Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtüsü eğitim hakkı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerde başörtü yasağının kaldırılmasını eğitim hakkı ve özgürlüğü, ayrıca din ve vicdan özgürlüğü açısından değerlendirdiklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Almanya’da yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine verdiği mülakatta, ‘’üniversitelerde başörtü yasağının kaldırılmasını eleştirenlerin, bunun İslamlaşma yolunda bir ilk adımı teşkil ettiğini söylediklerinin’’ belirtilmesi üzerine şunları söyledi:

‘’Bu, yanlış. Başörtüsü İslamiyet’i yaşamanın tek yolu değildir. Biz başörtüsünü eğitim hakkı ve özgürlüğü, ayrıca din ve vicdan özgürlüğü açısından değerlendiriyoruz. Gelişmiş demokrasilerde nereye bakarsanız bakın, üniversitelere istenildiği gibi gidiliyor. Bizim ülkemizde de bu daha önceleri mümkündü. Her zaman, Batı, Batı, Batı diyoruz. Batı bunu niye yapıyor, biz bunu burada yaptığımız zaman niye sorun oluyor? Ben hem kapanana, hem de kapanmayana saygı duyuyorum. Hepsi bu ülkenin evlatları. Laik bir ülke tüm inanç gruplarına karşı aynı mesafede

durmalı. Birine yakın, diğerine uzak durmak olmaz. Eğer ülkemizde ayrımcılık varsa, bunun sorumluları, kapananlara üniversite kapılarını kapatanlardır. Parlamentoda 550 milletvekilinden 411’i başörtü yasağının kaldırılması için oy kullandı, 19 kişi buna karşı. Bir parlamenter demokraside 411 milletvekiliyle çoğunluk, muhalefetin bir kısmının söylediği gibi kaosla bir tutulabilir mi? Daha büyük bir anlaşma olabilir mi?’’

Terörist demeden DTP ile görüşmem

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP’nin kendisiyle görüşme talebinde bulunduğunu belirterek, ‘’Bölücü terör örgütü PKK’yı, Parlamento çatısı altında bulunan DTP, terör örgütü olarak ilan etmedikçe, ben kendileriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görüşemem’’ dedi.

Resmi bir ziyaret için Ankara’da bulunan Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves ile Başbakan Erdoğan, görüşmelerin ardından düzenledikleri ortak bir basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin, ‘’Demokratik Toplum Partisi, randevu talebinde bulundu mu?’’ şeklindeki sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu karşılığı verdi:‘’Benden randevu talebinde bulundular. Ve ben, randevu talebine, grup başkanvekilim ve başbakan yardımcımı görevlendirdim. Sayın Türk ve Tuğluk birlikte gelmek suretiyle arkadaşlarımla görüşmelerini yaptılar. Benim biliyorsunuz baştan beri bir hassasiyetim var. O hassasiyetim de şu; bölücü terör örgütü PKK’yı, Parlamento çatısı altında bulunan DTP, terör örgütü olarak ilan etmedikçe, ben kendileriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görüşemem. Bunu kendilerine söyledim. AB üyesi ülkeler, hepsi, bu konuda terör örgütü olarak ilan ediyor. ABD, terör örgütü olarak ilan ediyor. Bütün dünyadaki BM kayıtlarına bu şekilde giriyor. Ama hala Parlamento çatısı altında bulunan bir partinin terör örgütü olarak ilan etmeyişini ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak kabullenemem.’’

/ BERLİN

14.03.2008


 

Medya da faizden besleniyor

Son beş yıl içinde 15 kat artan özel sektör borcunun, kamu borcunun iki katına çıktığını belirten sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, “Bunun sebebi şu: Bizim özel sektörümüz Avrupa’dan sendikasyon kredisi adı altında yüzde 6 ile para alıyor, bunu Türkiye’ye getirip YTL’ye çeviriyor ve sonra yüzde 16-20 faizle devlete veriyor. Basının sahipleri de o faizden nemalandıkları için, bu durum basında hiç gündeme gelmez” dedi.

DUVARA DAYANINCA...

