İnanç Özgürlüğü Platformu İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 166. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Eylemde platform adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Çetin Tahtacı yaptı.
Başkanı Çetin Tahtacı, şunları söyledi: ”Özgür ve yaşanabilir bir hayat için 166 haftadır buradayız. Bağımsız ve gerçekleri haykırmaktan yılmayan bir sivil toplum kuruluşu olarak, insan hakları üzerindeki baskılar devam ettikçe bir 166 hafta daha burada olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Mazlumder insan haklarının fırtınalı denizinde bizler için bir can simididir. Politik toplum, insanlar üzerinde kolektif bir bilinç oluşturarak baskı alanını tüm toplum üzerine yaymak istiyor. Bu örgütlü güç karşısında mücadelenin, ancak birbirine kurşun gibi kaynaşmış insanların birlikteliği ile olacağı kuşkusuzdur. Özelde başörtüsünün, siyasal toplumun tüm kuruluşlarında özgürce kullanılması ve ortaçağa özgü faşist, tekçi uygulamaların kaldırılması için daha bağımsız, daha sivil, devlet ve iktidara eklemlenmeden mücadelemize devam edeceğiz.”
Mazlumder olarak, ülkemizdeki hak ihlâllerini yine bu ülkenin evlâtlarının çözeceğine inandıklarını ifade eden Çetin Tahtacı, şöyle devam etti: ”Mandater zihniyetle ülke sorunlarını dışarıdan gelen desteğe bağlamak, özgürlük ve tam bağımsızlık şiarımıza uymamaktadır. Başörtüsünden olumlu ya da olumsuz nemalanan tüm siyasî organizasyonlar sonuçta basitçe çözülebilecek olan bu meseleyi içinden çıkılamaz bir kangrene dönüştürmüşlerdir. İktidar ve muhalefet arasındaki gereksiz gerginlik başörtüsü mücadelesinin belli bir siyasî görüşle irtibatlandırılmasına sebep olmuştur. Bizler için bu mücadele hâlâ ilk günlerindeki gibi masum kimliği ile devam etmektedir. Geçmişteki ‘Başörtüsü furuattandır’ söylemi ile bugünkü ‘Velev ki siyasî simge olsa’ söylemi arasındaki girdap, ayaklarımızı sabitelerimizden ayıramayacaktır. MAZLUMDER’ in başörtüsü mücadelesi kesinlikle ahlâk temellidir ve herhangi bir siyasî sonuç beklemeyen inanç ve hak mücadelesidir.”
“Türkiye’deki 1000 yıllık beraberliğin ve uyumun yerini karmaşaya terk etmesinin temel sebebi, toplumda yaşayan insanların, grupların birbirine karşı hoşgörüsüzlüğüdür” diyen Çetin Tahtacı, “1924 Anayasası’nda ‘’Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.’’ denildikten sonra, milletin bu hâkimiyeti Meclis yoluyla kullanacağı belirtiliyordu. Darbe ürünü olan 1961 Anayasası ise bu maddeyi ‘Millet, egemenliği Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.’ olarak değiştirdi. Bugün millet temsilinde güçler ayırımı ilkesi ihlâl edilmiştir. Türkiye’nin önceliği yapısal siyasî reformların yapılmasıdır. Mevcut iktidarın anayasa değişikliğine buradan başlaması, millete ve onun temsil organı olan meclise saygınlığını yeniden kazandırması gerekmektedir.”
|