İsveç’in Türkiye eski Büyükelçisi Erik Cornell, Türkiye'deki din özgürlüğünün tarihî sürecini anlatırken, Osmanlı halifeliği döneminde Hıristiyanların daha rahat olduğunu ve her haklarının bulunduğunu, Atatürk’ün bütün tarikatların özel haklarını durdurmasıyla birlikte, Hıristiyanlar da dâhil, diğer inananların haklarına sınırlamalar geldiğini ve ancak 1950’den sonra dinî düşünceye özgürlük ve serbestlik konusunda bir genişlemenin başladığını söyledi.
İsveç’in Türkiye eski Büyükelçisi Erik Cornell, Atatürk’ün, bütün tarikatların özel haklarını durdurmasıyla birlikte, Hıristiyanlar da dâhil, inananların özel haklarına sınırlamalar geldiğini söyledi.
“Türkiye Avrupa’nın eşiğinde” isimli bir kitabı bulunan İsveç’in Türkiye eski Büyükelçisi Cornell Stockholm’de “AB, Türkiye’yi kabul etmeye hazır mı?” başlıklı bir konferans verdi. Konferansa İsveç’in en büyük eğitim federasyonu olan ABF’nin evsahipliği yaparken organizasyonda ABF, İsveç Türk İşçi Dernekleri Federasyonu ve Anadolu Kültür ve Sanat Merkezi ile işbirliği yaptı. Bu zamana kadar Türkiye’nin AB üyeliğine hazır olup olmadığı sorgulanırken, farklı olarak bu konferansta “AB’nin Türkiye’ye hazır olup olmadığı” hususu ele alındı. Erik Cornell, AB’nin artık Türkiye’yi almaya hazır olması gerektiğini söylerken, şöyle konuştu: “Değişik kültürlerle bir arada yaşayacaksan, barışçıl bir toplum olmak istiyorsan; Türkiye’yi AB’ye alacaksın. Almazsan; Türkiye’yi Suudi Arabistan’ın, Ortodoks Müslümanlığın kucağına itmiş olursun. Bu da hiçbir medeni toplu çıkarına olmaz. AB,dinler içinde değil, dinler arasında olmalı. O yüzden de Türkiye’nin AB’de olmasında herkesin çıkarı var. Tabiî ki bunun prosedürleri var. Anadolu insanları da bu düşünceye alışması lâzım.”
Türkiye’de de milliyetçi ve Atatürkçü partilerin AB’ye karşı olduklarını hatırlatan Cornell, “Eski Atatürkçü partiler, İslâmî demokratik bir partinin Türkiye’yi AB’ye sokması durumundan dolayı istemiyorlar sanırım” dedi.
Cornell, konferansın soru cevaplar kısmında, Türkiye’de üniversitelere başörtülü girilmesinin önünün açılması için yapılan düzenlemenin hatırlatılması üzerine “Bu, Türkiye için gerekli bir şey zaten” dedi.
Türkiye’deki din özgürlüğünün tarihî sürecine değinen Cornell, Osmanlı halifeliği döneminde Hıristiyanların bile daha rahat olduğunu ve Hıristiyan olmanın daha kolay olduğunu, her haklarının olduğunu belirtti. Atatürk’ün, bütün tarikatların özel haklarını durdurmasıyla birlikte, Hıristiyanlar da dâhil, inananların özel haklarına sınırlamalar geldiğini iddia eden Cornell, 1950’den sonra dinî düşünceye özgürlük ve serbestlik konusunda bir genişlemenin başladığını belirtti. Cornell, “Din özgürlüğünün bütün AB’de eşitlik sağlanması gerekir. O zaman işte üzücü başörtüsü meselesi gündeme geliyor” diye konuştu.
Cornell, kadın haklarına da değinerek, Türkiye’de sürekli olarak kanunlar yazıldığını, reformlar yapıldığını ama uygulanmadığını söyledi. Cornell, “Önemli olan kuralların yazılması değil, uygulanması” şeklinde konuştu.
Türkiye’de taraflar arasında sürekli olarak elektriklenme olduğuna değinen Cornell, “Kemalistler tarafından din özgürlüğü konusunda sürekli olarak sınırlamalar olmuştur; kısıtlamalar var” diye konuştu.
|