Bu durumda kısılabilecek tek şeyin garibana giden paralar olduğunu ve bunun da sosyal güvenlik açığı olarak ifade edildiğini vurgulayan Tezel, sosyal güvenlik reformunun ardından kıdem tazminatının, sonra mesai saatlerinde artışın gündeme geleceğini ifade ederek şöyle konuştu: “Yine 18 saat çalışıp bir ekmek kazanacağımız dönemlere doğru gideceğiz. Nereye kadar? Duvara dayanıncaya kadar. Tarih tekerrür edecek.”

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Ümit KIZILTEPE

14.03.2008


 

YÖK Başkanı çok sıkıntılı

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın başörtüsü üzerinden ülkede yaşanan kaos ve gerginliklerden son derece rahatsız olduğunu söyledi.

BES Genel Başkanı Avcı, Danıştay 8. Dairesi’nin üniversitelere gönderilen başörtüsü düzenlemesi konulu yazının genelge sayılarak iptal edilmesiyle gündeme yeniden gelen YÖK Başkanı Özcan’ı makamında ziyaret etti. Avcı, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, Özcan’ın başörtüsü üzerinden ülkede yaşanan kaos ve gerginliklerden son derece rahatsız olduğunu ve üniversitelerde yıllardır yaşanan ve yıllardır ötelenen sorunlar yumağını mercek altına aldığını ve başkanlığı döneminde bu sorunları ortak akıl anlayışı içerisinde ve ivedilikle çözüme kavuşturacağını ifade ettiğini bildirdi. Avcı, “Biz sayın YÖK Başkanımızdan, öteden beri yasakçı ve otoriter anlayışla yönetilen, ideolojik kamplaşmaların en yoğun yaşandığı Yüksek Öğrenim Kurulu’nu demokratik bir anlayışla, bilimi, teknolojiyi, üretimi ve nitelikli eğitimi en önemli gündem maddesi addeden bir çözüm mekanizması haline getirmesini beklediğimizi ve bu yöndeki her olumlu adımın yanında olacağımızı kaydettik” diye konuştu.

Avcı, YÖK Başkanı Özcan ile başörtüsü ne de siyasi konuları görüşmediklerini belirterek, “Bu tür konuların artık YÖK’ün gündeminden çıkması gerekmektedir. Bu konular siyasilerin konularıdır” dedi.

40 SAYFALIK RAPOR SUNDU

Türkiye’deki öğretmen açığının kapatılması amacıyla akademisyenlerin askerliklerini öğretmen olarak tamamlamaları için bir çalışma yapılması teklifini Prof. Dr. Özcan’a ilettiklerini hatırlatan Avcı, benzer konularda üniversitelerdeki sorunların anlatıldığı 40 sayfalık rapor sunduklarını kaydetti.

Fatih Karagöz / ANKARA

14.03.2008


 

Mağdurlardan rektörlere tepki

Başörtüsü Mağdurları Öğrenci Platformu, Anayasanın 10.ve 42. maddesiyle başörtüsü yasağını kaldırmasına rağmen yasağa devam eden rektörler hakkında cezai işlem uygulanması için Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığına ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına dilekçe gönderdi.

Sirkeci PTT binası önünde toplanan Başörtüsü Mağdurları Öğrenci Platformu üyesi grup, basın açıklaması yaptı. Platform adına konuşan İstanbul İlahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Betül Cevher, başörtüsü yasağının Anayasa değişiklikleri gerçekleştirilmeden önce dahi yasalarda hiçbir dayanağı olmadan fiilî uygulamalar ve sanal gerçeklerle haksız ve hukuksuz biçimde uygulanmakta olduğunu belirtti. Başörtüsüne uygulanan fiilî yasağı kaldırmak için Anayasada değişiklik yapıldığını ve 23 Şubat 2008 tarihi itibariyle değişikliğin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Cevher, yasağı hala uygulayanların resmen hukuku hiçe saydığını, hiçkimsenin Anayasa değişikliğini tanımama ve kendini Anayasadan üstün görme lüksünün olamayacağını kaydetti.

