|
|
|
Türk işçisi az çalışmıyor |
KESK tarafından yapılan araştırmada, Türkiye’de emekçilerin iddia edildiği gibi uzun süreler tatil yapmadığı ifade edilerek, Türkiye’nin 30 OECD ülkesi arasında işçilerin en fazla çalıştığı 6. ülke olduğu belirtildi.
KESK AR’ın gerçekleştirdiği araştırmada, Türkiye’de en yaygın yanılgılardan birinin, ‘’ülkede çok fazla tatil bulunduğu ve çalışanların bu tatiller nedeniyle yeterince çalışmadıkları inancı’’ olduğu ifade edildi.
Bu iddianın, işçiler ne zaman hak talebinde bulunsalar karşılarına çıkarıldığı savunulan araştırmada, ‘’Son olarak 1 Mayıs’ın İşçi Bayramı olarak tatil olması talebimize karşı Başbakan Erdoğan’ın ‘Türkiye tatiller ülkesi’ diyerek karşı çıkması, bu yanlış inancın masum bir şehir efsanesi olmaktan çıkarak, hükümeti bile inandıracak tehlikeli bir söylem haline dönüştüğünü gözler önüne sermiştir’’ denildi.
Türkiye’de emekçilerin iddia edildiği gibi uzun süreler tatil yapmadığı ifade edilen araştırmada, şunlar kaydedildi: ‘’Türkiye’de ulusal bayram, yılbaşı, resmi ve dini bayram günlerinde resmi tatil günü sayısı 13,5’tur. Bu tatiller bazı yıllarda hafta sonlarına denk gelebildiği gibi, bazı yıllarda idari tatillerle birleştirilebilmektedir. Dünyanın tüm ülkelerinde benzer şekillerde dini, ulusal ve bölgesel bayramlar olmakta ve ülkelerin kültürüne resmi tatil günü sayısı 10 ile 25 arasında değişmektedir. Türkiye’deki resmi tatil günü sayısı diğer ülkelerle birbirine yakın olmakla birlikte, ülkemizdeki haftalık çalışma süresinin dünyanın pek çok ülkesinden fazla olması, emekçilerin yıl içerisindeki toplam çalışma süresini yükseltmektedir.’’
Araştırmada, OECD verilerine de yer verilerek, 2006 yılı içerisinde çalışanların toplam çalışma saatleri dikkate alındığında, Türkiye’nin, 30 OECD ülkesi arasında emekçilerin en fazla çalıştığı 6. ülke durumuna olduğu belirtildi. OECD’nin 8 Nisan 2008 tarihinde yayınladığı ‘’OECD Factbook 2008’’ adlı raporuna göre, Türkiye’de 2006 yılında bir çalışanın yıl boyunca toplam 1918 saat çalıştığına dikkat çekilen araştırmada, buna karşın Hollanda’da bir emekçinin 1391 saat, Norveç’te 1407 saat, Almanya’da 1436 saat, Fransa’da ise 1564 saat çalıştığı ifade edildi.
Yıllık çalışma süreleri göz önüne alındığında 30 OECD ülkesinin ortalamasının 1777 saat, 15 AB ülkesinin ortalamasının ise 1625 saat olduğuna işaret edilen araştırmada, Türkiye’deki emekçilerin OECD ülkeleri ortalamasından 141 saat (ortalama 3 iş haftası), AB15 ülkeleri ortalamasından ise 293 saat (ortalama 6,5 iş haftası) daha fazla çalıştığı kaydedildi.
|
/ ANKARA
24.04.2008
|
|
|
FAİZE HER HAFTA 1 MİLYAR YTL ÖDÜYORUZ |
86 milyar YTL dış borca karşılık 266.6 milyar YTL iç borç yükü yatırımları engelliyor. Borç stoku içerisinde özel sektörün payı 158 milyar dolar. Her hafta ortalama 1 milyar YTL borç faizi ödüyoruz. 1980'den bu yana sıcak paraya ödenen faiz 400 milyar doları geçti.
Türkiye 353 milyar YTL ile borç stokuyla ekonomide riskli bir trend çiziyor. Kurdaki yükselişler, carî açık, büyüme riski ve enflasyon konusundaki endişeler borç stokunu olumsuz etkiliyor.
Borç stokuna Mart ayında 4.5 milyar YTL daha eklendi. Son çeyrekte ise borç 19.4 milyar YTL yükseldi. 86 milyar YTL dış borca karşılık 266.6 milyar YTL iç borç yükü birçok yatırımı engelliyor. 8.9 milyar YTL’si IMF olmak üzere uluslar arası kredi kuruluşlarına 22.2 milyar YTL borç bulunuyor. Borç stoku içerisinde özel sektörün payı 158 milyar dolar. Türkiye her hafta ortalama 1 milyar YTL borç faizi ödüyor. 1980 yılından bu yana gelen sıcak paraya ülkenin ödediği faiz 400 milyar doları geçti.
