Tarihî Kırkpınar yağlı güreşlerinin 647 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin ve dünyanın en uzun süre devam eden spor organizasyonlarından biri olduğu bildirildi.
Trakya Üniversitesi Kırkpınar Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Müdürü Yrd. Doç. Dr. İlhan Toksöz, Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin 647 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin ve dünyanın en uzun süre devam eden spor organizasyonlarından biri olduğunu söyledi.
Toksöz, Kırkpınar güreşlerinin doğuşuyla ilgili çeşitli efsanelerin olduğunu belirtti. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin doğuşuyla ilgili 3 yıldır yapılan Tarihî Kırkpınar Sempozyumu’nda kayıtlara geçen doğuş efsanesinin Osmanlı Devleti’nin Rumeli’ye geçişteki Süleyman Paşa’nın askerlerinden ikisinin yenişememesi üzerine günlerce süren mücadele olduğunu anlatan Toksöz, şunları kaydetti:
‘’Edirne’nin 1361 yılındaki fethinden önce Süleyman Paşa komutasında Rumeli’ye geçen ve mola verdikleri yerlerde zamanlarını aralarında çeşitli sporlar yaparak değerlendiren Osmanlı akıncıları, yine bir mola anında güreşe başladılar. Güreşe başlayan 40 akıncıdan ikisi gece yarısına dek sürdürdükleri güreşi sonuçlandıramazlar ve ikisi de güreştikleri yerde vefat ederler. Bir incir ağacının altına defnettikleri iki akıncının mezarını Edirne’nin fethinden sonra ziyarete gelen arkadaşları, burada bir kaynak görürler ve ‘Kırktı bunlar. Bu yakaya ilk ayak basanlardır bunlar’ diyerek o yere ‘Kırkpınar’ adını verirler. Efsanenin geçtiği yer var sayılan Kırkpınar Çayırı, Balkan Savaşı ve 1. Dünya Savaşı sonrasında Yunanistan sınırları içinde kaldı. Yunanistan’ın Samona Köyü civarındaki Kırkpınar Çayırı yerine güreşler önce Edirne’de Viran Tekke yöresinde, Cumhuriyet’in ilânından sonra da Sarayiçi mevkisinde yapılmaya başlandı.’’
‘’Kel Aliço’’, ‘’Adalı Halil’’, ‘’Koca Yusuf’’, ‘’Kurtdereli Mehmet’’ gibi efsane güreşçilerin doğduğu ve gelenek haline gelen ‘’Kırkpınar Yağlı Güreşleri’’nin kendine özgü adetleriyle yurdun ve dünyanın değişik köşelerinden gelen güreşseverlerin ilgisini çektiğini ifade eden Toksöz, Edirne’de tarihî Sarayiçi mevkiindeki er meydanında gerçekleştirilen güreşlerde minik 1-2-3, teşvik 1-2-3, tozkoparan, deste, küçük orta, büyük orta, başaltı ve baş kategorilerinde her yaştan güreşçilerin bu şenliği yaşadığını söyledi.
KIRKPINAR’IN VAZGEÇİLMEZLERİ
Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin vazgeçilmesi imkânsız ögeleri arasında kıspet, zembil, yağlanma, davul-zurna, peşrev, cazgır, hakem, başpehlivan, ağa, altın kemer ve kırmızı dipli mumun bulunduğunu kaydeden Toksöz, Kırkpınar’ın vazgeçilmez ögelerini şöyle tanımladı:
Kispet: Pehlivan için çok önemli bir unsur olan deriden yapılan kispetin beli düz ve kıvrımlıdır. Kispetin paçaları iple bağlanır ve rakibin eli girmesin diye iyice sıkılır. Kispet güreşten önce iyice yağlanır.
Zembil: Pehlivanların kispetlerini taşıdığı sazdan yapılma bir torbadır. Zembil pehlivanın kispetine bulaşan yağı dışarı sızdırmaz. Usta pehlivanlar gelecekte başarılı olacaklarına inandıkları çıraklarına zembillerini taşıtırlar. Ayrıca güreşi bırakan pehlivan zembilini duvara asar.
Yağlanma: Güreş esnasında vücudun kavranması güç olsun diye zeytinyağıyla yapılır. Pehlivanlar vücutlarını iyice ve birbirlerine yardım ederek yağlarlar.
Davul-zurna: Güreşin en önemli ögelerinden olan davul-zurna çalacakların güreşi iyi bilmeleri ve güreşin gidişatına göre müziğin ritmini ayarlamaları gerekir.
Peşrev: Güreşin başlangıcı ve güreşe hazırlık aşaması olan peşrev, güreşe ısınma hareketidir. Çayıra çıkan pehlivanlar ahenkli bir şekilde el ve kollarını sallayarak peşreve başlarlar. Üç defa ileri, üç defa geri gittikten sonra sol dizle yere çöken pehlivan, sağ elini yere, dizine, dudağına ve alnına üç defa değdirir.
Cazgır: Güreşecek pehlivanların adlarını, lâkaplarını, oyunlarını seyirciye anlatan cazgırlar, duâlarla pehlivanları güreş meydanına sürer.
Başpehlivan: Kırkpınar’ın en büyük ödülünü alarak, Türkiye şampiyonu olan güreşçidir. Bu ünvanı elde eden pehlivan 1 yıl için Türkiye başpehlivanı olur ve altın kemeri bu sürede taşır. Üç yıl üst üste başpehlivan olan pehlivan ise altın kemerin sahibi olur.
Ağa: Kırkpınar güreşlerinin en temel ögelerinden birisidir. Ağalık müessesesi önceleri pehlivanları güreşe çağıran, yarışmaları düzenleyen, konukları ağırlayan, yemek ve yatacak yer temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını uygulayan kişiydi. Günümüzde bunların büyük bölümünü Edirne Belediyesi karşılamaktadır.
Ağalık koçu: Her yıl yapılan güreşler sırasında temsili olarak ortaya konulan koçu açık arttırmada alan kişi ağa olur.
Altın kemer: Kırkpınar başpehlivanına verilen en büyük ödüldür.
Kırmızı dipli mum: Kırkpınar’ın dâvet simgesi kırmızı dipli mumdur. Eskiden şehir ve köylerdeki kahvelere kırmızı dipli mumlar asılarak, oradaki halk Kırkpınar’a dâvet edilirdi.
|