Başörtülü öğrencileri okula almayanların açıkça suç işlediğini, kanunsuz emri yerine getirenlerin de “eğitim ve öğreniminin engellenmesi,ayrımcılık yasağının ihlâli ve görevin kötüye kullanılması” suçlarına iştirak ettiğini vurgulayan Cevher, “Bu ülkenin vatandaşları olarak bizler,Anayasa değişikliklerinin derhal hayata geçirilmesini, vergilerimizle koltuklarında rahat bir şekilde otururken insan haklarını ayaklar altına almaya devam eden rektörler hakkında cezai takibat başlatılmasını talep ediyoruz” dedi.

Platform üyeleri, basın açıklamasından sonra hukuka aykırılığı sürdürmekte ısrar eden kişiler hakkında gerekli soruşturmanın yapılması talebiyle yazdıkları dilekçeleri ve suç tutanaklarını Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığına ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına gönderdi.

İbrahim İzmirli / İSTANBUL

14.03.2008


 

Yargıtay dosya yorgunu

Yargıtay’ın hukuk ve ceza dairelerine geçen yıl 526 bin 841 dosya geldi. Geçmiş yıllardan devirle birlikte geçen yıl toplam 454 bin 284 dosyayı karara bağlayan Yargıtay, dosyalardan 289 bin 302’sini bu yıla devretti.

Yargıtay Başkanlar Kurulunun, dairelerin iş yükü ve bazı daireler arasındaki görev değişikliğine ilişkin kararı, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.

Buna göre, 1 Ocak 2007 - 31 Aralık 2007 tarihleri arasında, Hukuk Genel Kuruluna 983 iş geldi ve bir önceki yıldan aktarılanlarla birlikte toplam 994 dosyadan, yıl içinde 977’si karara bağlandı ve 2008 yılına 17 iş aktarıldı.

Ceza Genel Kuruluna 283 iş geldi ve bir önceki yıldan aktarılanla birlikte toplam 331 dosyadan yıl içinde 279’u karara bağlandı ve 2008 yılına 52 iş kaldı.

Hukuk dairelerine 1 Ocak 2007 - 31 Aralık 2007 tarihleri arasında, 344 bin 391 dosya geldi, toplam 325 bin 143 dosya karara bağlandı. Hukuk daireleri, 95 bin 936 dosyayı da bu yıla aktardı.

Ceza dairelerine ise 1 Ocak 2007 - 31 Aralık 2007 tarihleri arasında toplam 182 bin 450 dosya geldi. Ceza daireleri 129 bin 141 dosyayı karara bağlarken, 193 bin 366 dosya bu yıla kaldı.

Başkanlar Kurulu, hukuk dairelerine gelen, çıkan, elde bulunan iş miktarı ile nicelik ve nitelikleri gözeterek yeni görev dağılımını belirledi.

Başkanlar Kurulu, Dördüncü, Beşinci, Dokuzuncu, Onuncu, Onikinci, Onüçüncü, Ondördüncü, Onbeşinci, Onsekizinci, Ondokuzuncu, Yirminci, Yirmibirinci Hukuk Dairelerinden iş alınmasına ve verilmesine gerek olmadığına karar verdi.

Yeni iş alan dairelerin üye ve tetkik hakimi ihtiyaçları, verilen işlerin niceliği de dikkate alınmak suretiyle yeni seçilecek üyelerden Birinci Başkanlık Kurulunca karşılanacak, Tetkik Hakimi ihtiyaçları bakımından da gerekli düzenlemeler en kısa sürede yapılacak.

Dairelerce bir dâvâ dosyasının incelenerek eksikliklerinin giderilmesinden sonra geri çevrilmesi için mahalline gönderilmesinin, o dosyanın görevli Dairesine gönderilmesine engel teşkil etmeyecek, ihtiyatî haciz kararlarının işin esasını inceleyen Daireler tarafından incelenmesine devam edilecek.