AS Haber Ajansı’nın (asha) derlediği bilgilere göre, borç stokunda kamunun payı giderek azalırken özel sektörün borçlanma hızı giderek artıyor. Konuya Uluslar arası Para Fonu (IMF) da dikkat çekti. Türkiye’nin özel sektör borçları açısından Orta ve Doğu Avrupa’daki diğer ülkelere göre daha fazla riskle karşı karşıya olduğunu ve temkinli olması gerektiği bildirildi. Açıklamayı IMF’nin Avrupa Departmanı Direktör Yardımcısı Ajai Chopra Viyana’da yaptı. Chopra, “Enflasyon baskıları, Avrupa’daki birçok gelişmekte olan piyasada kesinlikle önemli kaygı nedeni. Türkiye başta olmak üzere bu ülkelerin birçoğu için standart makroekonomik kırılganlık göstergeleri, örneğin cari açığın boyutu, alarm veriyor” dedi.
“YTL’NİN DEĞERİ İLK ÇEYREK
BİLANÇOLARLA ÖLÇÜLECEK”
Raymond James YTL’nin değeri konusunda Türk banka ve şirketlerinin ilk çeyrekte açıklayacağı bilançoların bir ölçü olacağını bildirdi. İMKB’de işlem göre büyük sermayeli 27 banka ve şirketin ilk çeyrek performanslarına ilişkin tahminde bulunan Raymond James, YTL’deki dalgalanmaların ve euro-dolar paritesinin şirketlerin karlılıklarında belirleyici olduğunu öngördü ve şirketlerin ortalama yüzde 5’lik bir değer kaybına uğrayacağı, bankaların ise ilk çeyreği yüzde 3 oranında karla kapatacağı tahmininde bulundu.
Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ise Sosyal Güvenlik Reformu’nun yasalaşmasının ardından IMF İcra Direktörleri Kurulunun Mayıs ayında toplanarak Türkiye’nin kredisini onaylayacağını umduğunu söyledi. İcra toplantısının ardından hükümetin ihtiyati stand-by konusunda nihai kararı vereceğini kaydetti.
“YIL SONU ENFLASYONU
YÜZDE 8'DEN AŞAĞI OLMAZ”
Merkez Bankası’nın beklenti anketinde yıl sonu enflasyon yüzde 8.44 olarak belirlendi. Bundan önceki beklenti anketinde enflasyon 8.03 seviyesindeydi. Merkez Bankası Türkiye’deki tüketimle faiz arasındaki ilişkiyi iyi hesap etti ki faizleri tutmada biraz muhafazakâr kaldı. Ancak son beklenti anketiyle gelecek toplantı için faiz artırım sinyali veriyor. Dışarıdaki gelişmelere göre faiz oranları belirlenecek. Merkez Bankası yılın ikinci yarısı gelmeden enflasyon oranlarını kesinlikle revize edecek ve bu rakamı da 8 - 10 olarak açıklayacak.
|
/ İSTANBUL
24.04.2008
|
|
|
Kıtlığa karşı bereket projesi |
Kuraklık ve spekülatif sebeplere bağlı dünyada gıda krizi yaşanırken, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Konya Ovaları Projesi (KOP) ve Polatlı Ovası gibi projelerle Türkiye’yi gelecek yıllarda bolluk bekliyor. Özellikle ‘sulanabilir’ tarım alanlarının çoğalmasıyla birim başına alınan ürün miktarı artacak, ürün deseni oluşacak. Bu projelerle Türkiye, dünyadaki gıda açığını kapatmada kilit rol oynayabilecek.
Kuraklık ve spekülatif sebeplere bağlı gıda ürünlerinde dünyada darlık yaşanırken, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Konya Ovası Projesi (KOP) ve Polatlı Ovası Projesi (POP) benzeri projelerle, gelecekte Türkiye’yi bolluk bekliyor. Söz konusu projelerle ‘’sulanabilir’’ alanlar büyürken, tarımda üretim ve ürün çeşitliği artacak, katma değer yükselecek. Bir başka deyişle dünyada isyanlara kadar varan sorunlara yol açan gıda krizi, Türkiye’ye için fırsata dönüşecek.
Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi özelliği taşıyan Güneydoğu Anadolu Projesinde son hamleye hazırlanılırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda 5 yılda bitirilmesi öngörülen proje, yörenin gelir seviyesini 4,5 kat artıracak. GAP İdaresi Başkanlığından aldığı bilgiye göre, GAP’ın sulama projeleri tamamlandığında, şimdiye kadar devlet eliyle gerçekleştirilen ‘’sulama alanına eşit bir alan’’ daha sulu tarıma açılmış olacak. Böylece GAP’ın meydana getireceği yüksek tarım ve sanayi potansiyeli, bölgede ekonomik hasılayı 4,5 kat artıracak, nüfusu 8,6 milyona ulaşacak bölge halkının yaklaşık 3,5 milyonuna iş imkanı sunacak.
KOP sayesinde, Konya’da 1 milyon 704 bin hektar alanda sulu tarım yapılabilecek, tarımda verim yükselecek. Kuraklık ve spekülatif sebeplere bağlı Dünyada gıda krizi yaşanırken, GAP, KOP ve Polatlı Ovası gibi projelerle Türkiye’yi gelecek yıllarda bolluk bekliyor. Özellikle ‘sulanabilir’ tarım alanlarının çoğalmasıyla birim başına alınan ürün miktarı artacak, ürün deseni oluşacak. GAP, KOP ve diğer benzeri projelerle Türkiye, belki de dünyadaki gıda açığını kapatmada kilit rol oynayabilecek. Uzun yıllardır gündemde olan, ancak bir türlü tam anlamıyla hayata geçirilemeyen KOP, ‘’tahıl ambarı’’ olarak nitelendirilen Konya’da üretimin kat kat artmasını sağlayacak.
Konya Ticaret Borsası ve Tarım İl Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, 2 milyon 660 bin hektar alanda tarımın yapıldığı Konya’da işlenen sulanabilir arazilerin sadece yüzde 27’sinde sulu tarım yapılabiliyor. Bu hesap tarıma elverişli alanlar göz önüne alarak yapıldığında ise sulu tarım yapılabilen alan yüzde 14’te kalıyor. Özellikle geçen yıl yaşanan kuraklık ve buna bağlı verimin düşmesi KOP’un Konya ovaları ve ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Geçen yıl susuzluk yüzünden Konya buğday üretimi 2006’ya göre yüzde 35 düşerek 1 milyon 541 bin ton olarak gerçekleşti. KOP’un hayata geçirilmesi durumunda bölgede toplam 1 milyon 704 bin hektar alanda sulu tarım yapılabilecek.
Suyun gelmesi, her yıl nadasa bırakılan 1 milyon 14 bin dekar alanda üretim yapılması anlamına da geliyor. Sulu tarıma geçilmesi durumunda Konya’da dekar başına alınan ortalama verim 500 kilogramı geçiyor. Yılda yaklaşık 8 milyon dekarda buğdayın üretildiği Konya’da suyla birlikte buğday üretim alanı 18 milyon dekara çıkabilecek. Bu durumda, Konya’da yıllık 9 milyon ton buğday üretilebilecek. Türkiye’nin yıllık ihtiyacının yaklaşık 16 milyon ton olduğu düşünüldüğünde sadece Konya Türkiye’nin buğday ihtiyacının yarısından fazlasını karşılayabilecek.
|
/ ANKARA
24.04.2008
|
|
|
MKEK’den yeni robot silah |
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Yüksel Holding ile işbirliğiyle yeni bir robot silah üretti. K karakollar artık, uzaktan kumandalı, insansız makineli tüfek atış kontrol sistemi ile korunacak.
Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da devam eden 11. Malezya Uluslararası Savunma Sanayi Fuarında, yetkililerden aldığı bilgiye göre, bundan böyle, karakollar artık, uzaktan kumandalı, insansız makineli tüfek atış kontrol sistemi ile korunacak. Yeni silah sistemi sayesinde, karakollarda nöbet tutan Türk askerleri, ani terörist baskınlarından zarar görmeyecek. İnsansız Makineli Tüfek Atış Kontrol Sistemi (İMTAKS), terörle mücadele faaliyetleri kapsamında, karakollarda, karargâh ve kışlaların dış emniyet hattında hiç bir yabancı firmanın teknolojik bilgi transferi kullanılmadan tamamen yerli tasarlanan üretim bilgi paketine sahip, istenildiğinde araç üstü silah istasyonu olarak kullanılabilecek olan bir sistem.
|
/ KUALA LUMPUR
24.04.2008
|
|
|
Dolar yükseldi, altın fiyatları düştü |
Uluslararası piyasalarda dün ABD Doları, Kanada Doları dışındaki önemli para birimleri karşısında değer kazanırken, altın fiyatları düştü.
