Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Filistinli çocuğun Mescid-i Aksa duâsı

BBaşbakan Erdoğan’ın, 23 Nisan Çocuk Bayramı dolayısıyla dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocukları kabulü sırasında, Filistinli Rinad Jabarian adlı çocuk, Türk milletinin ve hükümetinin Filistin barışı için gösterdiği çabalardan dolayı Erdoğan’a teşekkür etti ve “Türk milleti ile birlikte El Aksa’da dua etmek” istediklerini söyledi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocukları Başbakanlık Yeni Bina’da kabul eden Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmada, 23 Nisan’ın Türk tarihi ve Türk milleti açısından öneminin büyük olduğunu bildirdi. Dünyanın en büyük medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan bu toprakların birikimine uygun şekilde, 23 Nisan’ın bütün dünya çocukları ile birlikte kutlandığını ifade eden Erdoğan, ‘’Sizlerin nezdinde bütün dünya çocuklarının 23 Nisan Bayramı’nı kutluyorum’’ dedi.

Dünyanın dört bir yanından 23 Nisan Bayramı vesilesiyle Türkiye’ye gelen çocukları, ‘’takdire şayan bir kaynaşma ve dayanışma’’ içinde görmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

‘’Dünyanın barışa, huzura, kardeşliğe, dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Çocuklarımızın ortaya koyduğu bu güzel manzaranın, büyüklere de örnek olmasını temenni ediyorum. Büyüklerin amacı, siz çocuklarımıza daha güvenli, daha müreffeh, daha yaşanabilir bir dünya bırakmak. Ancak, kimi zaman bencillik, kimi zaman eğitimsizlik gibi başka sebepler, bu asli amacın geri plana düşmesine yol açabiliyor. Savaşlar, çatışmalar, düşmanlıklar, acılar, korkular hep büyükler tarafından çıkarılmasına rağmen kurbanları çoğunlukla çocuklar oluyor. Bu olumsuzlukların sona ermesi, çocukların önümüzdeki dönemlerde bu sürece olumlu katkılar yapması en büyük arzumuzdur. 23 Nisan Bayramımız Türkiye’de, gelişmişlik seviyeleri, kültürleri farklı olan ülkelerden gelen temsilcilerin katıldığı bir ortak dünya kuruyor. Burada oluşan ortak coşku ve duygu birliğinin, diğer alanlara da yayılmasını arzu ediyoruz.’’

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından konuk çocuklarla tek tek ilgilenerek, çeşitli hediyeler verdi. Çocuklar da kendi ülkelerinden getirdikleri hediyeleri Erdoğan’a sundular. Filistinli Rinad Jabarian adlı bir çocukla kısa bir süre sohbet eden Erdoğan, barış mesajları verildi. Başbakan Erdoğan, Filistinli çocukların, barış ve özgürlük içinde yaşamasını diledi. Filistinli Jabarian, Türk insanının ve hükümetinin, Filistin barışı için gösterdiği çabalardan dolayı Erdoğan’a teşekkür ederek, ‘’Türk milleti ile birlikte El Aksa’da dua etmek’’ istediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan’ın isteği üzerine, Azerbaycan’dan gelen bir çocuk da Kafkas yöresine ait halk oyunlarından kısa bir bölüm sergiledi. Hırvatistanlı bir çocuk kalp şeklindeki kolyeyi Başbakan Erdoğan’ın boynuna takarken, Kırgız bir çocuğun getirdiği geleneksel şapkayı başına geçiren Erdoğan, basın mensuplarına dönerek, ‘’Nasıl iyi oldu mu?’’ diye sordu. Tacikistan’dan gelen çocuğun hediye şapkasını da başına takmak isteyen Erdoğan’a, şapka küçük geldi.

Başbakan Erdoğan’a, Bosna-Hersek Başbakanı ile çektirdiği resim hediye edildi. Erdoğan, Bulgar bir çocuğa da ‘’Merhaba komşu’’ diye seslendi. Başbakan Erdoğan, daha sonra çocuklarla anı fotoğrafı çektirdi.Hediye merasiminde, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin de hazır bulundu.

/ ANKARA

22.04.2008


 

Siyasetle ilgimiz yok, adaletin peşindeyiz

Kocaeli, Sakarya, Ankara, Van, Akyazı, Antalya ve Konya İnanç Özgürlüğü Platformları adına yapılan açıklamada, “Sırtımızı herhangi bir siyasî grup veya oluşuma dayamadık. Ülkenin yönetiminde söz sahibi olan kişi, kurum veya mercilerin söylemlerini ancak adalet ölçüsüne vurarak ona göre tavır sergiliyoruz” denildi.

Başörtüsü yasağının varlığına karşı Türkiye de farklı bir mücadele yönteminin altına imzasını atan Türkiye’nin farklı bölgelerin de oluşturulmuş olan İnanç Özgürlüğü Platformları istişare toplantılarından birisini daha gerçekleştirdi. Başörtüsü yasağına karşı her hafta Cumartesi günleri, aynı saatte, şehir merkezlerinde periyodik olarak gerçekleştirilen eylemlerin mimarları olan iller Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu’nun eylemlerinin 4. yıldönümü münasebeti ile Kocaeli'nde gerçekleştirilen yürüyüşe katılmasının ardından bir istişare toplantısı gerçekleştirdi. Kocaeli, Sakarya, Ankara, Van, Akyazı, Antalya, Konya İnanç Özgürlüğü Platformlarının bir araya geldiği toplantıda her platform kendi eylemlerini değerlendirip tekliflerini sundu.

