Eylül 2007’de yürürlüğe konulduğu belirtilen planın amacının “Kamuoyunu TSK’nın hassasiyet gösterdiği konularda yönlendirmek ve harekete geçirmek” olduğu ileri sürüldü. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan “Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı” uyarınca, kamuoyunu, “irticacı hareketlerin sorumlusu” olarak görülen hükümete, millî çıkarlarla uyuşmadığı belirtilen yeni anayasa paketine karşı TSK’nın görüşleri doğrultusunda yönlendirmek için bir dizi karar alındı.
YARGI VE ÜNİVERSİTELERLE ORTAK HAREKET
Taraf gazetesinin haberine göre, eylem planı uygulanırken “kamuoyu oluşturma gücüne sahip bulunan üniversiteler, üst yargı organlarının başkanları, basın mensupları, sanatçılarla temasın muhafaza edilmesi ve bu kişilerin TSK ile aynı paralelde hareket etmelerinin sağlanması” gerektiği vurgulanıyor. Planın uygulanmasında birlikte çalışılacak aktörler isim verilmeden “güvenilir isimler” ya da “tam kontrollü, etki edilen ve harekete geçirilebilen sivil toplum örgütleri” veya “uygun medya organları” yahut da “TSK ile benzer yaklaşımları paylaşanlar” gibi ifadelerle
anılıyor.
Eylem Planı 28 Şubat gibi
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) “siyasete ve sivil hayata müdahale için geniş kapsamlı bir Eylem Planı hazırladığı” iddia edildi. Planın amacının “Kamuoyunu TSK’nın hassasiyet gösterdiği konularda yönlendirmek ve harekete geçirmek” olarak açıklandı. Taraf gazetesinin haberine göre, Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırladığı ileri sürülen ve Eylül 2007’de yürürlüğe konan “Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı” uyarınca, kamuoyunu, “irticacı hareketlerin sorumlusu” olarak görülen hükümete, “millî devlete karşı” olarak nitelenen yeni anayasa paketine, “terörist” olarak adlandırılan DTP’ye karşı TSK’nın görüşleri doğrultusunda yönlendirmek için bir dizi karar alındı.
Bilgi Destek Planı’nın “esaslar” başlığı altında, planın amacı “Kamuoyunu TSK’nın hassasiyet gösterdiği konularda kendi çizgisine getirmek, TSK hakkında yanlış fikirlerin gelişmesine mani olmak ve TSK içinde fikirde ve eylemde birlik ve beraberliği sağlamak” olarak açıklanıyor. Aynı bölümde, amaçları hayata geçirme sürecinde “diğer kurumlarla çatışmaya girilmemesi ve günlük siyasete müdahale ediyor görüntüsü verilmemesi” gerektiğinin altı çiziliyor. Buna göre, TSK eylem planını uygularken “kamuoyu oluşturma gücüne sahip bulunan üniversiteler, üst yargı organlarının başkanları, basın mensupları, sanatçılarla temasın muhafaza edilmesi ve bu kişilerin TSK ile aynı paralelde hareket etmelerinin sağlanması” gerektiği vurgulanıyor.
Gazetenin iddiasına göre, Eylem Planındaki bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceği konusu ise, “faaliyet, yöntem, işlem makamı, koordine makamı ve düşünceler” başlıkları altında bölümlere ayrılan “faaliyet çizelgesinde,” her bir uygulamanın aşamaları, finansmanından, uygulama takibi sorumlusuna kadar, ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Planın uygulanmasında birlikte çalışılacak aktörler isim verilmeden “güvenilir isimler” ya da “tam kontrollü, etki edilen ve harekete geçirilebilen sivil toplum örgütleri” veya “uygun medya organları” yahut da “TSK ile benzer yaklaşımları paylaşanlar” gibi ifadelerle anılıyor. Plan’da yer alan diğer çarpıcı başlıklardan bazıları da şöyle:
n“TSK’yı hedef alan gruplar içinde bazı kişileri desteklemek, siyasi ve etnik gruplarda ayrışmayı destekleyip, birliği bozmak;
nTSK karşıtı fikir ve eylemleri ile bilinen san'atçı ve yazarların yıpratılması;
nUygun besteci ve sanatçılara TSK’nın savunduğu görüşler doğrultusunda açık ya da örtülü eser yaptırmak;
Eylem Planı’nın hangi şahış ve birim tarafından yazıldığının anlaşılmaması, kamuoyuna yansımaması için de her kişi ve birime belli sayıda kullanılan x işaretinden oluşan kod adlar verilmiş.
|