Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Türkiye’nin AB’ye girmesinin, özgün bir örnek oluşturması nedeniyle Müslümanlığın doğru tanıtılması açısından da büyük ve yeni fırsat oluşturacağını, Diyanet İşleri Başkanlığının da bu kapsamda ‘’daha sivil, daha şeffaf ve bilim gücü daha da yüksek’’ bir kurum olmasını çok önemsediklerini vurguladı.
Bardakoğlu, New York’ta Columbia Üniversitesinde ‘’Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler-Osmanlılar Döneminde Barış İçinde Bir Arada Yaşama’’ isimli bir konuşma yaptı. Bardakoğlu, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler olarak bu farklı dini ve etnik kökenli grupların hem Osmanlı hem de modern Türkiye’de barış içinde ve uyumlu bir şekilde yaşadığını ve bu açıdan Türkiye’nin dünyada özgün bir örnek oluşturduğunu ifade etti. Bardakoğlu, İstanbul’un fethinden sonra bu şehrin 500 yıldan fazla bir süre pek çok değişik etnik ve dini grubun dini özgürlüklerine sahip şekilde rahatça yaşadıkları bir yere dönüştüğünü anlattı. Bardakoğlu ‘’kimsenin insan haklarından söz etmediği o dönemlerde dini gruplar büyük bir özgürlük içinde kendi dini liderlerini seçerek, ibadet ettikleri yerleri yöneterek, kendi okullarını açarak yaşadılar’’ dedi.
Bardakoğlu, aynı hoşgörü kültürünün modern Türkiye’de de devam ettiğini belirterek devletin laik yapısı içinde Müslüman olmayan vatandaşların Müslüman vatandaşlarla hukuk önünde eşit ve aynı haklardan yararlandıklarını anlattı. Bardakoğlu bir soru üzerine, Türkiye’deki İslam uygulamasının Osmanlı döneminden beri her zaman ‘’laik ve demokratik’’ yapıya uygun olduğunu anlatarak bu kapsamda Türkiye’nin hem tarihi geçmişi, hem kültürel bir köprü olması, hem özgüveni hem de bilgi birikimiyle AB’ye girmesi halinde büyük yarar getireceğini, bu açıdan Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini söyledi. Bardakoğlu, Türkiye’nin AB’ye girmesinin, özgün bir örnek oluşturması nedeniyle Müslümanlığın doğru tanıtılması açısından da büyük ve yeni fırsat oluşturacağını, Diyanet İşleri Başkanlığının da bu kapsamda ‘’daha sivil, daha şeffaf ve bilim gücü daha da yüksek’’ bir kurum olmasını çok önemsediklerini vurguladı. Bardakoğlu, Türkiye’nin AB’ye katılmasının, AB’yi de tek dinlilikten çıkararak ufkunu genişleteceğini belirtti. Bardakoğlu, Alevilikle ilgili bir soru üzerine ise ‘’Alevilik bizim kendi öz kültürümüzdür, zenginliğimizdir. Avrupa’da özellikle Aleviliği İslam dışı olarak göstermek isteyen çevreler var, biz bunu asla doğru bulmuyoruz. Bu hem Müslümanlığa, hem Alevi kardeşlerimize karşı bir saygısızlıktır" diye konuştu.
|