/ ANKARA

14.03.2008


 

Baydemir’e dâvâ

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve iki personeli hakkında, içinde Türkçe ve Kürtçe öyküler bulunan, “Büyükşehir Belediyesi Öykü Seçkisi” isimli kitabı bastırıp dağıttıkları için dâvâ açıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklardan Belediye Başkanı Baydemir, Büyükşehir Belediyesi İdarî Malî Daire Başkanı Zülfi Atlı ve Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Denli’nin TCK’nın “Türk Harflerinin Kabulü ve Tatbiki Hakkındaki Kanun’un koyduğu yasaklara aykırı hareket etmek” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlarından yargılanmaları istenildi. Sanıklar hakkında 3’er yıl 6’şar ay hapis cezası isteniyor.

/ DİYARBAKIR

14.03.2008


 

Kul hakkına herşey giriyor

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, İslâm dininin kul hakkına büyük önem verdiğini ifade ederek, ‘’Çevreyi kirletenler, yolları daraltanlar çok daha büyük kul hakkı ihlâlleriyle ve hesaplarıyla yüz yüzedir’’ dedi.

Prof. Dr. Emiroğlu, yaptığı açıklamada, İslâm’da ‘’kul hakkının’’ beşerî ilişkilerin neredeyse temelini oluşturan çok ciddî bir kavram olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Emiroğlu, kul hakkı kavramının insanlar arası ilişkileri sağlamlaştıracak, iyiliğin, insafın, adalet ve merhametin kök salmasını sağlayacak, ahlâkî yapının pekişmesine vesile olacak daha sonra da kişinin ahiret mutluluğunu yakalamasına etki edecek önemli bir kavram olduğunu belirtti.

İslâm dininin kul hakkına çok önem verdiğinin âyet ve hadislerle sabit olduğunu dile getiren Prof. Dr. Emiroğlu, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ‘’Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helâlleşsin. Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir’’, ‘’Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mü’min cennete girer’’ hadislerinin bulunduğunu hatırlattı.

Prof. Dr. Emiroğlu, şunları söyledi: “Çalıştığımız yerde mesaimize dikkat etmemek, iş verene karşı bir kul hakkı ihlâlidir. Çalıştırdıklarımızın ücretini kesmek veya vaktinde vermemek yine bir hak ihlâlidir. Ücretle verdiğimiz bir dersin saatini doldurmadan derse son vermek, ücret sahibinin hakkını yemek olur. Bir öğrenciye hak ettiği notu vermemek haksızlık olur. Komşumuzu sesle, gürültüyle rahatsız etmek, balkondan çırptıklarımızla ona zarar vermek, bakışlarımızla veya hareketlerimizle onu taciz etmek, dedikodusunu yapmak, kul hakkının ihlâli olur.’’

Bir insanı küçük düşürmeye çalışmak, onun onuruyla oynamak, kişiliğini rencide etmek, haksız yere çıkışmak, aşağılamak, kalbini kırmak, kul hakkı kapsamında değerlendirilecek olumsuz davranışlar olduğuna işaret eden Emiroğlu, şöyle devam etti: “Yüz yüze olmasa da telefon, televizyon, radyo veya basın yahut yazılı yolla birisine haksız isnatlarda bulunma, onunla ilgili yalan haber verme, kişilik haklarına saldırma, onuruyla, aile gururuyla oynama yine kul hakkına girmektedir. Kişisel yararları için çevreye zehir akıtanlar, havayı kirletenler, yolları daraltanlar, kısacası ammenin hukukunu hiçe sayanlar, çok daha büyük kul hakkı ihlâlleriyle ve hesaplarıyla yüz yüzedirler. Zira hedef alınanlar veya mağdurlar tek kişi değil çok kişidir. Çok kişiden helâllik almak ise çok çaba gerektirecektir.’’

Prof. Dr. Emiroğlu, kul hakkı için helâllik alınması gerektiğini belirterek, inanmayan ya da gayrimüslimlerin hakkı için de onlarla helâlleşmek gerektiğini vurguladı.

