşincisi olan Ege Bölge Toplantısı, Yönetim Kurulu üyesi Hasan Şen’in ev sahipliğinde İzmir’in Pınarbaşı beldesinde gerçekleştirildi.

İzmir merkez, Bornova, Çamdibi, Urla, Tire, Ödemiş, Torbalı, Pınarbaşı, Buca, Manisa, Turgutlu, Salihli, Demirci, Akhisar, Balıkesir, Aydın, Kütahya, Simav, Muğla ve Uşak bölgelerinden toplam 60 temsilcinin yanı sıra, Yönetim Kurulu üyeleri Ali Kanıbir, Nejat Eren, Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşçı, Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz, Dergi Grubu Koordinatörü Şener Boztaş ile Abone ve Dağıtım Müdürü Saim Çelenli’nin de katımıyla yapılan toplantıda, yeni yayın dönemi ve promosyon çalışması değerlendirildi. Toplantıda konuşan Genel Müdür Taşçı, “Piyasa şartlarına uyumlu ve dayanıklı bir Yeni Asya için gerekli planlama yapıldı ve icraata geçildi. Merkezden değil, istişareye dayalı ve paylaşımlı bir yönetimi benimsiyoruz. Yedi gün 24 saat, zaman sınırlaması olmaksızın temsilcilerle iletişim halinde olmalıyız” dedi. Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Güleçyüz de, 70’li yıllardan bu yana dergilerin mutfağı tabir edilen yazı işlerinden bugünkü duruma gelinceye kadar ki serencamı özetleyerek, her yolu meşakkatli, çileli bu ‘tavizsiz istikrar çizgisinin’ bütün sıkıntıları aşabilecek samimiyete sahip olduğunun altını çizdi. Dergi Grubu Koordinatörü Şener Boztaş da, yayınladıkları 4 dergi için 2010 yılına kadar en az onar bin aboneyi hedeflediklerini ve ‘10'da 10’ sloganıyla yeni yayın döneminde kampanyalarını başlatacaklarının müjdesini verdi. Temsilcilerimizin istek ve tekliflerinin müzakere edildiği ve yaklaşık 8 saat süren toplantı, yıl içinde en az üç ayrı toplantının daha yapılması kararıyla sona erdi.

Gökçe OK / İzmir

04.07.2008

Filistinli yaralılar, ağlayarak Türkiye’den ayrıldı

TÜRKİYE'DE tedavileri tamamlanan 21 Filistinli yaralı daha önceki gün memleketlerine uğurlandı. 3 aydır İstanbul’da tedavi gören yaralılar, Atatürk Havaalanı’nda düzenledikleri basın toplantısında hayırsever Türkiye halkına teşekkür ettiler.

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, tedavileri tamamlanan Filistinli yaralıları memleketlerine gönderdiklerini, kalanların ise tedavilerine devam edileceğini söyledi. Yıldırım, “Ağır yaralılar, halen tedavi görüyor. Bunları da iyileştirmeden Filistin’e göndermeyeceğiz. Bu insanların iyileşmesi için ne gerekiyorsa yapılacak” diye konuştu.

Yeni Asya / İstanbul

04.07.2008

İstanbul Boğazında korku dolu dakikalar

İSTANBUL Boğazı’ndan geçen Panama bandıralı yük gemisi, Yeniköy’de karaya oturdu. Gemi, Büyükdere açıklarına çekildi.

Ukrayna’dan yüklediği 22 bin 500 ton demirle İtalya’ya gitmekte olan Novigrad-C adlı 164 metre uzunluğundaki gemi, gece saat 01:00 sıralarında İstanbul Boğazı’na girdi. Gemi Yeniköy sahiline çarpmaya 20 metre kala karaya oturdu. Gemi, kıyı emniyeti genel müdürlüğü’ne bağlı römorkörler tarafından kurtarılarak Büyükdere açıklarına çekildi.

