Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, ‘’Tedbirli Malî Politika’’nın altında yatan fikrin, ‘’malî harcamalara kılavuzluk edecek bazı orta vadeli kuralların belirlenmesi’’ olduğunu belirterek, ‘’Bunun, burada da ciddî olarak düşünülmesi gereken bir seçenek oluşturduğunu söylüyoruz’’ dedi.
Yatırım Danışma Konseyi Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Lipsky, bu Konsey toplantısının, Hükümet yetkililerinin ekonominin iyi performans göstermesine, yatırım akışının güçlü olmasına ne kadar önem verdiklerinin göstergesi olduğunu belirtti.
Lipsky, ekonomide karşı karşıya olunan zorluklar değişmiş olsa da Konsey’in tartışmalarının asıl olarak yapısal reformlar ve Türkiye’de imkânlı ve sürdürülebilir olduğuna inandıkları hızlı büyümeye geri dönüşü sağlayacak makro ekonomik politikalar üzerine odaklandığını anlattı.
Yatırım Danışma Konseyinin sonuç bildirisinde ifade edilen ‘’Tedbirli Malî Politika’’ uygulaması önerisinin, özel bir IMF programı olup olmadığına ilişkin soru üzerine de John Lipsky, bunun mutlaka bir IMF programı olması gerekmediğini belirterek, şöyle konuştu: ‘’Bu, Brezilya gibi büyük ve gelişmekte olan bir ülkeden, Yeni Zelanda gibi küçük, gelişmiş ülkelere kadar bazı ülkelerde uygulanmış bir program. Bunun altında yatan fikir, malî harcamalara kılavuzluk edecek bazı orta vade kuralların belirlenmesi. Burada, politikaların gelecekte izleyeceği yol konusunda güven vermek ve neye göre değerlendirileceğini belirlemek amaçlanıyor. Diğer türlü net ölçütlerin olmadığı devam eden bir süreç haline gelir. Burada, geleceğe yönelik bazı makul ölçütler belirliyorsunuz. Elbette bu sene olduğu gibi dış kaynaklı şokları dikkate almanız gerekir, ama burada önemli olan bazı ölçütleri tesbit etmek. Bu, bir IMF programı çerçevesinde olabilir mi? Evet, elbette olabilir. Diğer bir deyişle, orta vadeli malî çerçeveyle uyumlu önleyici bir stand-by anlaşması olabilir.’’
Lipsky, böyle bir modelin Hükümet’le de görüşüldüğünü ve Hükümet yetkililerinin malî disiplinin önemini çok iyi bildiğini belirterek, ‘’Malî politikalara orta vadeli sürdürülebilir kredibilite sağlanmasının tek yolunun bu olduğunu söylemiyoruz. Bunun, başka ülkelerin kullandığı, başarı elde ettiği, faydalı bir yol olduğunu ve burada da ciddî olarak düşünülmesi gereken bir seçenek oluşturduğunu düşündüğümüzü söylüyoruz’’ dedi.
|