New York döviz piyasasında 1,5989 dolardan kapanan avronun fiyatı, dün öğle saatlerinde 1,5952 dolara düştü. Aynı borsada önceki gün 1,9952 dolarda kapanan İngiliz Sterlini de dün öğle saatlerinde 1,9942 dolara indi. Londra’da dün 17,64 dolardan kapanan gümüşün ons fiyatı değişmedi.
|
/ ANKARA
24.04.2008
|
|
|
IMF ile ‘gözden geçirme’ye devam |
Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakcı, Uluslararası Para Fonu İcra Direktörleri Kurulunun son gözden geçirme kapsamındaki niyet mektubunu değerlendirmek üzere Mayıs ayı başında toplanmasını beklediklerini bildirdi.
Çanakcı, Dünya Bankası yönetimindeki Kurumsal Gelişim Fonu kaynaklarından Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansına verilen 434 bin dolar tutarında hibe ile ilgili Hazine Müsteşarlığı toplantı salonunda yapılan törende basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
IMF ile bundan sonra izlenecek yolun belirlenip belirlenmediğine ilişkin bir soru üzerine Çanakcı, son gözden geçirmenin tamamlanmasına ilişkin niyet mektubunun kısa süre içerisinde imzalanıp gönderilmesini beklediklerini söyledi. IMF ile yapılan mevcut stand by düzenlemesinin 10 Mayıs 2008 tarihi itibariyle sona erdiğini hatırlatan Çanakcı, şunları söyledi: ‘’Yeteri kadar bir süre önce bu mektubun imzalanarak gönderilmesini bekliyoruz. Biz de buna göre çalışmalarımıza devam ediyoruz. Burada önemli bir aşama Sosyal Güvenlik Reformunun yasalaşmasıydı, bu da tamamlanmış durumda. Teknik diyebileceğimiz diğer bazı adımlar var, bunların da tamamlanmasını müteakip niyet mektubunun imzalanarak gönderilmesi ve Mayıs ayı başında da gözden geçirmenin tamamlanmasını hedefliyoruz.’’
|
/ ANKARA
24.04.2008
|
|
|
ATV-Sabah, Turkuvaz'ın oldu |
Turkuvaz adyo Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş, ATV-Sabah Ticari ve İktisadi Bütünlüğü satışıyla ilgili 1,1 milyar dolarlık ihale bedelini Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ödediğini duyurdu.
Turkuvaz’dan yapılan yazılı açıklamada, Fon Kurulunun, ihale bedelinin ödenebilmesi için alıcı şirket Turkuvaz Radyo Televizyon’a verdiği 60 günlük sürenin 25 Nisan Cuma günü sona ermesi bekleniyordu. Açıklamada, ‘’TMSF tarafından 5 Aralık 2007 tarihinde düzenlenen ihaleyi, 1,1 milyar dolarlık teklifiyle kazanan Çalık Holding, ödemeyi yapıp devir teslim anlaşmasını imzalayarak medya grubunu devraldı. Bu çerçevede, ATV-Sabah İktisadi Ticari Bütünlüğü bünyesinde bulunan tüm hak ve varlıklar Turkuvaz AŞ bünyesine geçti’’ denildi.
|
/ İSTANBUL
24.04.2008
|
|
|
Petrol fiyatları, yeni bir rekor kırdı |
Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları dün varili 119,90 dolar seviyesine kadar çıkıp yeni bir rekor kırdı.
Rekor fiyatlarda, zayıf dolar kuru, yüksek talep, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) üretimi yükseltmemesi, Nijerya, İran ve Irak’ta yaşanan arz sorunları önemli rol oynuyor. Petrol fiyatlarının rekor seviyelerde seyretmesinde birçok faktör bulunuyor. Petrol fiyatlarının yükselmesinde zayıf dolar kuru önem taşıyor. Bazı ekonomistler, yatırımcıların petrolü zayıf dolar karşısında hedge fonu gibi kullandıklarını düşünüyor. Amerikan Merkez Bankası’nın faiz indirimi yaptığı ve kredi krizini dindirmek amacıyla mali piyasalara milyarlarca dolar enjekte ettiği Ağustos ayı ortalarından bu yana petrol ve altın fiyatları yükseliyor. Yatırımlar, hedge fonlardan çıkarak petrolün de aralarında bulunduğu emtialara akarken, fiyatlar da artıyor. Daha önce petrol fiyatlarının artışında arz sıkıntıları önemli rol oynarken, bugünlerde yaşanan rekor fiyatlarda daha çok en büyük petrol tüketicileri olan ABD ve Çin’den gelen talep etkili oluyor. Küresel petrol talebinin büyümesi, 2004 yılındaki yükselişin ardından yavaşlasa da hala artıyor ve yüksek petrol fiyatlarının ekonomik büyüme üzerinde sınırlı bir etkisi bulunuyor.
|
/ ANKARA
24.04.2008
|
|
|
|