04.07.2008

Sivil toplum kuruluşlarından Nijer’e yardım çıkartması

SİVİL toplum kuruluşları dünyanın en yoksul Müslüman ülkesine yardım edecek. Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV), Kutup Yıldızı, Dost Eli, İ. H. H, Ben Ötesi, Manisa Sağlık Müdürlüğü, Dost Eller, Gümüşsu Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Manisa Sağlık ve Eğitim Derneği’nin birlikte yürüttüğü yardım faaliyetinin beşincisini dün başlattı.

Yardım ekibine İstanbul, Adana, Manisa, İzmir ve Salihli’den gelen gönüllüler katılırken, insanî yardım eki-bine, UTESAV Başkan Yardımcısı İbrahim Ceylan Başkanlık edecek. Ekipte, 20 doktor ve gönüllü işadamları bulunuyor. Nijer’e yapılacak seyahatle ilgili bilgi veren UTESAV Başkan Yardımcısı İbrahim Ceylan, “Nijer insanî yardım seyahatimizin beşincisine nasip olursa 3 Temmuzda başlıyoruz. Ekibimiz 22’si doktor olmak üzere, gönüllülerimizle birlikte toplam 32 kişidir. 15 Temmuza kadar sürecek bu seyahatte 300 katarakt göz ameliyatı, 300 Cerrahi ameliyat ( Fıtık, Hidrosel vb) ve 200 diş tedavisi yapılmasını programladık. Bir önceki seyahatimizde kontratını imzaladığımız su kuyularımızın açılışını yapacağız ve Taahhüt aldığımız yeni kuyuların sözleşmelerini yapacağız” dedi.

Yeni Asya / İstanbul

04.07.2008

Özürlü çocuklara uçak yapma eğitimi

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Özürlüler Müdürlüğü bu yılki yaz okullarında bir ilke daha imza atıyor.

Her yıl ortopedik özrü ve süreğen hastalığı bulunan yüzlerce çocuğa yaz mevsimi boyunca yaz okulu eğitimi veren Özürlüler Müdürlüğü (İSÖM), bu yılki yaz okulu öğrencilerine Model Uçak yapma ve kullanma eğitimleri verecek.

04.07.2008

Köylerin sağlık haritası çıkarılacak

SAĞLIK Bakanlığı, Türkiye genelindeki 35 bin köyü yakın takibe alarak, köylerin sağlık haritasını çıkartıyor.

Sağlık Bakanlığı, koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında, ‘’Sağlıklı Köyler Projesi’’ başlattı. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yürüttüğü proje için köylerdeki mevcut sağlık sorunlarının ve muhtemel risklerin belirlenmesi amacıyla ‘’Köy Ziyaret ve Değerlendirme Formu’’ hazırlandı. Bakanlık, bütün illerin valiliklerinden, köylerde görülen hastalık türleri, şebeke sularının durumu, mezarlıkların köye uzaklığı, zehirli böceklerin yaygınlık alanı gibi çeşitli konularda bilgi istedi. Sağlık Bakanlığının görevlendirdiği ve aralarında biyolog, çevre sağlığı teknisyeni, doktor ve sağlık teknisyeninin bulunduğu heyet, 7 Temmuz Pazartesi gününden itibaren Türkiye genelinde 35 bin köyü tek tek ziyaret etmeye başlayacak. Ziyaretler, 30 Haziran 2009’a kadar tamamlanacak.

04.07.2008

Altyapı eksikliği vatandaşı mağdur ediyor

ADRES Kayıt Sistemi’nin tamamlanmasına rağmen bazı özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının altyapılarını buna uygun hazırlamadıkları için vatandaşların mağdur olduğu bildirildi.

Samsun İl Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürü Ümmügülsüm Arık, her gün yaklaşık 2 bin 500 kişinin bankalardan ve tapu, vergi dairesi gibi kurumlardan yerleşim yeri belgesi ve nüfus kayıt örneği gibi belgeler için kendilerine yönlendirildiğini belirtti.

