Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Yavuz Atar Anayasa Mahkemesinin iptal kararını bir dönüm noktası olarak niteleyerek çözümün yeni anayasada olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ergün Özbudun başkanlığındaki yeni anayasa tasarısını hazırlayan ekipte bulunan Prof. Dr. Atar, anayasa yapma yetkisinin Mecliste olduğunu belirtti. Star’ın sorularını cevaplayan Atar, Meclisin yeni anayasa yapması önünde hiç bir engel bulanmadığını vurgulayarak, “Bu Meclis anayasa yapar” dedi.
MAHKEME MECLİSİN YETKİSİNE ORTAK OLDU
Anayasa Hukuku Profesörü Zühtü Arslan da “Anayasayı korumakla görevli bir organın, bizzat anayasayı ihlal eden kararlar alması hukuka ve devlete olan güveni sarsar” dedi. Yeni Şafak’a konuşan Arslan AYM’nin başörtüsüyle ilgili düzenlenemeyi iptal kararının anayasanın birçok maddesini ihlâl niteliğini taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Arslan, “Mahkeme kararıyla açıkça parlamentoya verilen Anayasa’yı değiştirme
yetkisine ortak olmuştur” diye konuştu.
ANAYASA YAPMAK MECLİS'İN HAKKI
ANAYASA HUKUKÇULARI AYM’NİN SON İPTAL KARARI SONRASINDA OLUŞAN BELİRSİZLİK ORTAMINI DEĞERLENDİRDİ. HUKUKÇULARA GÖRE ÇÖZÜM YENİ BİR ANAYASA.
nayasa hukukçusu Prof. Dr. Yavuz Atar Anayasa Mahkemesinin (AYM) iptal kararını bir dönüm noktası olarak niteleyerek çözümün yeni anayasada olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ergün Özbudun başkanlığındaki yeni anayasa tasarısını hazırlayan ekipte bulunan Prof. Dr. Atar, Star gazetesindeki sorularını cevaplandırırken, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra sivil döneme geçilirken, Demokrat Parti benzeri iktidarları kontrol altında tutabilmek için bir takım vesayet kurumları getirildiğini ifade ederek, bunlardan birinin de AYM olduğunu söyledi. AYM’nin üniversite öğrencilerine kılık kıyafet özgürlüğü getiren düzenlemeyi iptal emesinin 1960’ta başlayan bu sürecin doruğa ulaşması olarak değerlendiren Prof. Dr. Atar, şunları kaydetti:
“Hasar ise bu tür gelişmelerin, reformların, AB’nin önünü kesmesi, ekonominin bozulması, demokrasinin kurumsallaşamaması gibi nedenlerle Türkiye’yi 50 yıl geriye götürebilecek olması. AYM bugüne dek çok sayıda partiyi kapatmış, başörtüsüne ilişkin kanunları iptal etmiştir. Ama bu kararla Meclisin, anayasa yapma iradesini elinden almıştır. Bu bir dönüm noktasıdır, bir anlamda yargıçlar yönetimine geçiştir. Seçilmişler üzerindeki vesayet bu defa yargı eliyle pekiştirilmiştir. Anayasacılık tarihimizde bu kadar ağır bir karar verilmemiştir.”
Prof. Dr. Yavuz Atar, çözüm için önerisini dile getirirken, yasamanın vakit kaybetmeden sivil anayasayı gündeme getirip müzakereye başlamasını gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Atar, “Kamuoyunda yeterince tartışıldı zaten. Böylece ‘Biz seçilmişlere yönelik sistematik gidişata dur demek istiyoruz’ denecek. 22 Temmuz’da bu vekáleti Meclise veren toplumun morale ihtiyacı var” dedi.
Meclisin yeni anayasa yapması önünde hiçbir engel bulanmadığını vurgulayan Anayasa uzmanı Prof. Dr. Atar, “Anayasamızın 175. maddesi Meclis’e bu yetkiyi veriyor. Bu Meclis kurucu meclistir, anayasayı değiştirebilir. Anayasanın bir maddesini değiştirebilen, tamamını da değiştirebilir. Sadece 4. maddeyle bağlı olan ilk üç maddeyi değiştiremez.
PROF. DR. ARSLAN: MAHKEME MECLİSİN YETKİSİNE ORTAK OLDU
Yeni Şafak’a konuşan Anayasa Hukuku Profesörü Zühtü Arslan da Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsünü serbest bırakan kararını iptalinin kesinlikle Anayasa’ya uygun olmadığını belirterek, “Dahası bu karar Anayasa’nın birçok maddesinin ihlâli niteliğindedir” dedi.
“Anayasayı korumakla görevli bir organın, bizzat anayasayı ihlâl eden kararlar alması hukuka ve devlete olan güveni sarsar” diyen Arslan, bu kararın çok tartışıldığı, Yüksek Mahkemenin yetki gaspı içinde olduğu, siyaseti yok saydığı, Meclis’i devre dışı bıraktığı yorumlarının olduğunu söyledi. Bu yorumların büyük ölçüde doğru olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arslan “Mahkeme kararıyla açıkça parlamentoya verilen Anayasa’yı değiştirme yetkisine ortak olmuştur. Meclis bundan böyle tali kurucu iktidar yetkisini mahkemeyle paylaşmak zorunda kalacak. Daha da önemlisi, mahkemenin onaylamadığı bir Anayasa değişikliği yürürlük kazanamayacak. Halbuki mevcut Anayasa bu yetkiyi münhasıran parlamentoya vermiştir. Bu, 1961 Anayasası döneminde mahkemenin aktivist ve durumdan vazife çıkarıcı tavrına bir tepkiydi” diye konuştu.
|