Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, İslâm dininin kul hakkına büyük önem verdiğini ifade ederek, ‘’Çevreyi kirletenler, yolları daraltanlar çok daha büyük kul hakkı ihlâlleriyle ve hesaplarıyla yüz yüzedir’’ dedi.
Prof. Dr. Emiroğlu, yaptığı açıklamada, İslâm’da ‘’kul hakkının’’ beşerî ilişkilerin neredeyse temelini oluşturan çok ciddî bir kavram olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Emiroğlu, kul hakkı kavramının insanlar arası ilişkileri sağlamlaştıracak, iyiliğin, insafın, adalet ve merhametin kök salmasını sağlayacak, ahlâkî yapının pekişmesine vesile olacak daha sonra da kişinin ahiret mutluluğunu yakalamasına etki edecek önemli bir kavram olduğunu belirtti.
İslâm dininin kul hakkına çok önem verdiğinin âyet ve hadislerle sabit olduğunu dile getiren Prof. Dr. Emiroğlu, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ‘’Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helâlleşsin. Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir’’, ‘’Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mü’min cennete girer’’ hadislerinin bulunduğunu hatırlattı.
Prof. Dr. Emiroğlu, şunları söyledi: “Çalıştığımız yerde mesaimize dikkat etmemek, iş verene karşı bir kul hakkı ihlâlidir. Çalıştırdıklarımızın ücretini kesmek veya vaktinde vermemek yine bir hak ihlâlidir. Ücretle verdiğimiz bir dersin saatini doldurmadan derse son vermek, ücret sahibinin hakkını yemek olur. Bir öğrenciye hak ettiği notu vermemek haksızlık olur. Komşumuzu sesle, gürültüyle rahatsız etmek, balkondan çırptıklarımızla ona zarar vermek, bakışlarımızla veya hareketlerimizle onu taciz etmek, dedikodusunu yapmak, kul hakkının ihlâli olur.’’
Bir insanı küçük düşürmeye çalışmak, onun onuruyla oynamak, kişiliğini rencide etmek, haksız yere çıkışmak, aşağılamak, kalbini kırmak, kul hakkı kapsamında değerlendirilecek olumsuz davranışlar olduğuna işaret eden Emiroğlu, şöyle devam etti: “Yüz yüze olmasa da telefon, televizyon, radyo veya basın yahut yazılı yolla birisine haksız isnatlarda bulunma, onunla ilgili yalan haber verme, kişilik haklarına saldırma, onuruyla, aile gururuyla oynama yine kul hakkına girmektedir. Kişisel yararları için çevreye zehir akıtanlar, havayı kirletenler, yolları daraltanlar, kısacası ammenin hukukunu hiçe sayanlar, çok daha büyük kul hakkı ihlâlleriyle ve hesaplarıyla yüz yüzedirler. Zira hedef alınanlar veya mağdurlar tek kişi değil çok kişidir. Çok kişiden helâllik almak ise çok çaba gerektirecektir.’’
Prof. Dr. Emiroğlu, kul hakkı için helâllik alınması gerektiğini belirterek, inanmayan ya da gayrimüslimlerin hakkı için de onlarla helâlleşmek gerektiğini vurguladı.
|