/ Samsun

04.07.2008

Veli Küçük’ten suç duyurusu

İSTANBUL Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, medyada hakkında çıkan haberler üzerine suç duyurusunda bulundu.

Alınan bilgiye göre, Kocaeli 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, medyada hakkında çıkan haberler üzerine Kandıra Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu dilekçesi verdi. Bunun üzerine Cumhuriyet Savcılığı, Küçük’ü adliyeye çağırarak ifadesine başvurdu. Geniş güvenlik önlemi altında cezaevi aracıyla Kandıra Adliyesine getirilen Küçük, Cumhuriyet Savcısı ile görüştükten sonra tekrar cezaevine götürüldü.

/ Kocaeli

04.07.2008

“Ergenekon”da sağlık sebebiyle tahliye

“ERGENEKON soruşturması” kapsamında daha önceden tutuklanan iş adamı Kuddusi Okkır, sağlık sorunları sebebiyle tahliye edildi.

Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında 24 Haziran 2007’de tutuklanan Kuddusi Okkır, bir süre önce sağlık sorunları dolayısıyla tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan Okkır hakkında bu süreçte hazırlanan detaylı sağlık raporu soruşturmayı yürüten savcılığa gönderildi. Hazırlanan raporu inceleyen savcılık da Okkır’ın tahliyesi için nöbetçi mahkemeye başvurdu. Başvuruyu inceleyen Beşiktaş’taki nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi, sağlık sorunları nedeniyle Okkır’ın tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliyesini kararlaştırdı. Okkır’ın halen söz konusu hastanedeki tedavisinin sürdüğü belirtildi. Soruşturma kapsamında gözaltında bulunan Osman Gürbüz’ün de gece saatlerinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı ve yapılan tetkiklerin ardından emniyete geri getirildiği bildirildi.

/ İstanbul

04.07.2008

Doğum izninden döndü, tüm generalleri kovdu

İSPANYA'NIN ilk kadın savunma bakanı olmasının yanı sıra, göreve başladığında hamile olmasıyla da tüm dünyanın dikkatini çeken Carme Chacon’un altı haftalık doğum izninden dönüşünde gerçekleştirdiği ilk icraat da olaylı oldu.

37 yaşındaki bakan, Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere, İspanyol ordusunun tüm kuvvet komutanlarının hepsini görevden aldı. Chacon, kendisinden önceki sosyalist Savunma Bakanı Jose Antonio Alonso’nun, Genelkurmay Başkanı Felix Sanz’ın görevde tutulmasına yönelik uyarılarını da dikkate almadı. Ülkede yeni genelkurmay başkanı, hava, kara ve deniz kuvvetleri komutanının kim olacağı hakkında henüz bir açıklama yapılmazken, Chacon’a üst düzey komutanları yeteri kadar tanımadan görevlerine son verdiği yönünde eleştiriler geliyor. Chacon, tüm üst düzey komutanların görevine son vermek kararını duyurduğu toplantıda, tüm komutanların görevlerini layıkı ile yerine getirmelerinden duyduğu memnuniyeti ve gururu dile getirerek, kararının sertliğini yumuşatıcak sözler sarfetti. Carme Chacon geçtiğimiz Mart ayında İspanya’nın ilk kadın savunma bakanı olarak göreve geldiğinde, hamile olmasıyla dikkat çekmişti. Buna rağmen Afganistan gibi rotalara, İspanyol barış güçlerini görmek için ziyaretlerde bulunan Chacon, yurtdışında barış gücünde çalışan İspanyol askerlerin sayısının 126 binden, 130 bine arttırılmasını savunuyor. Chacon ayrıca asker ailelerinin hayatını iyileştirmek için kreşler, üniversiteler ve hastaneler açılması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca erkek ve kadın askerler arasında her anlamıyla eşitliğin sağlanması gerektiğini savunuyor. http://www.ntvmsnbc.com/news/452046.asp

04.07.2008

ÜMRANİYE’DE ELE GEÇİRİLEN EL BOMBALARI İMHA EDİLDİ

İSTANBUL 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Ümraniye’deki bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarının tehlike arz etmesi sebebiyle imha edilmesine karar verdi.