/ ERZURUM

14.03.2008


 

Öğretmenlere AB destekli laboratuvar eğitimi verilecek

Bozok Üniversitesi (BÜ) Fen Edebiyat Fakültesi tarafından hazırlanan ve AB fonlarından desteklenen ‘’Yozgat ve Leonardo da Vince Projesi’’ kapsamında, kırsal kesimlerde görev yapan fen bilimleri öğretmenlerine laboratuvar eğitimi verilecek.

BÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Şahingöz, yaptığı açıklamada, projenin toplam maliyetinin 213 bin Avro olduğunu ve 2 yıllık süreyi kapsadığını söyledi. Şahingöz, AB fonlarından desteklenen proje kapsamında İngiltere’nin Bristen Üniversitesini ziyaret ettiklerini, orada yapılan çalışmaları değerlendirip, Yozgat’a uyarladıklarını kaydetti.

Şahingöz, şöyle konuştu: “Projeyi, 2009 yılında Yozgat’ın kırsal kesiminde, ilçelerinde uygulamaya koyacağız. Amacımız ilçelerdeki okullarda görev yapan fen bilimi öğretmenlerine bilim deneylerini yaptırarak, onların da öğrencilerine eğitimini vereceğimiz deneyleri yaptırmalarını sağlamaktır. Hazırladığımız proje kapsamında yapacağımız alan çalışmasıyla gençlerimize bilimi sevdireceğimize inanıyoruz. Bu projenin sürekli olmasını planlıyoruz.”

/ YOZGAT

14.03.2008


 

Bir yılda üç bin doktor istifa etti

Türk Sağlık-Sen, Tıp Bayramı sebebiyle yaptığı bir araştırmayla Türkiye’nin doktor haritasını çıkardı. Araştırma da Türkiye’deki doktor sayıları, doktorların en az ve en çok bulunduğu iller, göreve atanan ve istifa eden doktorlarla ilgili çarpıcı bilgilere yer verildi.

Araştırma sonuçlarına göre Sağlık Bakanlığı 2007 yılında 2 bin 828’i uzman olmak üzere toplam 7 bin 287 doktor atadı. Buna karşılık 2007 yılında 1561’i uzman doktor olmak üzere toplam 3 bin 16 doktor Sağlık Bakanlığı’ndaki görevinden istifa etti. 2006 yılında istifa edenlerin sayısı 754’ü uzman doktor, 766’sı pratisyen doktor olmak üzere toplam bin 520 olmuştu. Sonuca göre bir yılda doktor istifalarının iki kat arttığı gözlendi. Ayrıca emeklilik ve muvafakat sebebiyle toplam bin 873 doktorda görevlerinden ayrıldı. Araştırmada yer alan bir başka dikkat çekici bilgi ise doktor istifalarının yaşandığı iller oldu. Sonuçlara göre doktorların en çok istifa ettikleri 5 il, İstanbul 479, Ankara 217, Şanlıurfa 187, İzmir 176, Van 147 olurken, doktorların en az istifa ettikleri 5 il ise Tunceli 10, Burdur 11, Bayburt 12,Gümüşhane13, Bilecik 15 oldu. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de yaklaşık olarak 108 bin doktor görev yapıyor. Bu doktorlardan 61 bin 657’si (24 bin 43 uzman-37 bin 614 pratisyen) Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarında görevli. Türkiye’de bir doktora 653 kişi düşüyor. Sadece Sağlık Bakanlığındaki görevli doktorlar dikkate alındığında bir doktora düşen kişi sayısı ise bin 149…

Recep GÖREN / ANKARA

14.03.2008


 

Tuzla’da, ABD bayraklı gemide 6 kişi zehirlendi

Tuzla tersaneler bölgesindeki bir geminin makine dairesinde söndürme amaçlı kullanılan karbondioksit tüpünden boşalan gazdan, 6 kişinin zehirlendiği kaydedildi.

