Taraf Gazetesi, cesur ve tavizsiz yayın çizgisi nedeniyle, devletin çeşitli kurumları içindeki demokrat insanlar ve mihraklar açısından bir cazibe merkezine dönüşmüş durumda.
Devletin karanlık labirentlerinde tezgahlanan kumpaslarla, tehlikeli örgütlenmelerle ilgili gizli belgeler oraya akıyor ki bu da çok doğal... İnsanlar, yıllardır tanık olup da söyleyemedikleri, basına gönderip de yayınlatamadıkları bilgileri değerlendirecek cesur bir mecra bulunca böyle yaparlar.
Taraf yine üç gündür, herhangi bir demokratik ülkede yayınlansa yeri göğü birbirine katacak, yıllarca gündemden düşmeyecek ölçüde önemli ve vahim bazı belgeler yayınlıyor.
Gazeteye göre, 28 Şubat’ta deşifre olan Batı Çalışma Grubu yerine, 2003 yılında Jandarma İstihbarat Dairesi’ne bağlı olarak bir başka “Çalışma Grubu” kurulmuş. Bu seferkinin adı da “Cumhuriyet Çalışma Grubu.”
Neyin çalışmasını yapıyor derseniz, kısaca darbenin alt yapı çalışmalarını diye özetlemek mümkün. Malum, her darbe bir toplumsal iklim meselesidir. İşte bunlar da bu toplumsal iklimi yaratmaya çalışıyorlar. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla temasa geçerek, kendileri bizzat dernekler kurarak; etkili ve yetkili kişilerle temasa geçerek toplumu yönlendirmeye; “irtica” paranoyasını köpürtmeye, “şeriat”ın ayak seslerinin duyulduğuna inandırmaya çalışıyorlar.
Bu konsept bağlamında yaptıkları önemli çalışmalardan biri, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile 15 rektörün yaptıkları toplantı... Taraf’ın bir Genelkurmay yetkilisi tarafından ulaştırıldığını açıkladığı gizli toplantı raporunun özetini, 8 Haziran tarihli Taraf’ı bularak okumalısınız.
24 maddede özetlenen bu görüşmede “2004 yerel seçimlerine kadar AK Parti’nin sıkıştırılması”ndan, “İrticai odaklarının kısa vadede etkilerinin minimize edilebilmesi için asker, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının güç birliği yapmasının şart olduğu”na, “irticanın tam olarak önlenebilmesi için eğitim sistemine, özellikle ilköğretim okullarına hakim olmak gerektiği, minik irticacıların kafalarının bu seviyedeyken değiştirilmesinin gerektiği”ne kadar, her biri skandal niteliğinde birçok konu konuşuluyor. Toplantıya katılan rektörlerden bir kısmı aşka gelip “Kubilay olmaya hazır olduklarını” söylüyorlar.
Üniversite-Jandarma işbirliği bununla da bitmiyor. Jandarma bünyesinde faaliyet gösteren Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun bir başka faaliyeti de Ahmet Necdet Sezer’in rektör atamaları öncesinde adayların karnesini hazırlamak...
Kasım 2006’da 15 üniversite rektörünün yenilenmesi sürecinde Cumhuriyet Çalışma Grubu yine devreye girerek adaylara artı-eksi puanlar veriyor. Jandarma Belgesi’nde 86 rektör adayından 7’sinin adının karşısında eksi işareti var. Bunlar arasında kendi üniversitelerinden en fazla oyu almış üç rektör adayı da yer alıyor.
Eruygur’un rektörlerle yaptığı toplantının notlarını okurken beni en çok sarsan cümle şu oldu: “İktidar alternatifini ortaya çıkaracak bir parçalanma için baskı ve korku gerekir.”
Gördüğünüz gibi, bütün umutlarını bir parçalanmaya bağlamışlar, en büyük silahları ise korku...
Bu cümle bizim ne yapmamız gerektiğini de ortaya koyuyor: Parçalanmamak ve korkmamak.
Zaman bizim değil, onların korkması gereken bir zaman...
Dipten gelen büyük değişim dalgasını böyle abuk subuk örgütlenmelerle kırmaya çalışanlar ne kadar korksalar yeridir.
Bugün, 11.6.2008
|