Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısına ilişkin görüşünü, TBMM Adalet Alt Komisyonuna gönderen Jandarma Genel Komutanlığı, bazı maddelerde değişiklik istedi. Jandarma, tasarıdaki “kişilerin ırk, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep veya diğer inançları, dernek, vakıf ve sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ile her türlü mahkumiyetlerine ilişkin kişisel verilerin işlenemeyeceğine” hükmüne itiraz etti.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısına ilişkin görüşünü, TBMM Adalet Alt Komisyonuna gönderen Jandarma Genel Komutanlığı, bazı maddelerde değişiklik istedi. Edinilen bilgiye göre, tasarı üzerinde çalışmalarına kurumların yazılı görüş bildirmeleri için ara veren TBMM Adalet Alt Komisyonuna, ilk cevap Jandarma Genel Komutanlığından geldi. Tasarının bazı maddelerinde değişiklik yapılmasını isteyen Jandarma Genel Komutanlığı, yazısında, tasarının ‘’hukuka uygunluk sebeplerini’’ düzenleyen maddesinde değişiklik talep etti. Kişinin temel hak ve özgürlükleri ile meşru çıkarlarına zarar vermediği sürece, ‘’veri kütüğü sahibinin kendi haklı çıkarları’’ için kişinin rızası bulunmaksızın veri işlenmesine imkân sağlandığı hatırlatılan yazıda, ‘’kendi haklı çıkarları’’ ibaresinin, oldukça geniş kapsamlı ve belirsiz nitelikli olduğu savunuldu. Yazıda, bunun yerine ‘’kanunlarla verilen görev ve yetkilerin yerine getirilmesi amacıyla...’’ ifadesinin konulması istenildi. Tasarıda ‘’kişilerin ırk, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep veya diğer inançları, dernek, vakıf ve sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ile her türlü mahkûmiyetlerine ilişkin kişisel verilerin işlenemeyeceğine’’ yer verildiği hatırlatılan yazıda, ancak bu verilerin, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğinin korunmasını sağlayacak yeterli tedbirlerin alınması şartıyla bazı hallerde işlenmesine imkân sağlandığı belirtildi.
DİNLEME VE İZLEME YETKİSİ
Yazıda, Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Kanununda ile yönetmeliklerde, jandarmaya, suçun önlenmesinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri alma ve uygulama yetkisi verildiği hatırlatıldı. Bu kapsamda, jandarmanın kendi sorumluluk alanında ‘’suç işlenmesinin önlenmesi’’ amacıyla iletişimin tesbit edilmesi, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınması ile teknik araçlarla izleme yapılması yetkisi tanındığı kaydedildi. ‘’Suçun soruşturulması kadar, suçun işlenmesinin önlenmesinin de önemli olması sebebiyle önleyici kolluk faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesine imkân tanınmasının, görevin gereğince yerine getirilmesini sağlayacağı değerlendirilmektedir’’ görüşüne yer verilen yazıda, bu sebeple özel nitelikteki kişisel verilerin işlenmesine, ‘’suçun soruşturulmasında’’ olduğu gibi ‘’suçun önlenmesi’’ için de imkân sağlanması istendi. Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin istisnaları düzenleyen madde kapsamına ‘’özel niteliği olan kişisel veriler’’ ile ‘’kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılmasının’’ da alınmasını isteyen Jandarma, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun oluşumuna da itiraz etti. Kurulun, Bakanlar Kurulunca seçilen 7 üyeden oluşacağının öngörüldüğü ancak, adayların nasıl belirleneceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ifade edilen yazıda, kişi hak ve özgürlükleri ile doğrudan ilişkili bir görev yürütecek ve yetkilerini bağımsız olarak kullanacak özerk bir kurulun üyelerinin tek bir makam tarafından seçilmesinin, kurulun bilimsel ve idarî özerkliğini olumsuz etkileyeceği ve kadrolaşmalara sebebiyet verebileceği ileri sürüldü. Yazıda, Kurula aday gösterilmesi ve üye seçiminin farklı makamlar tarafından yapılması istenerek, bu amaçla kurulun öğretim üyeliği yapmış üyeleri için Yükseköğretim Kurulu, kamu hizmetinde çalışma şartı aranan üyeleri için bakanlıkların, özel sektörde çalışma şartı aranan üyeleri için de meslek kuruluşlarının göstereceği adaylar arasından Bakanlar Kurulunca seçim yapılmasının uygun olacağı savunuldu.
|