Karar gereği el bombalarının içinde yer alan patlayıcı kısımlar kapsülü ile birlikte imha edildi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen Gazeteci Vedat Yenerer’in avukatı Vural Ergül, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin el bombalarının imhasına ilişkin ve imha edildiğine ait kararı basın mensuplarına gösterdi. Kararda, 12 Haziran 2007’de ele geçirilen el bombalarının imhasına ilişkin 13 Haziran 2007’de karar verildiği, 26 Haziran 2007’de ise el bombalarının imha edildiği belirtildi. Avukat Vural Ergül, mahkemenin imha kararına tepki gösterdi. Ergül, ele geçirilen malzemelerin yargılamanın sonuna kadar saklanması gerektiğini iddia etti. Ergül, “Bir itiraz halinde delillerin yeniden incelemek istenmesi durumunda bu deliler bulunamayacak. Dolayısıyla bir delil karartma suçu işlenmiştir. En azından patlayıcı madde içerikli delillerin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yasal prosedürlerle teslimi gerekmekteydi.” şeklinde konuştu. Cumhuriyet savcılığından alınan bilgiye göre, vahim nitelik taşıdığı ileri sürülen el bombalarının tehlike arzetmesi nedeniyle yasal prosedür çerçevesinde imha edildiği öğrenildi.

/ İstanbul

04.07.2008

İlhami Erdil tahliye oldu

TEKİRDAĞ'IN Saray ilçe cezaevinde bir yıldır yatan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil, tahliye edildi.

Saray Cezaevine 3 Temmuz 2007’de giren Erdil, cezasını tamamlamasının ardından, görevlilerin gözetiminde dün sabah 9.00 sıralarında cezaevinden çıkarıldı. Cezaevinden çıkışında herhangi bir açıklama yapmayan Erdil, özel otomobile İstanbul’a geldi. Erdil, Beşiktaş Etiler Alkent Sitesi’ndeki evine gitti. Erdil’in avukatı Deniz Ketenci, müvekkillinin, evinde istirahate çekildiğini söyledi. Genelkurmay Askerî Mahkemesi, Erdil’i ‘’haksız mal edinme’’ suçundan 3 yıl hapse mahkûm etmişti. Eski Türk Ceza Kanunu’nun 59. maddesine göre, Erdil’in cezası 6’da 1 oranında indirilerek 2 yıl 6 ay olarak belirlenmişti. Kararın temyiz incelemesini yapan Askerî Yargıtay 1. Dairesi, Erdil’e verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını onamıştı. Erdil, cezaevinde kaldığı sürede yasal hakkını kullanarak ‘’evci izni’’ne de çıkmıştı.

/ Tekirdağ - İstanbul

04.07.2008

DAĞ HOROZU 2 KİLO ETTEN DAHA KIYMETLİ

RİZE Valisi Kasım Esen, yaşayan bir dağ horozunun 2 kiloluk etten daha kıymetli olduğunu söyledi.

Vali Esen, makamında düzenlediği basın toplantısında, son yıllarda nesli tükenmekte olan dağ horozunun görülmesi ve kuş gözlemciliği ile Rize’nin önem kazanmaya başladığını belirtti.Türkiye’deki en önemli kuş gözlem havzalarından birinin Doğu Karadeniz Havzası olduğunu ifade eden Esen, ‘’Köylüler bu hayvanı evlatları gibi korusun. Yaşayan bir dağ horozu 2 kiloluk etten daha kıymetlidir" diye konuştu.

