MAZLUMDER Genel Başkanı Gergerlioğlu, M. Kemal’i sevmediğini söyleyen N. Canan Bezirgan’ın bir medya lincine tabi tutulduğunu hatırlatarak, “Kişisel bir tercih olan bir hak hakaret olarak lanse edildi” dedi.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu son günlerde Mustafa Kemal’i sevmediğini söyleyen Nuray Canan Bezirgan’ın bir medya lincine tabi tutulduğunu, sevmemek gibi tamamen tabiî, insanın iç dünyasını ilgilendiren ve kişisel bir tercih olan bir hakkın, hakaret olarak lanse edildiğini söyledi.
MAZLUMDER İstanbul Şubesinde düzenlenen basın toplantısına Nuray Canan Bezirgan ve MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nden Avukat Elif Uzunpınar katıldı. MAZLUMDER Genel Başkanı Gergerlioğlu’nun okuduğu basın açıklamasında, “Fatih Altaylı’nın sunduğu ‘Teke Tek’ adlı televizyon programında yine kötü niyetli ve aciz bir tartışma başlatılmış, Altaylı’nın sorusu üzerine verdiği cevapla gündeme gelen Nuray Canan Bezirgan hakkında da insaf ölçülerine sığmayacak bir linç kampanyası yürütülmüştür” dedi.
Başörtüsü mağduru olarak nitelediği Nuray Canan Bezirgan’ın yıllardır yürütülen çirkin bir kampanyanın malzemesi haline getirildiğini ifade eden Gergerlioğlu, şunları kaydetti:
“Duygulara müdahale etme hakkını dahi kendisinde gören seçkinci bürokratik zihniyet ve onun basındaki uzantıları, gündemi gereksiz tartışmalarla meşgul ederek, yıllardır yaptıkları gibi, gerçek sorunların üzerini örtmektedirler. Söz konusu zihniyetin en önemli çarpıtması ‘sevmemek’ gibi tamamen doğal, insanın iç dünyasını ilgilendiren ve kişisel bir tercih olan bir hakkı hakaret olarak lanse etmeleridir. Geçmişe bakıldığında, Bezirgan’ın eğitim hakkının gaspedildiği, haksız ve ölçüsüz uygulamalar karşısında önemli sağlık sorunları yaşadığı açıkça görülecektir. Kendisinin bütün bu problemleri yaşamasına sebebiyet verenler, eylemlerini Atatürk adını kullanarak icra etmişlerdir. Yürürlükteki kanunlarda nelerin suç olduğu açıkça belirtilmiş olup, Bezirgan’ın ‘hakaret’ ve ‘sövme’ anlamı taşımayan eyleminin suç olarak değerlendirilmeyeceği açıktır.”
Gergerlioğlu, asıl provokatörler ortada iken mağdur bir bayanın provokatör olarak gösterilmesinin hak ve adalet duygusundan ne kadar uzaklaşıldığının göstergesi olduğunu söyledi. Gergerlioğlu, Nuray Canan Bezirgan’dan hakkında kullanılan ve eleştiri sınırını aşan, özellikle kendisini provokatör olarak tanımlayan ifadeler dolayısıyla özür dilenmesi gerektiğini belirtti.
Konuşmak istemediğini ifade eden ancak ısrarlı sorular karşısında kısa bir açıklama yapan Nuray Canan Bezirgan ise Yeni Asya muhabirinin “daha önce başörtülülere ağıza alınmayacak türlü hakaretlerde bulunmuş olan Fatih Altaylı’nın programına neden katıldığı” yönündeki sorusu üzerine “Davet direkt olarak bana gelmemişti. Biz orada Özgür-Der’i temsilen bulunuyorduk. Aslında başka bir arkadaşım katılacakken, ben katılmak durumunda kaldım” dedi.
Hakkında çıkan “Kanada’dan 2 buçuk saatte oturma izni aldı” söylentilerine de açıklık getiren Bezirgan, “Türkiye’de eğitim hakkım engellendiği için önce turist vizesi ile ABD’ye sonra oradan da iltica yoluyla Kanada’ya gittim. Hakkımda çıkan mahkeme kararı ve gazetelerde hakkımda çıkan haberler dolayısıyla Kanada’da iltica talebim bir kaç saat içinde onaylanabildi. Orada eğitimimi tamamladım ve 2005 yılında ülkeme döndüm” dedi.
BAŞÖRTÜSÜ SEBEBİYLE HAPİS CEZASI ALAN İLK ÖĞRENCİ
Nuray Canan Bezirgan 1998 yılında, İstanbul Üniversitesi Tıbbî Dokümantasyon Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyken başörtülü sınava girmek isteyince 6 ay ceza almış ve cezası ertelenince Kanada’ya iltica edip bu ülkede 7 yıl yaşamıştı. Bezirgan, Türkiye’de başörtüsü sebebiyle hapis cezası alan ilk öğrenciydi.
Fatih Altaylı’nın sunduğu “Teke Tek” programında, “Humeyni’yi seviyorum, Mustafa Kemal’i sevmiyorum” diyen Nuray Bezirgan ve Kevser Çakır hakkında, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılmıştı. Programın yayınlanmasının ardından harekete geçen savcılık, polise yazı yazarak, Nuray Bezirgan ve Kevser Çakır’ın adreslerinin tesbit edilmesini istedi. Emniyet güçlerinin şüphelilerin adreslerinin belirlemesinin ardından, ifade vermeye çağrılacakları öğrenildi. Savcılık soruşturmasıyIa, “Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun” çerçevesinde yürütmeye başladı. Buna göre, “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” eden kimsenin, suçu basın yoluyla işlemesi halinde, 4.5 yıla kadar hapis cezası istenebilecek.
|