Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Cheney barış değil, savaş için geldi

ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin, ülkesinin İsrail’e kendi güvenlik çıkarlarıyla çelişen ödünler vermesi için baskı yapmayacağını teyit etmesi sürpriz değil. Asıl sürpriz, Cheney’nin Ortadoğu gezisinde ziyaret ettiği Arap ülkelerinde ve özellikle de kendisine devlet nişanı veren Suudi Arabistan’da güleryüzle karşılanması.

Cheney’nin İsrail’le dostluğu bilinir. Bu adam siyasi hayatını İsrail’in çıkarlarına adadı. Cheney, çoğu İsrail yandaşı Yahudiler olan ve İsrail’i bölgedeki en büyük nükleer güç olarak yerleştirmek, kardeş bir Arap ülkesini yerle bir etmek ve en az bir milyon insanı öldürüp beş milyonunu sürmek amacıyla Irak ve Afganistan’daki ABD savaşlarının arkasında duran yeni muhafazakârlara liderlik etti. Bu başarılar ödüllendirilmeyi hak ediyor mu? Cheney Müslümanlardan ve özellikle Araplardan nefret eder, Arap ve petrol sahibi olan liderleri küçük görür. Ünlü gazeteci Bob Woodward’un Bush ailesiyle Suudi kraliyet ailesinin ilişkileri hakkındaki kitabını okuyanlar bu yönde birçok bilgi görecektir.

DURAK SEÇİMİ TESADÜF DEĞİL

Cheney’nin bölge ziyaretinin amacı savaşı pohpohlamak. Basın toplantılarında yaptığı açıklamalar, ikili toplantılarda Arap liderlerle ele aldığı konularla tamamen çelişiyor. Cheney bölgeyi, İran, Suriye, Hizbullah ve işgal altındaki Filistin’de bulunan direniş gruplarına yönelik bir savaşa hazırlamak, rolleri imkân ve konumlarına göre müttefiklere dağıtmak için geldi. Ziyaret ettiği ülkeleri titizlikle seçti; Bush’un iki ay önceki gezisinde atladığı Umman’ın yanı sıra Suudi Arabistan’a gitmesi, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’le uzun görüşmeler yapması, Ramallah’ta kısa süre durması ve geziyi Türkiye ziyaretiyle sonlandırması tesadüf değil.

Umman ziyareti, bu ülkenin Körfez’deki stratejik konumu ve günde 18 milyon varil petrolün, yani dünya üretiminin yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz boğazına hâkim olmasıyla ilgili. İran’ın, nükleer programı nedeniyle bir ABD saldırısına maruz kalırsa bu boğazı kapatma tehdidinde bulunduğu biliniyor.

Riyad’sa, gezinin İsrail’den sonraki en önemli durağı. Zira Suudi Arabistan bölgedeki bütün Amerikan savaşlarında merkezi role sahip. Beş yıl önce Irak’taki saldırıda ve teröre karşı Amerikan savaşında büyük rol oynadı, Irak güçlerini Kuveyt’ten çıkarmaya hazırlık olarak 1990’da yarım milyon Amerikan askerine ev sahipliği yaptı.

Cheney Suudi hükümetinden, petrol fiyatlarını düşürüp dünyayı durgunluk sonrası kayıplarını azaltma noktasında Amerikan desteğine hazırlamak amacıyla ek petrol çıkarmasını istiyor. Zira özellikle de Körfez’deki bazı ülkelerin azami oranlara ulaşması sonrası, dünyada petrol üretimini artırabilecek tek ülke Suudi Arabistan. Suudilerin iki gün sonra bu talebe olumlu karşılık vererek petrol üretimini artırma taahhüdünde bulunması da şaşırtıcı değil.

Cheney’nin Mart 2002’de, yani Irak savaşından bir yıl önce aynı hedef için Körfez’e benzer bir gezide bulunduğunu hatırlatmak yararlı. Ziyaret ettiği bütün ülkelerin bu savaşa katılmış olması ve petrol arzını artırmaya çalışması tesadüf değil. Fazla üretim savaşta ve sonrasında fiyatların düşürülmesinde başarılı oldu.

İran’a yönelik bir Amerikan savaşının çıkma ihtimali, nükleer program sorununun diplomasiyle çözülme ihtimalinden hâlâ fazla. Diplomasi henüz meyve vermedi ve bu konuda birçok gösterge var:

Cheney’nin, İsrail’e kendi talepleriyle çelişen adımlar atma baskısı yapmayacağını söylemesi, İsrail’in, İran, Suriye ve ikisinin direniş arasındaki müttefiklerine yönelik yeni savaştaki merkezi rolünün göstergesi. Zira ABD İsrail’e muhtaç;

İsrail, Lübnan’da Hizbullah’la bir savaş çıkararak İran’ı savaşa çekebilir. İsrail nükleer tesislerinin ‘babası’ Şimon Peres’in, İran’ın vurulmasını en fazla teşvik eden Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yle bir araya gelmesi, Sarkozy’nin İran’ın nükleer programının İsrail ve ABD açısından tehlikesine dair yaptığı açıklamalar.

