Sarp Kuray ve Ömer Gürcan... Bunlar 68 kuşağının önemli isimleridir. Ömer Gürcan idam edilen darbeci asker Fethi Gürcan’ın oğlu, Sarp Kuray da denizci subay, gençlik önderi, 9 Martçı vs...
Bu iki ismi Kanal A ekranlarında gördüğümde ekrana adeta kilitlendim. Alper Tan’ın sunduğu Gündem Ankara programının konukları olan bu iki isim bugünkü kuşaklara ne söyleyebilirlerdi ki? Bir kere onlar Derin Devlet dediğimiz yapıya “Amerikan Kabuğu” diyorlardı. Sarp Kuray’a göre Amerika 1946 yılından itibaren hem orduya, hem de diğer kurumlara adamlarını yerleştirdi.
Ve hem Amerika hem de SSCB ordu içindeki müdahaleci eğilimleri yönlendirdi: “Burjuva sınıfı kendi sorunlarını aşamadığı zaman, asker ve üniversite vurucu güç olarak öne çıkar... Sovyetler, Irak ve Suriye gibi ülkelerde bu gücü yönlendirerek Baas tipi rejimler oluşturmuşlardır. Türkiye’de ise 12 Mart 12 Eylül müdahaleleriyle Amerika kendi çıkarını gözeten düzenlemeler yapmıştır.” Şöyle anlıyorum: Orduyu ve üniversite gençliğini dış güçler yönlendiriyor. Demek ki onlar bu etkilere açık haldeler. Ya da içlerinde bu tür etki ajanları var! İlginç iddia Alparslan Türkeş hakkında. Ömer Gürcan, Alparslan Türkeş’in CIA ajanı olduğunu iddia etti. Bunu da dönemin Amerika Ankara Büyükelçisi Warren’in hazırladığı rapora dayandırdı:
“27 Mayıs’tan sonra kurulan Milli Birlik Komitesi (MBK) çok genç ve tecrübesiz, üstlendiği misyondan dolayı başı dönmüş bir grup. Şu anki işlerimizden biri de MBK’nın içinde kimlerin etkin olduğunu tespit etmektir. MBK’nın içine en önemli üye olarak Türkeş’i yerleştirdik” (Foreign Relations 1958-60 s. 369-370)
(...)
Kendilerini solcu ve devrimci olarak nitelendiren çevrelerin dine yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?
Kuray: “Biz dinin bir sosyolojik bir olgu olduğunu, Müslümanlığın çıkışındaki bütün devrimci dinamikleri göremedik... Bizim din konusunda fazla bilgili olmamamız, direk bir inkârcılığı getirmiş, sonuçta halkla aramıza büyük bir uçurum oluşmasına sebep olmuştur. Devrimcilerin dine karşı görünmesi bize zarar verdi...”
Kendi tecrübelerinizden hareketle bugünün gençlerine söylemek istersiniz?
Kuray: “Burada “Cambaza bak” oyununa gelmemek lazım. Bizi geçmişte nasıl kullandıklarını anlatayım. Yükseliş Kolejine bizim gruptan birileri bomba attı. Bu bomba Muhsin Batur’un Genel Kurmay’da yapacağı bir konuşmaya zemin hazırlaması için patlatılmıştı... Türkiye’deki devrimci gençlik bu tarz oltalara geçmişte çokça takılmıştı. Peki, bu imkânları neden bize sağlıyorlar? Çünkü ortalığı karıştırmamızı istiyorlar. Böylece onlara yapacakları darbenin altyapısını oluşturacaktık...”
Gençliğin sol kanadının nasıl kullanıldığını yaşayarak gören bu iki ismin, Kuray ve Gürcan’ın daha fazla konuşup tecrübelerini yeni kuşaklarla paylaşması lazım.
Bugün, 27.4.2008
|