04.07.2008

Güneş sistemi yumurta şeklinde

VOYAGER 2 uzay aracının gönderdiği verileri analiz eden araştırmacılar, Güneş Sistemi’nin bir yumurta biçiminde olduğunu, çünkü Güneş’in yaydığı parçacık rüzgârlarının, bir yıldızlar arası manyetik alandan kaynaklanan gazlarla çarpıştığını belirlediler.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) 1977’de fırlattığı bu uzay aracı, Dünya’dan yaklaşık 10 milyar kilometre uzaklıkta, güneş rüzgârlarının sesüstü hızdan sesaltı hazı aniden düştüğü bu yerdeki bu ‘’uç çarpışma noktası’’nı geçen yaz birkaç kez geçti. Güneş Sistemi’nin sınırlarıyla ilgili bu yeni bilgileri Nature dergisindeki bir makalesinde sunan Arizona Üniversitesi’nden astronom Randy Jokipii, bu çarpışmanın, bir musluktan çıkan suyla evyenin yüzeyi arasındaki karşılaşma ve kenarlarda toplanan suyun geri sıçramasıyla karşılaştırılabileceğini belirtiyor.

04.07.2008

Firefox’tan dünya rekoru

İNTERNET tarayıcısı Firefox’un geçen günlerde çıkan 3.0 sürümü, 8 milyondan fazla indirmeyle, “24 saatte en çok indirilen program” alanında dünya rekoru kırdı.

Firefox’un geliştiricisi Mozilla Vakfı’ndan yapılan yazılı açıklamada, ödüllü tarayıcı Firefox’un merakla beklenen 3.0 sürümünün çıkışı dolayısıyla yapılan dünya rekoru denemesinde başarıya ulaşıldığı kaydedildi. Rekor denemesi öncesi Mozilla Vakfı 1,7 milyondan fazla kullanıcıya e-posta ile ulaşarak, destek istedi. Pek çok ülkedeki Firefox kullanıcıları da, rekor denemesinin duyurusunu yaparak, milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Denemenin başladığı 17 Haziran’da Türkiye saatiyle 17.16’dan itibaren, Mozilla Vakfı’nın sunucularından 24 saatte 8 milyon 2 bin 530 Firefox 3.0 indirildi. Sunucu kayıtlarını inceleyen Guinness yetkilileri, Firefox 3’ün “24 saatte en çok indirilen program” olarak dünya rekoru kırdığını onayladılar. Rekora en büyük katkıyı 2,5 milyondan fazla indirmeyle Amerikalı kullanıcılar sağlarken, Türkiye’den ise 300 bine yakın kullanıcı programı indirdi.

/ Adana

04.07.2008

Filistinlilerden Kızılay'a teşekkür

İSRAİL ambargosu sonrası ilâç depolarının büyük bir bölümünün boşaldığını belirten Filistin Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Türk Kızılayının bir kaç ay önce gönderdiği ilâçların bir çok kişiye derman olduğunu bildirdi.

Filistin Sağlık Bakanlığı Ecza Depoları Genel Müdürü Dr. Münir Burş, İsrail ambargosu sonrası ilâç konusunda büyük sıkıntılar çektiklerini söyledi. Bazı insanî yardım kuruluşlarının bölgeye ilâç yardımlarında bulunduğunu ve ambargo sırasında İsrail tarafının bu yardımların geçişine büyük zorluklarla izin verdiğini kaydeden Dr. Burş, ‘’6 aydan bu yana kanser ve böbrek hastalarının kullandığı 80 çeşit ilâç stoklarımızda kalmadı. Bunun üzerine devreye giren bazı kişilerin, bu durumdan faydalanarak Mısır sınırında açtıkları tünellerle bu ilâçları kaçak olarak Gazze’ye ulaştırdıklarını belirledik. Kaçakçıların bu sayede söz konusu ilâçları piyasa değerinin 3-4 katı üzerinde sattıkları ortaya çıktı’’ diye konuştu.

04.07.2008

UZAYI KEŞFETMEYE HAZIR MIYIZ?