Tersaneler bölgesindeki olaya ilişkin, basın mensuplarına açıklama yapan Kıran Şirketler Grubuna ait Tuzla Tersanecilik ve Turizm AŞ Genel Müdürü Coşkun Duygun, gemide bir patlama ve alevlenme olmadığını bildirdi. Duygun, gemide yangın ve parlama olaylarında söndürme amaçlı olarak kullanılan karbondioksit tüpünün makine dairesindeki bir odada yıllık testinin yapıldığı sırada ‘’gaz boşalması’’ meydana geldiğini belirtti. Coşkun Duygun, boşalan gazdan biri ABD’li 6 kişinin zehirlendiğini, 5 Türk’ün ayakta yapılan tedavilerinin ardından taburcu edildiğini, ABD’li gemi personeli John Hop’un ise kaldırıldığı hastanede oksijen tedavisi gördüğünü kaydetti.

Olay yerine çağrılan itfaiye ekiplerinin de Duygun, güvenlik tedbiri amacıyla gemiye çıkarıldığını savundu.

Bu arada, tersanedeki 220 metre uzunluğundaki 35.944 grostonluk ABD bayraklı ‘’Liberte Star’’ adlı kuru yük gemisindeki olayın ardından hastanelere kaldırılan ve taburcu edilen yaralıların, Murat Parlak, İbrahim Akdağ, Ümit Şeren, Hüseyin Odabaş, Mehmet Eke oldukları öğrenildi.

John Hop’un ise Gebze’deki Anadolu Hospital’da tedavi altına alındığı bildirildi.

/ İSTANBUL

14.03.2008


 

Bilgi kirliliğine dikkat!

İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu, iklim değişikliği konusunda bilgi kirliliği yaşandığını belirterek, bu konuda sıcaklıkla ısıyı ayıramayanların bile konuştuğunu kaydetti.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği BÖlümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu, iklim değişikliği konusunda bilgi kirliliği yaşandığını belirterek, ‘’Sıcaklıkla ısıyı ayıramayanlar bile konuşuyor’’ dedi.

Kadıoğlu, TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odasınca, İnşaat Mühendisleri Odası Toplantı Salonu’nda düzenlenen ‘’Küresel İklim Değişimi ve Türkiye’’ konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, sempozyum çalışmaları için 106 bildiri özeti ve 8 bildiri gönderildiğini söyledi. Bu durumun sevindirici olduğunu ifade eden Kadıoğlu, ülke insanlarının artık bilimsel çalışmalara daha fazla önem vermeye başladığını belirtti. İklim değişikliğinin son yıllarda sürekli gündemde olan konular arasında yer aldığını anlatan Kadıoğlu, ‘’Bu konu çok popüler, çok konuşuluyor. İklim değişikliği konusunda bilgi kirliliği yaşanıyor. Sıcaklıkla ısıyı ayıramayanlar bile konuşuyor’’ diye konuştu.

Bir süre önce Antalya’da görüştüğü seracıların, ‘’Halk bize kızıyor. Seralarımızdan sera gazı yayıldığını söylüyorlar’’ diye şikâyette bulunduklarını anlatan Kadıoğlu, ‘’Bilgi kirliliği boyutlarını buradan siz değerlendirin’’ dedi.

İklim değişikliğinin, son zamanlarda siyasetçiler tarafından da bir ‘’can simidi’’ olarak algılandığına dikkati çeken Kadıoğlu, siyasetçilerin ağzından son günlerde sık sık ‘’Evet su yok ama ne yapalım iklim değişikliği var’’ sözlerinin duyulduğunu söyledi.Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Diren de sempozyumun, iklim değişikliğinin sosyoekonomik ve politik yansımalarının sonuçlarını ortaya koymayı amaçladığını ifade etti.

İklim değişikliğinin bütün boyutlarıyla tartışılması gerektiğini vurgulayan Diren, Türkiye için muhtemel sonuçların ‘’kuraklık’’ ve ‘’susuzluk’’ olarak sıralanabileceğini kaydetti. Diren, ‘’uygulanan bilinçsiz politikalar nedeniyle Türkiye’de kişi başına düşen su miktarının 2020 yılından sonra bin metre küpün altına düşmesinin beklendiğini’’ belirtti. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da medyada son zamanlarda iklim değişikliğiyle ilgili insanları tedirgin eden çok sayıda haber yayımlandığını söyledi. Bu haberlerde en fazla ‘’sera gazı’’na değinildiğini anlatan Soğancı, fosil yakıtlarının kullanılması ve orman alanlarının yok edilmesinin küresel ısınmayı tetiklediğine dikkati çekti. Soğancı, ‘’Karbondioksit gibi sera etkisini tetikleyen gazların salınımının azaltılmaması nedeniyle dünya adeta güneşin altına park edilmiş bir araba gibi ısınmaya devam ediyor’’ dedi.

/ ANKARA

14.03.2008


 

Hayırseverler devleti geçti

Kayseri’de hayırseverlerin 5 yılda eğitime sağladığı okul ve derslik için yaptığı bağış, devletin aktardığı kaynaktan daha fazla oldu.

Kayseri Millî Eğitim Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, şehir genelinde 11 bin 340 öğretmen, 727 okul ve 8 bin 315 derslikte 247 bin 739 öğrenciye eğitim veriyor.

Bilgisayar laboratuvarı 361, internet bağlantılı okul sayısı 523 olan Kayseri’de, derslik başına düşen ortalama öğrenci sayısı ilköğretimde 31, orta öğretimde ise 27. İldeki 32 pansiyonda 4 bin 129, 48 özel yurtta da 3 bin 30 öğrenci barınıyor.

Okur yazarlık oranının yüzde 94,06 olduğu Kayseri’de okullaşma oranı, okul öncesi eğitimde yüzde 29, ilköğretimde yüzde 100, orta öğretimde ise yüzde 77 olarak belirlendi. Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası’nın başladığı 2003 yılından beri Kayseri’de 47 okul ve 935 derslik yaptırıldı.

/ KAYSERİ

14.03.2008


 

Çiğdemler çiçek açtı

Bolu’da havaların ısınmaya başlaması ve karların erimesiyle Sarıalan Yaylası’nda çiğdemler açmaya başladı.

Kartalkaya Kayak Merkezi’ne yaklaşık 9 kilometre uzakta bulunan Sarıalan Yaylası, açan çiğdemlerle renklendi. Manzarayı gören tatilciler, araçlarını durdurarak çiçeklerin arasında yürüyüş yapıyor, çiğdem topluyor.

/ BOLU

14.03.2008


 

“80’lik nine”lere eğitim

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), emekli öğretmen, avukat gibi çeşitli meslek grubundan gönüllülerin katılımı ile aralarında 80 yaşındaki ninelerin de yer aldığı bireylere okuma yazma öğreterek, eğitime destek sağlıyor.

AÇEV Ankara Saha Sorumlusu Melahat Örtülü, yaptığı açıklamada, Ankara genelinde çeşitli okul ve Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan 22 adet kursla okur-yazar oranını artırmak istediklerini söyledi. Etkinliğin ‘’İşlevsel Yetişkin Okur Yazarlığı Programı’’ kapsamı altında gerçekleştiğini bildiren Örtülü, şunları kaydetti: “AÇEV, 1993 yılından bu yana eğitim yoluyla toplumu güçlendirmek, bireylerin yaşam kalitelerini iyileştirmek, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. AÇEV bugüne kadar 4 bin 500 eğitimci ile toplam 400 bin anne, baba, okumaz yazmaz kadın ve çocuğa ulaşmıştır. Bilimsel temelli eğitim programları çeşitli işbirlikleri ile Türkiye’nin 74 ilinde, çeşitli Avrupa ülkelerinde (Türk göçmen ailelere) ve Orta Doğu ülkelerinde de uygulanmaktadır.’’ Örtülü, Ahmet Yesevi İlköğretim Okulu’nda da gönüllü öğretmenler eşliğinde, ev kadınlarına yönelik okuma yazma kursu verildiğini bildirdi.

/ ANKARA

14.03.2008


 

Seraları hortum vurdu

Antalya ve ilçelerinde önceki gün akşam saatlerinde başlayan ve gece de etkisini sürdüren şiddetli yağış ve fırtına, Finike’de bazı seralarda hasara yol açtı, Kemer’de de bazı evleri su bastı.

Antalya’nın Finike ilçesine bağlı Hasyurt beldesinde gece meydana gelen hortumun, yaklaşık 150 dönümlük alanda seralarda hasara yol açtığı belirtildi.

/ ANTALYA

14.03.2008


 

Anne Oteli ödül getirdi

Van Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yeni doğan ünitesinde oluşturulan ‘’Anne Oteli’’ uygulamasının öncüsü, çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Oğuz Tuncer, Sağlık Bakanlığınca yılın doktoru seçildi.

Dr. Tuncer, yaptığı açıklamada, Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yeni doğan ünitesindeki doğumlar sonrasında çeşitli sebeplerle tedavi altına alınan bebeklerin annelerinin konakladığı ‘’Anne Oteli’’ uygulamasının öncüsü olduğunu belirterek, gerek yeni doğan ünitesinde yapılan yenilikler, gerekse ‘’Anne Oteli’’ uygulamasıyla Sağlık Bakanlığı tarafından yılın doktoru ödülüne lâyık görüldüğünü söyledi.

‘’Anne Oteli’’ uygulamasıyla ilgili gazetecilere bilgi veren Dr. Tuncer, yeni doğan ünitesi bünyesinde oluşturulan otelde ücretsiz kalan annelerin, bebeklerinin tedavisini izleyebildiğini ve istedikleri zaman bebeklerini görüp emzirebildiklerini; bu sayede anne sıcaklığından ayrılmayan bebeklerin tedaviye daha hızlı cevap verdiğini kaydetti.

/ VAN

14.03.2008


 

Diş beyazlatıcıları kullanırken dikkat

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Ermiş, özellikle sigara tiryakilerinin tercih ettiği beyazlatıcı diş macunlarının uzun süreli kullanımının dişlere ve diş etlerine zarar verdiğini bildirdi.

Doç. Dr. R. Banu Ermiş, beyazlatıcı diş macunlarının içinde aşındırıcı partiküller barındırdığını ve devamlı kullanımda dişlerde aşınma meydana getirebileceğini kaydetti.

Dişlerinde çeşitli sebeplerle sararma olanlar ve sigara tiryakilerinin, dişlerinin beyaz bir görünüme kavuşmasını sağlamak için beyazlatıcı etkili diş macunu kullandıklarını ifade eden Ermiş, ‘’Ancak bu tip diş macunlarının muhteviyatında bulunan aşındırıcı maddeler, dişlerde tahribata sebep olabilir. Bir süre sonra da diş mineleri zarar görebilir. Bu nedenle dişlerinde sararma olanlar uzun süre beyazlatıcı macun kullanmasınlar. Kullanmak isteyenler de normal macunlarla dönüşümlü olarak kullansınlar’’ dedi.

/ ISPARTA

14.03.2008


 

Diyabetli misiniz?

Yalova Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Metin Sabuncu, Türkiye’deki diyabet hastalarının yüzde 50’sinin hastalığından haberdar olmadığını ve dünyada her on saniyede bir kişinin diyabete bağlı bir sebepten dolayı öldüğünü söyledi.

Yapılan istatistiklere göre diyabet hastalığının küresel ölümlerin dördüncü önemli sebebi olduğunu bildiren Dr. Metin Sabuncu, şunları kaydetti: “Tüm diyabetli kişilerin yüzde 50’si sağlık durumlarının farkında değiller. Diyabet, gelişmiş ülkelerde, erişkin grubunda, görme kaybı ve görme azalmasının en önemli nedenlerinden birisi olarak biliniyor. Diyabetli kişilerin diyabetli olmayanlara göre 2- 4 kez daha fazla kalp-damar hastalıkları gelişme riskine sahip olduğu gerçeği var. Buna rağmen diyabetin zararlarından korunmak ya da onları erken tesbit etmek için yatırım yapmak, diyabet ve zararlarının ekonomik malî yükünü anlamlı bir şekilde azaltabilir. Bu amaçla Yalovalıları bilinçlendirmek ve diyabetin olumsuz etkilerini en aza indirgemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

/ YALOVA

14.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri