TÜSİAD’ın hazırlamış olduğu “Türk Sanayiine Sektörel Bakış” raporunun tanıtım toplantısında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin iktisadî tarihindeki popülist uygulamaların, “hep kaşıkla verilenin daha sonra kepçeyle alınmasıyla” sonuçlandığını ifade ederek, “Dileyelim ki bu kez tarih tekerrür etmesin” dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin iktisadî tarihinin, popülist uygulamaların, “hep, kaşıkla verilenin daha sonra kepçeyle alınmasıyla” sonuçlandığını gösterdiğini ifade ederek, “Dileyelim ki bu kez tarih tekerrür etmesin...” dedi.
Yalçındağ, TÜSİAD ve Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen Sanayi Politikası: Sektörler, Gelişmeler ve Eğilimler Seminerinin açılışında yaptığı konuşmada, kayıt dışı ekonominin mahsurlarının rekabetçilik endişelerini aşarak toplumda daha derin kayıplara yol açmaya başladığını söyledi.
Arzuhan Doğan Yalçındağ, ‘’Kayıt dışı ekonomi Tuzla tersanelerinde birbiri ardına meydana gelen ölümlerin de temel nedeni... Bugünün Türkiye’sinde hala bu tür olaylarla karşılaşıyor olmamız kabul edilebilir veya hafife alınabilir bir durum değil’’ dedi. Yalçındağ, Tuzla tersanelerinde iş güvenliği standartlarının yükseltilebilmesi için sektör temsilcilerine öneriler sunduklarını da dile getirdi.
Makro ekonomik istikrarın devamı ve reform sürecinin mikro reformlarının genişleyerek devam etmesinin, bütün ülke ekonomisi olduğu kadar sanayi için de hayatî önem taşıdığını belirten Yalçındağ, şöyle devam etti:
‘’Oysa maalesef bugün itibariyle reform sürecinde geriye gidiş, ekonomi politikalarında ise popülist uygulamalar dönemine geri dönüş işaretleri görmekteyiz. Aslında kaynakların daraldığı bu ortamda sun'î popülist önlemlere başvurulması Türkiye’de her zaman karşı karşıya kaldığımız ve her seferinde de kaybettiğimiz olaylar olmuştur. Bu uygulamalar, normal ekonomik şartlarda genel refah düzeyinin artışına katkıda bulunacak önlemler olarak düşünülebilir. Ancak, dünyada ekonomik krizin yaygınlaştığı ve derinleştiği Türkiye’mizde makro ekonomik dengelerin bozulma eğilimine girdiği bir ortamda karşımıza çıkan bu kararlar kabul edilebilir nitelikte değildir.’’
Yalçındağ, bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik dengesizliklerin başında cari işlemler açığının geldiğini kaydetti. Yaklaşık 40 milyar dolar civarında seyreden cari açığın belirleyicisinin dış ticaret açığı olduğunu aktaran Yalçındağ, “İhracatımızı yeteri kadar artıramamamız, üretime devam edebilmek için yurt dışından ara malı ve yatırım malı ithal etmek zorunda olmamız, dış ticaret açığının sürekli olarak bozulmasına neden oluyor” dedi.
|