Toplantı sonrası yapılan açıklamada şu görüşler dile getirildi: “Bizler inanç özgürlüğü platformları olarak yasağa karşı bugüne dek geliştirdiğimiz inisiyatifi kendi birikimlerimizi de paylaşarak sürdüreceğiz. On yıllardır bir şekilde hayatlarımızda var olan, son on yıldır sistematik bir şekilde uygulanan bu yasakla nasıl bir düşmanlık örüldüğünün farkındayız. Başörtüsü yasağı ile bu ülke insanlarına dikte edilmeye çalışılan yaşam tarzının, tek tipleştirici, öteleştirici, maddî ve manevî imkânlarımızı sömürücü sistemli politikaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Sırtını her hangi bir siyasî gurup veya oluşuma dayamayan, ülkenin yönetiminde söz sahibi olan kişi, kurum veya mercilerin söylemlerini ancak adalet ölçüsüne vurarak ona göre tavır sergileyen bu platformlar, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın karşısında durmaya devam edecektir. İnanç Özgürlüğü Platformları, her hafta başörtüsü yasağının yaşamın hangi alanında ne şekilde uygulandığına dair kendi illerine ve tüm Türkiye’ye ayna tutmaya devam edecektir. Bu mücadeleyi yürüten platformlar, yasakla kimin neyi kaybettiğini, kimin neyi kazandığını, yasağı sürdürmek isteyenlerin nasıl bir iç güdü ve mantıkla hareket ettiklerini ve bu halk üzerinden yürüttükleri planları deşifre etmeye devam edecektir.”

Bir inancın mensuplarını öteleme, bir şekilde eritme psikozuna karşı ancak, o inancın belirttiği ölçüye sarılarak mücadeleye devam edilebileceğine dikkat çeken Platformlar, şu görüşleri sıraladılar: “Farklılıklarımız renklerimiz iken ve ortak direnç ve inanç noktamız bitmeyen ve tükenmeyen bir solukla bu mücadele filizine sürgün verdireceğiz elimizin yetiştiği her yere. Bu topraklarda yürütülen mücadelenin, yasağı henüz yeni tanıyan, onu nasıl algılaması gerektiğini ve ona karşı nasıl mücadele geliştirmesi gerektiğini düşünen tüm insanlara örnek olması ve mücadeleyi bir üst perdeden yürütmeleri için tecrübe olmasını umuyoruz. İslâm Dünyasının kanayan yaralarına bir nebze merhem olması için de elimiz, yetmediği yerde dilimiz, yetmediği yerde yüreğimizle karşı duracağız. Bu inanç ve minval üzere büyük bir sabır ve inançla yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.”

Yeni Asya / İSTANBUL

22.04.2008


 

Rehn: Reformlar inandırıcı şekilde sürdürülmeli

AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB’nin, zor zamanlarda da Türkiye’nin üyelik perspektifinden yana olduğunu göstermesinin önemli olduğunu belirterek, “Ancak bunun için de Türkiye’nin reformları inandırıcı şekilde sürdürmesi şart’’ dedi.

Rehn, Alman Die Welt gazetesine verdiği demeçte, ‘’Türkiye’nin henüz gitmesi gereken uzun bir yol var. Reformları kararlı şekilde sürdürdüğü takdirde, Türkiye’nin 10 ila 15 yıla kadar AB üyesi olmasını bekliyorum’’ dedi. ‘’Birliğin sınırları nereye kadar?’’ şeklindeki bir soruya karşılık da Rehn, yeni AB reform sözleşmesine göre, isteyen her ülkenin AB’ye girmek için başvuruda bulunabileceğini, ancak kendilerinin her ülkeyi kabul etmek zorunda olmadıklarını belirterek, ‘’Haritada bir çizgi çekerek ya da yeni bir perde kurarak kapıyı tümüyle kapatmak yanlış olacaktır. Avrupa’nın sınırlarını sonsuzluğa kadar belirleyemeyiz. Böyle bir durumda AB stratejik seçeneklerini kaybeder’’ ifadesini kullandı.

AB’nin, haziran ayında Türkiye’yle 2 yeni başlığın daha açılmasını planladığını kaydeden Rehn, şunları söyledi: ‘’Fransa’nın AB dönem başkanlığında, bu yılın ikinci yarısında, özellikle enerji konularında yeni başlıkların açılması planlanıyor. AB’nin, zor zamanlarda da Türkiye’nin üyelik perspektifinden yana olduğunu göstermesi önemli. Ancak bunun için de Türkiye’nin reformları inandırıcı şekilde sürdürmesi şart.’’

AB’nin Türkiye’den neler beklediğinin sorulması üzerine de Rehn, şunları kaydetti: ‘’Türkiye 2005 yılında üyelik müzakerelerine başlandığından bu yana hiç olmadığı kadar kritik bir dönemden geçiyor. Tüm taraflar, bir uzlaşma kültürü geliştirdikleri ve gerekli reformlar yapıldığı takdirde ülke bu krizden daha güçlenmiş demokratik kuruluşlarla çıkabilir.’’

Rehn, somut olarak beklentilerin sorulması üzerine de, ‘’Herkes için konuşma özgürlüğü bekliyoruz. Kadın ve azınlık haklarının korunmasını bekliyoruz. Bunun için yoğun çaba gerekli. Hiç kimse çözümün kendiliğinden gelmesini beklememeli’’ dedi.

AKP’nin kapatılması durumunda AB’nin nasıl tepki göstereceği sorusuna da Rehn, ‘’Yasak reform sürecine zarar verir’’ şeklinde karşılık verdi.

/ BERLİN

22.04.2008


 

Babacan: Her adımı sahipleniyoruz

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB’ye üyelik sürecinde attıkları her adımı sahiplendiklerini, bu sürecin her iki taraf için de bir kazankazan süreci olduğunu söyledi.

Devlet Konukevinde düzenlenen Türkiye-Avusturya Komşuluk Çalıştayının açılışında konuşan Babacan, Türkiye’nin AB katılım sürecine değinerek, Türkiye’nin son dönemde oldukça önemli siyasi reformlar gerçekleştirdiğini ve AB müktesebatına uyum alanında önemli adımlar attığını belirtti. Bu sürecin Türkiye’ye pek çok alanda normlar ve standartlar sağladığının altını çizen Babacan, “AB sürecinde attığımız her adımı sahipleniyoruz” dedi ve bu sürecin hem Türkiye, hem de AB için bir kazan-kazan süreci olduğunu ifade etti. Avusturya’ya, Türkiye’nin AB sürecine verdiği destekten ve yapıcı tavrından dolayı teşekkür eden Babacan, Türkiye ve Avusturya’nın görkemli tarihi miraslara sahip iki ülke olduğunu belirterek, her iki ülkenin de zorluklar, ama aynı zamanda fırsatlarla dolu bir siyasi coğrafyada çok yönlü ve dengeli bir dış politika izlediklerini kaydetti. Babacan, daha sonra Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik ile Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi. Görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Babacan, iki ülke arasındaki üst düzey siyasi temasların ikili ilişkilerin pekiştirilmesinde önemli rol oynadığını belirterek, Plassnik ile ikili ilişkileri irdeleme fırsatı bulduklarını kaydetti. Babacan, ziyaretin, Avusturya Cumhurbaşkanının gelecek ay Türkiye’ye yapacağı ziyaretin hazırlıklarını görüşme fırsatı verdiğini söyledi.

Babacan, terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin önemine değindiklerini ifade ederek, “Avusturya’dan bu konuda daha fazla destek beklediğimizi dikkatine getirdim” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Babacan, Plassnik’e Türkiye’nin AB üyelik hedefinin ve bugüne kadar yapılan reformların kararlılıkla devam edeceğini vurguladığını ifade ederek, “AB katılım sürecimizde Avusturya’nın desteğinin devamını beklediğimizi vurguladım” dedi.

Plassnik de yaptığı konuşmada, Ankara’da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Babacan ile zengin bir mönü içinde görüşmelerde bulunduklarını söyledi. Görüşmelerde AB’ye uyum, medeniyetler ittifakı, dinler ve kültürler arası diyalog gibi konuları ele aldıklarını söyleyen Plassnik, Türkiye’nin AB sürecinde yürüttüğü reform çalışmalarının etkileyici ve olumlu bir gelişme izlediğini ifade etti. Plassnik, hem Avusturya hem de AB olarak yapılanları desteklemeye ve teşvik etmeye devam ettiklerini kaydetti. Plassnik, AB sürecine ilişkin Avusturya’nın pozisyonunun değişmediğini de Babacan’a ilettiğini söyledi. Plassnik, terörle mücadelede konusunda da birlikte hareket edilmesinin önemine değinerek, “Sağlam bir ortak olarak terörle mücadele konusunda kararlıyız” dedi.

/ ANKARA

22.04.2008


 

CHP de kapatılma riskiyle karşı karşıya

CHP için bir TV kanalına yasadışı yollarla 3 milyon YTL aktardığı gereçeksiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu ortaya çıktı. Zaman’ın haberine göre, Türkiye, DTP ve AKP’ye açılan kapatma davalarının ardından üçüncü bir şokla karşı karşıya.

CHP’nin Kanal Türk’e verdiği 4 milyon YTL’lik paranın yaklaşık 3 mil-yon YTL’si faturalandırılamadı. Üstelik Kanal Türk’ün bu parayı başka kurum ve kişilerden almış gibi gösterdiği tespit edildi. Anayasa’nın 69. ve Siyasî Partiler Kanunu’nun 67 ve 70. maddelerine aykırı olan bu durum Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 9 Mayıs 2007’de Anayasa Mahkemesi’ne iletildi. Yüksek Mahkeme, dosyayı CHP’nin 2004-2005 muhasebe kayıtlarıyla birlikte incelenmek üzere raportöre teslim etti. Başvuru sırası dikkate alındığında CHP davasının önümüzdeki günlerde sonuçlandırılması gerekiyor. CHP ile Kanal Türk arasındaki yasa dışı ilişki, ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmî bir yazıyla bildirildi. Konuyla ilgili detaylı belgelerin yer aldığı dosya 20 Mart 2008 itibarıyla da siyasî partilere kapatma dâvâsı açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın önünde. Bu gelişme Türk siyasetinde ilginç bir tablo oluşturdu. 22 Temmuz seçimlerinin ardından Meclis’te grup kuran üç partinin kaderi artık mahkemenin 11 üyesinin iki dudağı arasında.

22.04.2008


 

Tansu Çiller, DP lideri Soylu’yu ziyaret etti

Eski başbakanlardan Tansu Çiller, Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu’yu Celal Bayar Köşkü’nde ziyaret ederek, bir süre görüştü.

Çiller, görüşmenin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, eski bakanlardan Ayvaz Gökdemir’in cenaze töreni için Ankara’da bulunduğunu belirti. Bir gazetecinin, ‘’6 yıl sonra Celal Bayar Köşkü’ne geldiniz. Neler hissediyorsunuz?’’ şeklindeki sorusuna karşılık Çiller, ‘’İlk defa geldim, her şey çok güzel. Bizim için ayrı bir anlamı olan bir yerdir. Biz buraya ‘demokrasi evi’ dedik. Dolayısıyla demokrasi meşalemizi taşıyan ekibimizle bugün, güzel, hoş bir sohbet yaptık anılarımızı tazeledik, güzel bir gün oldu’’ dedi.

/ ANKARA

22.04.2008


 

Gökdemir’e TBMM'de tören

Geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden eski Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir için TBMM’de tören düzenlendi.

Törene, TBMM Başkanı Köksal Toptan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Eski Başbakan Tansu Çiller, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, TBMM Başkanvekilleri Eyyüp Cenap Gülpınar, Nevzat Pakdil, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM İdare Amirleri Orhan Erdem, Hüsrev Kutlu, milletvekilleri, eski bakan ve milletvekilleri ile Gökdemir’in ailesi katıldı. Gökdemir, Cumhurbaşkanı Abudllah Gül'ün de katıldığı Kocatepe Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.

/ ANKARA

22.04.2008


 

Kapatılacak belediyelere özel statü geliyor

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, önemli turizm merkezlerini sınırları içinde bulunduran ve nüfusları yetersiz olduğu için kapatılmaları gündemde bulunan belde belediyelerin özel bir statüye kavuşturulmaları için çalışma yürüttüklerini söyledi.

Eroğlu, yaptığı açıklamada, Çaykara ilçesine bağlı Uzungöl beldesinde bulunan Uzungöl'ün Türkiye'nin ve Karadeniz yöresinin en önemli turizm merkezlerinden biri olduğunu belirtti. Devlet Su İşleri Genel Müdürü olarak görev yaptığı sırada Uzungöl'deki rusu-batın temizlenmesinde emek harcadığını ve büyük katkılar verdiğini ifade eden Bakan Eroğlu, ''Uzungöl'ün temizliğini yaptık. Çevresi yapılan çalışmalarla daha da güzelleşti'' diye konuştu.