GÜNÜMÜZDE YERYÜZÜNDEN VE UZAYDAN ÇOK FARKLI TEKNOLOJİK YÖNTEMLERLE KÂİNATI GÖZLEM ALTINDA TUTARKEN, KÂİNATA DAİR BÜTÜN SIRLARI TEK TEK ORTAYA KOYARAK SONSUZLUK İNANCIMIZI GÜÇLENDİRİYORUZ.

ULUSLAR ARASI Atom Birliği (IAU) ve UNESCO’nun ortak çağrısıyla Birleşmiş Milletler (BM), 2009 yılının Dünya Astronomi Yılı olmasına karar verdi.

Çınar Koleji de bu kapsamda, Türkiye’nin ilk Dijital Gamma Planetaryum’unu bünyesine katıyor. Kolej, aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra yeni binanın çatı katında yer alan Uzay Gözlemevi’nin kuruluşunu tamamlayarak çok önemli bir yatırıma daha imza attı. Çınar Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Baran ile teknolojik altyapıya yapmış oldukları yatırımlar ve Çınar Uzay Gözlemevi konusunda konuştuk.

Çınar Uzay Gözlemevi projesi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Teleskoplar, uzaydan her türlü radyasyonun ve bilginin alınmasında kullanılan en gelişmiş gözlemevi cihazlarıdır. Çınar Uzay Gözlemevi, en gelişmiş teleskoplardan birine sahiptir. Günümüzde yeryüzünden ve uzaydan çok farklı teknolojik yöntemlerle kâinatı gözlem altında tutarken, kâinata dair bütün sırları tek tek ortaya koyarak sonsuzluk inancımızı güçlendiriyoruz. Çınar Koleji, içinde bulunduğumuz bilgi çağında bir milletin bekasının bilgili ve bilinçli fertlerden geçtiğinin farkındalığıyla çocuklarımızı yarınlara hazırlamaktadır. Uzay Gözlemevi, bu anlayışın ürünü bir yatırımdır. Öğrencilerimiz, havanın açık olduğu dönemlerde uzayın derinliklerinde yapacakları gözlemlerle hem astronomi ilmini pratikte tecrübe etmek hem de derslerde özümsedikleri bilgilerin keşfine doğru yolculuğa çıkmak fırsatını yakalayacaklar.

Çınar Koleji’nin teknoloji alanında yaptığı bu atılımı nasıl kavramalayız?

İnsanı sersemleten bir hızla ilerleyen teknolojinin şekillendirdiği bu bilgi çağında artık zamanı değişimle eş anlamlı olarak kullanmaya başlamış bulunuyoruz. Dolayısıyla bizler sadece bugünü düşünerek çocuklarımızı geleceğe hazırlamıyoruz, hazırlayamayız. Gelecek yılların taşıdığı yeni dünyayı reel verilerin, kalifiye akademik ve yönetici kadromuzun birikimlerinin ışığında olabildiğince öngörerek yavrularımızı ve gençlerimizi eğitiyoruz, yetiştiriyoruz. Çınar Koleji, teknolojinin kaliteli eğitimin vazgeçilmez parçalarından biri olarak gören bir eğitim kurumudur.

İnsanların aya taşınmak için gün saydığı bir dönemde; toplumumuzu astronomi ve uzay konusunda bilinçlendirmek zorundayız. Bütün bunları gerçekleştirmek adına laboratuvar işlevi görecek olan Çınar Planetaryum ve Çınar Uzay Gözlemevi’ni bünyemizde faaliyete geçirmeyi görev bildik. Bu noktada şunu da söylemeliyim ki öğrencilerimiz, kazandıkları başarılarla bizleri bu yönde daha da motive etmektedir. En son Uluslar arası EBİKO (Eğitimde Bilişim Kültürü Olimpiyatı)’da ilköğretim öğrencilerimiz Furkan Öziç ve Burak Gültekin, web tasarım kategorisinde dünya ikincisi oldular.

Yeni Asya / İstanbul

04.07.2008