Nükleer programın Avrupa için yarattığı tehlike abartılarak Avrupa’da başlayan İran karşıtı medya kampanyası. Sunday Times dün, İran’ın Avrupa

başkentlerine ulaşabilen Şahab 3 füzelerine yerleştirilecek nükleer başlıklar ürettiğine dair bir rapor yayımladı. Aynı gazete, 1991 savaşından bir ay önce Saddam’ın altı ay içinde nükleer silah üreteceğini, son savaştan önce de Irak’ta kitle imha silahları bulunduğunu yazmıştı.

Önde gelen Batılı liderlerin, İran’la mücadelede kendisiyle dayanışma içinde olduklarını göstermek için İsrail’i ziyaret etmesi. İsrail’i Cheney’den önce Almanya Başbakanı Angela Merkel ziyaret etti. Bush’un 60. kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılmak için İsrail’i mayısta ikinci kez ziyaret etmesi bekleniyor. Bazı Körfez ülkelerindeki Şiilerin, savaş çıkar ve bu ülkeler savaşa katılırsa İran’ın ‘beşinci taburuna’ dönüşme ihtimali hesaba katılarak maruz kaldığı baskı.

Mısır’ın Gazze’deki sakinleştirme çabaları; İsrail’e füze fırlatılmasını önleyecek bir ateşkesi sağlama ve Gazze’ye yönelik İsrail işgalinin ertelenmesi girişimi. İşgal gerçekleşirse Arap sokakları patlayabilir. Mısır’ın sakinleştirme çabaları ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın son ziyaretindeki telkiniyle gerçekleşti.

Arap medyasının ve özellikle de El Cezire’nin maruz kaldığı baskı, Arapça yayın yapan Batılı kanalların açılması ve ‘Arap medya kurumu belgesi’. Arap enformasyon bakanları bu belgeyi, savaş çıkarsa halkı kontrol etmenin temel adımı olarak bazı gazete ve televizyonları suçlu kılmak için çıkardı.

Lübnan sahillerinde Amerikan savaş gemilerinin bulunması, İsrail uçaklarının Suriye hava sahasını ihlal etmesi ve nükleer tesis olduğu söylenen mevzileri bombalaması. Amerikan gemileri, İran veya Hizbullah’ın İsrail’e yönelik füzelerine karşı koyma amaçlı savunma sistemleriyle donanımlı. Suriye hava sahasının ihlal edilmesinin hedefiyse, İsrail, hatta belki Amerikan uçakları İran hedeflerini bombalamak için bu koridoru kullanabilir diye Suriye radarlarını ve savunma organlarını test etmek.

Türkiye İran’a yönelik Amerikan saldırısında doğrudan rol oynayabilir. Zira İran’ın nükleer projesine karşı çıkıyor ve Washington’ın da sağlam bir müttefiki. ABD Türkiye’nin Kuzey Irak harekâtına sessiz kaldı.

ARAPLAR ‘YAKIT’ OLACAK...

Cheney bütün Amerikan savaşlarının mühendisi ve ABD’nin fiili başkanı. Görüştüğü liderlere gelecek savaşın planlarını gösterip rolleri dağıtmış olabilir mi? Bu ülkeler kanlı bir Amerikan macerasına katılmayı düşündü mi? Cheney’nin, gezisinden Mısır’ı çıkarması, Bush’un da iki ay önceki gezisinde Mısır’a sadece üç saatliğine uğraması tesadüf mü?

Cheney’nin ziyareti sadece barış amaçlı olsaydı, İsrail’i baskıdan muaf tutması ve Filistinlere yönelik katliamlarını ‘kendini savunma’ gerekçesiyle haklı çıkarması, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria saldırılarının ve ablukasının kurbanları hakkında tek kelime etmemesi akıl kârı olur muydu?

Cheney, yönetimi İsrail’e baskıda bulunmazken, kurulması geciken bağımsız Filistin’den veya bu amaçla ‘acı ödünler’ verme gereğinden nasıl söz edebilir ki? Bu bir barış değil, savaş gezisi. Araplarsa önceki, şu anki ve belki gelecekteki ABD yönetimlerinin ‘binek hayvanı’na dönüşmeleri sonrası, bu savaşın yakıtı, kurbanları, yalancı şahitleri ve en büyük kaybedenleri.

Kuds ül Arabi, 24.3.2008

(İktibas: Radikal, 26.3.2008)

Abdulbari Atwan

27.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Cheney barış değil, savaş için geldi

  Bombanın izi

  Gideceğiniz yola mayın döşerseniz sonu feci olur

  Bedel


 Son Dakika Haberleri