Nüfusu 2 binin altına düşen belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılmasını öngören yasa tasarısının TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildiğini ve Uzungöl beldesinin nüfusunun da 1490 olarak tespit edildiğini hatırlatan Eroğlu, ‘’Önemli turizm merkezlerini sınırları içinde bulunduran ve nüfusları yetersiz olduğu için kapatılmaları gündemde bulunan belde belediyelerinin özel bir statüye kavuşturulmaları için çalışma yürütüyoruz’’ diye konuştu.

Turizm merkezleri için özel statü düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Eroğlu, bu alandaki çalışmayı Başbakan Erdoğan’a arz ettiklerini ve konunun takipçisi olacaklarını kaydetti.

UZUNGÖL'Ü DÜNYAYA TANITACAĞIZ

Üzerlerine düşen, Uzungöl'ün temizliği, çevre düzenlemesi, ağaçlandırma, ormanlık alan ve mezralık alan kullanımı gibi her türlü altyapıyla ilgili konularda destek verdiklerini anlatan Eroğlu, Bakanlık olarak, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden olan Uzungöl'ün dünyaya tanıtımı çalışmaları kapsamında, altyapıyla ilgili her türlü desteği vermeye devam edeceklerini söyledi.

/ TRABZON

22.04.2008


 

İstenmeyen mesajlara düzenleme

Telekomünikasyon Kurumu GSM operatörleri ve tüketiciler arasında arasında yaşanan sorunlara çözüm için yeni düzenlemelere gitti. Bundan sonra aboneler istemedikleri mesajlardan kurtulacak.

Telekomünikasyon Kurumu, özellikle GSM sektöründe ortaya çıkan sorunlara çözüm sağlanması amacıyla sektöre ilişkin Tüketici Hakları Yönetmeliğini yeniden ele aldı. Hazırlanan taslakta, GSM işletmelerinin düzenlediği kampanyaların kapsamı ve usulleri detaylı şekilde düzenleniyor. Düzenleme ile abonelerin istenmeyen mesajları alıp almama konusunda tercihte bulunmasına da imkân sağlanıyor.

Telekomünikasyon Kurulu 2. Başkanı Galip Zerey, yaptığı açıklamada, Telekomünikasyon Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 2004 yılında çıkarıldığını ancak 4 yılda çok şeyin değiştiğini belirtti. Yönetmeliğin tekrar ele alındığını ifade eden Zerey, yönetmeliğin sektördeki değişime uygun hale getirileceğini, son 4 yıldaki değişikliklerin mevzuata işleneceğini kaydetti.

Abonelerin acil aramalar konusunda bilgilendirilmesi ve bu hizmetten nasıl yararlanabileceğine açıklık getirilmesi amacıyla ‘’Acil Aramalar’’ başlıklı bir madde eklendiğini anlatan Zerey, abonelerin istenmeyen mesajları alıp almama konusunda tercihte bulunmasına da imkân sağlandığını ifade etti. Zerey, ‘’Abonelik Sözleşmeli’’ maddesine, ‘’İşletmecinin kendisinin ya da üçüncü kişilerin reklâmlarını sesli ya da yazılı mesaj yoluyla abonelerine gönderebilmeleri için abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında abonenin onayını alması gerekmektedir. Abonelerin sözleşmenin imzalanmasından sonra da söz konusu mesajları alma ya da almama konusunda tercih yapma hakkı bulunmaktadır. İşletmeci tarafından bu hak, abonelere kolay uygulanabilir bir şekilde ve ücretsiz olarak sağlanır’’ hükmünün eklendiğini bildirdi.

Zerey, ‘’Amacımız tüketicilerin mümkün mertebe düşük fiyatla, kaliteli hizmet almasıdır.

Bunu verecek işletmeciler arasında da rekabetin sağlanmasıdır. Serbest rekabet ortamında yarışmalarıdır. Bunun için mevzuatımızı güncelliyoruz’’ dedi. Zerey hazırlanan taslakta ‘’Hizmetin kısıtlanması ya da durdurulması’’ başlığı altında yeni bir madde konularak hizmetin kesintisiz sürdürülmesinin esas alındığını, hizmetin hangi şartlarda kısıtlanabileceği ya da durdurulabileceğinin hükme bağlandığını ifade etti. Galip Zerey, GSM işletmelerinin düzenlediği kampanyaların da yeniden düzenlendiğini kaydetti. Kampanya konusunun tartışmalı olduğunu, operatörlerin düzenledikleri kampanyalara Telekomünikasyon Kurumunun müdahale etmesini istemediğini belirten Zerey, şunları kaydetti: ‘’Biz mümkün mertebe kampanyalara engel olmuyoruz. Sadece kampanya ile haksız rekabet oluşturulmasın diye bakıyoruz. Gerekiyorsa müdahale ediyoruz. Yaşadığımız tecrübelerden dolayı kampanyalara açıklık getirdik. Kampanya konusunda anlaşılmaz ve kapalı olan kısımlarını biraz daha detaylandırdık ve anlaşılır hale getirdik. Kampanya nedir, süresi ne kadardır, kaç kere tekrarlanabilir, kaç kişiyi kapsar... Çünkü yapacağımız müdahale sonuçta mahkemeye gidiyor. Mahkemelerde yaşanan sıkıntılar oldu. Bunların hepsini mevzuata işledik. Biz burada tüketici mağduriyetini engellemek istiyoruz.’’

Galip Zerey, kurumun ortaya çıkan sorunları bir taraftan Kurul kararlarıyla çözerken diğer taraftan bunları mevzuata işlemek üzere çalıştığını, her sorunda değişiklik yapmak yerine, ihtiyaç haline geldiğinde mevzuat değişikliğine gidildiğini belirtti.

/ ANKARA

22.04.2008


 

Ankara barajları ölü hacmin üzerine çıktı

DSİ Genel Müdürü Haydar Koçaker, Ankara’da Çamlıdere Barajı hariç diğer barajlardaki su seviyesinin son yağışların ardından ölü hacmin üzerine çıktığını belirterek, ‘’Ankara barajlarında şu anda 155 milyon metreküp civarında birikmiş suyumuz var’’ dedi.

Haydar Koçaker, yaptığı açıklamada, son dönemlerde alınan yağışların Ankara’daki barajların su seviyelerini arttırdığını belirterek, şunları söyledi:

‘’Çamlıdere Barajı hariç diğer barajların tümü son yağışların ardından ölü hacmin üzerine çıktı. Ankara barajlarında şu anda 155 milyon metreküp civarında birikmiş suyumuz var. Ama Çamlıdere Barajı’nda henüz su alma ağzının altındaki seviye dolmadı. Orada 30 milyon metreküp civarında bir eksiğimiz var. Kentin günlük su kullanımı ortalama 800 bin metreküp olarak gerçekleşiyor. Ama yaza doğru gidiyoruz, buharlaşmanın da artacağını hesaplarsak ortalama 1 milyon metreküp civarına yükselirse su kullanımı, bu miktarın Ankara’ya 5-6 ay yeteceğini söyleyebiliriz.’’ Şehirde, yağışlı günlerde yeşil alanların sulanmaması sebebiyle günlük su kullanımında önemli düşüşler yaşandığını belirten Koçaker, ‘’Tasarruf diyoruz. Vatandaşın da belki kulağını tırmalıyor ama tasarruftan bahsetmemek için bu bilincin herkesin aklına yerleşmesi gerekiyor’’ dedi.

/ ANKARA

22.04.2008


 

Sigara bırakma seferberliği başlıyor

Yaklaşık 20 milyon kişinin sigara içtiği Türkiye’de, ülke genelinde 19 Mayısta yürürlüğe girecek ve çeşitli yerlerde sigara içmeyi yasaklayan kanun sayesinde, bir yıl içinde 500 bin kişinin sigarayı bırakmasının hedeflendiği bildirildi.

Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Bürosu Türkiye İrtibat Ofisi Ulusal Tütün Kontrolü Program Sorumlusu Dr. Toker Ergüder, 19 Mayıs'ta yürürlüğe girecek ve okul, dershane ve kursların açık alanları ile lokanta, kahvehane, kafeterya ve birahane gibi yerlerde sigara içimini yasaklayan 5727 sayılı ‘’Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişlik Yapılması Hakkında Kanun’’un, sigarayla mücadele konusunda çok önemli bir adım olduğunu söyledi.

/ ANKARA

22.04.2008


 

Sözleşmeli sağlık çalışanları eylem yapmaya hazırlanıyor

Sözleşmeli sağlık çalışanları, yaşadıkları sorunları kamuoyuna duyurmak amacıyla Türk Sağlık-Sen’in koordinesinde 24 Mayısta Sağlık Bakanlığı önünde eylem yapmaya hazırlanıyor.

Eş durumundan tayin, askerlik dönüşü işe başlama, giyim yardımı ve becayiş gibi konulardaki sorunlarını kamuoyuna duyurmayı amaçlayan sözleşmeli sağlık çalışanları, 24 Mayısta Sağlık Bakanlığı önünde bir araya gelecek. ‘’Söz Bitti, Şimdi Eylem Zamanı’’ adlı miting için Türk Sağlık-Sen, Türkiye’nin tüm illerinde görev yapan sözleşmeli personeli eyleme davet etti. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde 2007 yılı sonu rakamlarına göre Sağlık Bakanlığında görev yapan yaklaşık 55 bin sözleşmeli personel bulunduğunu belirterek, ‘’Sözleşmeli olarak istihdam edilen kamu çalışanları, hala sorunlar yumağı içerisinde çalışmaktadırlar. Türk Sağlık-Sen olarak sözleşmeli personelin gür sesini duyurmak için böyle bir eylem yapma kararı aldık” diye konuştu.

/ ANKARA

22.04.2008


 

İstanbul’da ekmeğin yüzde 10'nu çöpe gidiyor

İstanbul İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da bir günde üretilen 15 milyon ekmeğin 1,5 milyonunun çöpe gittiğini belirterek, bu israfı önlemek için ‘’Ekmeğini Çöpe Atma’’ kampanyası başlattıklarını bildirdi.

Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde düzenlenen toplantıda İstanbul Halk Ekmek A.Ş. Genel Müdürü Salih Bekaroğlu ile birlikte şirketin çalışmaları hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Halk Ekmek’in günde 60 bin aileye 250 bin ekmeği bedelsiz dağıttığını da belirten Topbaş, daha önce kuponla yapılan bu uygulamadaki sahteciliği ortadan kaldırmak için de ‘’Smartkart’’ uygulamasını başlattıklarını bildirdi. Topbaş, İstanbul’da üretilen 15 milyon ekmeğin yüzde 10’unun çöpe gittiğini ifade ederek, ‘’Günde 1,5 milyon ekmek çöpe gidiyor. Bunun maliyeti 130 milyon YTL. Bu çok büyük bir israf. Bunu çok daha aşağıya indirmemiz gerekiyor. Yıllık ciddi bir maliyet. Fakir, zenginin israf ettiği oranda aç kalır. Bu nedenle ekmek israfını mutlaka önlemeliyiz’’ dedi.

Dünyada her gün 25 bin insanın sağlıklı gıdaya ulaşamadığı için öldüğünü, 800 milyon insanın aç yaşadığını dile getiren Topbaş, şunları kaydetti:

‘’Bunlarla mücadele tüm insanlığın ortak sorunu. Ekmek artık aslanın ağzında değil, midesinde. Her gün çöpe giden ekmekle yılda 700 otobüs, 30 okul, 25 hastane çöpe atılmış oluyor. 50 bin işçinin aylık maaşı çöpe atılarak istihdamı önleniyor. İsrafı önlemek, insan olarak hepimizin sorumluluğunda. Buna katkı sağlamak için ‘Ekmeğini Çöpe Atma’ kampanyasını başlatıyoruz.’’

/ İSTANBUL

22.04.2008


 

Çin, Doğu Türkistanlı kadınları serbest bıraksın

Mazlumder ve Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği üyesi bir grup, Çin’de, Doğu Türkistanlı 600 kadının gözaltına alınmasını, bu ülkenin İstanbul Başkonsolosluğu önünde protesto etti.

Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplanan grup adına basın açıklaması yapan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük, ‘’23 Mart 2008’de, Çin yönetiminin gayriinsani uygulamalarını protesto etmek için başlatılan yürüyüşe katıldıkları gerekçesiyle 600 Doğu Türkistanlı hanım gözaltına alınmış ve somut bir suç unsuru aranmaksızın, ‘ayrılıkçı gruplar’ nitelemesiyle adil yargılama haklarından mahrum bir şekilde hapsedilmişlerdir’’ dedi. Hapsedilen kişilerin ailelerinin bulunduğu mahallelerin ablukaya alındığı ve telefonlarının kesildiği duyumu alındığını dile getiren Küçük, ‘’Çin yönetimi, baskıcı politikalarından ve insan haklarına aykırı uygulamalarından acilen vazgeçmelidir’’ şeklinde konuştu. Grup, protesto eyleminin ardından dağıldı.

/ İSTANBUL

22.04.2008


 

Isparta’daki uçak kazasında 6 aile istihkak dâvâsı açtı

Isparta'ta 30 Kasım 2007’de düşen uçakta hayatını kaybedenlerin ailelerinden 6’sı hasımsız istihkak davası açtı, bugüne kadar 4’ü yakınlarının özel eşyalarını alabildi.

Edinilen bilgiye göre, uçak kazasının meydana geldiği Isparta’nın Keçiborlu ilçesinde yapılan eşya tespitinin ardından 23 Şubatta, ailelerin, yakınlarının eşyalarını alabilmeleri için ‘’hasımsız istihkak davası’’ açmalarının istenmesi üzerine, eşya tespiti yapan 23 aileden 6’sı istihkak davası açtı. Bunlardan 4’ünün davası sonuçlandı ve bu aileler yakınlarının eşyalarını aldı.

/ ISPARTA

22.04.2008


 

Diyarbakır’da 84 kaçak yakalandı

Diyarbakır'da yurda kaçak yolla giriş yapan 84 kişi yakalandı.

Valilikten yapılan yazılı açıklamaya göre, Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince Silvan ilçesi Çatakköprü yol kontrol ve arama noktasında bir kamyon kasasında 5'i Burma, 18'i Afganistan ve 51'i Pakistan uyruklu toplam 74 kaçak yakalandı. Pirinçlik ve Bağdere Karakol Komutanlığı ekiplerince yapılan yol kontrolleri sırasında da 7'si Afganistan uyruklu, 3'ü de İran uyruklu olmak üzere toplam 10 kaçak yakalandı.

/ DİYARBAKIR

22.04.2008


 

Gümrüklerde kaçağa geçit yok

Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünce yürütülen operasyonlar çerçevesinde, 11-17 Nisan 2008 tarihleri arasında toplam 36 olayda, 86 milyon 958 bin 454 YTL değerinde uyuşturucu madde ile ticari eşya kaçakçılığı olayı ortaya çıkarıldı.

Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, İstanbul’da 5 milyon 704 bin 548 adet bilgisayar donanımı ve aksamı, 1 milyon 995 bin 776 adet elektrik ve elektronik parça, bin 121 adet güneş gözlüğü, 4 adet ilaç, 3 adet kozmetik malzemesi, 489 adet MP3-4 ve aksamı, 24 adet muhtelif elektronik eşya ve 128 adet muhtelif eşya ele geçirildi.

/ ANKARA

22.04.2008


 

TÜ-MER’den gıda fırsatçıları için ihbar hattı

Tüketici Hakları Merkezi Genel Başkanı Ömer Keser, tüketicilerin, temel gıda maddelerinde fiyat artışlarına neden olan “fırsatçıları” ve “vurguncuları” TÜ-MER bünyesinde kurulan İhbar Hattı’nın [email protected] adlı elektronik posta adresine ihbar edebileceklerini bildirdi.

Keser, yazılı açıklamasında, temel gıda maddelerinde piyasa araştırması gerçekleştiren TÜ-MER’in, yapılan boykot çağrılarının bazı bölgelerde fiyatların normale dönmesini sağladığını tespit ettiğini, buna karşı bazı bölgelerde çeşitli gerekçeler öne sürülerek yüksek fiyatlarla satışlara devam edildiğinin gözlendiğini ifade etti.

/ İSTANBUL

22.04.2008


 

Dört kişiden biri dişçiye hiç gitmemiş

Toplumun ağız kanseri konusundaki farkındalığının tesbit edilmesi amacıyla yapılan araştırmaya katılanların yüzde 23’ünün hiç diş hekimine gitmediğini, yüzde 33’ünün 2 yılda bir ya da daha seyrek, yüzde 24’ünün yılda bir diş hekimine göründüğünü ortaya koydu.

18-19 Nisan tarihlerinde Gazi Üniversitesinde düzenlenen Ağız Kanserleri I. Ulusal Sempozyumu’nda sunulan, Nielsen Omnibus tarafından 16-64 yaşları arasındaki bin 216 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de diş hekimine gitme sıklığı oldukça az.

Araştırmaya katılanların yüzde 23’ünün hiç diş hekimine gitmediği, yüzde 33’ünün 2 yılda bir ya da daha seyrek, yüzde 24’ünün yılda bir, yüzde 20’sinin ise 6 ayda bir ya da daha seyrek diş hekimine göründüğü belirlendi.

Ağız kanseri hakkında bilgi sahibi olanlarda diş hekimine 6 ayda bir veya daha sık gidenlerin oranı ise yüzde 26’a çıkıyor. Bu oran bir yakınında ağız kanseri olan kişiler arasında ise yüzde 18 düzeyinde seyrediyor.

Daha yüksek olması beklenirken böyle bir oranla karşılaşılması ise “konunun diş hekimiyle bağdaştırılmadığı veya gereken önemin verilmediği” şeklinde değerlendirildi. Diş hekimine gidenlere, “Bunu rutin olarak mı, yoksa bir problemle karşılaştıklarında mı yaptıkları” sorulduğunda ise yüzde 85 oranında “bir problem olduğunda” cevabı alındı. Diş hekimini daha sık giden kesimde rutin kontrol amacı taşıyanların oranının yüksek olduğu, bu amaçla diş hekimine başvuranların bilinç düzeyinin de yüksek olduğu belirlendi. Araştırma, 21-24 yaş grubundakilerle kadınların daha sık diş hekimine gittiklerini ortaya koydu. 21-24 grubundakilerin yüzde 20’sinin 6 ayda bir, kadınların yüzde 27’sinin ise yılda bir diş hekimine göründükleri belirlendi.

Diş hekimine gidenlerin yalnızca yüzde 15’inin ağızlarının kanser yönünden de muayene edildiği belirlendi. Bu oran yakınlarında ağız kanseri olanlarda yüzde 24’e çıktı. Yakınında ağız kanseri olanların diş hekimine gidiş sıklığında artış olmasa da bu kişiler diş hekimine gittiğinde kanser açısından kontrol oranının yükseldiğine dikkat çekildi.

ARAŞTIRMALAR, AĞIZ KANSERİNİN TOPLUMDA YETERİNCE BİLİNMEDİĞİNİ

GÖSTERİYOR

AraştIrma sonuçları, ağız kanserlerinin diğer kanserlere göre toplumda ne kadar bilindiğini de ortaya koydu.

Buna göre, bildikleri kanser türleri sorulan araştırmaya katılanların yüzde 69’unun akciğer, yüzde 51’inin kan, yüzde 49’unun da meme kanseri hakkında bilgi sahibi olduğu görüldü. Ağız kanseri ise bütün bilinen kanser türleri arasında hiçbir hatırlatma yapılmadan yüzde 5. Ağız kanserini bilenlerin yüzde 50’sinin televizyon, yüzde 29’unun gazete, yüzde 20’sinin internet sayesinde konudan bilgi sahibi olduğu, yüzde 26’sının da bir yakınında bu hastalığın bulunması sebebiyle hastalığı bildiği belirlendi. Araştırmaya göre, kansere yol açan sebepler sorulduğunda katılımcılardan yüzde 78’i sigarayı, yüzde 40’ı aşırı alkol kullanımını, yüzde 34’ü besinlerdeki kanserojen maddeleri, yüzde 27’si ise beslenme alışkanlıklarını işaret etti. Araştırmaya ilişkin yapılan değerlendirmede, “nadir görülen fakat kaliteli bir yaşamı etkileyen ve ölümcül bir kanser türü hakkında toplumu bilinçlendirecek kampanyaların önemine işaret edildi ve erken teşhis için diş hekimlerinin konuya dikkatini çekmenin son derece faydalı olacağı” tesbitine yer verildi.

/ İSTANBUL

22.04.2008


 

İstanbul'da Lâlede talep patlaması

İstanbul’da, belediye şirketlerinden Ağaç A.Ş tarafından satışı yapılan çiçekler arasında lâleye olan büyük talep, stokların tükenmesine sebep oldu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü İhsan Şimşek, yaptığı açıklamada, İstanbul’un yeşil alanlarını daha bakımlı hâle getirmek ve ‘’lâleyi yeniden şehre kazandırmak’’ amacıyla 2004 yılında başlatılan lâle dikim çalışmalarına, ilk aşamada 600 bin lâlenin dikimiyle başladıklarını söyledi. Daha sonraki yıllar sırasıyla 3 milyon, 10 milyon ve bu yıl da yine 10 milyon lâle dikildiğini belirten Şimşek, ‘’Bu yıl sadece belli parklara değil, bütün ana arterlere, kavşaklara, yollara, İstanbul’un Şekerpınar Kavşağı’ndan, Kınalı Kavşağı’na kadar şehrin her tarafına lâle dikildi. İnsanlar evlerinden çıkıp yürüme mesafesinde lâle ile karşılaşıyorlar’’ dedi.Şimşek, dikimi Kasım ayında başlayan lâlenin Mart ayının sonundan itibaren İstanbul’un her yerinde kendini göstermeye başladığını belirterek, şu bilgileri verdi: ‘’İstanbul’a 4 yıldan bu yana 23-25 milyon arası lâle soğanı dikildi. Tabii bunların hepsi kaybolmuyor. Şehrin birçok yerinde kendiliğinden yeniden çıkanlar var. Bunlarla birlikte biz bu sene 10 milyon diktik, ama şu anda benim tahminim İstanbul’da yaklaşık 15 milyon civarında lâle soğanı açmış durumda. Bu yıl mevcut 6 koruyu lâlezar haline getirdik. Göztepe Parkı’nda fidanlık olarak kullanılan alanı da lâle bahçesine dönüştürdük. Ayrıca 7 tane lâle bahçemiz var.’’

/ İSTANBUL

22.04.2008


 

Yüksekokul mezunu aşçılar işbaşında

Bolu'nun aşçılarıyla ünlü Mengen ilçesindeki Mengen Aşçılık Meslek Yüksekokulundan 10 yılda 210 kişi mezun oldu.

Alınan bilgiye göre, 1997 yılında kurulan Mengen Aşçılık Meslek Yüksekokulu, 30 kişilik kontenjanıyla Mengen Kütüphane binasında eğitime başladı.

Osmanlı döneminden beri aşçılık mesleğinin gelenekselleştiği Mengen’de kurulan yüksekokuldan, 10 yılda 210 kişi mezun olarak diplomalarını aldı. Okuldan 10. dönemde mezun olan 30 kişiden ise sadece birinin kadın olduğu bildirildi.

Halen kütüphane binasında eğitime devam eden Mengen Aşçılık Meslek Yüksekokulunun 4 yıllık olması ve yeni bina yapımı için çalışmaların sürdüğü belirtildi. Yüksekokul Müdürü Abdullah Sümmen, yaptığı açıklamada, okulun amacının Türkiye ve dünya mutfaklarında çalışabilecek bilgi ve beceriye, değişik ülkelerden meslektaşlarıyla iletişim kurabilecek dil gücüne, farklı mutfakların özelliklerine uygun yiyecek hazırlayabilecek beceriye sahip meslek mensupları yetiştirmek olduğunu söyledi. Yüksekokul mezunlarını, dünya ve ülke çapında tanınan, eğitime ve yeniliklere açık, kendini yenileyebilen, Türk mutfağını dünyaya tanıtabilecek aşçıbaşılar olarak görmek istediklerini ifade eden Sümmen, ‘’Biz bu hedefimizin gerçekleşeceğine içten inanıyoruz. Aşçılık, dünyanın her ülkesinde geçerliliğini koruyor ve gün geçtikçe değeri artıyor’’ diye konuştu

/ BOLU

22.04.2008


 

İnsanlığa haklarını Peygamberimiz getirdi

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özavşar, ‘’Peygamberimiz kul hakkını, komşu hakkını, kadın hakkını, çocukların haklarını getirendir’’ dedi.

Ziya Gökalp Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliği, İstiklâl Marşı ve ardından Kur’ân-ı Kerim okunmasıyla başladı. Daha sonra ‘’Millî ve Manevî Değerlerimiz’’ konulu konferansı veren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özavşar, Diyarbakır’ın, İslâm’a Anadolu kapılarını açan şehir olduğunu belirtti.

Hz. Muhammed’in dünyaya gelişi nedeniyle kutlanan bu haftada insanlara Peygamber sevgisini aşılama çabasında olduklarını ifade eden Prof. Dr. Özavşar, şöyle konuştu: ‘’Peygamberimiz dünyaya geldiğinde Sasani’de, Doğu Roma’da aristokratın, zenginin hakim olduğu, fakirlerin, kadınların adının olmadığı, tiranların hüküm sürdüğü bir dönem yaşanıyordu. O, kul hakkını, kadın hakkını, yetim hakkını gözeten kişidir. Hz. İsa havarilerine (Ben gidiyorum her şeyi düzenleyen gelsin) diyor. Peygamberimiz kul hakkını, komşu hakkını, kadın hakkını, çocukların haklarını getirendir. Hele hayvan hakları konusu başlı başına bir konferans konusudur. Peygamberimiz yaşlılara büyük saygı göstermiş. Savaş zamanlarında bile kadın, çocuk ve yaşlılara dokunmayı yasaklamıştır.’’ İslâm ve peygamberinin, insanların renkleriyle, ırklarıyla bir üstünlükleri olmadığını vurguladığını da kaydeden Prof. Dr. Özavşar, ‘’Hepiniz Ademdensiniz, Adem de topraktan’’ sözünü aktardı. Vali Hüseyin Avni Mutlu da 20 yıldan bu yana kutlanan Kutlu Doğum Haftası’nda bu yıl farklı güzellikler yaşadıklarını belirterek, düzenleyicilere teşekkür etti. Diyarbakır’ın, Peygamberine büyük bir tutkuyla aşık olduğunu ifade eden Vali Mutlu, ‘’Bu güzel şehrin çocukları Muhammedi denilen güllerin yetiştiği bahçelerde yetişmişlerdir. Bu şehrin sembolü Muhammedi güldür. Diyarbakırlılar yüce peygamberine böylesine büyük bir tutkuyla aşıktır’’ dedi. Vali Mutlu, faaliyet öncesinde katılımcılara dağıtılan ‘’Kur’ân'ı Kerim’e göre Hazreti Peygamberin Örnek Hayatı’’ adlı kitabı, vatandaşların ısrarı üzerine imzaladı.

/ DİYARBAKIR

22.04.2008


 

Dünya çocukları barış için ağaç dikti

TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliğine katılan çocuklar Dinler bahçesine barış ve dostluk için ağaç diktiler.

Şenlik dolayısıyla Antalya’ya gelen 38 ülke çocukları, Belek Turizm Merkezindeki Dinler Bahçesini ziyaret ettiler. Kilise, cami ve sinagogu gezen çocuklar, ardından ‘’Dünyada Barış’’ sloganı altında Barış ve Dostluk Ormanı oluşturulması amacıyla Dinler Bahçesine 80 ağaç dikti. Konuk ülke çocukları, 23 Nisanda gündüz Aspendos Antik Tiyatro’da halk oyunları gösterileri sunacaklar, aynı gün akşam da Antalya Cam Piramit’te gala gecesi düzenlenecek. Gala gecesinde ünlü pop san'atçısı Tarkan konser verecek, çocuklar, TRT Çocuk Korosu ile barış şarkıları söyleyecekler ve perdeye de şenliğin geçmişini, 30 yılın kilometre taşlarını anlatan sinevizyon gösterisi yansıtılacak. Dünyada kutlanan ilk ve tek çocuk bayramı olan Uluslararası 23 Nisan Çocuk Bayramı 1979 yılından bu yana bütün dünya çocuklarını kucaklıyor. Şenliğe bu yıla kadar 90 farklı ülkeden 20 bin civarında çocukla 5 bin grup lideri katıldı.

/ SERİK

22.04.2008


 

Bitkisel ilâç hekimden habersiz kullanılmamalı

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Yeşilada, ‘’Bitkisel ilâçların hekimden habersiz kullanımı, hastalığın belirtilerinin gizlenmesi sonucu yanlış teşhis konması ya da verilen ilâçlarla olumsuz etkileşme gibi sonuçlar doğurabilir’’ dedi.

rof. Dr. Yeşilada, Çukurova Üniversitesindeki bir konferansa katılmak üzere geldiği Adana’da, yaptığı açıklamada, son yıllarda sağlıklı ve uzun ha-yatın son derece popüler bir konu haline geldiğini ifade etti. Yıllardır ‘’kocakarı ilâcı’’ olarak bilinen bitkisel ürün ve ilâçların uzun hayatın popüler hale gelmesiyle birlikte önem kazandığını belirten Prof. Dr. Yelişada, şunları kaydetti: ‘’Bu ürünlerin çok konuşulmasının iki nedeni var. Birincisi, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar sonucu, bazı hastalıkların yaşam ve beslenme tarzında değişikliklerle önlenebileceği öğrenildi, bağışıklık sistemiyle ve besinlerin kimyasal yapılarıyla ilgili yeni bulgular ortaya çıktı. İkinci neden ise yazılı ve görsel basında sık sık bu konularla ilgili haberlerin yer alması. Yayınlanan kitapların sayısında da muazzam bir artış var ve internet ile herkes doğru ve yanlış her bilgiye kolayca ulaşabiliyor.’’

/ ADANA

22.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri