Dikkat ettim, dünkü gazeteler olayı pek görmemeye çalışmışlar. Anlıyorum...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a yönelik kapsamlı operasyonunun yapıldığı bir ortamda bu tür haberler vererek askerin moralini bozmaya gerek diye düşünmüş olabilirler.
Tamam... Makul bir gerekçe.
Bir iki gazete ve bazı internet siteleri olayı verdiler.
Bu olayı görmemek yanlış olur. Çünkü ortada güvenliğimizi ilgilendiren bir skandal var.
Hem de bugüne kadar duyduğun en büyük skandallardan biri.
Müthiş bir casusluk skandalı...
Yılın değil belki de yüzyılın olayı!
Olay şu: 20 Şubat tarihinde Youtube’a gönderilen bir video kaydında Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanı (GES) Tuğgeneral Münir Ertan’a ait olduğu iddia edilen bir konuşma yayınlandı.
Tarih 20 Şubat. Kuzey Irak’a kara harekâtından iki gün önce!
Bu videoda GES Komutanı’na ait olduğu iddia edilen ses, hava harekatlarında kaç PKK’lının öldürüldüğüne dair rakamlar veriyor!
Kaydı dinleyince GES Komutanı’nın açık havada bir yerde birilerine sohbet ortamında konuştuğu anlaşılıyor. Yani telefonu falan dinlenmemiş. Açıkhavada yapılan bir konuşma kaydedilmiş. Fakat nasıl dinlenebildiğine dair bir veri yok!
Uzaktan mı dinlenmiş, yoksa yakından birileri mi kayıt yapmış pek anlaşılmıyor.
Bugünkü teknolojik imkanlar ile her ortamı dinlemek mümkün olabilir.
Komutan konuşmasının bitiminden hemen sonra, kara harekâtının iki gün sonra başlayacağını belirtiliyor.(20-22 Şubat)
Böylece Kuzey Irak’a yapılacak harekâtının zamanı iki gün öncesinden Youtube kullanılarak duyurulmuş oluyor!
Bu arada konuşan kişi 2. Başkan’ın şeker komasına girdiğini belirtiyor. İkinci başkan olarak kimi kastettiği anlaşılmıyorsa da bu da bir savaş öncesi kritik bir bilgi haline gelebilir.
Genelkurmay 2. Başkanı mı, yoksa başka bir birimin ikinci başkanı mı, yoksa istihbarat şube ikinci başkanı mı veya bir başkası mı?
GES Komutanlığı’na cep telefonu girmesi mümkün değil. Oradan yapılan görüşmelerin dinlenebilmesinin önünde elbette büyük engeller olacağı kabul edilir.
Öyleyse komutanın savaş hakkında hayati bilgiler içeren konuşmasını kim nasıl dinledi?
Asıl soru bu! Asıl skandal bu. Yoksa, Youtube’a yapılan kaydı kimin gönderdiği bu skandalın yanında devede kulak kalır.
Bu konuyla ilgili olarak bir iki gazetede “Youtube Alçaklığı” gibi bazı başlıklar gördüm.
Youtube bir sanal ortam. Herkes oraya videolarını gönderebilir. Her videonun denetlenerek yayınlanması ise mümkün değil. Aynı anda yüzlerce dilden binlerce belki on binlerce video gönderiliyor, izleniyor. Denetim ancak yayından sonraki şikâyetlerle gerçekleşebiliyor.
Bugün, 24.2.2008
|